DERS: TÜRKÇE KONU: FİİL (EYLEM)
Seyredilecek bir şey ve dinlenilecek bir hikâye yoksa, hayat çoğu zaman bir sıkıntılı olur. Çocukluğumda bu sıkıntıya karşı ya radyo dinlenirdi ya da pencereden dışarıya, sokağa, gelip geçenlere, karşı apartman dairelerinin içine bakılırdı. O zamanlar, 1958'de Türkiye'de daha televizyon yoktu. Ama "yok" denmez, tıpkı İstanbul sinemalarında gösterilmesi üç-beş yıl alan Hollywood'un efsane filmlerinden söz ederken yapıldığı gibi "daha gelmedi" denirdi iyimserlikle. İşte bu şekilde, varlıkların yaptıkları veya etkilendikleri işleri, hareketleri, oluşları, kılışları, durumları zamana, tasarıya ve kişiye bağlı olarak anlatmada kullanılan kelimelere fiil denir. Fiiller mastarları ile isimlendirilirler. Mastar, fiil kök veya gövdesinin "-mEk, -mE, İş" eklerini almış hâlidir. Bu ekler atıldığında geriye sadece fiil kalır. Bu fiiller artık zamana, tasarıya ve şahsa göre çekimlenmeye hazırdır. Fiil kök ve gövdelerinin, kısaca fiillerin zamana, tasarıya ve şahsa göre yargı bildirecek hâle getirilmesine de fiil çekimi denir.
1. EYLEMDE ANLAM
Eylemler, anlamlarına göre üçe ayrılır: A. Kılış Eylemi: Nesne alan, hareket bildiren ve ‘Neyi, Kimi?’ sorularına cevap veren eylemlerdir. Kırmak, atmak, dikmek, içmek... Bir öğünde üç ekmek yedi. Bu işi olsa olsa sen yaparsın. B. Durum Eylemi: Nesne almayan, öznenin içinde bulunduğu durumu gösteren eylemlerdir. Yürümek, oturmak, gitmek, ağlamak... Su uyur, düşman uyumaz. Can çıkar, huy çıkmaz
Sararmak, yaşlanmak, uzamak... Yine yeşillendi fındık dalları. C. Oluş Eylemi: Kendiliğinden ve zaman içerisinde gerçekleşen fiillerdir. Sararmak, yaşlanmak, uzamak... Yine yeşillendi fındık dalları. Genç yaşta ağardı saçlarım. EYLEM İŞ OLUŞ DURUM Yarın, İstanbul'da kar yağışı bekleniyor. Ahmet, yeni bir telefon aldı. Pazardan aldığım domatesler çürümüş. Meyve veren ağacı taşlarlar. Yeni evimize henüz alışamadım. Bugünlerde çikolataya dadandım.