GELİŞİM SÜRECİNDE ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ VE EBEVEYN TUTUMLARI
SOSYAL GELİŞİM Çocuğun sosyal gelişimi ilk olarak ailede başlar. Okul yaşamıyla birlikte genişler. Aileden bağımsızlaşma başlar. Okul çağı çocuğu kurduğu arkadaşlıklar sayesinde ailenin ötesinde ufkunu genişletir, dış dünyaya ilişkin deneyim kazanmaya başlar. Çocuk yeni yetişkinler (öğretmenler) tanır ve yeni arkadaşlıklar kurar. Aileden bağımsızlaşma, çoğu anne-baba için tedirgin edicidir. Onlar çocuklarının yaşamı üzerindeki kontrollerini kaybettikleri duygusu yaşarlar. Örneğin, okulda oyuna alınmayan çocukları için bir şey yapamazlar. Çocuklarını bu tür durumlarda desteklemeleri zorlaşır. Çaresizlik duygusuna kapılabilirler. Çocuklarının yaşamlarında anne-babanın kontrol edemeyeceği durumlar görülmeye başlar. Arkadaşlarıyla kurduğu iletişim sayesinde paylaşma, yardımlaşma, işbirliği gibi sosyal becerileri öğrenir.
SOSYAL GELİŞİM Bir çocuğun okulu sevmesi için okulda sevdiği, ait olduğu, oynadığı, yardım aldığı, paylaştığı arkadaşlarının olması önemlidir. Bununla birlikte arkadaşlık ilişkilerinde rekabet görülür ve bu doğal bir duygudur. Okul çağı çocuğunun oyun alanlarında, okul koridorlarında ve sınıfta arkadaşlarıyla arasında geçenler, onun okul yaşamında aldığı keyfi doğrudan etkiler. Çocuklar birçok beceri (koşma, yazma, resim yapma vb.) ve ortaya koydukları ürünlerde kendilerini arkadaşlarıyla karşılaştırırlar. En iyisini yapan olmak isterler.
SOSYAL GELİŞİM Okul çağının başlamasıyla birlikte çocuklarda benmerkezci bakış açısı azalır. Artık başka birinin bakış açısını anlamaya başlarlar. Okul çağında kendi cinsiyetlerine ilişkin görüşleri oluşur. Çoğunlukla aynı cinsten arkadaşları tercih ederler ve bu durum toplumsal cinsiyet rollerini (kadınlık-erkeklik kavramları) tanımalarına yardımcı olur. Sosyal etkinliklerde cinsiyet farklılıkları belirginleşir. Okul çağına kadar çocuklar kendilerini dünyanın merkezinde görüp, hep kendi isteklerinin olmasını ister. Bu süreçte paylaşmada, sıra beklemede, dinlemede vb. zorlanır. Benmerkezci bakış açısının azalmasıyla birlikte paylaşma, işbirliği, sıra bekleme, kuralları anlama ve uyma gibi becerilerin de geliştiği gözlemlenir. Okul çağında kız ve erkek çocukların oyunları, oyuncakları, tercihleri gittikçe farklılaşır. Bu nedenle her iki cins de kendi cinsiyetinden arkadaşlarla daha iyi anlaşır.
SOSYAL GELİŞİM Kızlarda arkadaş sayısı az olurken, erkeklerde daha fazla olur. Çocukların tercih ettikleri arkadaşlar yıldan yıla ya da aydan aya değişir. Kızlarda az sayıda olmakla birlikte daha sıkı ve yakın arkadaşlıklar görülür. Buna bağlı olarak özellikle üç ve daha fazla sayıda kız arkadaş gruplarında üçüncü, dördüncü kişileri paylaşamamayla ilgili çatışmalar gözlemlenir. Erkeklerde ise çok sayıda ve daha esnek arkadaşlıklar görülür. Erkek çocukların oyun oynadıkları kişiler daha çeşitlidir, birkaç arkadaş dışında diğerleri günden güne değişebilir.
SOSYAL GELİŞİM Okul çağındaki çocuklar genelde aşağıdaki özellikleri taşıyan arkadaşları tercih ederler: Kendileriyle aynı cinsiyette olan, Kendileriyle benzer kişilik özelliklerini taşıyan, Kendileriyle aynı düzeyde duygusal ve sosyal olgunluğu olan. Örneğin kızlar, kızları; erkekler erkekleri tercih ederler. Daha narin olanlar, kendileri gibi narin olanları; hareketli olanlar hareketli olanları, sakin olanlar, sakin olanları tercih ederler. Bazı çocuklar diğerlerinden zihinsel olarak daha gelişmiş olabilir ve bu tür çocuklar yaşıtlarından çok büyükleri tercih etme eğilimde oldukları için okulda arkadaşsız kalabilirler.
