kemencenin bulunumu Ders Müzik
Aramızdan ayrılışının üzerinden 63 yıl geçmesine rağmen hâlâ kemençe deyince akla ilk gelen isimlerden biri Picoğlu Osman. “Kemençenin Ordinaryüsü” olarak da bilinen sanatkârların eserleri, Odeon’un yayınladığı bir CD’de bir araya getirildi. Ustasının kendisine kızarak taktığı “Picoğlu Osman” adıyla ünlenen kemençe ustasını anmak ve yeni nesillere tanıtmak için hazırlanan anı albümü, eski kayıtların temizlenmesiyle oluşturuldu. Karadeniz müzik tarihine ışık tutan CD’de aralarında “Metelik Kolbastı” nın da yer bulduğu çok sayıda eser yer alıyor. Giresun Görele’de 1901’de dünyaya gelen Picoğlu Osman, ustaca yaptığı yorumlarıyla Türkiye’nin her yerinde büyük üne kavuşmuştu. Odeon’un ürünü, önemli bir arşiv niteliğinde. Read the rest of this entry »
Pic olu osman
kemence
Kararadeniz’in en usta,en ünlü kemençe sanatçısı Picoğlu Osman (Osman Gökçe)’ın hayli renkli olan yaşam öyküsünü anlatmaya geçmeden önce,Doğu Karadeniz’in sembol enstrümanlarının başında gelen ve adeta O’nunla özdeşleşmiş bulunan kemençe ile ilgili özet bilgiler vermek istiyorum. Kemençenin kaynağı,özellikle son yüz yıl içersinde çok tartışılmıştır.Birbirine tamamen ters nazariyeler ileri sürülmüş olsa da,öz be öz Türk çalgısı olduğu konusundaki deliller daha fazla ağırlık kazanmaktadır. Karadeniz kemençesinin tarihini ilk defa araştıran müzikolog Mahmut Ragıp (Kösemihal)’a göre kemençe,batıdan yani Güney Fransa veya Ceneviz’den Trabzon’a getirilmiştir.Prof.Dr.Bahaeddin Ögel ise,kemençenin Türk boyları vasıtasıyla Orta Asya’dan Anadolu’ya getirildiğini savunmaktadır.Orhan Türkdoğan ve Mehmet Bilgin gibi değerli araştırmacılar da aynı görüştedirler. Ögel’e göre kemençe,Orta Asya Türk kabileleri arasında “ıklık”, “ıklıg”, “iklig”, “igil”, “kıyak”, “gıcek” gibi adlarla anılmaktadır.Anadolu’nun Türkleşmeye başlamasına paralel olarak Anadolu’nun muhtelif yerlerinde kullanıldığı çeşitli kaynaklarda ifade edilmektedir.Iklık yani kemençe çalanlara ise “ıklıkçı” denirdi. Edebiyat öğretmeni,araştırmacı ve halk bilimci Hayrettin Günay, “Kemençemin Üstüne” başlıklı yazısında “kemençe”nin sözlük anlamını şöyle açıklamaktadır: “Kemençe”sözcüğü,Farsça ‘keman’ sözcüğü ile Türkçe ‘-çe’ küçültme ekinin birleşmesiyle oluşmuştur.Sözcüğün kaynağı hakkında şöyle bir yorum da yapılmaktadır:
kemence Farsça bir kelime olan kemençe "yayla çalınan küçük saz" anlamını taşır. Kemençe kelimesi bugün Türkiye dışında İran, Ermenistan, Yunanistan, Gürcüstan, Azerbaycan gibi pek çok ülkede kullanılmaktadır. Kemençe, biri Osmanlı müziğinde, diğeri Doğu Karadeniz halk müziğinde kullanılan iki ayrı yaylı çalgının ortak adıdır. Bunlardan ilki için yirminci yüzyılın ortalarına kadar kullanılan "armudî kemençe", "fasıl kemençesi" gibi adlar, artık yerini "klasik kemençe" adına bırakmıştır. Bir halk çalgısı olan ikincisi ise, "Karadeniz kemençesi" olarak anılır.
Doğu Karadeniz müziğinin vazgeçilmez sazlarından biri olan bu enstrüman uzun yıllar, “notasız çalınıyor” gibi yanlış sözler nedeniyle ilkel bir sazmışçasına hep geri planda kalmış ve müzik otoriteleri tarafından fazlaca ciddiye alınmamıştır. Fakat dünyanın neresinde olursa olsun kültüründen vazgeçmeyen Karadeniz insanı, kemençesinden de vazgeçmemiş ve onu bugünlere taşımıştır. Karadeniz kemençesinin şekil ve çalınış tarzı bakımından benzeri bulunmamaktadır. 18. yüzyıl sonlarına kadar Türk müziğinin tek yaylı sazı olan kemençenin yerini, önce viola damore (sinekemanı), sonra da violino (keman) aldı. Ama Karadeniz kemençesi horonlar sayesinde günümüze kadar gelebildi.
Karadeniz kemencesi Karadeniz kemençesi bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır. Ama biçimi bütünüyle farklıdır. Karadeniz kemençesinin standart ölçülerinden söz etmek güçtür. Ama günümüzde, uzmanların ve profesyonel yorumcuların kullandığı kemençeler genellikle 56 santim uzunluğundadır. Kemençenin gövdesi genellikle erik veya ardıç ağacından yapılır. Köknar veya ladinden yapılan göğüs oldukça incedir. Tellerin basıncına dayanabilmesi için göğüs bölümüne kubbe şeklinde form verilir. Burgular oldukça küçüktür. Teller tuşa çok yakındır. Karadeniz kemençesinde üç tel bulunur. Kemençenin en ince teli “zil teli”, çalış tarzından dolayı orta tel “sağır tel” ve üçüncü tel ise “bam teli” olarak anılmaktadır. Karadeniz kemençesi, tellerin üzerine parmak uçlarıyla basılarak çalınır. Seslendiren kemençeyi ayakta ise sol eliyle tutarak, oturuyor ise dizlerinin arasına dayayarak çalar.
1964 yılından kalma kemence Bu görselin telif hakkı korunuyor olabilir. 1964 yılından kalma kemence
son Hazırlayan ADI :Miraç SOYADI:Ergin SINIF:5D NO:14 ÖĞRETMENİN ADI: MEDİNE ÇİĞDEM ÇALIŞKAN