Sınıf İçi Etkileşim ve İletişim
Bu konuda en önemli görev öğretmene düşmektedir. Öğretmenin öğrencilerle iletişime açık olması, onlara güven vermesi, sınıf içinde ortaya çıkabilecek pek çok sorunun kısa zamanda çözülmesine yardımcı olabilir.
Öğretmen-öğrenci etkileşimini etkileyen faktörler Öğretmenin sözel olmayan davranışları İletişimde sözel mesajların yanı sıra sözel olmayan mesajlarda çok önemlidir. Sözel olmayan mesajlar, bazen sözel olanları desteklerken, bazen kendi başına çok şey ifade eder. Öğretmenin bakışı, mimikleri, duruşu öğrenciye çok şey anlatır.
Duruş Vücut dili, bireyin vücudunu kullanarak çevresindeki bireylere bazı mesajlar vermesidir. Öğretmenin sınıf içinde durduğu ve hareket ettiği alan, vücudunun duruş biçimi, ellerini kullanışı, öğrenciye pek çok mesaj verir. Örneğin dik ve rahat davranan öğretmen, kendine güvendiğini gösterir ve öğrencileri olumlu etkiler. Elini önünde kavuşturarak ders anlatan öğretmen iletişime kapalı olduğunu, açık tutanlar ise iletişime açık olduklarını gösterir.
Olumlu sınıf ortamı oluşturmak için öğretmenin yerine göre öğrencilerin arasında dolaşması, olumsuz davranış gösterenlerin yanına giderek sessizce uyarması, defterlerine yaptıkları çalışmaları yanlarına giderek kontrol etmesi, vücut diliyle iletişme açık olduğunu ve kendisine güvendiğini göstermesi gerekir.
Mimikler Öğretmenin mimikleri onun duygularını yansıtır. Gergin ve sinirli bir ifade taşıyan mimikler, öğrencilerin kaygı duymalarına ve korkmalarına neden olur. Güler yüzlü sakin ifadeli öğretmenler öğrencileri rahatlatır ve öğrenme ortamına etkin katılımlarını kolaylaştırır. Mimiklerin bir diğer faydası ise öğretmenin duygularını yansıtmasıdır. Örneğin konuşan bir grup öğrenciye kızgın ve sert bir ifadeyle bakmak öğrencilerin susmasını sağlayabilir.
Dokunma Öğretmenin öğrenciye yakın mesafede durması ve ona eliyle temas etmesi öğrencinin sevildiğini ve güvende olduğunu hissetmesini sağlar. Ödevlerini kontrol ettiği öğrencileri omzuna hafifçe elini koyması, öğrenciye güven verir, kaygısını azaltır ve öğretmenle ilişkisini kuvvetlendirir.
Göz teması Öğrencileriyle göz teması kuran öğretmen hem kendine güvenini belli eder, hem de öğrenciye değer verdiğini gösterir. Öğretmenin öğrencilerle göz teması kurması iletişimi kolaylaştırır. Göz teması öğrencileri kontrol etmenin en etkili yollarından biridir.
Öğretmen özellikleri Öğretmenin fiziksel ve bazı kişilik özellikleri öğretmen öğrenci iletişimini etkilemektedir. Dış görünümü Öğretmenin dış görünümünü belirleyen fiziksel özellikleri, cinsiyeti, yaşı, giyim tarzı gibi özellikler öğretmen öğrenci ilişkisini etkiler. Görünümüne özen gösteren bir öğretmen öğrencilerine “size önem veriyorum” mesajı verir. Öğretmenler kişisel bakımların dikkat etmeli, temiz ve sade kıyafetler seçmelidir. Abartılı ve renkli giyim tarzından öğrencilerin dikkatlerini dağıtabileceği için kaçınılmalıdır. Öğretmenlerin yaşıyla ilgili yapılan araştırmalar genç öğretmenlerin lise öğrencileri üzerindeki etkilerinin, deneyimli olanlara göre daha az olduğunu göstermiştir.
Hoşgörülü olma İlkokul çağındaki çocuklar doğru ve yanlışı seçmede zorluk çektikleri, ergenlik çağındaki gençlerin ise kişiliklerini kanıtlamaya çalıştıkları için sınıfta birçok olumsuz davranışta bulunabilirler. Bu durumda öğretmenin öğrencilerin bazı hatalı davranışlarına hoşgörüyle yaklaşmaları gerekir. Aksi takdirde kolayca sinirlenir ve sınıf ortamının gerginleşmesine neden olurlar.
