İLETİŞİM BECERİLERİ Çekingenlik, Saldırganlık, Atılganlık TED ANTALYA KOLEJİ PDR SERVİSİ
ÇEKİNGENLİK Çekingenlikte kişi iletişim kurma konusunda isteksizlik gösterir. Genellikle çocukluk çağındaki çekingen davranışlar; aile ve sosyal destek sağlandığı takdirde, kişilik bozukluğuna dönüşmeden hafifler. Ancak genetik yatkınlığı olan ve çevresinden destek alamayan kişilerde çekingenlik sorunu, zamanla «çekingen kişilik bozukluğuna» dönüşür. İşte, o zaman bu durum kişinin yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürür!
ÇOCUKLARDA ÇEKİNGENLİK Bütün çocuklar topluluk içinde bulunmaya ve bir arada yaşamaya aynı derecede alışkın değildir. Çocukların bir çoğu, iletişim kurmaya çalışan insanlar olduğunda inatla susar ve yapabilirse oradan kaçar. Kendi kendine yeten, sakin ve sessiz çocuk, anne ve babayı endişelendirmemelidir. Asıl dikkat etmemiz gereken; her yeni durum karşısında, kendine hiç güvenmediği için, aşırı çekingen kalan ve yeni etkinliklerden kaçınan çocuktur.
Çekingen Çocuğun Özellikleri Yaşıtları ile ilişki kurmada zorlanır, arkadaşları ile birlikte olmaktansa yalnız kalmayı tercih eder. Oyuna katılmak istese de kendisinde bu cesareti bulamaz. Yeni bir iş veya olay karşısında, normalin üstünde bir huzursuzluk gösterir. Kendisini rahatlatmak için sık sık parmak emdiği, ileri geri sallandığı, kendi saçını ve kulaklarını çektiği görülür.
Kendisini sözlü olarak ifade etmekten çekinir. İfade edebildiklerinden daha çoğunu bilir ve daha çok şey yapabilir. Annesinin yanından ayrılmak istemez.
Çekingenliğin Nedenleri Ailenin aşırı baskıcı veya çok koruyucu olması. Çocuğun söylediklerine aldırış edilmemesi. Çocuğun sürekli eleştirilmesi, takdir edilmemesi, cesaretlendirilmemesi. Çocuktan yaşı ve kapasitesi dışında işler beklenmesi. Güven duygusunun eksikliği.
Güven Duygusu! Çocuğun, "kendisinin yalnız bırakılmadığından, her türlü durumda ailesine güvenebileceğinden»; Daima ailesinin onu «seveceğinden»; Kendisinin «yapmak istediklerini başarabileceğinden» emin olmaya ihtiyacı vardır.
Çekingenlikle Baş etmede Aileye Düşen Görevler Çocuğunuzu ileri derecede kontrolünüz ve himayeniz altında tutmayın. Çocuğa hiç kontrol uygulamamak, ona net sınırlar çizmemek de tehlikelidir. Çocuk, sevildiği hissettirilerek kontrol edilmelidir. Alması gereken bütün kararları onun yerine siz almayın. Yeni bir işe giriştiğinde onu hemen eleştirmemeye ve başkalarının yanında onu, hatası nedeni ile utandırmamaya dikkat edin.
Sosyalleşebilmesi için öncelikle anneden koparak, arkadaşları ile zaman geçirmesini sağlamak gerekir. Çocuğunuzun sanat, spor ve tüm diğer alanlardaki yeteneğini keşfedip, deneyimlerini artırmasını destekleyin. Yeni bir faaliyete başlarken, çocuğun bir süre karşıdan izlemesine izin verilmelidir. Çocuk sevgi dili ile cesaretlendirilirse, kendisine olan güveni artar.
SALDIRGANLIK Saldırganlık; başkalarının kişisel haklarına aldırış etmeden, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktır. Başkalarını duygusal ve fiziksel olarak zorlamayı içerir. Genellikle, öfkelenme veya kin tutmanın sonucudur. Saldırgan davranan birey, diğer insanların ona karşı olan saygılarını kaybeder.
ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK Aile çocuğun kötü yanlarını yok sayar ve çocuğu sınırlayamazsa çocukta narsizm adı verilen bir kişilik özelliği gelişir. Bu eğilimde olan bir çocuğun istekleri bitmez. Her durumda ve her ilişkide özel olma arayışındadır. Sıradan olmaya dayanamaz. Karşılarındaki insanların istek ve gereksinimleri bu çocuklar için önemli olmamaktadır. Bedel ödemeyi bilmeyen ve sınırsız yetiştirilen çocuklarda, umursamazlık ve saldırganlık yoğundur. Sorumluluk almadan, hayatın olumsuz ve zor şartlarını öğrenmeden büyüyen çocuklar yetişkinlikte evlilik ve aile sorumluluğunu kaldıramamaktadır.
Saldırganlıkla Baş etmede Aileye Düşen Görevler Aile çocuğa sağlıklı biçimde ve net sınırlar çizebilmeli. Çocuğa, abartıya kaçmadan gerçekçi biçimde geribildirimler verilmeli. Aile, kişilerarası sorunların çözümü ile ilgili çocuğa doğru model olmalı. Anne, baba ve çocuk birbirlerinin haklarına saygı gösterme bilincinde olmalı. Çocuğun işbirlikçi girişimleri aile içinde ödüllendirilmeli.
ÇEKİNGENLİK, ATILGANLIK ve SALDIRGANLIK ARASINDAKİ FARK NEDİR? Toplumu oluşturan insanların bir grubu aşırı derecede çekingen, bir kısmı ise fazlaca saldırgandır. Çekingenlik ve saldırganlık özelliklerinin tam ortasında ise sağlıklı iletişimi anlatan, atılganlık iletişim özelliği bulunmaktadır. Çekingen Atılgan Saldırgan
Girişkenlik çoğunlukla saldırganlıkla karıştırılır Girişkenlik çoğunlukla saldırganlıkla karıştırılır. Ancak, bu iki kavram arasında çok büyük fark vardır. Saldırganlık; başkalarının kişisel haklarına aldırış etmeden, onları göz ardı ederek kendi ihtiyaçlarını karşılamaktır. Atılganlık; ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile kişinin kendini ifade edebilmesi, bunu yaparken kendini iyi hissetmesi, ancak başkalarının da kişilik haklarını gözetmesidir. Çekingenlik; başkalarını memnun etmek için kendi ihtiyaçlarını göz ardı etmektir. Yani, kendi ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarına kurban etmedir.
ATILGANLIK Atılganlık, kendini anlatabilme, toplum içinde rahat davranabilme, başkalarının haklarına saygı göstererek, kendi haklarını koruyabilme becerisidir. Kişinin atılganlık durumu, “genel” veya «duruma özgü olarak değişken» tarzda olabilir.
Atılganlığı Geliştirmede Aileye Düşen Görevler Çocuk ile doğru iletişim kurun. Onunla konuşurken onun göz hizasında olmaya dikkat edin. Dinlerken tüm işinizi bırakın, tüm dikkatinizi ona verin. “Dokunarak” ilgi ve desteğinizi gösterin. Kapı aralayıcıları kullanın. “İhtiyacım var” ifadesini kullanarak konuşmak çok etkilidir. Olumlu, kısa, basit şekilde isteklerinizi ifade edin, teşekkür edin. Kullandığımız ses tonu kelimelerinizden daha güçlü etki bırakır. Çocuğun anlattıklarına göre, duygusunu isimlendirin. Çoğu kez, bir çocuğun ihtiyacı olan tek şey, duygularının anlaşılmasıdır. Çok fazla soru sormayın.
Olumsuzu yapmamasını defalarca söylemek yerine, olumluyu yaptığında onu övün. Arkadaşlarıyla ilgili yaşadığı sorunlarının kendisinin çözmesine izin verin. Sevginizi ifade etmeyi ertelemeyin.
TEŞEKKÜRLER! PDR UZMANI ZEYNEP GÖKALP