Konu:Öğrenci-Öğretmen iletişimi ve Etkin Dinleme Etkili İletişim Konu:Öğrenci-Öğretmen iletişimi ve Etkin Dinleme 20070137- HÜSEYİN KAÇAN 4-B/Sınıf Öğretmenliği
öğretmen-öğrencİ İletİşİmİ ve İletİşİm engellerİ
ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLETİŞİMİ Öğrenme ve öğretme süreçlerinin etkili olabilmesi için öğreten-öğrenen arasındaki iletişimin kalitesine ve verimine dikkat edilmelidir. Bu süreçte “öğrenciyle iletişim nasıl sağlanmalı, problemler karşısında duruşumuz nasıl olmalı?” gibi soruların cevapları bulunmaya çalışılmalıdır.
ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ İÇİN ETKİLİ BİR MODEL Öğretmenler okuldaki öğrencilerdeki problemlerden dolayı hayal kırıklığına uğrayabilir ya da problemin çözümünde kendilerini başarısız görebilirler. Yapılan araştırmalar, onların başarısız olmadığını, tersine çoğunun öğretmenlik hakkında çok şey bildiği fakat bunu uygulamak için yeterli fırsatları bulamadığını göstermektedir.
ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ İÇİN ETKİLİ BİR MODEL İyi öğretmen tanımları genelde çok kişi tarafından kabul edilmiş yaygın inançlara dayanır. Misaller: 1. İyi öğretmen sakindir, telaşlanmaz, sinirlenmez, soğukkanlıdır. 2. İyi öğretmen önyargılı ve yanlı değildir ne olursa olsun taraf tutamaz ,öğrencilere eşit davranır. 3. İyi öğretmen her şeyden önce tutarlıdır. Değişmez, unutmaz,unutulmaz, hata yapmaz. 4. İyi öğretmen her sorunun cevabını bilir.
Kısaca iyi öğretmenler sıradan insanlardan çok daha iyi, çok daha anlayışlı, çok daha bilgili, çok daha kusursuz olmalıdır. Başka bir deyişle öğretmenlerden üstün bir varlık olmaları beklenmektedir. Bu ancak abartılı rol yapıp kendi kendini düş kırıklığına uğratma pahasına elde edilebilecek davranışlardır.
Daha da kötüsü, pek çok öğretmen bu iyi öğretmen modelini kafalarının bir köşesinde destekler ve inançlardan hepsinin değilse bile çoğunun iyi bir öğretmende olması gerektiğine inanır. Sonuçta kendilerini bu modele göre değerlendirir ve doğal olarak başarısız olduklarına karar verirler.
Sınıfta iki aşırı davranış: 1. “Ben öğretmenim. Sen öğrencisin Sınıfta iki aşırı davranış: 1. “Ben öğretmenim. Sen öğrencisin. Eğer bi’şeyler öğrenmek ve bir şey yapmak istiyorsan, benim istediğim gibi düşüneceksin, konuşacaksın ve yapacaksın.” 2. “Burada öğretmen, öğrenci yok. Hepimiz öğretmen ve öğrenciyiz. Hiç kimse birbirinden üstün değildir, herkes eşittir.”
Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişki, 1. Açıklık , şeffaflık 2. Önemsenmek 3. Birbirine ihtiyaç duymak 4. Birbirinden ayrı olmak 5. İhtiyaçlarını karşılıklı olarak giderebilmek
bireyselliğine, yaratıcılığına, gelişmesine, yardımcı olurlar. Özelliklerini içerirse, iyi bir öğretmen-öğrenci ilişkisi kurulmuş demektir. Böyle olunca iki tarafta birbirlerine değer verdiklerini bilir, birbirlerinin bireyselliğine, yaratıcılığına, gelişmesine, yardımcı olurlar.
Diğer taraftan Öğretmen, öğrencinin davranışının kabul edilemez olduğu mesajını verir, onun değişmesini, sanki sorunu yokmuş gibi davranmasını ve sorunu ne olursa olsun onu bir kenara bırakmasını ister. Öğretmenin bu yaklaşım diline "Kabul etmeme dili" denir. (Kabul Etmeme Dili = İletişimin On İki Engeli) Bunlar öğrencinin öğrenmesini engelleyen sorunların çözülmesinde gerekli olan iki yönlü iletişimi yavaşlatır, engeller ya da bütünüyle yok eder.
KABUL ETMEME DİLİ (12 İLETİŞİM ENGELİ)
3 ana başlıkta toplanabilir: A) Çözüm(süzlük) İletİlerİ: Çözüm iletileri öğrencilere tam olarak davranışlarını nasıl değiştireceklerini, ne yapmaları gerektiğini, ne yaparlarsa daha iyi olacağını ya da ne yapabileceklerini gösterir. Çoğu öğretmen çözüm iletilerini, kendi gereksinmelerini kısa yoldan elde etmek için kullanırlar. Yanlış olan tarafı , işe yaramaması ve yaradığı zaman bile taşıdığı gizli iletiler nedeni ile öğrenciyi küstürüp uzaklaştırmasıdır. Çözüm iletileri öğrencilerinin öğretmenlerine aynen karşılık verme tehlikesini taşırlar.
ÇÖZÜM İLETİSİ ( 1-5 ARASI) : EMİR VERME : “Konuşmayı bırak da ödevini yap.” UYARMAK – GÖZDAĞI VERMEK : “İyi not almak istiyorsan biraz kıpırdan.” 3. AHLAK DERSİ VERMEK: “Senin gibi bir öğrenciye yakışmıyor bu durum.” 4. ÖĞÜT VERMEK,ÇÖZÜM GETİRMEK : “Sen bunları bırak da ,zamanını iyi planla önce. O zaman ödevlerini bitirebilirsin.” 5. NUTUK ÇEKMEK: “Ödevini tamamlamak için yalnızca 3 günün kaldığını hatırlasan iyi olur.”
B) BASTIRICI İLETİLER : Öğretmen yanlışlarının yüzüne vurulmasının öğrenciye yardımcı olacağını düşünebilir. Bu iletişim öğrenciler tarafından ya önemsenmez ya da yetersizlik duygularını pekiştirir. Öğrenciler genelde bunlara gülüp geçerler. Bunlar öğrenciyi küçümser kişiliğini sorgular, benlik imajını zedeler.
BASTIRICI İLETİLER ( 6-8) : YARGILAMAK,ELEŞTİRMEK,SUÇLAMAK : “Sen tembelsin ve kaçamak yapıp, işi ağırdan alıyorsun.” AD TAKMAK ,ALAY ETMEK : “1. Sınıf öğrencisi gibi davranıyorsun.” YORUMLAMAK,ÇÖZÜMLEMEK: “Sen açıkça bu ödevi yapmaktan kaçıyorsun.”
BASTIRICI İLETİLER ( 9-10) : (Öğretmen öğrencinin kendisini iyi hissetmesi için var olan sorunları yadsır.) ÖVMEK , AYNI DÜŞÜNCEYİ PAYLAŞMAK , OLUMLU DEĞERLENDİRME YAPMAK : “Sen iyi bir öğrencisin, yaparsın, böyle pes etme.” AVUTMAK, DESTEKLEMEK : “Her şey düzelecek, yarın kendini daha iyi hissedeceksin.”
C) DOLAYLI İLETİ : ( Öğretmen konuyu değiştirmek, ilgilenmemek için kullanır. Öğrenciye kabul edilmediğini hissettirir.) 12. OYALAMAK,ALAY ETMEK,KONUYU SAPTIRMAK : “Boşver daha eğlenceli şeylerden konuşalım.” “Şimdi zamanı değil. Dersimize dönelim.” “Sen dersinle ilgilen sonra hallederiz.”
Bu 12 iletişim engeli iletişimde kabul edilmeme dilidir. Peki bu iletişim dilini kullanmayacaksak nasıl bir iletişim dili kullanmaya çalışmalıyız?
KABUL ETME DİLİ Neden Kabul Dilini Kullanmalıyız?
Bir kişi, başka birini içtenlikle kabul eder ve bunu iletebilirse, o kişide yardım etme yeteneği var demektir. Böyle bir ilişkide diğer kişi gelişebilir, olumlu yönde değişebilir, sorunları çözmeyi öğrenebilir, psikolojik sağlığı düzelebilir, daha üretici, daha yaratıcı olabilir ve gizli gücünü tümüyle kullanabilir.
Başkası tarafından, olduğu gibi içtenlikle kabul edildiğini anlayan bir kişi kendini özgür hisseder ve nasıl değişeceğini düşünmeye başlar. Nasıl büyüyeceğini, nasıl farklı olacağını, yapabileceğinden fazlasını nasıl yapabileceğini tasarlar. Kabul çocukları açar, onların duygularını ve sorumluluklarını paylaşmak için yüreklendirir. Başkalarını oldukları gibi kabul etmek, ilişkileri kuvvetlendirmede önemli bir etmendir.
Psikologlar “sıkıntısını paylaşmaya çalışan birine yapılabilecek en güzel yardım müdahalede bulunmadan yalnızca yanında olmaktır.”demektedirler. Usta danışmanlar başarılarını temelinin, kişiyi konuşmaya başlatmak ve onu dinleyerek yolunu açmak olduğunu söylerler.
ETKİLİ BİÇİMDE YARDIMCI OLMANIN DÖRT FARKLI YOLU: 1. Edilgen Dinleme (sessizlik) : Öğrenciye gerçekten kabul edildiğini duyumsatan ve sizinle daha fazla paylaşması için yüreklendiren çok güçlü bir iletidir. 2. Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler : Dinlerken, özellikle duraklamalarda gerçekten dinlediğinizi göstermek için sözlü ya da sözcük belirtileri vermeye "kabul tepkileri" denir. "Hı-hı", "evet", "anlıyorum" gibi...
3-Kapı Aralayıcı İletiler : Öğrenciler, bazen konuşmaya başlamak için bile ek yüreklendirme beklerler. Bu iletilere "kapı aralayıcılar" denir. "İlginç, devam etmek ister misin?" gibi . 4-Etkin Dinleme: Daha fazla etkileşim ve dinleyenin yalnız duyduğunu değil, aynı zamanda doğru olarak anladığını da gösterir. Bu nedenle usta dinleyici "etkin dinleme“ yi daha yaygın kullanır.
ÖĞRENCİ: Gazeteyi çıkaramayacağım galiba. Pes ediyorum. ÖĞRETMEN: (Sessizlik, baş sallama.) ÖĞRENCİ: Sabahtan beri koşturuyorum. Gazetecilik kolu başkanı olduğum için her işi benim yapmam bekleniyor. ÖĞRETMEN: Hıı. ÖĞRENCİ: Ahmet yazıları bilgisayara geçmedi. Ayşe okul müdürüyle röportajı hala yapmadı, umursamıyorlar. ÖĞRETMEN: (Kafasını sallar) Canın sıkılmış. ÖĞRENCİ:( Biraz sustuktan sonra.) Böyle olmayacak iş bölümünü belirten bir liste yapmam lazım. ÖĞRETMEN: Anlıyorum. ÖĞRENCİ: Bu listeyi bu akşam yapacağım. ÖĞRETMEN: Tamam.