Trombotİk Trombosİtopenİk Purpura(TTP) VE HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM(HÜS) İnt.Dr.Serhat ÖZGÜN.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ
Advertisements

BİRİNCİ BASAMAKTA HİPERTANSİYONA YAKLAŞIM
DİYABETİK NEFROPATİNİN KLİNİK EVRELERİ
PRİMER BİLİER SİROZ DR ERİM GÜLCAN.
HİPERTANSİF HASTAYA YAKLAŞIM
Diabetik Nefropati Son dönem böbrek yetmezliğinin 1/3 nedenidir ve görülme sıklığı hızla artmaktadır. Tip 1 DM otoimmün mekanizma; insülin ve C-peptit.
KARACİĞER TRANSPLANTASYON ENDİKASYONLARI
12.ULUSAL REJYONAL ANESTEZİ KONGRESİ 29 EYLÜL- 2EKİM 2011 PROBLEME DAYALI EĞİTİM TARTIŞMASI   PREEKLAMPSİ VE ANESTEZİ EĞİTİM YÖNLENDİRİCİSİ DR.BERRİN.
TND SÜREKLİ EĞİTİM TOPLANTILARI 10 Mart 2007, Antalya
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ EĞİTİM ÇALIŞMALARINDAN 2012
İlaç reseptör etkileşimi
Sağlık Slaytları
SEPTİK ŞOK DR BARIŞ VELİ AKIN BAKIRKÖY DR SADİ KONUK EĞİTİM VE
Toksikoloji Akıl Kartları
12.ULUSAL REJYONAL ANESTEZİ KONGRESİ 29 EYLÜL- 2EKİM 2011 PROBLEME DAYALI EĞİTİM TARTIŞMASI   PREEKLAMPSİ VE ANESTEZİ EĞİTİM YÖNLENDİRİCİSİ DR.BERRİN.
VENÖZ BASINCIN VENÖZ HASTALIĞIN GELİŞİMİNDEKİ ROLÜ
EYLÜL 2014 ÖZGE DEMİR.
VİTAMİN B12 ve FOLİK ASİT EKSİKLİĞİ
1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İç Hastalıkları ABD. Genel Dahiliye
Cerrahide yandaş hastalıklar
Multipl Myelom.
EDİNSEL KOAGÜLASYON BOZUKLUKLARI
ITP (İMMUN TROMBOSİTOPENİK PURPURA) (PRİMER İMMUN TROMBOSİTOPENİ)
KAN TRANSFÜZYONLARI VE KOMPLİKASYONLARI
ŞOK Yücel Taştan CTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Hazırlayan:Stj.Dr.Yasin YARDİBİ Prof.Dr.Itır YEĞENAĞA
AKUT KORONER SENDROMLAR
ÜRO-ONKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Enver ÖZDEMİR
GERM HÜCRELİ TÜMÖR VE HEMOFAGOSİTOZ BİRLİKTELİĞİ:NADİR GÖRÜLEN BİR OLGU Zehra Erdemir*, Semih Akın**, Burçak Karaca**, Rüçhan Uslu** *Ege Üniversitesi.
TANIYA ULAŞIM Prof.Dr.Bülent Erbay.
KRONİK BÖBREK HASTALIĞI TANI ve YAKLAŞIM
KOAGÜLASYON BOZUKLUKLARI
Gebelik ve Kalp Hastalıkları
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KONVÜLZİYONA YAKLAŞIM
Pıhtılaşma faktörleri, kanın pıhtılaşması ve fibrinoliz
HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROMDA PLAZMAFEREZ
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Klinik Özellikler Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
TİP 2 DİYABETİN KOMPLİKASYONLARINI NASIL İZLEYELİM?
Dolaşım Sistemi Hastalıkları Patolojisi
AKUT BÖBREK HASARI (AKUT BÖBREK YETERSİZLİĞİ)
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
Sepsis Tanı ve Tedavisi
OLGU SUNUMU.
AİBÜ Düzce TF İç Hastalıkları ABD
BİRİNCİ BASAMAKTA ANEMİLERE YAKLAŞIM
ÇOCUKLARDA ENFLAMASYON ANEMİSİ
YENİDOĞANIN HEMOLİTİK HASTALIĞI VE TEDAVİSİ
1.Ulusal Çocuk Acil ve Ambulatuar Pediatri Kongresi 2010-Kuşadası Çocuklarda Nörolojik Belirtilerden Tanıya Gidiş KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ Prof.Dr.Burak Tatlı İ.
ANEMİ Term: Hb mg/dl (17) Retikülosit: %3-7 MCV: 107 fl
Diffüz Progresif Döküntüsü Olan Bir Adölesan
Sağlık Slaytları İndir
DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ
Evaluation of Serum Levels of Interleukin (IL)–6, IL-10, and Tumor Necrosis Factor–α in Patients with Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Nuh Mehmet ŞAHİN.
ANTALYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
Acilde sıvı tedavisi ve kan transfüzyonu
Low Thiamine Levels in Children With Type 1 Diabetes and Diabetic Ketoacidosis: A Pilot Study.
Tek-gen Hastalıkları.
Faktör EKSİKLİKLERİNE BAĞLI KANAMALAR
ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN SEPTİK ŞOKTA SERUM LAKTAT SEVİYELERİ
Skin Plaques in a Woman with Renal Disease
Dermatomiyozit                                                                                                                                         
Böbrek hastalıkları ve gebelik
Herediter Anjioödem Dr. Mehmet KILIÇ.
Böbrek Hastalıklarında Anamnez ve Fizik Muyene
POLİSİTEMİ VERA Prof. Dr. H. İsmail Sarı
DOKSAN YAŞINDA BİR BAYAN HASTADA YENİ TANI VON WİLLEBRAND TİP 2B Mehmet Rami Helvacı*, Çiğdem Asena Doğramacı**, İlkay Duman*, Vedia Gül Değirmenci*, Kemal.
YENİDOĞANIN HEMOLİTİK HASTALIĞI VE TEDAVİSİ
BRONŞEKTAZİ.
Sunum transkripti:

Trombotİk Trombosİtopenİk Purpura(TTP) VE HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM(HÜS) İnt.Dr.Serhat ÖZGÜN

gİRİŞ Mikroanjiopatik hemolitik anemiler (MAHA) kapiller ve arteriol sistem içinde bulunan mikrotrombüsteki trombosit-fibrin ağı içinden geçen eritrositlerde yıkım ile karakterize bir grup hastalıktır. Trombositten zengin fibrinin birikimi olduğundan trombotik mikroanjiopatiler denir.

Trombotİk Trombosİtopenİk Purpura(ttp) PATOGENEZ TTP patogenezinde; endotelden salınan çok büyük vWF multimerleri endotel hücre yüzeyinde bağlı kalıp trombositlerin adezyonuna veya kan akımına geçtiğinde trombositlerin agregasyonuna neden olmaktadır. Bu multimeri parçalayan proteaz ADAMTS13’ün konjenital eksikliğinde familyal TTP görülürken, idiopatik TTP olgularının hemen hepsinde ADAMTS13’e karşı gelişmiş IgG tipi otoantikorlar sorumludur. Bu proteazın düzeyleri bazı idiopatik TTP hastalarında normal bulunabilir. ADAMTS13 eksikliği dışında endotel hasarı, trombosit aktivasyonu, kan pıhtılaşma sistemindeki değişikliklerin de katkısı olduğu gösterilmiştir.

ADAMTS13 ADAMTS13 (a disintegrin and metalloproteinase with thrombospondin type 1 motif, member 13) veya diğer adıyla ‘vWF’ü parçalayan protein’ çinko içeren bir metalloproteinaz enzimidir. Görevi endotel hücrelerinden salgılanan vWF’ü parçalamaktır. Eğer ADAMTS13 miktarında veya aktivitesinde azalma olursa, vWF’ün küçük parçalara ayrılması işlemi gerçekleşemez. Büyük vWF multimerleri endotele yapışıp zincirler oluşturur. Özellikle dolaşımın daha yavaş olduğu mikrodolaşımda trombositlerin vWF multimerlerine bağlanmasıyla trombosit agregatları meydana gelir. Mikrovasküler trombüslere bağlı organ hasarı,trombositopeniye bağlı kanama bulguları ve mekanik hemolizle ilişkili bulgular TTP klinik tablosunun ortaya çıkmasına neden olur.

Klinik bulgularda klasik pentad : MAHA Trombositopeni Nörolojik semptomlar Ateş Renal bozukluk

Klasik pentad hastaların %40’ında mevcutken, olguların %75’inde MAHA, nörolojik semptomlar, trombositopeni görülmektedir. En sık dördüncü dekadda görülen TTP’de, kadın/erkek oranı 3/2’dir. Tanıdan önce %10-40 hastada üst solunum yolu infeksiyon semptomları ile başlayarak, sonrasında nörolojik semptomlar baş ağrısından, konfüzyon, afazi, konvülziyon ve komaya kadar çok farklı klinik tabloda olabilir. Bu nörolojik tablo mikrovasküler sistem içindeki trombüsün kaybolması ile dalgalanmalar gösterebilir.

LABORATUVAR Trombositopeni %25 olguda 20.000/µL’nin altında seyreder. Hastaların %90’ında mokokutanöz kanama semptomları vardır. Koagülasyon ve fibrinolitik sistem aktivasyonu gözlenir. Renal tutulumla ilgili hematüri, proteinüri, hafif azotemi vardır. Ancak tanı anında anüri ve renal yetmezlik beklenen bir bulgu değildir. Periferik yaymada MAHA’nin en tipik bulgusu olarak şistositler izlenir. Normoblastların sayısı da artmıştır. Plazma laktik dehidrogenaz (LDH) düzeylerinde belirgin artış, yaygın doku iskemisi ve hemolizin sonucudur. Direk coombs testi nadir durumlar dışında negatiftir.

AYIRICI TANI Preeklampsi/HELLP sendromu Otoimmun Hastalıklar Sistemik infeksiyonlar Sistemik maligniteler Malign Hipertansiyon HÜS

TEDAVİ Plazma değisimi 1-1.5 (40-60 ml/kg)plazma volümü günlük değiştirilmelidir. Glukokortikoidler (prendison 1 mg/kg/gün ) eklenebilir. Şayet plazma değişimi 12 saatten uzun süre gecikecekse, plazma infüzyonu 20-40 mL/kg/gün bu geçici süre içinde hastaya verilebilir. Aspirin 80 mg/gün (Trombosit sayısı 50.000/uL’ yi geçince) verilebilir. Plazma değisimi süresi (Trombosit sayısı iki gün 150.000/uL’ nin üzerinde ise) sıklığı azaltılarak kesilir.

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM(HÜS) PATOGENEZ HÜS 5 yaş altındaki çocuklarda en sık olmakla birlikte her yaşta görülebilir. Verotoksin üreten özellikle E. Coli O157:H7 ile gelişen bu patolojide kaynak koyun, keçi, at, köpek ve kuşlar olup, insanlara bu kaynaklardan yeterince pişmemiş et, peynir veya bulaşın olduğu sebzelerin tüketilmesi ile bulaşmaktadır.

KLİNİK Hemolitik anemi Trombositopeni Akut böbrek yetmezliği İnfant ve çocuklarda akut böbrek yetmezliğinin en sık nedenlerinden biridir.

SINIFLANDIRMA a. Tipik HÜS (Shiga-toksin ureten mikroorganizmalarla gelişir) b. Atipik HÜS i. Sporadik form ii. Familyal form

Genellikle altta yatan neden ve klinik seyir olarak farklı iki şekilde görülür. Sporadik HÜS sistemik trombotik mikroanjiyopatinin bir formu olup, tetikleyen bir faktör olmadan renal yetmezlikle karakterizedir. Bu form erişkin veya atipik HÜS olarak adlandırılır. Çocuklukta %10 oranında görülen bu forma kanlı diyare eşlik etmediğinden D(-) HÜS’te denebilir.

Diğer HÜS formu ise epidemik, tipik veya çocukluk HÜS’ü olarak adlandırılır. Çocuklukta %90 oranında görülür.Prodromunda diyare vardır. Verotoksin üreten E. Coli infeksiyonu ile birlikte seyretmektedir. Bazı diyarenin eşlik ettiği HÜS olguları sporadik türde ve erişkinlerde görülebilir. Sporadik olgular birden fazla aile üyesinde görülebilen otozomal dominant veya resesif geçiş gösterebilen faktör H mutasyonu ile birlikte görülebilir.

Sporadik HÜS olgularında üst solunum yolu infeksiyonu veya halsizlik gibi özgül olmayan semptomlar olabilir. Ancak, tipik HÜS’de görülen ciddi karın ağrısı, kanlı diyare görülmez. Nörolojik semptomlar daha nadir olup, TTP’den daha ağır seyreder. Retikülosit, LDH artışı ve MAHA vardır.

Ciddi trombositopeni TTP’den daha az sıklıkta görülür. Renal tutulum TTP’den daha ağır seyirli olup, %60 olguda diyaliz tedavisi gerektirir. Belirgin sporadik HÜS yaşlı ve ciddi renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kötü prognozludur.Mortalite %25-50 olup, sağ kalan hastalarda kronik renal yetmezlik gelişir. Plazma değişim tedavisine yanıt TTP’ye göre oldukça azdır.

LABORATUVAR Periferik yaymada fragmante eritrositler, sferosit ve şistositlerin varlığı; protrombin zamanı ve parsiyel tromboplastin zamanının normal olması tanıyı destekler. Laktat dehidrogenaz (LDH) ve indirekt bilirübinin yüksek, üre ve kreatinin değerlerinin çok yüksek olması tipiktir. Böbrek yetmezliği enfeksiyon sonrası gelişen HÜS’lerde sıktır ve tipik olarak oligoanüriktir. HÜS’te idrar bulguları hafiftir ve genellikle düşük derecede mikroskopik hematüri ve hafif proteinüri mevcuttur.

AYIRICI TANI DİC TTP Sepsis Septik şok Menenjite bağlı şok ATN

TEDAVİ Başlangıçta çocukların %60’ı diyaliz ihtiyacı duyarken hastalık çoğunlukla kendi kendini sınırlar özelliktedir. Uygun destek tedavisi ile mortalite %5’e inmiştir. Genellikle renal yetmezlik 2-3 haftada düzelirken bazen birkaç ayı bulabilir. Olguların %50-60’ında tam düzelme izlenir. Çocukluk dönemi diyarenin eşlik ettiği formda plazma değişiminin bir faydası yoktur. Erişkinlerde ise plazma değişimi klinik seyri düzeltmektedir.