GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Kişilik Gelişimi
Kişilik Gelişimi Kişilik nedir? Kişilik bir insanı başkalarından ayıran bilişsel, duygusal ve davranışsal özelliklerin tümü. Bireyin kendine özgü bu özellikleri bilmek onunla kurulacak iletişimi kolaylaştıracaktır.
Kişiliği oluşturan özellikler İlgi Yetenekler Duygular Güdü Mizaç Sosyal, bilişsel, fiziksel özellikler Değerler İnançlar Tutumlar Düşünceler Karakter Görüşler
Kişilik Gelişimini Açıklayan İki Temel Kuram Psiko – Seksüel Gelişim (Freud) Psiko – Sosyal Gelişim (Erikson)
Psiko – Seksüel Gelişim (Freud) Psikoanalitik kuramın dört dayanağı vardır. Temel güdüler (saldırganlık ve cinsellik, (Eros; yaşam) ve thanatos; ölüm) Bilinç altı süreçler Psişik determinizim (hiçbir davranış şans eseri meydana gelmez) Enerji modeli (libido)
Freud’un Kişilik Gelişimi İle İlgili Kuramları Topografik Kişilik Kuramı Yapısal Kişilik Kuramı Psiko – seksüel Gelişim Dönemleri
1. Topografik Kişilik Kuramı Davranışların temelinde bilinçdışı düşünceler ve materyaller bulunur. Bilinçlilik durumu üç bölümden oluşur. Bilinç (Farkında olduğumuz yaşantılar) Bilinç öncesi (Farkında olmadığımız ama biraz düşününce bilince çıkarabileceğimiz yaşantılar) Bilinçdışı; (ancak özel tekniklerle bilince çıkarılabilen alan)
2. Yapısal Kişilik Kuramı İd:İnsanın biyolojik yanı Ego:İnsanın psikolojik yanı Süperego:insanın toplumsal yanı
Bilinç Bilinçöncesi Bilinçdışı süperego id ego
İd: Kişiliğin çekirdeğini oluşturur. Bireyin en kaba, en ilkel, kalıtımsal dürtü ve arzularını içerir. Bu ilkel kalıtımsal dürtülerden ikisi cinsellik ve saldırganlıktır. İd, insan hayatında, özelliğini hiç kaybetmeden ömür boyu varlığını korumaktadır. İd, davranışlarımızın altında yatan psikolojik enerjinin kaynağıdır. İd, haz ilkesine göre işler ve hiç geciktirilmeden bütün isteklerinin yerine getirilmesini bekler.
* Freud İd’in isteklerinin karşılanmadığı durumlarda “dilek gerçekleştirme yöntem”ine başvurduğunu iddia eder. * İstenilen şey elde edilemiyorsa o şeyin hayali kurularak istek geçici olarak karşılanır. Rüyalarda bu amca hizmet eder. * İd gerilimi giderecek objenin ya da kişini imgesini oluşturur.
İd objeler arasında ayırımı yapacak yeteneğe sahip değildir. Freud ister gerçek ister hayal kurma ve rüya yoluyla olsun id’in isteklerinin doyurulmasına “birincil süreçler” adını vermiştir. Birincil süreçler baskın olduğu zaman davranışı, bireyin akıl yürütme ve düşünme yönü değil id’in istekleri biçimlendirir. Çevresiyle etkileşime giren yaklaşık 2 yaş civarındaki çocuklarda Ben (Ego) gelişmeye başlar.
Ego: Kişiliğin mantıklı düşünebilen ve gerçekçi değerlendirme yapabilen bölümüdür. Kişiliğin yürütme organı olup, içgüdülerin hangi biçimde doyurulacağına karar verir. İd ile süper egonun çatışan isteklerini uzlaştırmaya çalışır. Gerçeklik ilkesine göre hareket eder.
EGO Ego gerçeklik ilkesinin egemenliğinde ve ikincil süreçler aracılığı ile işler. Bu süreçler, mantıklı ve gerçekçi düşünce türüdür. Gerçeklik ilkesinin amacı, ihtiyacın giderilmesi için uygun obje bulununcaya kadar gerilimin boşalmasını ertelemektir. Gerçeklik ilkesi haz ilkesini geçici olarak engeller. Gerçeklik sınaması yapar. Uygun obje bulununca haz ilkesi ön plana geçer ve gerilim giderilir. Ego kişiliğin yürütme organı gibidir. İd’in ve süperego’nun birbiri ile çatışan istekleri arasında bir uzlaşma yolu bulmak durumundadır.
