DİL SESLERİNDE DEĞİŞMELER VE GELİŞMELİ SESBİLİM Dilde bildirileşme, sözcükler ve bunların oluşturduğu cümlelerle sağlandığından seslerin tek başlarına kullanılmaları söz konusu olamaz. Sesler, oluşturdukları ses bileşimlerinde çeşitli değişikliklere uğramakta ve bu değişiklikler zaman içinde sözcüklerde köklü başkalaşmalara yol açmaktadır.
Fizyolojik etkenler çoğu kez ses değişmelerinde ağır basar Fizyolojik etkenler çoğu kez ses değişmelerinde ağır basar. Bu etkenlerle seslerde beliren değişmeler sözcüklerin zamanla yazıma da yansıyan değişik biçimlere dönüşmeleri sonucunu doğurabilir. Seslerin öteki seslerle bir aradayken uğradıkları başkalaşmalar kimi zaman ‘’belli bir süre geçmesini’’ gerektirmeyebilir. Kimi değişmelerse ancak zaman içinde ‘’belli bir sürenin geçmesiyle gerçekleşebilir’’.
BELLİ BİR SÜRENİN GEÇMESİNİ GEREKTİRMEYEN ETKİLENMELER Bu etkilenmelerde genellikle ses değişmelerinde seslerin çıkışlarını kolaylaştırma, birbirinden farklı sesler yerine bunları birbirlerine yaklaştırarak benzer ya da eş sesler çıkarma, daha doğrusu, sözcükleri daha az çabayla kolay söyleme eğilimi etkili olur.
ÖRNEK: Türkçemizde çok yaygın olarak kullanılan nb > mb değişmesi örnek olarak gösterilebilir. ( çarşanba > Çarşamba, anbar > ambar, tenbel > tembel) örneklerinde n diş ünsüzünün b dudak ünsüzüyle birlikte kelimeler de kullanımı zor olduğundan ve n diş ünsüzü m dudak ünsüzüne dönüşmüştür. Yani ‘’b’’ dudak ünsüzü ‘’n’’ diş ünsüzünü etkilemiştir.
Aynı fizyolojik nedenlerle ‘’k’’ sesi art ünlülerle bir sözcük oluşturduğunda (kadın,koşturmak,akıntı vb…) geride çıkarılan bir sestir; bir art ‘’k’’ ya dönüşür. Ancak aynı ses ön ünlülerle (kedi, kireç, eksilme, vb…) önde çıkarılan bir ünsüzdür.
En az çaba yasasıyla, başka bir deyişle fizyolojik etkenlerle oluşan ses değişmelerinin başında BENZEŞME gelir. Fakat öncelikle Türkçenin sesle ilgili başlıca özelliklerinden kısaca söz etmeliyiz.
Eklemeli bir dil olan Türkçe, ünlüleri bol bir dildir Eklemeli bir dil olan Türkçe, ünlüleri bol bir dildir. Ünlü uyumları Türkçenin başlıca ses özelliğini oluşturur. Bu dilde egemen olan berrak ağız ünlüleri, sözcük köklerinde de zenginlik gösterir. Sözcük başında (tıpkı öteki Altay ve kimi Ural dillerinde olduğu gibi) birden çok ünsüz bulunmaz. Bu durumdaki yabancı öğeler dilde değişikliğe uğrayabilir.
BENZEŞME Bir sesin çıkış yeri ya da biçimi açısından bir başka sese benzer hale getirilmesi olayıdır. Benzeşmede de en az çaba yasası geçerlidir. ÖRNEK: Latincedeki octo (sekiz), İtalyancadaki otto (sekiz) benzeşmesi örnek gösterilebilir.’’k’’ sesinden sonra bir diş eti sesini ‘’t’’ çıkarma yerine aynı sesi iki kez söyleme, yineleme yoluyla kolay söyleyiş sağlanmıştır.
Yine örneklerimize devam edecek olursak Eski Yüksek Almanca LAMB (kuzu) sözcüğü Yeni Yüksek Almancada ‘’LAMM’’ biçimini alırken ‘’m’’ den sonra ‘’b’’ yi çıkarmak yerine ‘’m’’ yi yinelemek söyleyiş kolaylığı sağlamıştır. Bu örneklerden ilkinde /k/, /t/ ye, ikincisinde ise /b/, /m/ ye dönüştüğü için bir tür benzeşme söz konusudur.
TÜM BENZEŞME: Tüm benzeşme ünlülerde de ünsüzlerde de görülür. Ünlülerdekilere örnek olarak şunlar gösterilebilir: ÖRNEK 1-) İtalyanca kökenli olan PANTALON sözcüğü son yıllarda /o/ nun kendisinden sonra gelen /a/ yı etkileyerek /o/ ya dönüştürmesi sonucunda PANTOLON biçiminde söylenir olmuştur. ÖRNEK 2-) Yine İtalyancadan alınan bir kelime olan PARLAMENTO, konuşma dilinde PARLEMENTO, biçiminde söylenir duruma gelmiştir. Bu örnekte /e/ nin gerileyici etkisi ikinci seslemdeki /a/ yı kendisine dönüştürmüştür.
Ünsüzlerde ki tüm benzeşmeye örnek olarak ise şunlar gösterilebilir: ÖRNEK 1-) Arapçadan alınan ŞEMSİYE sözcüğünün çoğu kez ŞEMŞİYE biçiminde söylenişi örnek olarak ele alınabilir. ÖRNEK 2-) Yazımı ECZANE olan öğenin de /c/ den sonra /z/ yi çıkarmadaki güçlüğü gidermek ve ses dizgesinde alışılmamış bir kuruluşu kolaylaştırmak amacıyla /ezza: ne/ biçimindeki söyleyişini gösterebiliriz.
YARI BENZEŞME YA DA BÖLÜMSEL BENZEŞME: Bir sesin ancak bazı nitelikleri açısından bir başka sese benzer duruma gelmesi söz konusudur. ÖRNEK: Far.penbe > T.pembe değişmesinde çift dudak kapanma sesi /b/, bir dişeti sesi olan /n/ yi kendisine yakın bir sese döndürmüş, söyleyişte kolaylığa yönelme eğilimiyle /n/, yine bir çift dudak (ve burun) sesi olan /m/ ye dönmüştür. Böylece çıkış yerleri aynı iki ses elde edilmiştir. Aynı durum Far.kaynaklı çarşanba (> çarşamba) Ar.kökenli menba (> memba), anbar (> ambar) sözcüklerinde de görülür. Benzeşmenin tüm ve yarı benzeşme türleri dışında, ilerleyici ve gerileyici türleride vardır.
İLERLEYİCİ BENZEŞME: İlerleyici benzeşme olayında, sözcük içinde çıkış sırası önce olan sesin, sonrakine etkisi söz konusudur: ÖRNEK: Türkçede halk dilinde ve ağızlarındaki dinlenmek/dinnemek, canlanmak/cannanmak, gönlüm/gönüm değişmeleri aynı türdendir.
GERİLEYİCİ BENZEŞME: Çıkış sırası sonra olan sesin öncekine etkide bulunuşu, onu kendisine benzetmesidir. ÖRNEK: Lat.farba (sakal) sözcüğündeki /b/, önsesteki /f/ yi etkilemiş, gerileyici benzeşme sonucunda sözcük İt.da barba Fr.da barbe olmuştur. Yine Anadolu ağızlarındaki defter/tefter, buğday/buyday ünsüz benzeşmlerinde aynı niteliği gösterir.
Türkçenin, Altay dillerinin ve kimi Ural dillerinin ilgi çekici bir özelliği olan ünlü uyumu, bu dillerin ses dizgesine egemen ve biçim dizgesinde etkili olan bir ses benzeşmesi kuralıdır
Bu benzeşmeler, bugün sesbirim ve özellikle biçimbirim konuları açısından önem kazanmış, dilbilim kitaplarında özel bir yer almış durumdadır. Büyük ünlü uyumu adını verdiğimiz kurala göre, Türkçe sözcüklerde önseste, kökteki seslemde bir ön dil ünlüsü (ön ünlü) varsa sonrakilerde yine ön, art ünlü varsa sonrakilerde art ünlüler yer alır.
DUDAK UYUMU Seslerin çıkışı sırasında dudakların durumuyla ilgilidir; düz ünlülerden sonra da ya dar (kapalı) yuvarlak ya da geniş (açık) düz ünlüler yer alır. ÖRNEK: Far.haste hasta’ ya Ar. Zalim, ağızlarda zalım’ a ve yine Ar. Zaif zayıf’ a dönüşürken Türkçenin büyük ünlü uyumu dediğimiz eğilimi etkili olmuştur ayrıca uzun ünlülerde kısalmıştır.
BENZEŞMEZLİK Dilde benzeşme olayının tam tersi bir eğilimle oluşur. Bir sözcükte bulunan aynı iki sesin,aynı iki söyleyiş hareketinin başka başka seslere, başka söyleyiş hareketlerine dönüşmesidir. Benzeşmenin tersine daha az çaba harcamanya değil, bir bakıma daha çok çaba harcamaya yönelme olarak yorumlanabilir.
ÖRNEK: Derşürmek> devşirmek Atar> aktar Birader>bilader Murdar>mundar Hamal>hambal gibi örnekler verilebilir. Söyleyiş kolaylığına yönelme sonucunda beliren olaylara dönecek olursak, bunların içinden ses yitimi,kaynaşma ve ses aktarımı gibi önemli birkaçı üzerinde daha durmamız gerekir.
SES YİTİMİ Bir sözcük içinde, birbirine eşit ya da benzer seslerden kurulmuş iki seslemden birinin söylenmemesi, yitirilmesidir. ÖRNEK: Pazar ve ertesi sözcüklerinden oluşan pazartesi benzer seslerden oluşan /ar/ ve /er/ seslemlerinden birinin yitirilmesiyle yazı dilinde pazartesi halini almıştır. Eczane> eczane Postahane> postane gibi.
KAYNAŞMA Birbirini izleyen, ayrı seslemlere ait iki ünlünün ya bir tek ünlü ya da bir ikiz ünlü olarak tek seslemde toplanmasıdır. ÖRNEK: Cumartesi bileşik sözcüğünde art arda gelen /a/ ve /e/ ünlüleri kaynaşıp /a/ ya dönüşmüş, Cuma + ertesi tamlaması, cumartesi biçimini almıştır. Sütlaç< sütlü + aş Ne için< niçin
SES AKTARIMI Ses aktarımı olayı, ‘’sözcük içinde seslerin, genellikle ünsüzlerin yer değiştirmesi ‘’ olarak tanımlanabilir. Bir sesi bir başka sesten önce söyleyerek daha kolay bir söyleyişe yönelme, bu olayın komşu sesler arasında oluşan ve yakın aktarım adı verilen bir türdür.
ÖRNEK: Anadolu ağızlarındaki; Ekşi/ eşki Tecrübe/tecrübe Kibrit/ kibrit Köprü/ köprü Yüksek/ yüksek Örneklerinde görüldüğü gibi, genel olarak ilk seslemdeki kapanma ve daralma ünsüzlerini sonraki heceye aktarma Türkler için bir kolaylık sağlamaktadır.
Sözcük içinde birbirine uzak sesler arasındaki aktarım sonucunda yine halk dilinde ve Anadolu ağızlarında lanet-nalet,bulgur-burgul gibi değişmelere de rastlanır,bunlara UZAKTAN AKTARIM adı verilir. Ses değişmeleri genel olarak bir dilin ses dizgesinin çerçevesi içinde, başlıca ses eğilimlerine uyarak gerçekleşir. Konuşma dili, değişik etkenlerle, başkalaşmaya daha yatkındır fakat aynı söylem yazı dili için geçerli değildir.
Gelişmeli sesbilimde ses yasası adı verilen kurallar genel olarak bir dilde ya da değişik dillerde belli bir süre içinde egemen olan eğilimlerdir.Örneğin Latincede bir art ünlüden önce gelen, geride çıkarılan /k/ sesi yeni Fransızcada,önde çıkarılan /k/ ye (c) dönüşür:
Hint-Avrupa dilleri için söz konusu olan ve GRİMM YASASI adı verilen ses değişmleri yani Hint-Avrupa kaynak dilindeki belli seslerin bu ailenin değişik üyelerinde belli değişikliklere uğramış olması, yine böyle ses eğilimleri olarak düşünülmelidir.
ÖRNEK:Lat. pater, Got. fadar, E. Y. Alm. fater İng. father Alm ÖRNEK:Lat.pater, Got.fadar, E.Y.Alm.fater İng.father Alm.Vater sözcüklerinde bu değişmelerdeb /p/>/f/ değişmesine tanık oluyoruz. Türkçemizde de kuduğ>kuyuğ>kuyu; adığ>ayu>ayı gibi.)