ÇOCUĞUN DÜNYASINDA ARKADAŞLIK Yetişkin bakış açısından çocuğun dünyası oldukça basit gözükebilir. Ancak gerçekte karmaşık ve farklı ihtiyaçlarla doludur. Çocuğun oyun alanında başarması gereken bir çok görev olabilir. Örneğin bir gruba girmek, konuşmayı sürdürmek, oyunu düzenlemek, oyun kurallarına uymak, liderlik, sataşma ve diğer engellenme girişimleriyle başa çıkmak, anlaşmazlıkları çözümlemek gibi bir çok karmaşık ve farklı ihtiyaçlar olabilir.
“Hakan, sınıfta çok popüler, eğlenceli oyunlar oynayan bir öğrencidir “Hakan, sınıfta çok popüler, eğlenceli oyunlar oynayan bir öğrencidir. Cem Hakan’la oyun oynamaktan çok hoşlanır. Fakat Cem’in annesi Hakan’ın Cem’i olumsuz anlamda etkilediğini düşünmektedir ve Hakan’la oyun oynamasını istememektedir. Bu durumda Cem ne düşünür, ne hisseder ve ne yapar?”
ARKADAŞLIĞIN ÖNEMİ Bir arkadaş grubuna uyum sağlamak ve bu arkadaşlıkları sürdürecek sosyal becerilere sahip olmak, çocuğun olumlu benlik algısı geliştirmesini sağlar. Arkadaşlık ilişkileri, çocukların yaşıtlarınca nelerin kabul görüp görmediğini öğrenmelerine yardımcı olur. Olumlu benlik algısının gelişmesinde ilk olarak aile etkilidir. Bundan sonra okulda öğretmen ve arkadaşlarla geçirilen yaşantılar olumlu benlik algısının gelişmesinde oldukça önemlidir. Çocuğun sosyal becerileri geliştikçe arkadaşlarıyla ilişkileri de gelişir ve bu durum olumlu benlik algısına katkı sağlar. Örneğin, oyunda sıra bekleme kuralına uymayan bir çocuk, arkadaşlarından gelen geribildirimlerle bu davranışın kabul görmediğini fark eder ve bu durum çocuğun kabul gören davranışlar (sıra bekleme) geliştirmesini sağlar.
NEDEN ARKADAŞLIK? Sosyal-duygusal gelişimin temellerinden biri olan arkadaşlık, önemli bir beceri olarak karşımıza çıkmaktadır. Hemen hemen her çocuk geçici ya da sürekli olarak arkadaşlık ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir. Arkadaşlık ilişkileri iki temel boyutta ele alınabilir: Arkadaşlık kurma becerileri Arkadaşlığı sürdürme becerileri Çocuğumuzun hangi boyutta sorun yaşadığını fark etmemiz, yaşadığı sorunu belirlememiz konusunda bize ipucu verecektir.
Çocukla İlgili Etkenler Kişilik özellikleri: Baskın davranması Her şeyi bilirim havasına bürünmesi Hep birinci olmayı istemesi İnatlaşması, uzlaşmaya yanaşmaması Arkadaşlarının hatalarını unutmaması ya da onları affetmemesi Arkadaşlarını eleştirmesi Arkadaşlarını aşırı şikayet etmesi Çekingen davranması Baskın davranması: Oyunlarda kendi isteğine göre kurallar yaratması (örneğin 3 defa yanma hakkının olması gibi), rolleri sürekli kendisinin belirlemek istemesi, oynanacak oyuna karar vermeyi istemesi vb. Her şeyi bilirim havasına bürünmesi: Öğretmenlerden ya da arkadaşlardan yardım almayı reddetmesi, daima kendi söylediklerinin doğru olduğuna inanması. Arkadaşlarını eleştirmesi: Arkadaşlarının becerileri konusunda olumsuz sözler söylemesi. Sen hızlı koşamıyorsun, çok kötü resim yapıyorsun gibi. Çekingen davranması: Oyuna katılmak istediği halde bunu ifade etmemesi. Daima başkalarının onu oyuna çağırmasını beklemesi.
Çocukla İlgili Etkenler Sosyal beceri eksiklikleri: Paylaşma, yardımlaşma ve işbirliği becerilerinin yetersiz olması Öfkesini kontrol edememesi Kaybetmeye karşı toleransının az olması Arkadaşlarını dışlaması Çocuğun “hayır” diyememesi Öfkesini kontrol edememesi: Oyun istediği gibi sürmediğinde öfkelenerek arkadaşlarına bağırması, oyunu terk etmesi, arkadaşlarını itmesi, onlara vurması vb. Arkadaşlarını dışlaması: İki kişilik bir arkadaş grubu dışında diğerlerini oyuna almaması, getirdiği kutu oyuncağını birkaç kişi dışında kimseyle paylaşmaması. Çocuğun “hayır” diyememesi: Arkadaş baskısı nedeniyle, arkadaşlarını kaybedeceği endişesiyle ya da arkadaşını örnek aldığı için olumsuz davranışlara “hayır” diyememesi.
Çocukla İlgili Etkenler İletişim becerileri ile ilgili güçlükler: Çok fazla konuşması Olayları olduğundan farklı ya da eksik anlatması Arkadaşları hakkında başkalarıyla olumsuz anlamda konuşması Arkadaşlarının sırlarını paylaşması, kişisel sırlarını çok çabuk söylemesi Bir şey isterken rica etmek yerine emir vermesi Alay etmesi Çok fazla konuşması: Bu yaş çocuklarının dinleme becerisi henüz yeterince gelişmediği için çok fazla konuşan bir arkadaştan sıkılabilirler. Olayları olduğundan farklı ya da eksik anlatması: Bu davranışı gösteren çocuklar, arkadaşlarının sık sık “hayır, doğruyu söylemiyor” dediği çocuklar olmaktadır. Arkadaşları hakkında başkalarıyla olumsuz anlamda konuşması: Alay etmesi: Bu yaşlarda alay etmek dikkat çekme yöntemi olarak özellikle erkek çocuklarının sık başvurduğu bir davranıştır. Sıklıkla arkadaşlarının isimleriyle, görünüşleriyle, becerileriyle alay ederek onları kızdırırlar.
Çocukla İlgili Etkenler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Öğrenme güçlükleri Fiziksel engel veya farklı fiziksel görünüş Çocuğun fiziksel veya zihinsel gelişiminin sosyal-duygusal gelişimiyle paralel olmaması, yaşıtlarından geride ya da ileride olması.
Çocukla İlgili Etkenler Hastalık nedeniyle sık okul devamsızlığı Duygusal güçlükler (anksiyete, düşük benlik saygısı) Diğer çocukları rahatsız edici davranışlar yapması Çocuğun sosyal doyumunun ve arkadaşlık ihtiyacının büyük ölçüde aile bireyleri tarafından karşılanıyor olması Çocuğun yetiştiği ortamın ve kültürün arkadaşlarınınkiyle uyuşmaması Diğer çocukları rahatsız edici sesler çıkarmak, burun karıştırmak, yemek yerken ses çıkarmak, fazla dokunmak, fazla şaka yapmak.
Aileyle İlgili Etkenler Anne-baba tutumu (otoriter, izin verici, koruyucu, ilgisiz) Anne-babanın çocuğun arkadaşlıkları için gereken zamanını başka faaliyetlerle doldurması Anne-babanın çocuğun arkadaş seçimi konusunda aşırı eleştirici ve olumsuz olması Anne-babanın sosyal beceriler konusunda iyi bir model olmaması
Aileyle İlgili Etkenler Ailede stres yaratan bir durumun olması (hastalık, iş yükü vb) Anne-babanın çocuğun gelişimi doğrultusunda ihtiyaçlarını fark edememesi ve bu konuda yetersiz bilgiye sahip olması Özellikle tek çocuklu ailelerde çocuklar bazen yetişkin bazen de aşırı çocuksu bir tutum geliştirebilmektedir.
Çevresel-Sosyal Etkenler Yakın çevrede az sayıda çocuğun bulunması Sık sık şehir ya da ev değiştirme Ailenin kültür veya dil farklılığının bulunması Olumsuz davranışları olan arkadaşlarının olması
ÖNERİLER Çocuğun arkadaşları ile yaşadığı sıkıntıların üstesinden gelebilmesi konusunda yardım edebilmeniz için ilk adım, sizin ve çocuğunuzun bir problemin var olduğunu kabul etmenizdir. Duyarlı ve destekleyici bir tutumla çocuğunuzla konuşun. İnkar, üzüntü, utanç veya geçerli bir neden bulmaya çalışma normal tepkiler olsa da sizin ve çocuğunuzun bunları kabullenmesi ilk adımdır.+
ÖNERİLER Çocuğunuzu endişelendiren konuları dile getirmesine fırsat tanıyabilecek bazı genel, açık uçlu sorular sorun. Bu sorularda sorgulayıcı ve zorlayıcı olmaktan kaçının. Sadece ilgilendiğinizi hissettirin. “Bana neler olduğunu anlatır mısın?” “Bu durumda ne hissettin?” (“Üzüldün mü?” demek yerine) “O bunu yaptığında sen ne yaptın?” “Neler söyledin?” “Sonra ne oldu?” “Neden?” sorusundan kaçının. Çünkü çocuklar kendilerini yargılanmış hissederek savunmaya geçerler. Ya da bir neden söylediklerinde kendilerinin haklı olduğuna inanırlar. Çocuğunuz sizinle paylaşımda bulunurken “Bu çok kötü”, “Öyle mi yaptı?”, “Sen neden ...... yapmadın” , “Başka arkadaşların da bunları yapıyor mu sana?” gibi ifadelerden kaçının.