Sevecen, anlayışlı ve esprili olma Öğretmen ve öğrenci sınıfa istekle gelmelidir. Böyle bir durumun yaratılmasında öğretmenin sevecen anlayışlı ve şakacı olması önem kazanır. Sınıfta öğretmen tarafından yapılan küçük espri ve şakalar öğrencileri çok mutlu eder. Dersten daha fazla zevk almalarını sağlar. Bu da sınıf ortamını yumuşatır. Sevecen öğretmen öğrencilerle olumlu ilişki kurar.
Öğrencilere adlarıyla hitap eder, onların kişisel sorunlarıyla ilgilenir, her öğrencinin ayrı bir birey olduğunun farkındadır ve onlara özel olduklarını hissettirir. Bu davranışları sonucu öğrencilerin güvenini kazanırlar. Bu öğretmenler olumlu davranışlar üzerinde durak bol pekiştireç verirler. Bu öğrencinin dersi sevmesini kolaylaştırır.
Kendine güven duyma Bu duygu öğretmenin sınıfta rahat olmasını sağlar. Kendine güvenen öğretmen olumsuz öğrenci davranışı karşısında alınganlık göstermez. Kaygı düzeyi düşük olur.
Öğrenci Öğretmen Etkileşimi Öğretmenler farklı sınıflarda farklı davranırlar. Benzer şekilde, öğretmenin davranışları aynı sınıftaki öğrencilere göre değişebilir. Bunun nedeni öğrencilerin davranışlarıdır.
Braun (1976), öğrenci davranışlarıyla öğretmen davranışları arasındaki ilişkiyi kapsamlı bir modelle açıklamıştır. Bu modele göre öğrencilerin ders dinleme, sorulara yanıt verme, ödev yapma, soru sorma, dersle ilgilenmeme, hayal kurma vb. davranışları öğretmenin öğrenciler hakkında bilgi edinmesini sağlar. Öğretmen bu bilgilere dayanarak öğrenciler hakkında beklenti oluşturur.
Öğretmenin beklentileri davranışlarına yansır. Öğretmen öğrencileri başarılı, orta başarılı ya da başarısız gibi gruplara ayırır. Onlara beklentilerine uygun soru sorar, pekiştireç ve dönüt verir. Öğretimin niteliğini de beklentilerine uygun olarak düzenler.
Öğretmenlerin başarısız olarak algıladıkları öğrencilere yönelik davranışları şunlardır(Cooper ve Good, 1983). Başarısız öğrencilerin sınıfın arkasında birbirine yakın oturmalarına göz yumarlar. Onlarla daha az göz temasında bulunurlar ve onlara daha az gülümserler. sınıf yöneltilen sorulara yanıt vermeleri için başarısız öğrencilere daha az şans tanırlar. başarısız öğrencilere soru sordukları zaman yanıt vermeleri için daah kısa süre tanırlar. onlara sorulan soruları yanıtlamaları için daha az ipucu verirler. yanlış yanıtlarını daha çok eleştirirler. yanlışlarını düzeltmek için daha az zaman verirler. yaratıcı ve farklı yönlerini daha az ödüllendirirler.
Öğretmen tarafından başarısız olarak algılanan ve bunu hisseden bir öğrenci, kendisini başarısız olarak değerlendirmeye başlar. Ve bu öğrencilerin davranışlarına yansır. Ders çalışmaz ve sınıfta dikkatini derse vermez vb.
Bu döngü başarılı öğrencileri daha başarılı, öğrenme güçlüğü olan ya da düzenli çalışma alışkanlığı olmayan öğrencileri ise giderek daha başarısız olmalarına neden olur. Başarısız öğrencilere kendilerini düzeltme fırsatı tanımak için bu zinciri kırmak, mümkün olduğunca tüm öğrencilerin öğretim etkinliklerinden eşit derecede yararlanmasını sağlamak gerekir.
Öğrencinin cinsiyetinin de öğretmen davranışlarını etkilediği araştırmalarda gözlenmiştir. İlkokul öğretmeleri kız öğrencileri sınıf içinde daha iddialı, etkin ve düzeni algılarken; erkek öğrencilerin gürültücü, disiplin cezaları almaya eğilimli olarak algıladıkları bulunmuştur (Eroğlu, 1996).
Öğretmenler öğrencilerin hal ve hareket tarzlarından etkilenmektedirler. Öğretmenlerin davranışlarıyla kendilerine meydan okuyan öğrencilere daha olumsuz davrandıkları, bu öğrencilerle iletişimin öğretmenlerde ve sınıfta gerginlik yarattığı görülmüştür. Buna karşılık davranışları kontrol edebilen öğrencilerle daha olumlu, çatışmasız ve sıcak ilişki kurdukları belirlenmiştir (Abidin ve Kuetz, 1977).