Psikozlar Dr Osman KARAKAYA.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Mesleki Gelişim Kuramı (Donald E. Super)
Advertisements

STRES YÖNETİMİ.
NESLİHAN AKÇER PSİKOLOG STRESS & BAŞETME YÖNTEMLERİ
Şİddet Muhammet GÜLER.
MS ve Ruhsal Sorunlar Dr. Levent Tokuçoğlu 2004.
ZİHİNSEL ENGELLİLİK VE BAZI RUHSAL BOZUKLUKLAR
YAŞLILARDA ALZHEİMER HASTALIĞI
Ergenlerde En Sık Görülen Psikopatolojiler
MİGREN.
Yrd. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Psikoloji Yüksek Lisans 1
Bipolar Duygudurum Bozukluğu
PSİKOLOJİ VE PSİKİYATRİDE TEMEL KAVRAMLAR
İzzet Baysal Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
TİK BOZUKLUKLARI.
Yönetimde stres kaynakları
Şizofreni Pratiği Prof. Dr. Ali Kemal Göğüş
Çocuk Psikiyatrisinde acil durumlar
DSM-IV tanı ölçütlerine göre Major Depresyon
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
ÇANKAYA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Travma nedir? Travma sonrası tepkiler nelerdir?
İnsanlar neden sigara içer?
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI.
Uzm.Psk.Dan.Sinem TARHAN
YaşlılıkPsikiyatrisi
TUHAF/ EKSANTRİK KÜME 3 tanıyı içermektedir:
HAZIRLAYAN SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI
ALKOL VE MADDE BAĞIMLILIĞI
Artık benim için yaşamak bir ıstırap. Eskiden çok değer verdiğim şeyler dahi anlamını kaybetti. En ufak şeylerden zevk alırdım. Şimdi dünyaları verseler.
ALZHEİMER HASTALIĞI.
ŞAHİNBEY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Psikiyatri Klinikleri
GELİŞİMSEL YAŞAM KRİZLERİNE MÜDAHALE SÜRECİ
Hazırlayanlar Psk.Dan Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan Sinem TARHAN
OKUL BAŞARISIZLIĞI.
TÜRKİYE’ DE YAŞLI İNTİHARLARI. Yapılan son sayımda elde edilen verilere göre Türkiye’ de 70 milyon 586 bin 256 kişi yaşamakta ve bunların % 7.1’ i 65.
ÇANKAYA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
ÇOCUKLARDA TİKLER İLKNUR NURKAN PSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMEN
AİLE İÇİ ŞİDDET.
YEME BOZUKLUKLARI.
PATOLOJİK PSİKOLOJİ DERSİ
PATOLOJİK PSİKOLOJİ DERSİ
OTİZM.
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI VE GENÇLİK
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
DİĞER TUTUMLAR.
Otizm, Otizmli Çocuklarda Davranış Problemleri
BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI. BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI.
DEPRESYON.
Anksiyete ve depresyonla karışan durumlar Prof. Dr. Kültegin Ögel Acıbadem Üniversitesi
Suisit-İntihar-Özkıyım
Kişilik Yapısı Kesin bir kişilik yapısı tanımlanamamakla birlikte, dikkate değer ölçüde narsisistik özellikler taşıyan ve yalnızlığa eğilimli kişiler olduğu.
YAŞLILIKTA DEPRESYON ANTALYA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
HAZIRLAYAN MİRAC ULUDAĞ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI.
Yrd. Doç. DR. Tülay KUZLU AYYILDIZ ERGENLİK DÖNEMİ SAĞLIK SORUNLARI
Ergenlerde En Sık Görülen Psikopatolojiler
Yrd. Doç. Dr. Tülay KUZLU AYYILDIZ
Zeka Gerilikleri.
Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Ruh Sağlığı Programları Şubesi
Özel Gereksinimli Çocuklar
GELİŞİMSEL YAŞAM KRİZLERİNE MÜDAHALE SÜRECİ
ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ Uzm. Psk. Aylin İlden Koçkar
Fiziksel hastalıklara ruhsal tepkiler
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
TRAVMATİK OLAYLARDA PSİKOLOJİK DESTEK
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
ESRA ÇELİK 12/A Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle ya da acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması.
TUHAF/ EKSANTRİK KÜME 3 tanıyı içermektedir:
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ (3-6)
Sunum transkripti:

Psikozlar Dr Osman KARAKAYA

Psikoz Kişinin Düşünce, Algılama, Duygusal tepki ve davranışlarında, Gerçeği değerlendirme ve Kişilerarası ilişkilerde bozukluğun ortaya çıktığı hastalıkların toplamına denir. Psikoz belirtileri bulunan hastaya psikotik denir.

Sınıflama Bilişsel: Davranışsal: Emosyonel: Düşünce bozukluğu, halüsinasyonlar, Davranışsal: Geri çekilme, saldırganlık, Emosyonel: Eksilme-depresyon-mani

Fonksiyonel & Organik Psikozlar Psikoz, herhangi bir beyin zedelenmesine veya herhangi bir organik bozukluğa bağlanamadığı zaman fonksiyonel psikoz adı verilir. Organik ruhsal bozuklukları; hastada ruhsal bozukluğun nedeninin bedensel (somatik-organik) bir nedene bağlı olması anlamına gelir.

Psikozlardaki Genel Belirtiler Zihinsel bozukluk vardır. Günlük yaşamı tamamen etkileyecek ağır hasar vardır. Evinde, işinde, eğitiminde, diğer kişilerarası ilişkilerinde uyum sorunu vardır,işini ve evliliğini sürdüremez. Dış dünyadaki insanlarla ve objelerle ilişki kuramaz, çevreye zarar verebilir. Gerçekle hayal ettiği şeyin gerçek olmadığını ayırt edemez Duygularında nitelik yönünden bozulma, uygunsuzluk ve küntleşme vardır (ağlanması gereken yerde gülebilir) Kendisi için önemli bir konunun önemini kavrayamaz ve buna göre davranamaz (ÖSS sınavının önemini kavrayamaz-yapamaz.) İşitme, görme, dokunma vb. Halüsinasyonları veya illüzyonları olabilir. Anlamsız, düzensiz konuşmalar ve hezeyanları olabilir Zeka sorunları olmadığı halde zihinsel faaliyetleri yürütemez. Gerileme, inkar ve yansıtma gibi ilkel ve çocuksu olan savunma mekanizmalarını kullanır. Hastalığının ve kendindeki anormal düşüncelerinin farkında değildir. Hastalığını ve tedaviyi kabul etmezler, asla kendiliklerinden doktora gitmezler.

Psikoz Nedenleri-1 Psikososyal ve çevresel etkenler Biyolojik etkenler

Psikososyal ve Çevresel Etkenler Yatkınlığa neden olan yaşam olayları Aile yapısı, Stresli bir aile ortamı, boşanma, Okul bitirme, Ergenlik, evlenme, hamilelik, Bir yakınını kaybetme, Her türlü uyuşturucu madde kullanma, İşsizlik, Gürültü, sel, deprem ve yangın gibi etkenler yer alır. Doğum öncesi (kalıtsal), doğum esnası ve sonrası örseleyici etkenler, yapısal bozukluklara neden olarak hastalıklara yatkınlık sağlayabilir. Kültürün, anne-çocuk ilişkisinin, çocuk yetiştirme biçimlerinin, kişi ve çevresi arasında ilişki, iletişim ve etkileşimin ve toplumun sosyo-kültürel düzeyinin her tür hastalığı etkilediği ortaya konmuştur.

Biyolojik Etkenler Kalıtımsal faktörler Somatik faktörler Yapılan araştırmalarda psikozların ailesel bir yatkınlık gösterdikleri saptanmıştır. Somatik faktörler Her ne kadar alman bilgini kretschmer “beden tipleri”nin hastalıklarla ilgili olduğunu ileri sürmüşse de günümüzde bu tür etiyolojik bir ilişki kabul edilmemektedir. Geç başlangıçlı psikozlarla ilgili yapılan bir çalışmada, şizofreni olan bir bireyde, ilerleyen yaşla birlikte beyinde oluşan nonspesifik değişikliklerin ve kadınlarda menopoz sonrası dönemdeki hormonal değişikliklerin şizofreni gelişimine yatkınlık yaratabileceği bildirilmiştir. Metabolik faktörler Psikozların biyolojik nedeni olarak nörotransmitterlerin(iletişim maddeleri; dopamin, serotonin, noradrenalin ve glutamat gibi maddelerin ) metabolizma bozukluğu ileri sürülmektedir. Örn. Şizofrenide dopamin, depresyonda serotonin, noradrenalin, anksiyetede noradrenalin düzeylerinin ve etkiledikleri reseptörlerdeki duyarlılığın değişmesinin ruhsal bozukluklara yol açtığı günümüzde kanıtlanabilmektedir. Tedavilerinde bu maddeleri içeren ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca hipotalamus-hipofiz-tiroid ekseni ve hipotalamus-hipofiz-adrenal eksenindeki değişiklikler ruhsal bozukluklara yol açabilmektedirler.

Şizofreni İnsanlar arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşma, Kendine has bir dünyada yaşama, Dil, düşünce, algılama, duygu ve davranışların, biliş ve emosyon gibi temel zihinsel süreçlerin önemli derecede bozulduğu Bir psikoz cinsi akıl hastalığıdır. Şizofreni, DSM ıv’te; Altı aydan uzun süren, En az bir ay hezeyan, hallüsinasyon, dezorganize konuşma, dezorganize veya katatonik davranış, Toplumsal ya da iş uyumunda bozukluk ve Negatif belirtilerden (konuşmanın ve istencin azalması gibi) iki veya daha fazlasının olduğu bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır.

Şizofreni Nedenleri Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Biyolojik, psikososyal ve çevresel etkenler hastalığın ortaya çıkışında birlikte rol oynamaktadır. Çeşitli görüşler arasında genetik, beden yapısı, beyindeki hücrelerde biyokimyasal dengesizlikler, Çevresel faktörler, stresli yaşam ortamı, aile içi şiddet, askerlik, kazalar, Karasevda, kayıplar, aşırı mutlu edici olaylar, diğer stresörler, evlilik, hamilelik, uyuşturucular şizofreniye neden olabilir.

Şizofreni Belirtileri Primer belirtiler: (Bleuler’e göre 4 A belirtisi) 1. Fikir akışında (assosiasyon) bozukluk: Bleuler’e göre şizofreninin temel belirtilerinden biri çağrışımlardaki bozukluktur. Hastaların konuşmaları enkoherans, garip, acaip, alışılmadık (bizar), mantıksal bağlantısı olmayan (illojik) ve karışık (kaotik) olabilir. Ayrıca , ayrıntıcılık, neolojizm, ekolali, kelime salatası, mutizm, fikir uçuşmaları, klang çağrışım görülebilir.

Şizofreni Belirtileri 2. Otizm (autizm): Kişinin dış alemden çekilerek kendi iç alemine dönmesidir. Hastalar kendi iç alemlerinde gündüz rüyaları, fanteziler, hezeyan ve halüsinasyonlarıyla uğraş içindedirler. Üstlenmesi gereken toplumsal rolü sürdüremezler.

Şizofreni Belirtileri 3. Duygulanımda (affektivite)küntlük: Donuk veya ileri derecede uygunsuz duygulanım görülür. Olaylara karşı donuk ve heyecansal tepkilerde azalma veya tepkisizlik hali, apati, küntlük veya endiferans olarak isimlendirilir. Gerçek duruma uymayan duygulanıma uygunsuz veya ahenksiz duygulanım adı verilir. Hezeyan ve halüsinasyonlar içindeki hastada panik atağa benzer ciddi anksiyete nöbetleri gözlenebilir. 4. Ambivalans: Duygu, düşünce, davranış ve arzularda ikilemlerin olması halidir.

Şizofreni Belirtileri Sekonder belirtiler 1. Halüsinasyonlar: Objesiz algılamadır. İşitme, görme, tatma, koklama ve dokunma alanlarında görülür. Yanında hiç kimse olmadığı halde birisinin ona parmaklarıyla dokunduğunu söylerler. Şizofrenide en çok işitsel tip halüsinasyonlar görülür. Bunlar genelde hastanın kendisiyle kavga eden, tartışan ve yönlendiren sesler şeklindedir. Kendi kendine konuşma görülür. Gerçekte var olmayan bir gücün ya da kişinin varlığını hissederler.

Şizofreni Belirtileri 2. Hezeyanlar: Kişinin inandığı, gerçeğin yerini almış ve gerçekle değiştirilmesi mümkün olmayan fikirdir. Şizofrenide hezeyanlar özelliklerine göre garip, acayip, alışılmadık (bizar) ve aynı zamanda da sistemsizdir. Bunların dışında grandiyöz (megalomani-önemli bir buluşu olduğu) somatik, mistik etkilenme, etkileme ve erotomanik (ünlü birinin onu sevdiği) hezeyanları görülebilir. Kendisine ve çevreye zarar verme veya kültürel uyumlarla ilgisi olmayan düşünce bozuklukları (örn. Gaipten haber verme gibi) vardır. Kendisinin komşusu tarafından manyetik aletlerle izlendiği, düşüncelerinin çalınmak istendiği veya kendisinin öldürülmek istendiği, bu nedenle yemeklerine zehir konduğu gibi perseküsyon delirleri olabilir.

Şizofreni Belirtileri 3. İllüzyon: Nadiren görülebilir. Objenin yanlış algılanmasıdır. Kişinin gerçeklikle bağlantısı kopmuştur. Araba farlarının yanması normal bir olayken ona göre bir mesaj vermektedir. Spikerin konuşması ona bir mesaj verir gibidir. Bu nedenle televizyon izleyemiyor olabilir.

Şizofreni Belirtileri 4. Suisid (kendini öldürme): Şizofrenide % 50 hastada suisid teşebbüsü görülebilir. Bunların %10-15‟ i ölümle sonuçlanabilir. 5. Homosid (başkalarını öldürme): Hastalar zaman zaman perseküte olduğu veya kötülük geleceği düşüncesi içinde olduğu kişileri öldürebilirler. Çok sık görülmez. 6. Referans fikirleri: Özellikle paranoid tip şizofreni hastalarında alınganlık ve kendisi hakkında konuşuluyor imaları sık görülür. Bu düşünce içinde çevreyi sorgulayıp tehdit bile edebilirler.

Şizofreni Belirtileri 7. Depersonalizasyon Kendini başkası olarak görme), belirgin şekilde toplumdan uzaklaşma veya çöp toplama vb. Görülebilir. 8. Negativizm, düşünce bozuklukları (dezorganize veya blokaj). 9. Ekolali, ekopraksi 10. Manierizm Tekrarlanan mimik ve jestler, donuk yüz ifadesi.

Şizofreni Belirtileri 11. Stereotipi: Belirli hareket ve konuşmaların ısrarlı tekrarı ve katatonik davranışlar görülür. 12. Dikkat, hafıza, muhakeme ve konsantrasyon sorunları vardır. 13. Kendine bakımda ve giyiminde bozukluk, kendine güvensizlik. 14. Toplum, aile yaşamında ve arkadaşlarıyla ilişkilerinde bozukluk olup hasta olduklarını kabul etmezler. 15.Uyku bozukluğu ve yemek yiyememe görülür.

Şizofreni Tipleri

Duygudurum Bozuklukları Majör duygudurum bozuklukları ve Distimi ve Siklotimi olmak üzere ikiye ayrılır. Majör duygudurum bozukluğu ikiye ayrılır: Unipolar (tek kutuplu): yanlızca depresyon (çökkünlük) atakları için kullanılır. Bipolar (iki kutuplu): manik depresif psikoz (MDP) denilen duygu durum bozukluğunu içine alır. Bu hastalıkta hem manik hem de depresyon atakları vardır.

Duygu durumuna psikiyatride mood denir. Bireyin belirli bir duyguyu, örn. Neşeyi veya üzüntüyü belirli bir süre devam ettirmesidir. Duygu durumuna psikiyatride mood denir. Duygulanım (affect) ise bireyin günlük yaşamında neşe, üzüntü, nefret, öfke gibi tepki verme yeteneğidir.

Duygudurum Bozuklukları Distimi Distimi hafif şiddette, süreğen bir depresyondur. Distimi genellikle uzun süre devam eden ümitsiz, duyarlı, endişeli, kaygılı ve huzursuz olmaya eğilimle ilişkilidir. Siklotimi Hafif derecede depresyon ve hafif derecede neşelilik ve kendine güven evrelerinin (mani) birbirini izlemesiyle belirlenen ruhsal durumdur.

Siklofreni, Bipolar Bozukluk, Manik Depresif Psikoz Manik depresif psikoz veya bipolar bozukluk adıyla da bilinen siklofreni, bireyin duygu durumu, enerjisi ve işlevselliğinde alışık olmadık dalgalanmalara neden olan bir beyin hastalığıdır. Bu hastalık mani ve melankoli atakları ile karakterizedir. Hastanın duygulanımı mani dönemlerinde neşe, melankoli ya da depresyon dönemlerinde umutsuzluk ve çökkünlükle karakterizedir. Ara dönemlerde kişi normale döner.

Siklofreni Belirtileri Bu hastalık mani ve depresyon atakları ile karakterizedir. Hastalık taşkınlık yani mani döneminde ise aşırı para harcama, cinsel ilgi ve aktivitede artma ile kişiye ve aileye ciddi maddi ve manevi zararlar verir. Çökkünlük dönemleri ise diğer depresyonlara göre daha ağırdır ve intihar riski daha yüksektir. Hastalığın belirtileri, süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Ataklar birkaç günden birkaç aya kadar değişir. Özellikle tedavi edilmediğinde uzun sürer. Atak sayısı arttıkça ataklar arasındaki süre kısalır.

Siklofreni Nedenleri Kalıtım, Beyinde sinir hücreleri arasındaki aracı maddelerin ve hormonal sistemin bir arada etkileşmesi, İlaç veya uyuşturucu kullanımı, Nörolojik hastalıklar, fiziksel ya da metabolik hastalıklar, Psikososyal etkenler (üzücü olaylar), Yaşlılık,

Siklofreni Nedenleri Psikoanalitik görüşe göre depresyonun nedeni ruhsal aygıtın benlik ve üst-benlik arasındaki çatışmadır. Davranışçı görüşe göre depresyonun kökeninde öğrenilmiş çaresizlik durumu vardır. Depressif kişiler çocukluklarından itibaren karşılaştıkları başa çıkamayacakları olaylarla yüz yüze geldiklerinde çıkış yolu bulamadıklarından depresyona girerler. Manik–depresif psikoz daha çok orta ve ileri yaşlarda görülür. Hastalığın ortaya çıkışı sıklıkla kişinin meslek ve eş seçimi dönemine rastlar ve kısa sürede tanı konulup önlem alınmazsa kişinin hayatında önemli sekeller bırakır.

Mani Mani, kişinin kendisini olağanüstü iyi hissettiği bir hastalık tablosudur.

Mani Mani, tedaviyle genellikle iki ile dört hafta içinde düzelen geçici bir durumdur. Bu yüzden mani kelimesini “atak” veya “epizot” kelimeleri takip eder (mani atak, manik epizot gibi). Hasta tedavi edilmezse bir süre sonra bedeni bu faaliyet hızını kaldıramaz hale gelir ve fiziksel olarak tükenir. Fakat bugün mani başarıyla tedavi edilebilen bir durumdur.

Melankoli Yunanca kökenli "melankoli" sözcüğü tarihte ilk olarak hipokrat zamanında, yemek yemekten kesilme, umutsuzluk, uykusuzluk ve sinirlilik hali ile kendini gösteren bir hastalığa ad olarak verilmiştir. Hipokrat‟a göre korku ve hüzün uzun sürerse melankolik durumdan söz edilebilir. Melankoliyi çökkün, umutsuz, tüm cesaretini yitirmiş bir durum, acı içinde kıvranma, ışıktan, insandan kaçma, karanlığı sevme ve konuşmaktan kaçma olarak tanımlamıştır. Melankoliklerde uykusuzluk, dalgınlık, korku, öfke ve hüzün gibi durumlar görüldüğünü belirtmiştir.

Melankoli Nedenleri Melankolik mizaçta olan kişiler bir olay sonrası hüzne ve kedere gömülmezler. Onların durumu ya doğuştan ya da toplumsal nedenler sonucudur. “Melankoli” insanın varoluşunu diğer insanlarla olan ilişkilerini irdeleyen bir yaklaşımdır. Melankoli; dünyaya gelmesine, fırlatılıp atılmışlığına bir türlü anlam veremeyen dünya ve diğer insanlarla ilişkilerini sorgulayan ve bütün bunlardan acı çeken, korkan, varoluş konumundan sürekli güvensizlik duyan, bir türlü kendisi olamadığını duyumsayan ve düşünen insanın durumudur. Her yaşta ortaya çıkabilirse de genellikle ileri yaşlarda ve kadınlarda sık rastlanan bir sorundur.

Melankoli Belirtileri Melankoli yavaş yavaş ortaya çıkar. Öncesinde haftalar ya da aylar sürebilen baş ağrısı, uykusuzluk, olağan işlerini yapmada güçlük gibi belirsiz işaretler görülür. Hasta kendiliğinden konuşmaya başlamaz. Rahatsızlıklarını sözlü olarak dile getirmez. Sık sık ağlar, üzüntülü bir yüz ifadesi ve sabit bakışlarla hareket eder. Gözleri ve ağzı aşağıya doğru sarkık, bakışları boş ve omuzları düşüktür. Melankoli nöbeti duyumsamazlık (apati), derin bir keder, kırıklık ve ölüm duygusu gibi kişinin dünyasını karartan belirtilerle ortaya çıkar. Ölüm duygusu ve ölüm arayışının belirtileri yemek yemeyi reddetmekten intihar girişimine kadar uzanır.

Melankoli Belirtileri Ruhsal etkinlik belirgin biçimde ketlenmiştir (engellenme). Düşünce akışı yavaşlamış, çağrışımlar azalmıştır. Toplumsallaşmazlar ve çevresindeki insanların sözlerinden hiç etkilenmezler. Yetersizlik, güçsüzlük, kendini aşağı ve değersiz görme, suçluluk , kendini cezalandırma, şiddetli bir ruhsal çöküntü ve keyifsizlik duygularıyla dünyadan uzaklaşmıştır. Melankoli, klasik olarak manik depresif psikozlarda yani manik ve depresif davranışların döngüsel olarak birbirini izlediği ruhsal bozukluklarda ortaya çıkar.

Melankoli Belirtileri Melankoli, depresyon halinin gizlenmiş halidir. Yaşamı boş ve anlamsız bulurlar. Melankoli depresyona dönüşebilir ve ağır depresyonlarda intihara gidilebilir. Depresyonu normal üzüntülerden ayıran özellik karamsarlıktır. Kişi yaşantısının ve içinde bulunduğu durumun değişmeyeceğine inanır. Melankoli'nin klinik tablosu: İlerleyici, yavaş başlangıç Hüzünlü mizaç Ruhsal devimsel yavaşlama Suçluluk, yıkılmışlık duyguları ve intihar düşüncesi Bedensel rahatsızlıklar Uykusuzluk Neden bilinmemekte (bazı belirtili depresyon olguları dışında) İlaç tedavisi: antidepresanlar

Paranoya Paranoya (paranoia): Büyüklük, aleyhte olunma, eziyet edilme gibi hezeyanlarla kendini belli eden akıl hastalığıdır. Bu psikozlarda zeka korunmuştur, hissî cevaplar mantıklıdır, düşünme ve öteki zihinsel süreçlerde fazla bir bozulma olmaz. Yanlış idrakler (halüsinasyonlar) nadiren görülür. Paranoyak kişi çoğunlukla korkak, kafası karışık ve sinirlidir. Hastalığını kabul etmez. Doktora zorla götürülür. Paranoya teriminin tarihi Hipokrat zamanına kadar uzanır. Psikiyatrist, Emil Kraepelin, en önemli veya yegane belirtinin kuruntulu inançlar(hezeyanlar) olduğu ruhsal hastalıkları tanımlamak için “paranoya” terimini kullanmıştır. Kişinin, kuruntuları nedeniyle kendisine veya başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunması veya bulunma tehlikesinin olması nedeniyle önem kazanmaktadır.

Paranoya Nedenleri Paranoya, genellikle bir psikoz belirtisidir ve nedeninin kısmen kalıtsal, kısmen de çevre etkilerine bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu durumlara sebep olan faktörler değişiktir ve kişiden kişiye farklılık gösterir. Paranoid bozukluklar beyinle ilgili hastalıklarda çok görülürler ve bunama başlangıcı sayılabilirler. Paranoid bozukluklar, normal gözüken insanlarda fiziki sebeplerle tecrid olma veya sağırlık gibi bozukluklar sonucu meydana gelebilir. Yabancı bir ülkeye göç eden kimselerde çevreyle münasebetin bozulması veya uzun süre hapishane hayatı neden olarak gösterilebilir. Paranoya vakaları herhangi bir sebep olmaksızın da ortaya çıkabilir.

Paranoya Nedenleri Paranoidlerde genel olan çevre düşmanlığı çocukluktan kaynaklanabilir. Çocuğun kendisini sürekli baskı altında hissettiği otoriter aile yapılarında bu durum daha sıktır. Erikson’a göre, paranoya meyli olan kişi süt çocukluğu devresinde sosyal çevresinden temel güven duygusunu almamıştır. Bu güvensizlik, ebeveyn tarafından reddedilme, evde daha fazla tercih edilen bir kardeşin olması veya çevrede çocuğun güvenini sarsan hareketlerden dolayı olabilir.

Paranoya Durumları (Paranoid Psikozlar) Çok nadirdir, gerçek bir olayın uygulamasının abartılması veya yanlış anlaşılması üzerine kurulan bir hezeyan sisteminin yıllar boyunca yavaş yavaş gelişmesidir. Bunlar arasında kendisini mehdi veya peygamber olarak görenler en çarpıcı örneklerdir. 2.Paranoid durumu: Paranoyadan daha sık olarak görülmekle beraber, bu da seyrek bir durumdur. Hastanın düşüncesinin çoğunu kaplayan hezeyanlar daha az düzenlidir. Kişilik paranoya durumuna göre daha az zarar görmüş olup, kişi günlük ihtiyaçlarını az çok yerine getirebilir. 3.Paranoid şizofreni: Düzensiz hezeyanlar, görme ve işitme halüsinasyonları, düşünce bozukluğu ve kişilik dağılması ile belli olur.

Paranoya Belirtileri Paranoya esas olarak bir muhakeme bozukluğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun bir sonucu olan hezeyanlar (sanrılar),hastalığın hemen hemen tek klinik belirtisidir. Paranoya da hezeyanlar düzenlidir ve kendilerine göre bir mantıkları vardır. Hezeyanlar, duygu ve düşüncelerine hakim olur. Bunlara kuvvetle inanan ve çevrenin de inanması için sayısız deliller bulmaya çalışan hastanın, günlük hayatı da hezeyanı ile uyum içindedir. Hasta çok canlı sanrılar yaşayabilir ve olmayan sesler işitebilir. Kulak misafiri olduğu konuşmaların kendisine ilişkin olduğunu ve bunun herkesin ona karşı birleşmiş olduğunu kanıtladığına inanabilir. Günlük olaylara, rastlantılara ve başkalarının sıradan hareketlerine; kendine ilişkin olağanüstü anlamlar verir. Çevresindeki her hareketi şüpheyle incelemeye başlar. Sokaklarda, rastlantı sonucu birbirine benzer insanlar görse, izlendiği ve takip edildiği kanısına kapılabilir.

Paranoya Belirtileri Çevresindeki her hareketi şüpheyle incelemeye başlar. Sokaklarda, rastlantı sonucu birbirine benzer insanlar görse, izlendiği ve takip edildiği kanısına kapılabilir. Çevresindeki insanların kendisine düşman oldukları, onu istismar ettikleri, elektronik araçlarla gözlendiği, yiyecek veya içeceklerinin zehirlendiği fikrindedir (perseküsyon). Bu nedenle anksiyete yaşar. Hezeyanların gelişmesi için haksızlık olayı gibi bir vaka başlangıç olabilir. Bundan sonra ortaya çıkan “paranoid davacı”tip bunun klasik örneğidir. Bu tipteki hastalar hayatlarını mahkemelerde geçirirler. Bunda da hezeyan tek bir konu üzerine kurulmuştur ve hayat boyunca dava ettikleri şey değişmez. Diğer hezeyan şekilleri de “büyüklük (grandiyoz)”; kendini önemli biri olarak görme ve “keşif hezeyanı”dır.

Paranoya Belirtileri Aşırı önem verdikleri bir fikre sahip olan bazı paranoidler; hayatları boyunca yeni bir politik düzen, devamlı barış vs. Peşindedirler. Garip dini ve politik akımlar kurarlar veya iştirak ederler. Bazen siyasilere karşı saldırgan davranışları ve suikaste kadar varan aşırılıkları görülür. Bunların kişilik analizleri, aşağılık komplekslerinin varlığını ortaya koymuştur. Böyle insanlar kötü niyetli kişiler tarafından kolaylıkla elde edilip, anarşi ve ihtilal gibi tertiplerin içine sokulabilirler.

Alıngan bir karakter zemininde gelişen hezeyan durumlarında şahıstaki yetersizlik hissinin üzerine yıkıcı bir tecrübe de binince paranoidfikirlerin ön planda olduğu hastalık ortaya çıkmaktadır. Kıskançlık paranoyası, tehlikeli klinik tablolardan biridir . dsm sınıflamasında ayrı bir başlık altında sınıflandırılır. Kıskançlık paranoyası (jaelousy paranoia); kişinin eşinin kendisini aldattığına kesinlikle inanması, çevresindeki tüm olaylar ile bu düşüncesinin doğruluğu arasında bağlantılar kurarak hezeyanlarını beslemesi (örneğin, bir araba kornasının karısına işaret vermiş olduğuna inanma gibi hastanın gizli homoseksüel eğilimini, impotansını ya da aşağılık duygularını gösteren hezeyanlarla karakterizedir. Paranoya Belirtileri

Adam (ya da kadın) artık karısının (kocasının) kendisini aldattığına dair o denli güçlü inanışlar içindedir ki semt/şehir /ülke değiştirme, karısından boşanmak üzere girişimlerde bulunma ve sonunda karısını öldürmeye varabilen bulgular içerebilir. Kıskançlık sadece eşler arasında değil, diğer kişilerin sahip oldukları diğer değerleri de kıskanma şeklinde olabilir. Şehvet paranoyasında şahıs sıklıkla kendisinden daha üstün ve farklı bir sosyal sınıfa sahip birisinin kendisine aşık olduğunu iddia eder (erotomani). Kendilerine dini bir önem atfeden, mehdilik, peygamberlik iddiasında bulunan “mistik paranoya” vakaları veya belli bir aileye ve hanedana mensup olma hezeyanları tarif edilmiştir. Esas olan, düzenli ve kronik bir hezeyanın yerleşmesi, hastanın bütün davranışlarına hakim olması ve hezeyan dışında herhangi bir şahsiyet kusuru ve kişilik dağılması görülmemesidir. Paranoya Belirtileri