Kendini İfade Etme Emirhan Güneş Kendimizi ifade etmek ve dışa vurmak için gösterdiğimiz çabanın % 80'inin, kelimeler kullanmadan gerçekleştiğini biliyor musunuz? Bu konuda araştırmalar yapan bilim adamlarının iddiaları bu yönde. Halbuki biz, herşeyi konuşma ve kelimeler aracılığı ile hallettiğimize ne kadar da çok inanırız. Kalın sözlükler, dil bilgisi kitapları ve çeşitli ansiklopediler bizlere gramer bilgilerini aktarırlar, kelimelerin nasıl yazılacağını, doğru cümlelerin ne biçimde kurulacağım açıklamaya çalışırlar. Ama kendimizi ifade etmenin ve diğer insanlarla bir iletişim ve diyalog içine girmenin diğer yollan ya da değişik alternatifleri hakkında bize bilgi veren ve yol gösteren ne bir kimse, ne de bir kitap yoktur. Daha da kötüsü, bize, bu iletişim yollanm bastırmamız yönünde telkinde bulunulur. Böyle olunca da, kendimizi doğal bir biçimde ifade etme yeteneğimiz giderek zayıflar ve unutulur. Aynı şekilde, karşıdan gelen bu türlü mesajlan da algılayamaz oluruz. Yani bir kimse bize, gözleri, elleri ve teniyle bizi sevdiğini ifade etse, buna bir türlü inanamaz ve onun, bunu ille de sözlerle söyleyip, açıklamasını isteriz, böyle bir tamamlamaya ihtiyaç duyarız. Yakın zamanlara kadar, iş adamları, aralarındaki anlaşmayı bir el sıkışma ile hallederlerdi. Günümüzde ise, bu iş için sayfalarca sözleşmelere gerek duyuluyor. Öyle görünüyor ki, "sözsüz" haberleşme (ya da iletişim)yeteneği de, tıpkı insanlann birbirlerine güvenleri gibi giderek (ve hızla)yok oluyor. Aynca, insanları kandırmak, yanıltmak ya da manipule etmek için kullanılan kelimelerin sayısı, bizi korumak ve daha iyiye yöneltmek için kullanılanlardan kat kat fazla. İşte bu nedenle, herhangi bir durumda kendimizi ifade eder ve dışa vururken, dikkat etmemiz gereken bazı kurallar vardır: 1. Eğer birisine bir şey anlatmak istiyorsak, bunu içimizde bastırmadan, ifade etmeli ve dışa vurmalıyız. 2. Düşüncelerimizi ve anlatacaklanmızı, onlan ilgilendiren kişilere açıklamaktan korkmamalıyız. 3. İleteceğimiz mesajı, tam etkili olarak yerine ulaştırabilmek için, ona uygun olan ifade biçimini seçmeliyiz. Bu üç öneri, belki size ilk bakışta biraz basit gelebilir, ama gelin bu kurallar ile hayatınızda neleri değiştirebileceğinize bir göz atalım. Böyle davranmakla: Karşınızdaki kişi her kim olursa-olsun, ona, aklınızdan geçenleri ve kendisi için düşündüklerinizi rahatlıkla açıklayabilirsiniz. • Konu ile ilgili olan kişilere durumu açıklayamayıp, sonra da onları başkalarına şikayet etmek yerine, onlara: "Bak arkadaş, senle bir sorunumuz var, gel bunu oturup birlikte çözelim" önerisini rahatlıkla ve çekinmeden yapabilirsiniz. • Gereken kişiyle hemen oturup-konuşmanın mı, yoksa önce ona bir mektup yazarak, zaman kazanmanın mı gerektiğine karar verebilir ya da onun, kendi kendine konuşmasını engellemek için, karşılıklı konuşmayı seçebilirsiniz. "Kendini ifade etmek" oldukça geniş kapsamlı bir kavram. Bu nedenle içerdiği alanı tam olarak tanımlayabilmek zor oluyor. Bazen konuşmak anlamına gelirken, bazen de susmak ve dinlemeyi içerebiliyor. Kimi zaman bir iddia ortaya atmak, kimi zaman ise doğru sorular sorarak, konuşmayı yönlendirmek ve iddiayı yargılamak özelliğini de taşıyabiliyor. Kendini ifade etmek, bazı zaman derin bir iç çekmeyle sıkıntıdan kurtulmayı gösterdiği gibi, bazı zaman da televizyonda bir futbol maçını seyrederken bağırarak, gerginlikten sıyrılmak demek oluyor.
Kendimizi ifade etmek ve dışa vurmak için gösterdiğimiz çabanın % 80'inin, kelimeler kullanmadan gerçekleştiğini biliyor musunuz? Bu konuda araştırmalar yapan bilim adamlarının iddiaları bu yönde. Halbuki biz, herşeyi konuşma ve kelimeler aracılığı ile hallettiğimize ne kadar da çok inanırız. Kalın sözlükler, dil bilgisi kitapları ve çeşitli ansiklopediler bizlere gramer bilgilerini aktarırlar, kelimelerin nasıl yazılacağını, doğru cümlelerin ne biçimde kurulacağım açıklamaya çalışırlar. Ama kendimizi ifade etmenin ve diğer insanlarla bir iletişim ve diyalog içine girmenin diğer yollan ya da değişik alternatifleri hakkında bize bilgi veren ve yol gösteren ne bir kimse, ne de bir kitap yoktur. Daha da kötüsü, bize, bu iletişim yollanm bastırmamız yönünde telkinde bulunulur. Böyle olunca da, kendimizi doğal bir biçimde ifade etme yeteneğimiz giderek zayıflar ve unutulur. Aynı şekilde, karşıdan gelen bu türlü mesajlan da algılayamaz oluruz. Yani bir kimse bize, gözleri, elleri ve teniyle bizi sevdiğini ifade etse, buna bir türlü inanamaz ve onun, bunu ille de sözlerle söyleyip, açıklamasını isteriz, böyle bir tamamlamaya ihtiyaç duyarız. Yakın zamanlara kadar, iş adamları, aralarındaki anlaşmayı bir el sıkışma ile hallederlerdi. Günümüzde ise, bu iş için sayfalarca sözleşmelere gerek duyuluyor. Öyle görünüyor ki, "sözsüz" haberleşme (ya da iletişim)yeteneği de, tıpkı insanlann birbirlerine güvenleri gibi giderek (ve hızla)yok oluyor. Aynca, insanları kandırmak, yanıltmak ya da manipule etmek için kullanılan kelimelerin sayısı, bizi korumak ve daha iyiye yöneltmek için kullanılanlardan kat kat fazla. İşte bu nedenle, herhangi bir durumda kendimizi ifade eder ve dışa vururken, dikkat etmemiz gereken bazı kurallar vardır:
1. Eğer birisine bir şey anlatmak istiyorsak, bunu içimizde bastırmadan, ifade etmeli ve dışa vurmalıyız. 2. Düşüncelerimizi ve anlatacaklanmızı, onlan ilgilendiren kişilere açıklamaktan korkmamalıyız. 3. İleteceğimiz mesajı, tam etkili olarak yerine ulaştırabilmek için, ona uygun olan ifade biçimini seçmeliyiz.
Bu üç öneri, belki size ilk bakışta biraz basit gelebilir, ama gelin bu kurallar ile hayatınızda neleri değiştirebileceğinize bir göz atalım. Böyle davranmakla: Karşınızdaki kişi her kim olursa-olsun, ona, aklınızdan geçenleri ve kendisi için düşündüklerinizi rahatlıkla açıklayabilirsiniz.
• Gereken kişiyle hemen oturup-konuşmanın mı, yoksa önce ona bir mektup yazarak, zaman kazanmanın mı gerektiğine karar verebilir ya da onun, kendi kendine konuşmasını engellemek için, karşılıklı konuşmayı seçebilirsiniz.
"Kendini ifade etmek" oldukça geniş kapsamlı bir kavram "Kendini ifade etmek" oldukça geniş kapsamlı bir kavram. Bu nedenle içerdiği alanı tam olarak tanımlayabilmek zor oluyor. Bazen konuşmak anlamına gelirken, bazen de susmak ve dinlemeyi içerebiliyor. Kimi zaman bir iddia ortaya atmak, kimi zaman ise doğru sorular sorarak, konuşmayı yönlendirmek ve iddiayı yargılamak özelliğini de taşıyabiliyor. Kendini ifade etmek, bazı zaman derin bir iç çekmeyle sıkıntıdan kurtulmayı gösterdiği gibi, bazı zaman da televizyonda bir futbol maçını seyrederken bağırarak, gerginlikten sıyrılmak demek oluyor.