Özlem DEMİRKAN Psikolojik Danışman Davranış Sorunları Özlem DEMİRKAN Psikolojik Danışman
Uyum Ve Davranış Sorunları Gelişim basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ana babanın desteğiyle çözümlenebilir sorunlardır. Eğer çocuk karşılaştığı sorunlar karşısında uygun baş etme yolları ararken anne babadan yeterli destek görmezse çocuk içinde bulunduğu sorun çözümlenebilecekken daha karmaşıklaşır. Çocuğun engellerle karşılaşıp onları aşarak yeni duruma uyma çabası kişilik gelişimini ve ruhsal gücü arttırır.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocuğun ruhsal gelişiminde anne babanın desteğiyle birlikte tutumu da çok önemlidir. Örneğin;çocuğa kendi başına yemek yeme alışkanlığı verilemezse tuvalet eğitimi 2-3 yaşlarında sağlanamazsa sorunlar bir sonraki döneme aktarılır ve yeni dönem sorunlarıyla giderek büyür.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocuklardaki ruhsal sorunlar aşağıdaki durumlardan kaynaklanabilmektedir. Dış etkenler (anne baba tutumu, ev yaşantısı vs. ) Çocuğun yapısı ve hastalıklar Uyumsuzluklar (aile içi iletişim ve etkileşim, yaşantılar veya yanlış yetiştirme vs. sonucu oluşan uyum sorunları)
Uyum Ve Davranış Sorunları İstenmeyen uyum ve davranış sorunlarının çocuğun gelişim döneminin getirdiği normal bir davranış sorunu mu yoksa gerçekten bir davranış problemi söz konusu mu şeklindeki soruları doğru yanıtlayabilmek için bu davranışları dikkatli bir şekilde değerlendirmek gerekir.
Uyum Ve Davranış Sorunları Bunun içinde dikkate alınması gereken bazı kriterler aşağıdaki gibidir: 1. Çocuğun gelişim dönemi: Davranış belli bir gelişim döneminde görülen geçici bir durum olabilir. Örn: 4-5 yaşına kadar olan gece işemeleri, 2-3 yaşlarında ortaya çıkan uyku bozuklukları, kısa süren konuşma düzensizlikleri kaygı duyulmasını gerektirmez.
Uyum Ve Davranış Sorunları 2. Belirtinin sıklığı: Çocuğun yaptığı davranışın ne kadar sıklıkta yapıldığı önemlidir. Ara sıra söz dinlememe, yaramazlık yapma, evde huysuz ve hırçın ama dışarıda uyumlu olan çocukların davranışları olağandır. Her söylenene zıt davranışlar gösteren, okulda ve çevrede sürüp giden davranışlar ruhsal açıdan incelenmelidir.
Uyum Ve Davranış Sorunları 3. Davranışın şiddeti: Davranışın yoğunluğu hat safhalara geldiğinde sorun sinyali verir. Örn: çocuk mikrop korkusundan sürekli ellerini yıkıyorsa, üstünün tozlanmasından huylanıp giysi değiştiriyorsa titizliği sorun boyutlarına ulaşmış demektir.
Uyum Ve Davranış Sorunları 4. Davranışın sürekliliği: Süreklilik gösteren davranışlarla bir müddet olup kaybolan davranışlar aynı düzeyde tutulamaz. Örn: kardeş kıskançlığı nedeniyle hırçın ve huysuz olan çocuk davranışı normal problem davranış olarak nitelendirilebilir. Ancak çeşitli nedenlerle sorunların sürmesi uyumsuzluk olarak saptanabilir.
Uyum Ve Davranış Sorunları 5. Bir davranışın başka hangi davranışlara eşlik ettiği: Örn: Sadece gece altını ıslatmak yeterli değildir bunun yanında kekemelik korku kaygı gibi durumlarda söz konusu ise uyumsuzluk olarak söylenebilir. 6. Çocukların hepsi ruhsal sorunlarını dışa vurmaz. Dıştan belirti göstermeyen içten bir çok sorun yaşayan çocuk bunları davranış sorunu yokmuş gibi gösterebilir ancak çocuğun her zaman uyumlu ve dengeli davranması beklenemez. Yaşadığı sorunlarla kendisinin başa çıkmaya çalışması ve yorulması sonucu belirtiler göstermeye başlar.
Uyum Ve Davranış Sorunları 7. Çocuğun geçmişteki uyumunun ve olumlu özelliklerinin de incelenmesi yararlı olacaktır. Geçtiği gelişimsel dönemlerde sapmaları olan çocuklar aile desteği ve aile tutumlarının olumlu yada olumsuz olması nedeniyle geçici yada kalıcı uyumsuzluklar yaşayabilir.
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 1. Davranış bozuklukları:Çocuğun ruhsal ve bedensel etkenlere bağlı olarak iç çatışmalarını davranışına aktarması sonucu ortaya çıkar. İnatçılık Yalan söyleme Çalma Saldırganlık Yangın çıkarma Okuldan kaçma Sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 2. Duygusal bozuklukları: Çocuğun çevresinden çok kendisini tedirgin eden ruhsal belirtilerdir. Korkular Kaygı Kaçınma Aşırı kaygı Ayrılık kaygısı ve Okul fobisi Obsesiflik (kuruntu ve saplantılı düşünceler) Tikler
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyku bozuklukları Beslenme sorunları Kekemelik
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 3. Alışkanlık bozuklukları : Alışkanlıkların düzensizliği ile ilgilidir. Parmak emme Tırnak yeme Altını ıslatma Kaka kaçırma Mastürbasyon
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 4. Ağır ruhsal bozukluklar: Çocuğun uyumunu her alanda ve sürekli olarak bozan durumlardır. İçe Kapanıklık/Çocuk psikozları Otizm
Uyum Ve Davranış Sorunları Uyumsuzluk Çeşitleri: 5. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği 6. Zeka gerilikleri 7. Öğrenme güçlükleri SALDIRGANLIK Saldırganlık insanda varolan bir dürtüdür. Varolan bu dürtü yok olmaz veya tümüyle bastırılmaz ancak biçim değiştirir. Saldırganlığın sözel, fiziksel, pasif ve aktif olmak üzere çeşitleri vardır. Bebeklik döneminde amaçsız olan ağlama vurma gibi öfke tepkileri görülür. 1-4 yaşları arasında fiziksel saldırganlık daha çok görülürken, 4-5 yaşlarında ise sözel saldırganlık ifadeleri artar. Orta çocukluk döneminde çocukların saldırganlığı daha amaçsaldır.
Uyum Ve Davranış Sorunları Çocuk çok sert veya gevşek disiplinle yetiştiğinde bu davranış oluşabilir. Kendine güvensiz çocuk saldırgan davranışlar gösterebilir. Çocuğun engellenmesi ile saldırganlık oluşabilir. Saldırganlık kendine ve çevresine zarar verme şeklinde de görülebilir. Aile içerisindeki sorunlar, iletişim bozukluğu, sevgi yetersizliği, çocuğu suça teşvik edici davranışlar, örselenme, kendi dürtülerine engel olamama gibi nedenler saldırganlığın ortaya çıkmasını sağlar.
Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler Aile içindeki dengesiz ve olumsuz ilişkilerden kaçınılmalıdır. Çocuğun saldırganlık dürtüsünün kaba üstünlük sağlamak için değil de yeteneklerini ve zekasını kullanarak toplumsal amaçlara yönlenmesi sağlanmalıdır. Çocukta güven duygusu geliştikçe beklemeyi ve tepkisini dizginlemeyi öğrenir. Bu yüzden çocuğa güven aşılanmalıdır. Başkaldırma yerine uysal davranmanın kendi yararına sonuçlandığını gördüğünde saldırganlık
Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler davranışı azalır . Saldırgan dürtüyü boşaltmak için spor gibi çeşitli faaliyetlere çocuk yönlendirilmelidir. Okul ortamında çocuğun ilgi istek ihtiyaç ve gelişimsel düzeyine uygun programların yapılması, fiziksel ortamların hazırlanması ve materyal seçimi önemlidir. Saldırgan çocuğa aktif olmasını sağlayacak hareketli oyunlar veya etkinlikler hazırlanmalıdır. Çocuğun kendi davranışını eleştirmesine ve empati kurmasına yönelik hikayeler oluşturmak
Saldırgan Davranışların Oluşmasını Engellemeye Yönelik Öneriler ve bu hikayeleri çocuğa okumak yararlı olur. Saldırganlık davranışını pekiştirebilecek her türlü davranış biçiminden kaçınılmalıdır. Sınıf içi disiplin ve kurallar çocukların başarabileceği düzeyde olmalıdır. Çocuğun saldırgan davranışını engellemek için motivasyon arttırıcı etkinlikler ve başarabileceği sorumluluklar verilmelidir. Saldırganlık davranışı çeşitli davranış değiştirme yöntemleri uygulanarak söndürülebilir.
Uyum Ve Davranış Sorunları TIRNAK YEME Tırnak yeme alışkanlığına 3-4 yaşlarından önce sıklıkla rastlanılmaz.Tırnak yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı baskıcı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, kıskançlık, yetersiz sevgi, gerginlik, azarlanma yada örseleyici davranışlara maruz kalma tırnak yemeye neden olan etkenler arasında sayılabilir.
Tırnak Yeme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Çocuğun tırnak yeme davranışı küçük yaşlarda görmemezlikten gelinmelidir. Çocuğun kendine olan güveninin arttırılması gerekir. Bu yüzden başarabileceği küçük sorumluluklar verilmelidir. Çocuğun çevresindeki yetişkinler ve arkadaşları ile olan iletişimin etkili olması sağlanmalıdır. Baskıcı ve otoriter aile tutumlarından kaçınılmalıdır. Okul ortamında grup içinde etkili olabileceği roller verilmelidir.
Tırnak Yeme Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler: Çocuğu örselemeden bu davranışın onun çirkin ellere sahip olmasını sağlayacağı açıklanmalıdır. Kız çocuklarına manikür malzemesi alınarak ve tırnaklarına oje sürülerek tırnak yememeye özendirilmelidir.
Uyum Ve Davranış Sorunları ALTINI ISLATMA Çocuklar mesane kontrolü gerçekleşinceye kadar gece ve gündüz altlarını ıslatırlar. Gündüz kontrol 2 yaş dolaylarında, gece kontrol ise 3,5 - 4,5 yaşları arasında kazanılır. Alt ıslatma davranışı 4 yaşından sonra hala devam ediyorsa bir sorun olabileceği düşünülebilir. İki biçimde görülebilir. Bunlardan ilki sinir kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden kaynaklanabilir. İkincisinde ise tuvalet kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme durumu söz konusudur. İkinci durum daha çok ruhsal nedenlere bağlıdır.
Uyum Ve Davranış Sorunları aşırı sevgi ve hoşgörü, yetersiz ilgi kıskançlık, korku ve kaygı gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Ailesel bir yatkınlık durumu söz konusu olabilir. Bedensel hastalıklar (böbrekte veya idrar yollarında sorun) altını ıslatma davranışına neden olabilir. Anne baba tarafından kendi kendine bir şeyler öğrenerek olgunlaşmasına fırsat verilmeyen çocuklarda da çocuksu kalmak isteyişle ilgili altını ıslatma görülebilir. Erkeklerde kızlara oranla 2 kat daha fazladır.
Altını Islatma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Altını ıslatma davranışının tıbbi bir nedenden olup olmadığını belirlemek gerekir. Ailenin çocuğu ile kurduğu iletişimde tutarlı ve kararlı olması önemlidir. Ailenin tuvalet eğitimi için çocuğun idrar kontrolü konusunda belli bir olgunluğa ulaşmasını beklemesi gerekir. Anne baba tuvalet eğitimi verirken çocuğa korku ve endişe vermemeye özen göstermelidir. Anne baba hiçbir zaman çocuğunun altına yapması konusunda çocuğun yanında yada çocuğa rahatsızlığını dile getirmemelidir.
Altını Islatma Davranışının Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Öneriler Çocukta tek başına görülen yatak ıslatma dengeli, mutlu ve uyumlu çocuklarda kaygı uyandırıcı olmayabilir. Çocuğun uykusunun derin olması nedeniyle oluşan altını ıslatma sorununun çözümüne yönelik çocuğu sık sık tuvalete kaldırmak ve gece yatarken çok sulu besinleri vermemek uygun olur. Altını ıslatma problemi ciddi boyutlara ulaştığında bir çocuk ruh sağlığı hekimi ile görüşülmelidir.
Kekemelik-I Genellikle 2 ila 4 yaşları arasında başlamakta ve konuşma sırasında tekrarlar, tutulmalar (bloklar) ya da seslerin uzatılması biçiminde özellikler göstermektedir. Dil ve konuşma gelişimi evresindeki 100 çocuktan dördünü etkilemektedir. Erkek/Kız 4/1’dir.
Kekemelik-II Araştırmalarda, erken dönem kekemeliğin zaman içerisinde çocuk tarafından kendiliğinden kontrol altına alınabildiği gözlenmiş bu tip konuşma sorunu olan çocuklardan %75’inin beş-altı yaş civarında kekemeliklerinden kurtuldukları gözlenmiştir. Ancak, bu dönemde kekelemeye başlayan çocukların hangisinin bunu aşabileceği ya da hangisinde bunu kalıcı olduğu konusunda öngörüde bulunmak zordur.
Kekemelik-III Erken dönemde ele alınan kekemeliğin, uygun bir terapi yaklaşımıyla daha kolay kontrol altına alınabildiğini göstermektedir.