Süperego: Temel güdüleri ifade ederken, birey toplumun kural ve değerlerinin dışına çıkabilir. Bu kurallar çocukların davranışlarının ödüllendirilmesi veya cezalandırılması yoluyla büyükler tarafından çocuklara anlatılır. Bunun sonucu olarak çocukta zamanla süperego gelişir. Süperego toplumun yasalarını kapsar. (değerleri, ahlaki kuralları, gelenekleri temsil eder)
Süperegonun iki alt sistemi vardır; Vicdan; kişiyi suçlu hissettirerek cezalandırır. Benlik ideali; gurur ve kıvanç yaratarak ödüllendirir. Süperegonun başlıca işlevi, İdden gelen dürtüleri bastırmak ve ketlemek, Egoyu gerçekçi amaçlar yerine ahlaki amaçlara yöneltmektir. Süperego kusursuz olmaya çabalar.
Yapısal Kişilik Kuramı Id – İnsan varlığının ham/ilkel tabiatıdır Haz ilkesi hakimdir. Ego - İdin isteklerini gerçeğe uygun biçimde karşılamak ister. Gerçeklik ilkesi hakimdir Ego Super Id Super Ego - Vicdanın sesi! Nasıl davranmak zorunda Olduğumuz… Kurallar!
Bu üç mekanizmanın birbirlerine sağladıkları üstünlük farklı kişilik türlerini ortaya koyar. Sağlıklı bir kişide oluşan güçlü bir benlik, hem altbenliğin hem de üstbenliğin kişilik üzerinde aşırı kontrol kurmalarına izin vermez.
Psiko – seksüel Gelişim Dönemleri 1.Oral Dönem (0-1 yaş) 2.Anal Dönem (1-3 yaş) 3.Fallik Dönem (3-7 yaş) 4.Latans(=Gizil) Dönem (7-11 yaş) 5.Genital Dönem (11-18 yaş)
1.ORAL DÖNEM( 0-1 YAŞ): - Bu dönem id’in egemenliği altındadır. - En önemli organ ağızdır. -Oral dönemde temel haz kaynağı emmedir.Bebek eline geçen her şeyi,dokunduğu her şeyi ağız yoluyla tanımaya çalışır. -Bu dönem de bebeğin beslenmesi ve emzirilmesi önemlidir. -Anne tarafından çocuğun memeden erken kesilmesi,ya da aksine çok uzun emzirilmesi,onun bu döneme bağlı olmasına neden olmaktadır.Yani emme ihtiyacı,daha sonraki yaşamında da sürmektedir.
2. ANAL DÖNEM(1-3 YAŞ): -Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir. -Haz kaynağı içerde biriken dışkısını tutmak yada bırakmak. -En önemli organ dışkılamanın olduğu organdır. -Tuvalet kontrolü eğitimi önemlidir.Çocuğun tuvaleti ile ilgili anne-babanın,bakıcının tutumu çocuğun kişiliğini etkiler. -Çocuk bu dönem de kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. -Hoşgörüsüz, katı, baskıcı yolla tuvalet eğitimi veren anne-baba yada bakıcılar, çocuğun bu döneme bağımlı olmasını sağlarlar. -Tuvalet eğitimi iyi olanlar yaratıcı, üretken, aktif olurlar. Kötü olanlar inatçı, cimri, aşırı düzenli veya aşırı düzensiz, saldırgan olurlar.
3.FALLİK DÖNEM (3-7 YAŞ): -Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır. -Çocuk karşı cinsteki ebeveyne açık olarak daha fazla sevgi gösterir.Erkek çocuk annesine karşı cinsel bir yakınlık beslemesi,kız çocuğun da babaya karşı cinsel yakınlık istemesi normal karşılanmalıdır. Kastrasyon (İğdişlik) Korkusu: Erkek çocukların kızlarda penisin olmadığını fark edince kendi penisinin de yok olacağını kaygısını taşımasıdır. Toplumda ve ailede çocuğun yaramazlıklarına, gece altına kaçırmasına, çocuğun cinsel organı ile oynamasına karşı yapılan "pipini keserim", "sünnet edelim" gibi şaka ve söylemler bu korkunun sürekliliğini sağlar. Oedipus karmaşası: Bu karmaşada çocuk annesine bir tür cinsel yakınlık duyar ve bu durumun babası tarafından cezalandırılacağı kaygısını yaşar. Elektra karmaşası: Bu karmaşa türünde de kız çocukları babaya karşı cinsel yaklaşım duyar ve annenin kızacağına ilişkin kaygı durumu yaşar.
4.LATANS [GİZİL] DÖNEM (7-11 YAŞ): -Çocuk cinsel konulardan hoşlanmaz ve kendini daha çok oyuna verir. -Çocuklar sevgi gösterilerini ev dışında arkadaşlarına yöneltirler. -Ergenlik fırtınası öncesindeki durgunluk dönemidir.
5.GENİTAL DÖNEM(11-18 yaş): -Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile cinsel dürtüler artar. -Cinsel gelişim artar,üreme sistemi gelişir. -Ergen ebeveynle ilişkilerini düzenlemek,çatışmalarını çözümlemek ihtiyacındadır. -Karşı cinsle arkadaşlık kurulur.
Freud’a göre ihtiyaçların giderilmemesinin iki temel nedeni bulunmaktadır. Engellenme Çatışma
Engelenme Organizmanın amacına ulaşmasının engelenmesi durumudur. Birey engellendiğinde amacına başka bir yoldan ulaşmaya çalışır. Çocuk engellendiğinde durumda gösterdiği en temel tepki saldırganlıktır.
Engellenme durumunda başka hangi tepkiler çıkar? Öfke ve kızgınlık Çevreden kaçınma Aşırı duyarlılık Aşırı bağlılık Bencil tutum Kompleksler
güdü Engel Öfke, Kaygı Yılgınlık, İç gerilimler
2. Çatışma Çatışma, insanı birbirine zıt davranışlara sürükleyen ihtiyaçlar karşısında meydana gelen huzursuzluk hali. Güdülerin tatminsiz kalmasının bir nedeni de, içimizde birbirine ters düşen iki güdünün rekabetidir.
Gelişme ihtiyacı Eğlenme ihtiyacı Kütüphaneye mi gitsem? Sinemaya mı gitsem?
Kaç tür çatışma vardır? Yaklaşma – Yaklaşma Kaçınma – Kaçınma
Yaklaşma - Yaklaşma İkisi de aynı derecede çekici iki seçeneğin etkisinde kalma. Beğendiği iki gömlekten birini seçmekte zorlanma + Organizma
- + Yaklaşma - Kaçınma İki zıt duygu arasında kalma Sabah uykusunu çok seviyor ama işe geç kalmama gerekiyor. + Organizma -
Kaçınma - kaçınma İkisi de aynı oranda itici iki seçenek arasında kalma Sevmediği bir dersin sınavına hazırlanmak. - Organizma
Ego Savunma Mekanizmaları Freud’a göre ego işlevini sürdürürken üç ayrı tehlikeyle karşılaşmaktadır: Engellenmeler ve dış dünyadan gelen saldırılar. İd’in içgüdüsel ve gerçek dışı istekleri Süper ego’nun cezalandırmaları. Bu durumlar kaygı yaratır. Kaygı büyüyüp şiddetlendikçe ego bununla başa çıkmak için savunma mekanizmalarına başvurur.
Savunma mekanizmaları çok sık kullanılıyorsa bireyin gerçek hayattan kopmaya başladığını gösterir. Savunma mekanizmaları bilinç dışı olarak işletilir.Farkına varılmadan kullanılır. Ego savunma mekanizmalarının sistematik bir biçimde incelenmesi Anna Freud tarafından gerçekleştirilmiştir.
SAVUNMA MEKANİZMALARI Her sağlıklı insan ara sıra savunma mekanizmalarını kullanır Eğer bu mekanizmalar çok kullanılırsa ve kişilik haline gelirse bireyde gerçeklik algısı kaybolur
Savunma mekanizmaları Ödünleme (Telafi) Yansıtma Yön değiştirme Neden bulma Özdeşim kurma Yüceltme Bastırma Karşıt tepki geliştirme Gerileme Saplanma İnkar
Savunma mekanizmaları Hayal kurma (düşlem/fantezi) Pollyannacılık (tatlı limon) Çarpıtma Bedenselleştirme (organlaştırma) Diğerkamlık (özgecilik) Ketlenme (şoka girme) Entellektüelleştirme Bölünme İlkel İdealleştirme Dışsallaştırma Soyut kavramlara bürüme
Ödünleme (Telafi) Engellenen ve doyurulmayan istek ve davranışların yarattığı tedirginlik ve kaygıyı onların yerine geçebilecek diğer istek ve davranışlarla giderme şeklinde işleyen bir mekanizmadır. Geçimsiz ve çirkin bir bayanın karşı cinsle olumlu ilişkiler kuramaması nedeniyle evlenememesi ancak bu eksikliğini akademik etkinliklerde telafi edip üstün başarı sağlayarak kısa zamanda profesör olması ödünlemedir. Matematik dersinde başarısız olan birinin çok güzel kompozisyon yazması
Yansıtma (Projeksiyon) Birey kendi güdü, düşünce ve duygularını başkalarına yükleyerek rahatlamaya çalışır. Çok hırslı birey “işyerinde herkes çok hırslı kimseye güvenilmiyor” diyerek yansıtma yapabilir. Sadece benim değil bütün arkadaşlarımın evliliği kötü gidiyor. Sürekli içki içen birinin eşine beni sen bu hale getirdin demesi
Yön (yer) Değiştirme Engellenmesine neden olan insana türlü nedenlerle karışamayan insan kendisinin egemenlik kuracağı birinden veya eşyadan hırsını çıkartması. Müdürüne kızıp eşine bağırması Sınavdan düşük alan öğrencinin öğretmenine kızıp arkadaşına çıkışması. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla Pireye kızıp yorganı yakma
Neden bulma (Rasyonalizim, Usa vurma, Akla uydurma, Mantığa büründürme) Kabul edilmeyecek davranışı türlü bahaneler bularak haklı göstermeye çalışması. Maçta yenilen takım oyuncunun sahadan şikayetçi olması. Sınavda başarısız olan öğrencini sınav ortamının kötülüğünden bahsetmesi. Kedi uzanamadığı ciğere mundar der
Özdeşim Kurma (Özdeşleşme) Hayatta türlü başarısızlıklar engellenmeler ve yılgınlıklar nedeniyle bireyin herhangi bir alanda başarılı bir kişi ya da kişilerle kendini bir sayması, kendini onlara yakın hissederek doyum sağlaması. Başarısız bir öğrencinin sürekli babası ile övünmesi. Fakir bir kişinin zengin akrabasıyla övünmesi Çocuğun doktor babasının önlüğünü giyip evde dolaşması
Yüceltme Bastırılmış güdü ve duyguların sosyal açıdan kabul edilebilir kanallara yöneltilmesidir. Şiddet eğilimi olan bir birey boksör olarak bu ihtiyacını toplum tarafından kabul edilir hale getirebilir.
Bastırma (Yok sayma) Uygun görülmeyen istek, duygu, düşünce ve anıların bilinçten uzaklaştırılması bastırmadır. Bastırılmış duygular, düşünceler ve geçmiş yaşantılar çoğu kez rüyalarda ve dil sürçmelerinde gün yüzüne çıkar. Kocası ölen kadının kocasının ölümünü hiç hatırlamaması. Freud babasının cenazesine yetişememiştir.
Karşıt tepki geliştirme Toplumun hoşuna gitmeyecek davranışlarının yerine toplumun hoşuna gidecek davranışları sergilemek. İçkiye çok düşkün olan birinin Yeşilay’a üye olması. Arkadaşını çekemeyip ona kötülük düşünen birisinin aksine iyi davranması.
Gerileme İnsanın erişmiş olduğu gelişim düzeyine göre daha ilkel olan davranış basamaklarına dönmesidir. Yeni kardeşi doğan çocuğun tuvalet eğitimi almışken tekrar altını ıslatmaya başlaması. Telefonda sevgiliyle çocukça konuşarak ilgi çekme
Saplanma Bireyin gelişimin herhangi bir noktasına takılıp ilerlememesi. Annesine çok bağlı olduğu için evlenememek.
Hayal kurma veya Düşlem (fantezi/Avunma) Birey iç ve dış nedenler yüzünden ihtiyaç ve güdülerini doyuramazsa, hayal kurarak doyum sağlama yoluna gider. Çirkinin güzel, başarısızın başarılı olarak kendini hayal etmesi. Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış
Pollyannacılık İçinde bulunulan olumsuz durumun iyi yönleri görülmeye çalışılır Cana gelene mala gelsin Ayak başa kurban olsun Daha kötüsü de olabilirdi
İnkar (yadsıma) Bireye acı veren bir durumu kabul etmeyi reddetmesi. Eşini kaybeden kişinin onun öldüğünü kabullenememesi.
Çarpıtma Bireyin yaşadığı olumsuzluğun nedenini olduğu gibi değil işine geldiği gibi anlaması ve değerlendirmesi Bir gencin arkadaşça yaklaşan bir kızın kendinden hoşlandığını düşünmesi
Bedenselleştirme (organlaştırma) Yaşanılan psikolojik durumun bedene yansıması Sıkıntıdan ülser olma Migren Okul korkusundan yaşanan karın ağrıları
Diğerkamlık (Özgecilik) Bireyin kendisini hiçbir çıkar beklemeden başkalarına adaması Ben sizin için varım Kendim için bir şey istersem namerdim
Ketlenme (Şoka girme) İstenmeyen durum ve çatışmalara karşı egonun işlevini durdurması
Entelektüelleştirme (düşünselleştirme) Bireyin yoğun olarak yaşadığı dürtüyü doyuramaması halinde bu durumu bilimsel olarak açıklamaya çalışması Anneler günü tüketim amaçlıdır (olaya iktisadi açıdan açıklamalar getiren Ayşe hanımın aslında çocuğu yoktur) Ebeveynleriyle sorun yaşayan gencin kendi durumunu bilimsel açıklamaya çalışması. Eriksona göre…
Bölünme Bireyin çevresindeki insanları tamamen iyi yada tamamen kötü olarak algılaması (insanların iyi yada kötü yanları olabileceğini düşünmez) Herkes mi böyle ? İnsanlık mahvolmuş, iyilik yok olmuş
İlkel İdealleştirme Bu savunma mekanizmasında iyilikte kötülükte çok abartılır. En basit davranışlar övülebildiği gibi zarara uğradığında da kötülenir.
Dışsallaştırma Birey kendinden kaynaklanan başarısızlıkları dış nedenlere bağlar. Yansıtmadan farkı dış etkenlerin değiştirilemeyeceğine inanç vardır. Ne yapsan da kısmetten fazlası olmuyor. Alnında ne yazıyorsa o oluyor boşa uğraşma
Soyut kavramlara bürüme Duygusal yaşamın soyutlaştırılarak gerçekle ilişkinin kesilme eğilimidir. Yakını ölen birinin durumu soyutlaştırarak acıdan kurtulmaya çalışması
Erikson’a Göre Kişilik (Psikososyal) Gelişimi Erikson’a göre davranışlar biyolojik kökenli dürtülerle birlikte, içinde bulunulan kültürün etkisi altındadır. Epigenetik bir temelle kişiliği açıklamıştır. (Kişilik belirli zaman dilimleri içinde aşamalı bir oluşum içinde biçimlenir.) Gelişim yaşa bağlı olarak sekiz ayrı dönemde gerçekleşir. Her dönemde atlatılması gereken bir psikososyal kriz yaşanır.
Erikson’a göre 8 alt evre 1. Güven yada güvensizlik (0-1) 2. Özerklik/ utanç ve kararsızlık (1-3 ) 3. Girişim/ suçluluk (3-6 ) 4. Başarı/yetersizlik (aşağılık duygusu) (6-11) 5. Kimlik /rol karmaşası (12/18) 6. Yakınlık /çekingenlik (18/30) 7. Üretkenlik / Durgunluk (30/65) 8. Bütünlük /Umutsuzluk (65/+)
Güven yada güvensizlik (0-1) Bebeklik dönemidir. Anne baba çocuğu yeterince besler, sevgi ve ilgi gösterirse, onu korursa bebekte temel güven duygusu gelişiminin temeli atılır. Eğer tersi olursa çocuk da güvensizlik duygusunun temeli atılır. “Bana ne verilmişse oyum”
Özerklik/ utanç ve kararsızlık (1-3) Çocuğun yürüme ve konuşması ile anneye olan bağlılık azalır. Çocuk bağımsız davranmaktan zevk alır. Bu dönemde anne baba çocuğuna kendi eylemlerini yapabilmesi için izin vermeli. Eğer izin verilmezse ileriki yaşlarda çekingen, kendi başına karar verememe, saldırganlık ve başkaldırma davranışları görülebilir. Aşırı koruyucu ve baskıcı ailelerin tutumu, özerkliği engelleyen davranışlar çocuğun kendi kapasitesine kuşku ve utanç duymasını sağlar. İnatçılık, Cimrilik – eli açıklık, düzenlilik –düzensizlik “Ben ne olacaksam oyum”
Girişim/ suçluluk (3-6) (okul öncesi dönemi) Belirli amaçlara yönelik girişimde bulunmak, sorumluluk almaya istekli olmak, yada yaptıklarının yanlış olduğuna inanarak suçluluk duymak. Çocuğun yürümesi, konuşması, hareket etmesi gelişir bağımsız bir şekilde hareket eder isteklerini söyler. Merak artar, sürekli sorular sorar, girişimlerde bulunur. Uygun cevaplar vermek önemlidir. “Ben olmayı hayal ettiğim gibiyim”
Başarı/yetersizlik (6-11) ilk öğretim dönemi Çocuk başarılı olmak istemektedir. Çevresi tarafından taktir edilmek ve beğeni kazanmak istemektedir. Başarılı oldukça kendine güven duyacak, böylece çalışma ve başarılı olma güdüleri artacaktır. Bu dönemde engellenenler aşağılık duygusuna kapılır. Bu dönemde çocuğu başkaları ile kıyaslamak olumsuz benlik gelişimine sebep olur. “Bana öğretilenler neyse oyum”
Kimlik /rol karmaşası (12/18) Ergenlik dönemi “Ben kimim” sorusunun sorulduğu ve kimlik arayışının yoğunlaştığı dönem. Benlik gelişimi söz konusudur. (benlik, bireyin kendine ilişkin düşünce, duygu, değerlerin toplamıdır.) Olumlu benlik gelişimi önemlidir. Birey sosyal çevresinde kimlik kazanır veya kimlik karmaşasına düşer.
Kimlik kazanımında etkili olan etmenler: Düşünce sistemi (soyut düşünceye geçiş) Cinsel rolleri benimseme Karşı cinse duyulan ilgi Meslek seçimine yönelme Sosyal, ekonomik, politik konulara ilginin artması Akran grubu içinde daha mutlu olma ve onlarla hareket etme Ergen egosantrizmi
Marcia’nın Kimlik Statüleri Ergenlik yıllarındaki bireyler için 4 kimlik statüsü tanımlamıştır. Başarılı kimlik Engellenmiş kimlik, Erken bağlanma yada İpotekli kimlik Dağınık kimlik veya kargaşalı kimlik Gecikmiş kimlik,bekleme veya moratoryum
Başarılı kimlik Bu dönemde birey kendi tercihleri ile kimlik krizini tamamlamıştır. Ailelerinin ve sosyal çevrelerinde bulunan bireylerin dini, siyasi, geleneksel inançlarını incelemişler ve kendilerine uygun olmayanlardan vazgeçmişlerdir.
ipotekli kimlik Başka seçeneklere ilişkin hiç araştırma yapmadan veya çok az araştırma yaparak direk ailesinin ve sosyal çevresinin sosyal değerlerine sıkı sıkıya bağlanır. Bu durumdaki bireylerin kimliklerine aileleri ipotek koymuştur. Ailesi için meslek seçmesi (doktor olması) Daha çok baskıcı ailelerin çocukları bu şekilde olur.
Dağınık kimlik (kargaşalı) Yaşamlarında çeşitli seçenekleri incelemiş olsalar bile hayatlarında belirli bir yönelme yapamamışlardır. Bu bireylerin kimlikleri ile ilgili bir kimlik bunalımı ve bağlanmaları yoktur. Vurdum duymaz (ilgisiz) ailelerde yetişen bireyler böyle olabilir.
Gecikmiş kimlik (Morotoryum) Birey kimlik krizindedir ve çözüm bulamamaktadır. Ailenin ve sosyal çevrenin tercihleri arasında sıkışmıştır. Bazen dini ve siyasi inançları şiddet savunurken bazen kolayca vazgeçer. Kararsızlık nedeni ile hiç karar vermemeyi seçer, başı boş dolaşır.
Gölgelenmiş kimlik: Bunalım yaşıyor ama sonucunda kendi istediği değil başkalarının (özellikle ailesinin) istediği kimliğe ulaşıyor. Ancak kimlik sorunu devam etmektedir. Bu kimliğin ipotekli kimlikten farkı baskı altında seçilmiş olmasıdır. Ters Kimlik: Kimlik bunalımının yoğunluğundan dolayı toplumsal beklentilerin tam karşıtı olan durumu benimser.
Yakınlık /Çekingenlik(Yanlızlık)(18/40) Başkaları ile yakın ilişkiler kurmayı geliştirmiş olması gerektirmektedir. Bu yeteneği geliştirmişse aile kurmaya yönelir. Eğer geliştirememişse insanlardan uzak kalmayı, görev ve sorumluk gerektiren işlerden kaçmayı yeğler. “Biz sevebildiklerimizin tümüyüz”
Üretkenliğe/durgunluk (40-65) Bu dönemde bireyin topluma faydalı olmak, ailesine topluma karşın sorumluluklarını yerine getirmek başlıca gelişim konularıdır. Üretkenliği geliştirememiş kişiler çevrelerine karşın fazlaca kayıtsız kalırlar, aşırı bireyselleşen kişiler olurlar. “Ben ürettiğim şeyim.”
Bütünlük / Umutsuzluk (65+) Yaşlılık yıllarını kapsayan bu dönemle birey önceki dönemlerde yaptıklarının muhasebesini yapar. Önceki dönemlerden doyum alanlar benlik bütünlüğüne ulaşır. Ölüme oldukça rahat hazırlanır. Önceki dönemlerden doyum sağlayamayanlar umutsuzluğa düşer. Ölümle baş edemezler ve gereksiz işlerle uğraşırlar. Hastalık hastası olurlar. “Ben geride bırakabildiklerimim”
ADLER * Adler Freud gibi yaşamın ilk yıllarını önemser. Adler’e göre her birey aşağılık duygusuyla doğar (çocuğun anneye bağımlı olması bunun bir göstergesidir) Yaşam boyu bireyler aşağılık duygusuyla başa çıkabilmek için üstünlük çabası içerisine girerler. Freud’a göre güdüleyici güç cinsellik ve saldırganlıkken, Adler’e göre güdüleyici güç üstünlük çabasıdır. Bazı insanlar aşağılık kompleksine saplanarak çaresizlik duygusuna kapılabilirler. Adler anne-babanın ilk yıllardaki etkisi üzerine yoğunlaşır. (şımartma dengesi) ve doğum sırasının kişilik üzerindeki etkisini vurgular. (ortanca çocuk)
Bilinç altındaki düşünceler bilinç tarafından bastırılmazlar. CARL JUNG Jung da Freud gibi bilinçaltının varlığından söz eder. Ancak 2 tür bilinç altından bahseder. Ortak bilinçaltı ve kişisel bilinçaltı Bilinç altındaki düşünceler bilinç tarafından bastırılmazlar. Ortak bilinçaltı ilksel imgelerden oluşur. (anne, baba, tanrı gibi) Jung bu imgelere genel olarak arketipler adını verir. Arketip: duygusal yönü güçlü, kalıtımla gelen evrensel düşünme biçimidir. Persona: benliğin toplumsal yönüdür. jung’a göre arketipler sınırsız sayıdadır. Ancak Jung daha çok anima, animus ve gölge arketiplerden bahseder. Gölge benlik: İlkel ve hayvansal içgüdüleri taşır. Bir kısmı kişisel bir kısmıda ortak bilinçaltındadır. Jung kişilik tiplerini içedönük ve dışadönük olarak tanımlamıştır.
İnsancıl yaklaşıma göre kişilik (benlik) gelişimi Her insan biriciktir. İnsan doğuştan iyidir. Doğuştan getirdiği potansiyeli çevresindekilerle etkileşerek geliştirme çabası içindedir. En önemli iki temsilcisi Rogers ve Maslow’dur.
Rogers’ın kişilik(benlik) gelişim kuramı Benlik bilinci (Benlik algısı ya da Benlik tasarımı) Bebek büyüdükçe yaşantılarının daha farkına varır, kendisine ait olanlarla başkasına ait olanları ayırt etmeye başlar. Kendine ilişkin olanlardan kendine göre bir kavram geliştirir. Kim ve ne olduğunu, yeteneklerini, amaçlarını, inanışlarını, değerlerini ve ahlaki yükümlülüklerinin farkına vararak kendine ilişkin bir benlik bilinci , benlik algısı geliştirir. Bu benlik olumlu ve olumsuz veya nötr olabilir.
İdeal benlik Benlik kavramı kişinin ne olması gerektiği ile ilgili kavramları da içerir. Kişinin olmak istediklerine ilişkin görüşleri onun ideal benliğini oluşturur. Hem benlik hem de ideal benlik sosyal çevreyle etkileşerek gelişir. Anne baba kardeşler öğretmenler birey için önemlidir. Çevrenin değer verdiği davranışlar birey tarafından benimsenir, değer verilmeyen davranışlar tekrarlanmaz.
Benlik Saygısı (Özsaygı) İdeal benlikle, benlik arasındaki fark bize benlik saygısını hakkında fikir verir. İdeal benlikle benlik arasındaki fark az ise bireyin benlik saygısı yüksek İdeal benlikle benlik saygısı arasındaki fark çok ise benlik saygısı düşüktür.
İyi benlik algısı geliştirmiş bireylerin sahip olması gereken özellikler Başkalarının isteklerine göre değil de kendi isteklerine göre davranır. Ancak bu sırada çevresinin isteklerini beklentilerini kendi istekleri ile uzlaştırabilir. Değişik yaşantılara açık olması Kendi kendine dürüst olması olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında olması. Kendi ve başkalarını olduğu gibi kabul edebilmesi. Kişilik gelişimini değişmeye açık bir süreç olarak görmeli.
Maslow’un Kişilik Gelişim Kuramı “kendini gerçekleştirme” kavramın ilk defa kullanan kişidir. Her bireyin kendine özgü, duyarlı ve iyiye yönelik bir özbene sahip olduğu fikrinde Rogers ile birleşirler. Her birey olanak verildiğinde kendini gerçekleştirir. Doğuştan getirdiği gizil güçlerinin farkına varır. Daha çok sağlıklı kişilik nasıl gelişir diye düşünmüş ve bunun için ihtiyaçlar hiyerarşisini ortaya koymuştur.
Maslovun ihtiyaçlar hiyerarşisi İnsan ihtiyaçları aşağıdan yukarıya doğru beşli bir kademe içinde incelenebilir. 1. Fizyolojik İhtiyaçlar: Yeme, içme, barınma, hayatı devam ettirme. 2. Güvenlik İhtiyaçları: Hastalık, yaşlılık vb. gibi hallerde geleceği garantiye almak 3. Ait Olma ve Sevgi İhtiyaçları: Kendi kendini anlama, şefkat...vb. 4. Değer İhtiyaçları: Prestij, başarı, saygı görme...vb. 5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyaçları: Yapma tamamlama arzusu, kişisel tatmin, kişisel başarı, bilimsel buluşlar.
Kendini gerçekleştiren bireyin özellikleri Kendini ve başkalarını olduğu gibi kabul eder. Gerçeği olduğu gibi kabul eder içinde bulunduğu ortama kolay uyum sağlar. Daha derin kişiler arası iletişim kurabilir. Yaşamdan doyum alır. Özerk bir yapıları vardır çevrelerinden bağımsızdır. Yaratıcıdır.
Kendini gerçekleştiren bireyin özellikleri Sıklıkla doruk yaşantılar geçirir. Kişinin kendini çok mutlu hissettiği, yaşantısının anlamını kavradığı coşku dolu anlar. Demokratik bir kişilik yapısına sahiptir. Kendiliğinden, doğal davranır. Kendilerinin dışında kaldığı sorunlarla da ilgilidir. Amaçlar ve araçlar ile ilgili uygun ayrımları yapabilir. Yalnız kalabilme gücüne sahiptir.
Kendini gerçekleştiren bireyin özellikleri İnsanlarla beraber olmaktan hoşlanır ancak toplumsal kalıplara karşı çıkar. İnsanlara yardımcı olmaktan zevk alır. Düşmanca olmayan bir mizah anlayışına sahiptir.
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER