LIST OF IRREGULAR VERBS

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
“Bu akşam ne yapıyorsun?”
Advertisements

HÂL EKLERİNİN YABANCILARA ÖĞRETİMİ
YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARI ÖĞRENCİ DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ
KURGU KUŞAĞI Düşüncelerimizdeki Değişim Gelişim Etkinliği
“Hızlı koşma, yavaş koş.”
For a very very important person of my life
Aşk nedir ?.
BİRLİKTE YAŞAMA VE KARDEŞLİK
Conjugating the present continuous
Ne Güzeldir. Dört gözle beklediğiniz bir haberin gelmesi...
NE GÜZELDİR.
GÜNAH, SEVAP, HELAL VE HARAM KAVRAMLARINI ÖĞRENİYORUM
Present activities ● Questions
Öğrendikçe mi büyürüz,yoksa büyüdükçe mi öğreniriz?
DEYİMLER.
THIS IS NURCAN AKALTUN’S WORK BU BİR NURCAN AKALTUN ÇALIŞMASIDIR.
[ baykallar .weebly.com]
DEYİMLER Etekleri tutuşmak: Telaşlanmak Ayak bağı olmak: Engel olmak
“O gitar çalamaz.” Ability talebe U27  .
Be (Olmak,bulunmak)Waswere Been Begin (Başlamak) Began Begun Break (Kırmak) BrokeBroken.
UNIT SIXTEEN PAST ACTIVITIES Geçmiş zamanda yapılan etkinlikler
“O Türkçe konuşabilir.” Ability ● Request ● Permission
SENI SEVIYORUM HATICEM
Ata sözü : Adı çıkmış dokuza, inmez sekize.
D E Y İ M L E R Baltayı Taşa Vurmak Ocağına Düşmek.
DEYİMLER Etekleri tutuşmak: Telaşlanmak Ayak bağı olmak: Engel olmak
AİLE TUTUMLARI VE ÇOCUĞU ANLAMAK REHBERLİK SERVİSİ
Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü PEMBE SELEK
UNIT 4 CARTOON CHARACTERS
SÖZCÜKTE ANLAM.
“Hafta sonu ne yapacaksın?” Future tense ● Conditionals
Okumak.
To want to do sth. -mek istemek Part I Study Turkish
ÇOCUĞUMLA EVDE NELER YAPABİLİRİM?
A. NESNELERİNE GÖRE FİİLLER B. ÖZNELERİNE GÖRE FİİLLER
SIMPLE PAST TENSE (Geçmiş Zaman)
IĞDIR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
ŞİDDET NEDİR ? Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür.
İBADET KONUSUNDA BİLGİLENELİM
HOŞGELDİNİZ.
Hoş geldiniz – Welcome Hoş bulduk. Synopsis of Your Feedback for Fall’11 Most of the people agreed with the idea of having tuition Most of the people.
VÜCUDUN SENİNDİR, ONU KORU.
DEYİMLER.
O kitap okumakokuyor. O masada oturmakoturuyor. O kapı açmak açıyor. O ekmek almak alıyor. O gelmek geliyor. O dışarıda beklemek bekliyor. O şarkısöylemek.
Deyimler Testi.
Değeri olmayan bir işe ya da mala para vermek.
[gezegeni korumak] [kapatmak] [korumak] [enerji tasarrufu yapmak]
Baktığımız yer bizim nasıl düşündüğümüzü belirler.
YAPI BAKIMINDAN FİİLLER
RESULULLAH’IN KUR’ANDA EMİR BUYURULAN HÜKÜMLER DIŞINDA YAPTIĞI DAVRANIŞLARDANSÜNNETLERDENÖRNEKLER FİİLÎ SÜNNET Behçet Gündüz İzmir.
OTURMAK KALKMAK YÜRÜMEK KOŞMAK. OTURMAK KALKMAK YÜRÜMEK KOŞMAK.
MESLEKİ AHLAK KURALLARI
ABDEST ABDEST ALINIŞI.
IRREGULAR VERBS LIST (DÜZENSİZ FİİLLER LİSTESİ)
UNIT 3 - A DAY IN MY CITY.
[gezegeni korumak]. [gezegeni korumak] [kapatmak]
Düzensiz Fiillerin anlamları ve cümleleri.
UNIT SIXTEEN PAST ACTIVITIES Geçmiş zamanda yapılan etkinlikler
bir kadın çocuktur aslında...
When / While.
FİİL ÇATISI A. NESNELERİNE GÖRE FİİLLER 1. Geçişli Fiiller 2. Geçişsiz Fiiller 3. Oldurgan Fiiller 4. Ettirgen Fiiller B. ÖZNELERİNE GÖRE FİİLLER 1. Etken.
Conjugating the present continuous
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Teknolojinin zararları ve faydaları. Teknolojinin faydaları 1.Teknoloji sayesinde bilgi alışveriş kolaylaştı. Dünyanın öteki ucunda gerçekleşen bir olaydan.
SIMPLE PAST TENSE (Geçmiş Zaman)
Emojilerle Deyimleri Tahmin Etme
DÜZENSİZ FİİLLER (IRREGULAR VERBS).
UNIT 3 Cartoon Characters.
Aşk nedir ?.
Sunum transkripti:

LIST OF IRREGULAR VERBS PRESENTS Prepared by: Nurullah ÖKTEM

BE Olmak, var olmak, bulunmak BE WAS – WERE BEEN

BEAT Dövmek, vurmak, yenmek BEAT BEAT BEATEN

BECOME Olmak BECOME BECAME BECOME

BEGIN Başlamak, başlatmak BEGIN BEGAN BEGUN

BEND Eğmek, bükmek, kıvırmak BEND BENT BENT

BITE Isırmak BITE BIT BITTEN

BLOW Esmek, üflemek BLOW BLEW BLOWN

BREAK Kırmak, kırılmak, bozmak BREAK BROKE BROKEN

BRING Getirmek BRING BROUGHT BROUGHT

BUILD İnşa etmek BUILD BUILT BUILT

BURN Yanmak, yakmak BURN BURNT BURNT

BURST Patlamak BURST BURST BURST

BUY Satın almak BUY BOUGHT BOUGHT

CATCH Yakalamak, tutmak CATCH CAUGHT CAUGHT

CHOOSE Seçmek CHOOSE CHOSE CHOSEN

COME Gelmek COME CAME COME

CUT Kesmek CUT CUT CUT

DEAL Anlaşmak, paylaştırmak, dağıtmak DEAL DEALT DEALT

DIG Kazmak, kazı yapmak DIG DUG DUG

DO Yapmak DO DID DONE

DRAW Resim çizmek, çekmek DRAW DREW DRAWN

DREAM Hayal etmek, rüya görmek DREAM DREAMT DREAMT

DRINK içmek DRINK DRANK DRUNK

DRIVE Sürmek DRIVE DROVE DRIVEN

EAT Yemek EAT ATE EATEN

FALL Düşmek FALL FELL FALLEN

FEED Beslemek FEED FED FED

FEEL Hissetmek FEEL FELT FELT

FIGHT Savaşmak, kavga etmek FIGHT FOUGHT FOUGHT

FIND Bulmak FIND FOUND FOUND

FLY Uçmak FLY FLEW FLOWN

FORBID Yasaklamak FORBID FORBADE FORBIDDEN

FORGET Unutmak FORGET FORGOT FORGOTTEN

FORGIVE Affetmek, bağışlamak FORGIVE FORGAVE FORGIVEN

FREEZE Donmak FREEZE FROZE FROZEN

GET Elde etmek, olmak, ulaşmak GET GOT GOT

GIVE Vermek GIVE GAVE GIVEN

GO Gitmek GO WENT GONE

GROW Büyümek, gelişmek GROW GREW GROWN

HANG Asmak HANG HUNG HUNG

HAVE Sahip olmak, almak, yapmak HAVE HAD HAD

HEAR Duymak, haber almak HEAR HEARD HEARD

HIDE Saklamak, saklanmak HIDE HID HIDDEN

HIT Vurmak, çarpmak HIT HIT HIT

HOLD Tutmak HOLD HELD HELD

HURT İncitmek, acımak HURT HURT HURT

KEEP Almak, tutmak, saklamak, korumak KEEP KEPT KEPT

KNOW Bilmek, tanımak, görmek KNOW KNEW KNOWN

LAY Sermek, yatırmak LAY LAID LAID

LEAD Yol göstermek LEAD LED LED

LEND Ödünç vermek, borç vermek LEND LENT LENT

LEAVE Ayrılmak, terk etmek LEAVE LEFT LEFT

LET İzin vermek LET LET LET

LIE Yalan söylemek LIE LAY LAIN

LIGHT Yakmak, yanmak, aydınlatmak LIGHT LIT LIT

LOSE Kaybetmek LOSE LOST LOST

MAKE Yapmak MAKE MADE MADE

MEAN Kastetmek, anlamına gelmek MEAN MEANT MEANT

MEET Karşılaşmak, tanışmak, buluşmak MEET MET MET

PAY Ödemek PAY PAID PAID

PUT Koymak, yerleştirmek PUT PUT PUT

READ Okumak, anlamak READ READ READ

RIDE (Ata, bisiklete) binmek RIDE RODE RIDDEN

RING Zil çalmak RING RANG RUNG

RISE Yükselmek, artmak RISE ROSE RISEN

RUN Koşmak RUN RAN RUN

SAY Söylemek SAY SAID SAID

SEE Görmek, anlamak SEE SAW SEEN

SELL Satmak SELL SOLD SOLD

SEND Göndermek SEND SENT SENT

SET Koymak, saptamak, ayarlamak SET SET SET

SHAKE Sallamak SHAKE SHOOK SHAKEN

SHINE Parlamak SHINE SHONE SHONE

SHOOT Atmak, vurmak SHOOT SHOT SHOT

SHOW Göstermek, görünmek SHOW SHOWED SHOWN

SHUT Kapatmak SHUT SHUT SHUT

SING Şarkı söylemek SING SANG SUNG

SINK Batmak, batırmak SINK SANK SUNK

SIT Oturmak SIT SAT SAT

SLEEP Uyumak SLEEP SLEPT SLEPT

SPEAK Konuşmak, söylemek SPEAK SPOKE SPOKEN

SPEND Harcamak SPEND SPENT SPENT

SPREAD Yaymak SPREAD SPREAD SPREAD

STAND Ayakta durmak, kalmak STAND STOOD STOOD

STEAL Hırsızlık yapmak, çalmak STEAL STOLE STOLEN

STICK Yapıştırmak, saplanmak STICK STUCK STUCK

SWIM Yüzmek SWIM SWAM SWUM

TAKE Almak TAKE TOOK TAKEN

TEACH Öğretmek, ders vermek TEACH TAUGHT TAUGHT

TELL Anlatmak, söylemek TELL TOLD TOLD

THINK Düşünmek, sanmak THINK THOUGHT THOUGHT

THROW Atmak, fırlatmak THROW THREW THROWN

UNDERSTAND Anlamak UNDERSTAND UNDERSTOOD UNDERSTOOD

WAKE Uyanmak WAKE WOKE WOKEN

WEAR Giymek, takmak WEAR WORE WORN

WIN Kazanmak WIN WON WON

WRITE Yazmak WRITE WROTE WRITTEN