Davranışın Psikodinamik Temelleri Dr. Esin DOĞANTEKİN
Dersin Kazanımları 1. Psikodinamik kuram ve özellikleri 2. Bilinç, bilinç öncesi ve bilinçaltı kavramları 3. İd, ego, süperego kavramları 4. Kişilik gelişiminin evreleri…
Psikodinamik Kuram-1 Her ne kadar bir nörolog olan Sigmund Freud ile özdeşleşmişse de Dr. J. Breuer in katkıları yadsınamaz… Anna ismindeki hasta. Hiçbir fiziksel neden yokken belli olayların sonrasında önce konuşmamaya sonrasında günlük hayatında kullandığı Almanca yerine İngilizce konuşmaya başlamış Elleri ve ayakları paralize olmaya başlamış
Psikodinamik Kuram-2 Bu belirtiler haricinde pek çok fiziksel belirti gösteren Anna nın durumunun histeri olduğu söylenmiş Breuer ve Freud’un bu vakadan yola çıkarak yaptıkları çalışmalar Psikodinamik kuramın temel hipotezlerinin oluşmasını sağlamıştır
Topografik Model Freud, insan doğasını açıklamak üzere iki model önermiştir. Bu modellerden ilki Topografik model olarak bilinmekte ve insan zihnini topografik olarak üçe ayırmaktadır; __BİLİNÇ __BİLİNÇ ÖNCESİ __BİLİNÇALTI
Topografik Model-2 Bilinç kavramı, Freud tarafından da günlük hayattaki kullanımımıza uygun olarak farkında olduğumuz duyumlar ve deneyimleri ifade etmek için kullanılmıştır Ona göre düşüncelerimizin, duyumlarımızın ve anılarımızın sadece küçük bir kısmı bilinç alanı içerisindedir (Buz dağının görünen kısmı) Bilinçaltı ise Freud’un topografik modelinde en büyük alanı kaplayan, davranışlarımızı doğrudan etkileyen içgüdülerin, arzu ve dileklerin kaynağının olduğu yerdir(Buz dağının görünmeyen kısmı)
Topografik Model -3
Topografik Model- 4 Bu iki yapının arasında kalan bilinç öncesi ise o an için bilinçte olmayan yani farkında olunmayan anıların, algıların ve düşüncelerin deposudur Ancak bilinçaltının aksine burada yer alan anı, algı ve düşünceler kolayca bilinç alanına çağrılabilir
Yapısal modele göre insan kişiliği üç yapıya ayrılmıştır Freud’un insan doğasını anlamlandırabilmek için önerdiği ikinci model yapısal modeldir. Yapısal modele göre insan kişiliği üç yapıya ayrılmıştır __İD __EGO __SÜPEREGO
Haz ilkesine göre id, hazzı artırıp acıdan uzak durmanın peşindedir Yapısal Model-2 İD, tamamen bilinçdışında yer alan güdüler ve libidonun bulunduğu zihin yapısıdır Freud’un haz ilkesi dediği bir ilkeye dayanarak çalışan id, bedensel ihtiyaçlarla doğrudan ilgilidir Haz ilkesine göre id, hazzı artırıp acıdan uzak durmanın peşindedir
Yapısal Model-3 Ego, kişiliğin akılcı yönüdür. İd’in aksine gerçekliğin farkında olan ego, id’in ihtiyaçlarının karşılanabileceği en uygun koşullara karar verir. Gerçeklik ilkesiyle çalışan ego, id ile gerçek dünya arasındaki aracı ve düzenleyicidir Her iki tarafında istek ve gerekliliklerini dengeler ve bir anlamda orta yol bulur
Yapısal Model-4 Süperegonun ise büyük bir çoğunluğu bilinçdışında yer alır ve çocukluk döneminde edinilmiş gereklilikler ve inançları içinde barındırır(Günlük dilde kişiliğin ahlaki tarafı ) Çoğunlukla 5-6 yaşlar arasında edinilir Bakım verenler, çocuklarına neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretirler ki buda süperegonun oluşmasına katkı sağlar
Yapısal Model-5 Süperego, id gibi haz ilkesine ya da ego gibi gerçeklik ilkesine göre hareket etmez O sadece ahlaki mükemmelin peşindedir
Psikoseksüel Gelişim Dönemleri Freud’a göre insan kişiliğinin anlaşılmasına dair bilinmesi gereken bir diğer önemli katkısı da psikoseksüel gelişim dönemleridir Ona göre insanın kişiliğinin gelişimi beş evreden oluşur ve her bir evrede haz merkezi farklılaşır.
1) ORAL DÖNEM: --İlk evre --Doğumdan sonra 18. aya kadar devam eder --Haz merkezi ağız ve çevresidir
2) ANAL DÖNEM: --18 ile 36. aylar arasındadır --Tuvalet eğitiminin verildiği bu dönemde haz merkezi anal bölge ve civarıdır --Bu dönemde çocuk dışsal gerçekliği fark etmeye başlar
3) FALLİK DÖNEM: -- 4 – 6 yaş civarını kapsar --Bu dönemde haz bölgesi cinsel organdır --Süperegonun gelişmeye başladığı dönemdir
4) GİZİL EVRE: -- 5 – 6 yaşlarından ergenliğe kadar devam eden evredir -- Bu dönemde cinsel dürtüler baskın değildir
5) GENİTAL EVRE: -- Ergenlikten yetişkinliğe kadar devam eder --Bu devrede cinsel kimlik şekillenir -- Yetişkinlere uygun sosyal ilişkiler kurulur Bu beş evreden birinde doyum sağlayamama ya da aşırı doyum sağlama o evreye saplanmaya neden olur ki bu da Freud’a göre bazı psikolojik sorunların kaynağıdır….
Freud’a göre ihtiyaçların giderilmemesinin iki temel nedeni bulunmaktadır. Engellenme Çatışma
Engelenme Organizmanın amacına ulaşmasının engelenmesi durumudur. Birey engellendiğinde amacına başka bir yoldan ulaşmaya çalışır. Çocuk engellendiğinde gösterdiği en temel tepki saldırganlıktır.
Engellenme durumunda başka hangi tepkiler çıkar? Öfke ve kızgınlık Çevreden kaçınma Aşırı duyarlılık Aşırı bağlılık Bencil tutum Kompleksler
güdü Engel Öfke, Kaygı Yılgınlık, İç gerilimler
2. Çatışma Çatışma, insanı birbirine zıt davranışlara sürükleyen ihtiyaçlar karşısında meydana gelen huzursuzluk hali. Güdülerin tatminsiz kalmasının bir nedeni de, içimizde birbirine ters düşen iki güdünün rekabetidir.
Gelişme ihtiyacı Eğlenme ihtiyacı Kütüphaneye mi gitsem? Sinemaya mı gitsem?
Kaç tür çatışma vardır? Yaklaşma – Yaklaşma Kaçınma – Kaçınma
Yaklaşma - Yaklaşma İkisi de aynı derecede çekici iki seçeneğin etkisinde kalma. Beğendiği iki gömlekten birini seçmekte zorlanma + Organizma
- + Yaklaşma - Kaçınma İki zıt duygu arasında kalma Sabah uykusunu çok seviyor ama işe geç kalmama gerekiyor. + Organizma -
Kaçınma - kaçınma İkisi de aynı oranda itici iki seçenek arasında kalma Sevmediği bir dersin sınavına hazırlanmak. - Organizma
Ego Savunma Mekanizmaları Freud’a göre ego işlevini sürdürürken üç ayrı tehlikeyle karşılaşmaktadır: Engellenmeler ve dış dünyadan gelen saldırılar. İd’in içgüdüsel ve gerçek dışı istekleri Süper ego’nun cezalandırmaları. Bu durumlar kaygı yaratır. Kaygı büyüyüp şiddetlendikçe ego bununla başa çıkmak için savunma mekanizmalarına başvurur.
Savunma mekanizmaları çok sık kullanılıyorsa bireyin gerçek hayattan kopmaya başladığını gösterir. Savunma mekanizmaları bilinç dışı olarak işletilir.Farkına varılmadan kullanılır.
SAVUNMA MEKANİZMALARI Her sağlıklı insan ara sıra savunma mekanizmalarını kullanır Eğer bu mekanizmalar çok kullanılırsa ve kişilik haline gelirse bireyde gerçeklik algısı kaybolur
Savunma mekanizmaları Ödünleme (Telafi) Yansıtma Yön değiştirme Neden bulma Özdeşim kurma Yüceltme Bastırma Karşıt tepki geliştirme Gerileme Saplanma İnkar
Savunma mekanizmaları Hayal kurma (düşlem/fantezi) Pollyannacılık (tatlı limon) Çarpıtma Bedenselleştirme (organlaştırma) Diğerkamlık (özgecilik) Ketlenme (şoka girme) Entellektüelleştirme Bölünme İlkel İdealleştirme Dışsallaştırma Soyut kavramlara bürüme
Ödünleme (Telafi) Engellenen ve doyurulmayan istek ve davranışların yarattığı tedirginlik ve kaygıyı onların yerine geçebilecek diğer istek ve davranışlarla giderme şeklinde işleyen bir mekanizmadır. Geçimsiz ve çirkin bir bayanın karşı cinsle olumlu ilişkiler kuramaması nedeniyle evlenememesi ancak bu eksikliğini akademik etkinliklerde telafi edip üstün başarı sağlayarak kısa zamanda profesör olması ödünlemedir. Matematik dersinde başarısız olan birinin çok güzel kompozisyon yazması
Yansıtma (Projeksiyon) Birey kendi güdü, düşünce ve duygularını başkalarına yükleyerek rahatlamaya çalışır. Çok hırslı birey “işyerinde herkes çok hırslı kimseye güvenilmiyor” diyerek yansıtma yapabilir. Sadece benim değil bütün arkadaşlarımın evliliği kötü gidiyor. Sürekli içki içen birinin eşine beni sen bu hale getirdin demesi
Yön (yer) Değiştirme Engellenmesine neden olan insana türlü nedenlerle karışamayan insan kendisinin egemenlik kuracağı birinden veya eşyadan hırsını çıkartması. Müdürüne kızıp eşine bağırması Sınavdan düşük alan öğrencinin öğretmenine kızıp arkadaşına çıkışması. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla Pireye kızıp yorganı yakma
Neden bulma (Rasyonalizim, Usa vurma, Akla uydurma, Mantığa büründürme) Kabul edilmeyecek davranışı türlü bahaneler bularak haklı göstermeye çalışması. Maçta yenilen takım oyuncunun sahadan şikayetçi olması. Sınavda başarısız olan öğrencini sınav ortamının kötülüğünden bahsetmesi. Kedi uzanamadığı ciğere mundar der
Özdeşim Kurma (Özdeşleşme) Hayatta türlü başarısızlıklar engellenmeler ve yılgınlıklar nedeniyle bireyin herhangi bir alanda başarılı bir kişi ya da kişilerle kendini bir sayması, kendini onlara yakın hissederek doyum sağlaması. Başarısız bir öğrencinin sürekli babası ile övünmesi. Fakir bir kişinin zengin akrabasıyla övünmesi Çocuğun doktor babasının önlüğünü giyip evde dolaşması
Yüceltme Bastırılmış güdü ve duyguların sosyal açıdan kabul edilebilir kanallara yöneltilmesidir. Şiddet eğilimi olan bir birey boksör olarak bu ihtiyacını toplum tarafından kabul edilir hale getirebilir.
Bastırma (Yok sayma) Uygun görülmeyen istek, duygu, düşünce ve anıların bilinçten uzaklaştırılması bastırmadır. Bastırılmış duygular, düşünceler ve geçmiş yaşantılar çoğu kez rüyalarda ve dil sürçmelerinde gün yüzüne çıkar. Kocası ölen kadının kocasının ölümünü hiç hatırlamaması. Freud babasının cenazesine yetişememiştir.
Karşıt tepki geliştirme Toplumun hoşuna gitmeyecek davranışlarının yerine toplumun hoşuna gidecek davranışları sergilemek. İçkiye çok düşkün olan birinin Yeşilay’a üye olması. Arkadaşını çekemeyip ona kötülük düşünen birisinin aksine iyi davranması.
Gerileme İnsanın erişmiş olduğu gelişim düzeyine göre daha ilkel olan davranış basamaklarına dönmesidir. Yeni kardeşi doğan çocuğun tuvalet eğitimi almışken tekrar altını ıslatmaya başlaması. Telefonda sevgiliyle çocukça konuşarak ilgi çekme
Saplanma Bireyin gelişimin herhangi bir noktasına takılıp ilerlememesi. Annesine çok bağlı olduğu için evlenememek.
Hayal kurma veya Düşlem (fantezi/Avunma) Birey iç ve dış nedenler yüzünden ihtiyaç ve güdülerini doyuramazsa, hayal kurarak doyum sağlama yoluna gider. Çirkinin güzel, başarısızın başarılı olarak kendini hayal etmesi. Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış
Pollyannacılık İçinde bulunulan olumsuz durumun iyi yönleri görülmeye çalışılır Cana gelene mala gelsin Ayak başa kurban olsun Daha kötüsü de olabilirdi
İnkar (yadsıma) Bireye acı veren bir durumu kabul etmeyi reddetmesi. Eşini kaybeden kişinin onun öldüğünü kabullenememesi.
Çarpıtma Bireyin yaşadığı olumsuzluğun nedenini olduğu gibi değil işine geldiği gibi anlaması ve değerlendirmesi Bir gencin arkadaşça yaklaşan bir kızın kendinden hoşlandığını düşünmesi
Bedenselleştirme (organlaştırma) Yaşanılan psikolojik durumun bedene yansıması Sıkıntıdan ülser olma Migren Okul korkusundan yaşanan karın ağrıları
Entelektüelleştirme (düşünselleştirme) Bireyin yoğun olarak yaşadığı dürtüyü doyuramaması halinde bu durumu bilimsel olarak açıklamaya çalışması Anneler günü tüketim amaçlıdır (olaya iktisadi açıdan açıklamalar getiren Ayşe hanımın aslında çocuğu yoktur) Ebeveynleriyle sorun yaşayan gencin kendi durumunu bilimsel açıklamaya çalışması. Eriksona göre…