DÜZYAZI TÜRLERİ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
1/20 Yazı Türleri “Seçilmiş bir konu üzerinde, yapılan araştırma ve incelemelerin sonucunu bildiren yazılara denir.” Yukarıda hangi türün tanımı yapılmıştır.
Advertisements

HİKÂYE (ÖYKÜ) Sevcan ÖZDEN Sultanahmet Anadolu
HAZIRLAYAN: TDE ÖĞRETMENİ BURCU ARICAN
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI
Tanımı Özellikleri Konuyla İlgili Sorular
Günlük Betsi Levi 11-c.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
BİYOGRAFİ- OTOBİYOGRAFİ Doruk Dİlek Serhan Yüce
Dil ve Anlatım Performans Ödevi Ela Başaran Gülden Karademir
ANI Öykü Özfırat 11D.
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
Öykü ( Hikaye ).
KEREM GUVENTURK CAN DIVITOGLU 11/C
FEM DERSANESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ
Hazırlayan: Ali Akpınar
MASAL.
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
MASAL MASAL.
GARİP AKIMI (I. YENİ).
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR
DENEME Yiğit İlkkutlu.
9. Sınıf Türk Edebiyatı MART Manzum Hikaye.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Performans Ödevi Ders : Dil ve Anlatım Konu : Makale (Makale Nedir?Makale Çeşitleri Nelerdir ? Makalenin Özellikleri) Öğrenci Bilgileri İsim: Burak.
TÜRKÇE / Düşünce Yazıları (Biyografi-Otobiyografi)
ANI TÜRÜ Esra Gürçay.
1-5 NİSAN GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBİ METİNLER
TÜRKÇE / Olay Yazıları (Fabl-Fıkra-Tiyatro)
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
TÜRKÇE / Düşünce Yazıları (Gezi Yazısı-Anı)
Konu : DÜZYAZI TÜRLERİNDEN MASAL – ANI – HİKAYE - ROMAN
BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
Tanzimat dönemi öğretici metinler
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
GÖSTERMEYE BAĞLI DÜZYAZI TÜRLERİ
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
GÜNLÜK (GÜNCE)
ÖĞRENCİ ; -BÜŞRA YILDIRIM -10/E -425
GEZİ YAZISI GEZİ YAZISI.
ROMAN.
SERKAN ERDOĞAN TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
NEDİR TİYATRO?.
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
Servet-İ fünun edebİyatI
Düşünceye Dayalı Ve Konusunu Yaşamdan Alan Yazı Türleri
YAZI TÜRLERİ.
YAZI TÜRLERİ GURBET DUYMUŞ
Konuşmaya yakın söyleyişle samimi bir yazı türüdür
FABL TÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ HAZIRLAYAN: Özgür AKKAYA
Cumhuriyet Döneminde Öykü ( Hikaye )
ERBAA SINAV DERGİSİ DERSHANESİ. 1. SORU İstanbullu Hoca olarak da anılan Reşit Efendi hangi romanın kahramanıdır?
Konu : DÜZYAZI TÜRLERİNDEN MASAL – ANI – HİKAYE - ROMAN
GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT GÜZEL SANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ
Hikaye.
TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM
CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER DENEME. GENEL ÖZELLİKLER 1.Öğretici metinle bakımından Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir 2.Cumhuriyet.
II.ÖYKÜ.
Türk Edebiyatında Anı Ve Anı Türünde Yazılan Önemli Eser Ve Yazarları * * * *
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
SOHBET (SÖYLEŞİ) Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, okuyucusuyla konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara.
Edebiyat,sanat,siyaset,ticaret,spor gibi alanlarda başarılı olan; insanlık adına faydalı işlerde bulunan insanların hayatlarının.
10edebiyat.net. Tanzimat'tan önce roman kavramına yabancı olan toplumumuzda hikâye kavramı, halk hikâyeleri ve mesnevilerle bir tutulmuş, bir bakıma halk.
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
Biyografi.
SOHBET (SÖYLEŞI). SOHBET NEDIR?
Sohbet (Söyleşi).
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

DÜZYAZI TÜRLERİ

A) EDEBİ YAZILAR

ROMAN İnsanların başlarından geçen ya da geçebilir kanısı uyandıran olayları, yer ve zamana bağlı anlatan yazı türü olarak tanımlanır. Edebi türlerin içinde en yaygın olanıdır. Bu türün ilk örneği Rabelais'nin "Gargantua" adlı yapıtıdır. Cervantes'in "Don Kişot" romanı modern romanın ilk örneği olarak değerlendirilir. Romanlar, konularına ve izledikleri akımlara göre değişik adlar alır: Tarihi roman, macera romanı, töre romanı, köy romanı; realist roman, naturalist roman...

ÖYKÜ (HİKÂYE) Gerçek ya da gerçeğe uygun bir olayı zaman ve yer belirterek anlatan kısa türdür. Bu özelliğinden dolayı romanın kısası olarak değerlendirilmiştir, İtalyan yazar Boccacio, "Decameron" adlı eseriyle bu türün kurucusu sayılmıştır. Türk edebiyatında bu türün ilk örnekleri Tanzimat edebiyatında verilmiştir: Letaif-i Rivayat (Ahmet Mithat Efendi), KüçükŞeyler (Sami Paşazade Sezai). Öykü, sonradan iki tarzda gelişmiştir:

Maupassant tarzı: Bu anlatım tarzında öykü, serim - düğüm - çözüm biçiminde düzenlenir. Olay verilir, düğümlenir, çözümlenerek tamamlanır. Türk edebiyatında Ömer Seyfettin'in öyküleri bu tarza örnektir. Çehov tarzı: Bu tarzda bir "an" alınır. Bu nedenle "durum öyküsü" adını da alır. Okuyucunun bakışı o an'a yoğunlaştırılır. Türk edebiyatında Sait Faik'in, Memduh Şevket Esendal'ın öyküleri bu tarza örnektir.

MASAL Olağanüstü olayları anlatan öykülerdir Bu türde belirsiz geçmiş zaman (-miş'li geçmiş zaman) vardır. Kişiler çoğunlukla gerçekdışıdır: devler, cüceler, cinler, ejderhalar vb. Ders vermek amacı taşır. Genellikle belli bir yazarı yoktur. Tekerlemelerden de yararlanılır.

Genel olarak ikiye ayrılır: Halk masalları: Kimin tarafından yaratıldığı belli değildir. Toplumun geleneklerini, düşüncesini, zevkini kuşaktan kuşağa aktarır. Kimi zaman bir yazar bunları toplayıp derli toplu bir biçimde yazıya geçirir. Türk Edebiyatında Eflatun Cem Güney; Alman Edebiyatı'nda Grimm Kardeşler buna örnektir. Sanat masalları: Yazarı bellidir. Toplumun aksak yönlerini hicvetmeye çalışan sanatçı, bu türden yararlanır. "Andersen Masalları" buna örnektir. Yunan edebiyatında Aiskhylos, XVII. yy.

FABL Olay kahramanlarını hayvanlarla bitkilerden seçen bir türdür. Sonunda ahlak ya da hayat dersi verme amaçlanır. Kişileştirme (teşhis) ve konuşturma (intak) sanatına sıkça başvurulur. Batı edebiyatında MÖ VI. yüzyılda Aisopos, 17. yüzyılda La Fontaine en tanınmış sanatçılardır. Türk edebiyatında bu türe ilk olarak Şinasi, daha sonra Tevfik Fikret örnekler vermişlerdir.

TİYATRO Sahnede oynanmak amacıyla yazılmış yapıtlardır. Edebi türler içinde gerçek yaşama en yakın olanıdır. Olay ve kişilerden oluşan temel bir yapısı vardır. Ana bölümlerine perde, küçük bölümlerine sahne adı verilir. Türk edebiyatında ilk örneği “Şair Evlenmesi’dir (Şinasi). Üçe ayrılır:

Konusu tarihi ya da mitolojik bir olaydır. TRAGEDYA Konusu tarihi ya da mitolojik bir olaydır. Olay kahramanları tanrılar, tanrıçalar, krallar ve soylu kişilerdir. Manzum biçimde yazılır. Anlatımda soyluluk esas alındığından soylu bir üslup kullanılır. Sıradan, bayağı sözler kullanılmaz. Üç birlik kuralına uyulur. Yani, bir olay, bir yerde, yirmi dört saatte geçer. Beş perdeliktir. Çirkin sayılan olaylar (öldürme, yaralama) sahnede gösterilmez, konuşmalarla duyurulur. Sahnedeki koro aklı ve sağduyuyu temsil eder. En büyük ustaları Sophokles, Euripides; Racine ve Corneille'dir.

ÖRNEK Tragedya türü ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A)Acıklı yönü ağır basan bir tiyatro türüdür. B)Ana karakterlerinin halktan olması en önemli özelliğidir. C)Konuları, mitolojiden ve tarihten alınır. D)Zaman, yer ve olay birliği kuralına uyulur. E)Klasik bir dil ve üslup anlayışıyla yazılır. (ÖYS) B seçeneği "tragedya"nın özelliği değildir. Tragedyada tanrılar, tanrıçalar, krallar ve soylular ana karakterlerdir.Yanıt B'dir.

Komedya Toplumun gülünç yanları vurgulanarak seyircinin düşünmesi amaçlanır. Kişiler daha çok halktan seçilir. Konuşmalarda soylu ve seçkin bir dil anlayışı aranmaz.. Beş perdeden oluşur. Üç birlik kuralına uyulur. Manzum olarak yazılır. Başlangıçtaki koro, süreç içinde kalkmıştır. "Klasik komedya"nın ustaları, antik Yunan edebiyatında Aristophanes, XVII. yy. Fransız edebiyatında Moliere'dir.

ÖRNEK Aşağıdakilerden hangisi tragedya ve komedyanın ortak yanı değildir? A)Üç birlik kuralına bağlı kalma B)Beş perdeden oluşma C)Manzum olarak yazılma D)Koroya yer verme E)Seçkin ve soylu bir dili amaçlama Tragedya soylu ve seçkin dili amaçlar; ama komedyanın böyle bir amacı yoktur. Yanıt E'dir.

Acıklı ve gülünç olaylar birlikte verilir. Dram Klasik tiyatro anlayışına tepki olarak XIX. yüzyılın ilk yarısında doğmuştur. Acıklı ve gülünç olaylar birlikte verilir. Konular günlük yaşamdan ya da tarihten alınır. Kişiler her sınıftan seçilebilir. Nazım ya da nesir olarak yazılır. Perde sayısında sınırlama yoktur. Üç birlik kuralı aranmaz. Dilde soyluluk amaçlanmaz, halk diline ve söyleyişine yer verilir. Dramın en büyük temsilcileri İngiliz Shakespeare, Fransız Victor Hugo, Alman Goethe ve Schiller'dir.

B)Düşünce Yazıları

MAKALE Bilgi vermek ya da bir gerçeği kanıtlamak amacıyla yazılan gazete ya da dergi yazılarıdır. Öğretme ve kanıtlama amacı taşıdığından ağırbaşlı bir anlatımı yeğler. Yazarının konunun uzmanı olması gerekir.

FIKRA (Köşe Yazısı) Bir gazete yazısıdır. Yazar, güncel bir olayı kısa ve çarpıcı biçimde yorumlarıyla verir. Amaç, o olaya okuyucunun yönelmesini sağlamaktır.

DENEME Yazarının kendisiyle konuşuyormuş gibi yazdığı bir türdür, iddiasız ve içtenlikli yazılardır. Yazar "ben" demekten çekinmez. Gözlem ve deneyimlerine dayanır. Bu türün kurucusu, Fransız edebiyatı yazarlarından Montaigne'dir. İngiliz Bacon da bu türün önemli yazarlarındandır. Türk edebiyatında en önemli deneme yazarları: Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Salâh Birsel, Fethi Naci Uyarı: Denemelerde bir "iç konuşma”özelliği vardır ve denemenin düşünce yanı daha ağır basar.

SÖYLEŞİ Yazarın güncel konularla ilgili görüş ve düşüncelerini, bir konuşma havası içinde yazdığı yazı türüdür. Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez, senli benli bir anlatıma başvurur. Kişisel düşüncelerini söyleşi sıcaklığıyla anlatır Örnek Severim gerçekçi edebiyatı. Bu yaşa değin en çok onun ürünlerini, o yolda yazılmış hikâyeleri, romanları, hep o çığırı öven denemeleri, eleştirileri okudum. Bir hikâyede, bir romanda anlatılanların, gerçekte olanlara benzememesi, çok kimseler gibi benim için de bir suçtur. Nurullah Ataç

ELEŞTİRİ Bir sanat eserinin ya da düşünce yapıtının değerli ve değersiz yanlarını ortaya koyan yazılardır. Yazar belge ve örneklere yazısında çokça yer verir. Eleştiri, nesnel olmayı amaçlasa da öznel yanları vardır. Batıda çok gelişmiş bir türdür. Yazarının geniş bilgi ve kültür sahibi olması gerekir. Türk edebiyatında da başarılı temsilcileri vardır: Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Memet Fuat, Asım Bezirci... Örnek Gerçekten haklı mıydı Hilmi Yavuz? Eve dönünce buldum yazılan. Hilmi Yavuz'unki 19 satır kadardı ve baştan başa kitabımızla ilgiliydi. Rauf Mutluay'ınki ise 75 satır tutuyordu. Görünüşte, öteki yazının dört katıydı: Gel gelelim Seçme Roman­larla ilgili ancak 21 satır bulunuyor içinde. Geri ka­lan 54 satırdı ve başka konulara değiniliyordu... A. Bezirci

C) YARDIMCI TÜRLER.

ANI Önemli kişilerin kendi yaşamlarında olup biten olar. Önemli kişilerin anıları, yaşamlarını ve dönemlerini aydınlatma bakımından önem taşır. Türk edebiyatında ilk örneği Tanzimat döneminde verilmiştir. Ziya Paşa, Halit Ziya, Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı, Halide Edip de anılarını yazan öteki yazarlarımızdan birkaçıdır. Anıların öyküden ayrılan yanı yaşanmış olmasıdır.

GÜNLÜK (GÜNCE) Kişinin günü gününe -tarih atarak- tuttuğu yazılardır. Yazar yazıyı, içini dökme aracı olarak görür. Anılardan farkı, anının yaşandıktan sonra, günlüklerin ise yaşanırken yazılmasıdır.

BİYOGRAFİ (YAŞAMÖYKÜSÜ) Ünlü kişilerin yaşamını, yaptıklarını anlatan yazı türüdür. Divan edebiyatımızda "şuara tezkireleri" adlı eserler biyografi ile benzerlik gösterir. Kişi kendisini kendi ağzıyla anlatıyorsa"otobiyografi(özyaşamöyküsü)" adını alır. Eski Yunan edebiyatında Plutarkhos'un "Paralel Hayatlar" adlı yapıtı bu türün (biyografi) ilk örneği olmuştur. ÖRNEK UŞAKLIGİL Halit Ziya Servetifünun romancılarından 1866-27 Mart 1945 doğdu. İstanbul’da altı yaşlarında Mercan Mahalle Mektebi’nde başladığı öğrenimine Fatih Askeri Rüştiyesi'nde devam etti (1873-1878). Babasıyla İzmir'e gitti.Orada kaldığı 15 sene içinde belli başlı olaylar; yabana bir okulda okuması,arkadaşlarıyla Nevruz (1884) ve Hizmet (1886) gazetelerini çıkarması,İzmir Rüştiye ve İdadisi'nde öğretmenlik etmesi Osmanlı Bankası'nda muhasip olarak çalışmasıdır. 1893'de Reji İdaresi'ne başkatip olarak İstanbul’a geldi Servetifünun topluluğuna girdi (1896).Meşrutiyetten sonra Darülfünun'da Batı edebiyatı okuttu…

GEZİ YAZISI Gezilip görülen yerler hakkında yazılan edebi yazılardır. Gezilen görülen yerlerin özellikleri, orada yaşayan insanların dilleri, yaşam biçimleri hakkında bilgileri de içerir. Türk edebiyatında ilk örneği Evliya Çelebi'nin "Seyahatname"sidir. Örnek Önce Beyler Deresi'ni söğütler, kavaklar ve serin gölgelikler âlemi içinden geçiyoruz. Sonra küçük, küçücük bir göl. Adı: Elemendik. Daha sonra Da­rende - Gürün üzerinden Kayseri'ye çıkan kestirme Ankara yolunun kavşağındayız. Geniş düzlükte Ak­çadağ İlköğretmen Okulu...

RÖPORTAJ Bir gazetecinin herhangi bir yeri, bir kurumu, orada gördüklerini, kendi görüşlerini de katarak yazmasıdır. Sanat değeri taşıyan bu yazılar fotoğraf tanıklığıyla zenginleştirilir. Bu yazılar gazete ya da dergilerde yayımlanır.

MEKTUP Belli amaçlarla kişilerin birbirlerin gönderdikleri yazılardır. Sanat, bilim, düşün adamlarının yazdıkları, dönemin aydınlanmasına; kimi zaman da onların daha iyi tanınmasına yardımcı olur. Gazete ya da dergilerde yayımlanan mektuplara "açık mektup" denir.

Sevgili Huriye, Selma, Ayşe, Saat öğleden sonra dördü çeyrek geçiyor. Evvelki gün öğle üstü Brüksel’e gelmiştik. Bin bir telâş içinde, sora soruştura gideceğimiz yeri öğrendik. Valizleri hava alanında emanetçiye bırakmıştık, orta halli bir lokantada 200 franga bir kap yemekle iki bardak bira içerek gene havaalanına döndük trenle. Bavulları alıp tekrar Brüksel. Oradan başka trene binip Knokke-Le Zoute denilen yere geldik. Bize ayrılan oteli bulduk. Ayrı odalara yerleştik. Gece dokuz buçuğa geliyordu. Sokakları tarayıp lokanta vitrinlerindeki yemek fiyat listelerine bakarak, en ehvenini seçip karnımızı doyurduk… Gene yazarım. Gün ola, hayrola! Gözlerinizden öperim.. ….

SÖYLEV Belli bir düşünceyi anlatmak, bir ülküyü aşılamak ya da topluluğu duygulandırıp coşturmak amacıyla söylenen sözlerdir. Eski Yunan edebiyatında bu türün ilk büyük temsilcisi Demosthenes'tir. Bizde ise cumhuriyet döneminin en ustalıklı söylevi Atatürk'e aittir: NUTUK (SÖYLEV)

TARİH İnsanların geçmişini yer ve zaman bildire- rek neden ve sonuçlarıyla anlatan yazılar- dır. Eski çağlarda tarih, bir sanat yapıtı olarak değerlendirilir. Bu türün ilk yazarı Antik Yunan'da Heredotos'tur.

ÖRNEK Yazılarımı kendimle konuşuyormuş gibi yazarım. Konularımı sınırlamam. Kişisel düşüncelerimi belli bir sonuca bağlamaktan kaçınırım; çünkü benim benimsediğim yazı türü, olay ve imgenin olmadığı diğer yazı türlerini de kapsar. Bu parçada yazarın sözünü ettiği yazı türü, aşağıdakilerin hangisidir? A) Röportaj B) Makale C) Eleştiri D) Söyleşi E) Deneme Konu sınırı olmayan, kişisellik ağır basan; yazarın, kendisiyle konuşuyormuş gibi yazdığı yazılar, denemedir. Yanıt E'dir.