SÖZCÜK TÜRLERİ
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır? A) Çocuk, olur olmaz yerlerde annesini kızdırıyor. B) Öyle her yerde bilir bilmez konuşma. C) İrili ufaklı güller vazoda duruyor. D) Kızına davullu zurnalı düğün yaptı. E) Canlı canlı balık satıyordu adam.
İkilemeler dört seçenekte adlara yönelik niteleme sıfatlarıdır; oysa B’de “bilir bilmez” ikilemesi “konuşma” eylemine yönelik durum zarfıdır.
Aşağıdaki cümlelerde, zarflar türlerine göre eşleştirilirse hangisi tek kalır? A) Arkasından hızlıca iterek onu yürütüyordu. B) Ona olayları anlattı; ama biraz abarttı. C) Bana sormadan her şeyi nasıl söylersin! D) Alanda toplanan halk öfkeyle bekleşiyordu. E) Sınavı kazanmak istiyorsan çok çalışmalısın.
A’daki “hızlıca” ve D’deki “öfkeyle” nasıl sorularına yanıt veren durum zarşarıdır. B’deki “biraz”, E’deki “çok” ne kadar sorularına yanıt veren azlık-çokluk zarflarıdır. C’deki “nasıl” sa bir soru zarfıdır. Yanıt: C
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, sıfatı derecelendiren bir belirteçtir? A) Yazar daha sonra da bu çalışmanın bir ilk olduğunu söyledi. B) Adam bizimle çok çirkin konuşuyordu. C) Kendimi bu günlerde pek mutlu hissediyorum. D) Geride kalanlara, daha parlak bir ışık altında bakmayı istiyorum. E) İyi bir insanla dost olmanın sevincini duyuyorum içimde.
Azlık-çokluk zarfları, sıfatların ve zarfların önüne gelerek onların ölçüsünü de gösterebilir. Böyle zarfları bulmak için sıfatlardan ve zarflardan önceki sözcüklere dikkat etmek gerekir. A’da “daha” “sonra” zaman zarfının, C’de “pek” “mutlu” durum zarfının zarfıdır. B’de “çirkin” “konuşmuyordu” eyleminin durum zarfıdır. E’deyse “İyi” “insan” adının niteleme sıfatıdır. D’de “daha” zarfı “parlak” niteleme sıfatından önce gelip sıfatı derecelendirmiştir. Yanıt: D
Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç. Bu cümle ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Ad cümlesidir. B) Bileşik sözcük kullanılmıştır. C) Adeyleme yer verilmiştir. D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır. E) Bağlaç vardır.
Yüklemleri eylem olmayan cümlelere ad cümlesi denir Yüklemleri eylem olmayan cümlelere ad cümlesi denir. Bu cümlede “çok güç” yüklemi bir sıfattır; bu nedenle cümle, bir ad cümlesidir. “Yeryüzü” bileşik sözcüktür. Eylemlere “–mek, –me, –iş” eklerinin eklenmesiyle oluşan, eylemin adı olan eylemsilere adeylem denir. Bu cümlede “bulmak” adeylemdir.“Bir” sözcüğü bir varlığın kaç tane olduğunu gösterirse sayı sıfatı, o varlığa belirsizlik anlamı katarsa belgisiz sıfattır. Bu cümlede “bir kent” öbeğinde bir sözcüğü belgisiz sıfattır. “Ve, ya da, ama, çünkü, ancak, hem ... hem de, ne ... ne de, ile, de, ki” gibi cümle içinde eş görevli sözler arasında ya da cümleler arasında kullanılan sözcüklere bağlaç denir. Bu cümlede bağlaç yoktur. “kadar” sözcüğü bir edattır. Yanıt: E
I. Hastalığına karşın iyi çalışıyordu. II. Senden başka dostum yok dedi. III. Yatağına uzandı; ancak uyuyamıyordu. IV. Bu çalışma ile bir yere varamazsın. V. Çarşıyı adım adım tarayarak dolaştık. Yukarıda numaralandırılmış cümlelerin hangisinde edat (ilgeç) yoktur? A) I. ve II. B) II. ve IV. C) III. ve V. D) I. ve IV. E) IV. ve V.
Sözcükler arasında neden, amaç, koşul, zamanda, yerde sınırlama, biriciklik, araç gibi bağlantılar kuran, kendi başına anlam taşımayan, her zaman bir öbekle kullanılan sözcüklere edat denir. I. cümlede “karşın”, II. cümlede “başka”, IV. cümlede “ile” edattır. II. cümledeki “ancak” iki cümle arasında kullanıldığından bağlaçtır. Bu cümlede ve V. cümlede edat yoktur. Yanıt: C
Bağlaçlar, cümlelere olumsuz bir anlam da kazandırılabilir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uyan bir kullanım vardır? A) Gerek iş düzeni gerek ev düzeni çok iyiydi. B) İster doktor ister öğretmen ol, çok çalışman gerekir. C) Ne dün ne de önceki gün bize geldi. D) Ya sen git, ya da ben gideyim. E) Hayvancağızı hem besliyor, hem de sıcak tutuyor.
Bu cümlelerde “gerek. gerek, ister. ister, ne. ne de, ya. ya da, hem Bu cümlelerde “gerek ... gerek, ister ... ister, ne ...ne de, ya ... ya da, hem ... hem de” bağlaçları kullanılmış. Bağlaçlar içinde yalnızca “ne ... ne de” bağlacı yer aldığı cümleye olumsuzluk anlamı katar.C’deki cümlede yüklemde olumsuzluk eki “–me” olmadığı halde cümleden “gelmedi” anlamı çıkmaktadır; bu nedenle yanıt C’dir. Yanıt: C
"ile" (-le, -la) aşağıdakilerden hangisinde farklı görevdedir? A) Bu kadar bavulla yola çıkılır mı? B) Buralarda tütünle pamuk yetişir. C) Koşmakla yürümek bir olur mu? D) Şapkasıyla paltosonu vestiyere verdi. E) Geceyle gündüz benim için birdir.
“ile” sözcüğü “ve” anlamına geldiği zaman bağlaç olarak, gelmediği zaman edat olarak kullanılır. Bu cümlelerde “ile” sözcüklerini çıkarıp yerine “ve” sözcüklerini koyarsak A’daki cümleye “ve”nin uymadığını görürüz; bu cümledeki “ile” edattır, diğerleri bağlaçtır. Yanıt: A
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem yanlış gösterilmiştir? A) Bu genç adam, ablasının sınıf öğretmeniydi. B) Böyle sataşmaları, kendine dert etme. C) Alınan kitapların hepsi, dedem içindi. D) Kendisinden on gündür haber alamıyoruz. E) Arabanın kapıya olan uzaklığı beş metre kadardı.
Yüklem bazen bir eylem bazen ekeylem eklerini alarak yükleme yerleşmiş ad soylu bir sözcük ya da eylemsidir. Yüklem alınırken ad ve sıfat tamlamaları, edat grupları, deyimler, bileşik eylemler bölünmemeli, bunların sonları yüklemse başları da yüklem öğesine alınmalıdır. Bu soruda D’de “haber almak” deyiminin baş tarafı yükleme alınmadığı için yanlış yapılmıştır.” ablasının sınıf öğ- retmeni” zincirleme ad tamlaması; “dert etme” yardımcı eylemle kurulmuş bileşik eylem; “dedem için” ve “beş metre kadar” edat grupları olduğu için beraber alınmaları doğrudur. Yanıt: D
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru, özneyi buldurmaya yöneliktir? A) Beni mi aradılar? B) Aşağı mı ineceğiz? C) Dün mü geldiniz? D) Yağmur mu yağıyor? E) Çok mu yoruldun?
“mi” soru edatı hangi öğeden sonra gelirse onunla ilgili soru soruluyor demektir. Bu durumda A’da soru nesneye, B’de, C’de, E’de zarf tümlecine, D’de özneye yöneliktir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasöz öznenin açıklayıcısıdır? A) Kitaplar, belki de yaşamın gerçek anlamıdır, tüm mutlu zamanlarıydı. B) Daha sonra, yaptıklarına pişman olunca, yatıştı ve yumuşadı. C) Şiirlerinde, aşk şiirlerinde, hep tutkulu oldu. D) Yaşadıkça sevgisini, çocuklara olan sevgisini, hep gösterdi. E) Başkalarının düşüncesini, kendiminkilere ters olanları, değiştirmeyi beceremem.
Özne, yüklemde gösterilen işi yapan ya da oluşu taşıyan öğedir Özne, yüklemde gösterilen işi yapan ya da oluşu taşıyan öğedir. Yükleme sorulan “yapan kim, ne; olan kim, ne” sorularıyla bulunur. A’da “tüm mutlu zamanlar olan neydi” diye sorduğumuzda “Kitaplar” yanıt vermektedir, arasöz de onun açıklaması olduğu için yanıt A’dır. B’de ve C’de, D’de özne o (gizli özne), E’de özne ben (gizli özne)’dir. Yanıt: A