ÖNERİLER Çocuğunuz onaylamadığınız bir çocukla arkadaşlık ettiğinde çabuk tepki göstererek gereksiz yere gerginlik yaratmayın. Ne yapacağınıza karar verirken acele etmeyin. Çocuğunuzun arkadaşlıklarına yasaklar koymayın. Tam tersi sonuçlar doğurabilir. İstemediğiniz bir arkadaşıyla oynamaya başladığında ani ve olumsuz tepkiler vermekten kaçının. Çocuğunuza “Ahmet’le oynamanı istemiyorum, o yaramaz bir çocuk. Onunla oynarsan öğretmenlerin seni de yaramaz sanırlar.” gibi sözler söylemeyin.
ÖNERİLER Bir çocuk arkadaşlarının sayısını azaltmaya karar verdiğinde üzgün veya okul arkadaşları tarafından dışlanmış gözükmedikçe, kaygılanmaya gerek yoktur. Bu, acil bir durum değildir. Çocuğun arkadaşlık ilişkilerini zamana yayarak, baskı yapmadan desteklemek yeterli olacaktır.
ÖNERİLER Çocuğunuzun her türlü arkadaşlık ilişkilerine karışmaktan kaçının. Kendi kendine yaşayarak öğrenmesine izin verin ki sosyal becerileri gelişsin. Eğer çocuğunuzun kurduğu arkadaşlık kaygılanmasına, aşağılanmış hissetmesine neden oluyorsa, davranışlarını olumsuz etkiliyorsa ona destek olabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuz evcilik oyunlarında sürekli olarak hizmetçi rolünü oynuyorsa ve bundan mutluysa; siz bundan rahatsız iseniz müdahale etmeyin. Ancak bu rolü istemediği halde sürekli alıyorsa ve arkadaşlarının isteklerine karşı gelemiyorsa bu konuda destek verin.
ÖNERİLER Çocuğunuza karşı dürüst olun. Bu arkadaşlık konusundaki kaygılarınızı anlatarak, başka bir çocukla oyun oynamasını tercih etmenizin nedenini ona açıklayın. Arkadaşlarıyla ilgili yanlış ve zararlı olduğuna inandığınız her şeyi sık sık yinelemekten kaçının. Çocuğunuzun arkadaşlarından söz ederken, yargılarınızı ( bencil, yalancı, yaramaz vb ) dile getirmek yerine, somut olaylardan ve bunların sonuçlarından söz ederek farkındalığını arttırın. Örneğin, çocuğunuz arkadaşlarının isteklerine hayır diyemiyorsa ve onu yönlendiren bir arkadaşı varsa “Arkadaşın ders başladığında birlikte tuvalete gitmeyi teklif ettiğinde sen kabul edersen derse geç kalırsın ve öğretmeninden uyarı alırsın” şeklinde bir açıklama uygun olabilir.
ÖNERİLER Çocuğunuzu bir arkadaşlıktan vazgeçirmeye çalışırken yararlı olabilecek bir yaklaşım, başka bir arkadaşlık kurmaya özendirmektir. Çocuğunuzun zamanını ve dikkatini olası bir başka arkadaşlığa vermesini sağlayın. Yaşı ne kadar küçükse bunu yapmak o kadar kolay olacaktır. Örneğin, çocuğunuza sınıftan uygun bulduğunuz bir başka arkadaşını sinemaya, tiyatroya ya da eve çağırmasını önerin. Sonuç olarak çocuğunuz kiminle arkadaşlık edeceğine kendi karar verecektir. Ama belli arakadşlıklarının gelişmesini sağlamaya yönelik kararlı çabalarınız bir süre sonra istediğiniz sonuçları doğurabilir.
ÖNERİLER Çocuğunuza arkadaşlık ilişkileri konusunda destek olurken gerçekçi seviyede beklentiler oluşturun. Çabaları ve küçük gelişmeleri övgü ve takdir ile destekleyin. Çabalarının en büyük ödülü kurduğu arkadaşlıklar olacaktır. Çocuğunuz arkadaşlık kurmada sıkıntılar yaşıyorsa, bir anda çok sayıda akranıyla iletişim kurmasını ve arkadaş olmasını beklemeyin. Kendisine uygun bir ya da iki arkadaşlık kurarak başlaması daha gerçekçi bir beklentidir. Çocuğunuza “Yarın oyunu sen kur” gibi bir görev vermek ve bunu başarmasını beklemek de gerçekçi değildir. İlk aşamada sadece oyuna katılmasını sağlamak yeterlidir.
ÖNERİLER Çocuğunuzun sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olun. İşbirliği, yardımlaşma, paylaşma, hoşgörü, iletişim kurma ve sürdürme, özür dileme, alay edilmeyle baş etme gibi. Evde çocuğunuzla birlikte oynadığınız oyunlarda sosyal becerileri kullanabilirsiniz. Günlük yaşantınız içerisinde bu becerileri geliştirebilmesi için çocuğunuza model olun.
ÖNERİLER Çocuğunuzu düşünce ayrılıklarını ve eleştirileri kabul etme, başkalarına olumlu dil kullanma konusunda destekleyin. Çocuğunuzu arkadaşlarının olumlu yönlerini görmesi konusunda destekleyin. Çocuklar bazı arkadaşlarını sık sık şikayet edebilirler. Bu tür durumlarda çocuğunuzu anlayıp dinledikten sonra arkadaşlarının olumlu yönlerini hatırlamasını sağlayacak sorular sorabilirsiniz. Örneğin “Arkadaşınla en çok ne yapmaktan/oynamaktan hoşlanıyorsun?”
ÖNERİLER Çocuğunuza problem çözme becerilerini öğrenmesi ve uygulaması konusunda destek olun. Problem çözme basamakları: Yaşadığın sorunu açıklar mısın? Bu sorunu nasıl çözebilirsin? Ne gibi seçeneklerin var? Sence en uygun seçenek hangisi? Bu seçeneği uygularsan sonucu ne olur? Çocuğunuza direkt öneriler sunmak yerine problemi kendisinin çözmesi için sorular sorarak destek olun. Seçenek üretemediği durumlarda siz seçenekler sunabilirsiniz.
ÖNERİLER Arkadaşlık ilişkileri konusunda çocuğunuza olumlu model olun. Çocuğunuza davranışlarının sonuçlarına göre düşünmeyi öğretin. Çocuğunuzun belirli bir problemini gelecekte karşılaşabileceği koşullarla ilişkilendirin. Kendi arkadaşlarınızı çocuğunuzun yanında eleştirmeyin. Arkadaşlarınızla ilişkilerinizdeki hoşgörü, yardımlaşma, paylaşma örneklerini çocuğunuza anlatın. Ortaya çıkabilecek durumları tahmin etmesine yardım edin. Bunlara nasıl tepki vererceğini tartışın. Arkadaşına vurursan ne yaşarsın?, ortamdan uzaklaşırsan ne yaşarsın? , öğretmenine anlatırsan ne yaşarsın?
ÖNERİLER Çocuğunuzu bilgisayar, televizyon, oyuncaklar ya da yetişkinlerle uzun süre baş başa olmaları yerine, arkadaş gruplarına katılması yönünde destekleyin. Çocuğunuzu spor, drama, dans gibi grupla yapılabilecek etkinliklere katılması yönünde destekleyin.
ÖNERİLER Drama, arkadaşlık becerilerini geliştirmede etkili bir yöntemdir. Evde rol yapma oyunlarıyla çocuğunuzun arkadaşlık becerilerini geliştirebilirsiniz. Çocuğunuzu çeşitli sosyal ortamlarda diğer insanlarla kurduğu ilişkileri gözlemleyin.Gerektiğinde okuldan bilgi alın. Çocuğunuzun arkadaşlık kurma girişimlerinin başarılı olması için kendisi ile benzer mizaca ve ilgilere sahip olan yaşıtlarına yönlendirin. Örneğin, “Haydi ben arkadaşın Ahmet olayım. Sen de bana “Bahçeye çıkalım mı?” diye sor. Örneğin aktif olan çocuklar kendileri gibi aktif olan arkadaşlarıyla daha iyi arkadaşlık kurarlar.
KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER