müzik: sonsuza dek (‘sonsuza dek aşık, sonsuza dek genç’ müzikalinden)
müzik: sonsuza dek (‘sonsuza dek aşık, sonsuza dek genç’ müzikalinden) Ya başka nasıl başlayabilirdi; Dişhekimleri Ulusal Öğrenci Kongresi'ndeki bir konuşma? yaşam denen bir okyanusta yaşam denen her orman yolunda
Türk Dişhekimleri Birliği 5. Ulusal Öğrenci Kongresi. Türkiye'nin dört bir yanındaki Dişhekimliği fakültelerinden öğrenciler Antalya'da toplanmışlar. Gündüz kongre salonunda anlatılanları dinleyip harıl harıl not tutuyorlar; o biricik cumartesi akşamında da birbirleriyle tanışıp, kaynaşıyorlar - önlerinde emek emek geçecek bir hayat, çözülecek onca sorun, ama içlerinde müthiş bir heyecan var. O sırada (sonsuza dek) öğrenci olmanın, o çok sevdiklerinle (sonsuza dek) gidilen yolların, güzelim bir Akdeniz gününde (sonsuza dek) paylaşmanın, ve ardına dek açılmış kolların doyulabilir mi hiç tadına? ** ** **
Pazar öğlen; bu sevgi'li öğrencilerin huzuruna çıkacak son konuşmacı benim - bu yüzden jilet gibi beyaz bir gömlek giyiyorum, umarım bir şey dökmem üzerime. Benim konuşmamdan önce: "Öğrenci Sorunları" paneli var salonda; Türk Dişhekimleri Birliği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi sevgili Neşe Dursun konuşuyor, ya da koşuyor, yaşam denen bu orman yolunda – sorunlara bir çift kanat takabilme sırrının peşinde. Hep tişört, hep tişört. Ter fışkırıyor her yanımdan; alışık değilim ki beyaz gömlek giymeye; korkarım denize gömlekle girip, hemen oraya gelmiş gibi çıkacağım az sonra kürsüye. Belki rüzgar vardır diye çıkıyorum salondan dışarıya. Dışarıda da öğrenciler var; konuşuyorlar aralarında: - Biraz sonra Düş Hekimi varmış, onu dinleyeceğim… Dibindeyim; heyecanlanıyorum, çok da mutlu oluyorum bunu duyunca: - O beniiiiiim; siz beni dinlemeye gelmişiniiiiiiz… - Öyle miiiiiii?
Ve evlenince denizciliği bırakıp, karaya vurmuş garsona veriyoruz fotoğraf makinesini; çekiyor bizi, sonsuza dek öğrenci kalacakların o andaki keyfini. Yanımdaki öğrencinin üzerinde bir tişört var, üzerinde de yazı: ‘Do What You Want’ yani: ‘İstediğini yap!...’ Benim üzerimde de yapış yapış ama bemmmbeyaz bir gömlek - saunada gibiyim. Tamam o zaman; yapıyorum işte istediğimi. ** ** ** İçeride Öğrenci Sorunları – dışarıda gömlek sorunu; hemen çıkartıp konuşmacı formamı, giyiyorum çantamdaki "Forrest Gump" formamı ve yeniden "ta kendim" oluyorum, ta kendim gibi olmam gereken bir konuşma başlangıcında. Sıram gelmişken - kürsüde hazırlıklarımı yaparken, acilen yepyeni kareler ekliyorum sunumuma dakikalar kala. Hazırım artık, ‘dünyanın en taze görselli’ kongre sunumuna.
‘Öğrenci Sorunları Paneli’ bitmiş; ardından Düş Hekimi takdim ediliyor kongre salonunda:
ve Bob Marley’in ‘No Woman, No Cry’ı çalarken fonda, kareler belirmeye başlıyor öğrencilerin karşısında: ÖĞRENCİ YOK SORUN YOK
ÖĞRENCİLİK YOK SORUN ÇOK
Dakikalar önce çekilmiş bu fotoğraf geliyor perdeye, ‘Do What You Want’ın da izlediği salonda. DO WHAT YOU WANT?
Perdedeki sürprizden sonra, öğrencilerle müthiş bir bağ hissediyorum konuşmam boyunca. Anlatırken göremiyorum ama; hep duyuyorum gülüşlerinde, alkışlarında, konuşma bitimi - hatta öğle yemeği sonrasında, o sıcak kuşatmada.
Ve hissettiğim en sevgi’li sunum ortamı oluyor bu ulusal kongre.
Sonsuza dek umudum artıyor, bu duyguları yaşadıkça; Dünya kurulduğundan beri hep var olmuş, hep var olacak, onca felaket, onca senaryo arasında. Yeni sonsuza dek öğrencilerin, yeni sonsuza dek gençlerin, yeni sonsuza dek sevgi'lilerin. ardına dek açık kollarla, anladıklarında, anlattıklarında, öğrendiklerinde, öğrettiklerinde. ** ** ** O pırıl pırıl gençlere, o gençleri bir araya getiren, Türk Dişhekimleri Birliği ve Ankara Dişhekimleri Odası yöneticilerine, beni davet eden, TDB Öğrenci Kolu Yönetim Kurulu üyesi Sera Akkaya'ya, ADO Öğrenci Kolu Başkanı Gizem Kılıç'a, bunca tarifsiz emek ve ilgilerine özel teşekkürlerimle ve hep sevgilerimle… dr. dt. yalçın ergir - ortodontist
dr. dt. yalçın ergir - ortodontist fondaki müzik: ‘sonsuza dek ‘ Türk Dişhekimleri Birliği 5. Ulusal Öğrenci Kongresi'nin ardından: TDB Web Sayfasından: Dişhekimliği fakültesinden mezun olurken; “ Ve mezun olunur… Çürük dirsekler, yorgun yüreklerle biter “Tüm Bir Yaşam” kitabının ilk cildi... İkinci cilt bir kitap değil, boş bir defterdir aslında… “ Doldur işte” diye bir kurşun kalem verilmiştir sana.... Tüm dostlarıma sıkı sıkı dolduracak bir boş yaşam defteri, bir tükenmez kalem ve nüfus kağıdından bağımsız kronik bir gençlik dilerim!” diyerek diplomasını alan bir hekim olarak yoğun ve stresli bir eğitimin ardından geleceğe kaygıyla bakan bizlerin dudağında gülümseme, gözlerinde ışıltı oldu düş hekimi... ** ** ** ve öğrenciler ve öğrenciler