Atatürk İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKAN YÜKSEL Tıkır Top.
Advertisements

1 yaşınızdayken 2 yaşınızdayken 3 yaşınızdayken
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
ÜŞÜYORDU!.. Lütfen kendi akışında ve sesli olarak sonuna kadar izleyiniz…
GÜNEŞLERİN BATTIĞI YER!
ÇANAKKALE SAVAŞI.
Çanakkale geçilmez Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, O.
ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ KUTLU OLSUN ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ KUTLU OLSUN
BİRLİKTE YAŞAMA VE KARDEŞLİK
ATATÜRK’ÜN PLANLI ÇALIŞMASI
DOSTLUK.
ANILARLA ATATÜRK (ilerlemek için fareyi tıklatınız)
ATATÜRK VE SANAT.
Atatürk Sordu ~ Öykü ~ Kaynak : Tarih Vesikaları (Osmanlı Arşivi)
Bana Biraz İstanbul Verin SESİ AÇIN VE TIKLAYIN Bana biraz İstanbul verin arkadaşlar, İstanbul’un en güzel yerlerinden olsun. İçinde çocukluğum olsun;
BAZILARI DA ZEVKLERİMİZİ TESPİT EDER, ONLARA HİTAP ETMEYE UĞRAŞIR...
ÇANAKKALE ASKERLERİ YAZAN:YAŞAR UZUN.
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA TÜRK KADINI.
Bazı arkadaşlarımız zaaflarımızı öğrenmeye çalışır, bulur ve kullanır... bazıları da zevklerimizi tespit eder, onlara hitap etmeye uğraşır...
1 HUKUK ve SİYASET OKULU – 8 Şubat 2008 X BAYAN: Biz uluslar arası ilişkilerde… ( Montaj Arası ) Birol BAŞARAN: Ben bütün toplumlarda hukuka ihtiyaç olduğunu,
Sevgili günlük, Bugün çok yoruldum. Neden mi bugün hem eğlendik hem öğrendik… Merak mı ediyorsun? Peki anlatayım…
Dostluk Üzerine....
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti
ÜÇ İHTİYAR MİSAFİR ÖYKÜSÜ
MİLLİ MÜCADELE (KURTULUŞ SAVAŞI).
ATATÜK’ÜN ANILARINDAN
ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLERDE BAKIŞ AÇISI
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
BİR MİLLETİN KURTULUŞ MÜCADELESİ
İŞTE MASALIMIZ BAŞLIYOR.
Değerli Dostlar, Doğu Anadoluyu gezip te, Ağrı Dağımızı görmeden olur mu ? Uzaydan görünüş bana ait değil. Büyük Ağrının tepesi her zaman kar ve buzulla.
VATANINI SEVEN HERKES SONUNA KADAR OKUSUN
Sen hangisini seçerdin?
Büyük kurbağa, küçük kurbağaya diğer hayvanları tanıtmak istiyordu.
Atatürk'ün Gizemleri.
NOKTALAMA İŞARETLERİ ... ? . ‘’ , !.
ZAMAN MAKİNES İ ZAMAN YOLCULUĞU.
Ailemizdeki Lider.
Bazı arkadaşlarımız zaaflarımızı öğrenmeye çalışır, bulur ve kullanır... bazıları da zevklerimizi tespit eder, onlara hitap etmeye uğraşır...
Örnek: Sizlere konu hakkında bilgi vereceğim.
BALONUM OKUMA – ANLAMA.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
İBRETLİK BİR HİKAYE.
Tıkır Top
MİLLİ BAYRAMLARIMIZ.
Bir akşam sofrasının hararetli bir döneminde Mustafa Kemal, kişisel özgürlüğünün birçok bölümlerinden yoksun bırakılması acısını hüzün dolu sözlerle şöyle.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
KÜL KEDiSi-SINDRELLA Hazırlayan: Emine KOÇAK- 7/A
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR…
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR
DEĞERLER EĞİTİMİ SAYGI.
ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN ANISINA..
YAĞMUR DAMLASI.
=>YAZIM KURALLARI<=
Bu ay değerler eğitimi kapsamında Görgü ve Nezaket Kuralları üzerinde duracağız. Hepimiz nezaket ve görgü kurallarını küçük yaşlardan itibaren öğrendiğimiz.
GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
NASRETTİN HOCA SÖYLER BAKALIM NELER SÖYLER.
TÜRKÇE. İtalyanların Habeş Harbi sıralarında idi. Ege kıyılarında kıta ve tahkimat komutanları çok titiz davranıyorlar, kıtaya herhangi bir yabancının.
Tombik ormanda.
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki.
Burası yuvarlaklar ülkesi. Öykümüz burada geçiyor.
Atatürk’ün ANILARI.
DOSTLUK-ARKADAŞLIK.
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA TÜRK KADINI. Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE KADIN KAHRAMANLAR. Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte.
GÖNÜL KÖPRÜSÜ.
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA TÜRK KADINI. Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu.
Atatürk İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü
Sunum transkripti:

Atatürk İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü Atatürk İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü. O'nu görmek için sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile selamlar vererek, ilerledi. O sırada ansızın bir olayla karşılaştı. Milli Mücadele'deki çete giysili bir Türkçü kadın, Başbuğ Atatürk'ün yolunu keserek ayağına kapandı. Gözyaşlarıyla şöyle haykırıyordu: - " Bastığın toprağa kurban olayım Paşam! " Başbuğ Atatürk onu yerden kaldırmak için eğilirken kulağına bu kadının Kurtuluş Savaşında cephelerde çarpışmış olan direnişçi olduğunu fısıldadılar. Gözlerinden iki damla yaş düşen Atatürk, bu güneşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şöyle seslendi : - " Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın. "

Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu: - Sen güreş bilir misin? Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu: - Haydi, bir de benimle güreş! Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı: Atam," dedi. "Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?"

Atatürk, Mersin’e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş: —Bu köşk kimin? -Kirkor’un... —Ya şu koca bina? -Yargo’nun... —Ya şu? -Salomon’un... Atatürk biraz sinirlenerek sormuş: Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur: —Biz mi nerede idik? Biz Yemen’de, Tuna Boyları’nda, Balkanlar’da, Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslarda, Çanakkale’de, Sakarya’da savaşıyorduk paşam...

İngiliz kralı VIII. Edward İstanbul'a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce, -"Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz! Dedi. Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular... Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk'e dönerek: - Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere'de zannettim diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a : — Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim! Dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün bu sözlerine hayran oldular. Atatürk garsona da vazifene devam et emrini verdi

Çanakkale Savaşı sonralarında Atatürk'ü Ziyarete gelen Amerikalı General belirli bir süre konuştuktan sonra Türk askerini görmek istediğini Atatürk'e belirtir ve Atatürk'te en yakın askeri kışlaya generali götürür. Askerler generali törenle karşılarlar(Bu günkü gibi değil tabi savaş koşullarında) General bakar ki askerler bitkin çoğunun üniformaları yırtık paramparça, ayaklarında çoğuna yakınının botları yok olanların ki ise ayak parmakları ve ayaklarının büyük bölümü yırtıklardan dışarı çıkmış, çoğu açlıktan bitkin halde gözüküyor. Daha sonra Amerikalı general sıradaki askerin birine yaklaşır ve omzuna eliyle biraz güç uygular ve Asker yere düşer; General Atatürk' e dönerek şunu söyler: "SİZ ÇANAKKALE ZAFERİNİ BU ASKERLERLE Mİ KAZANDINIZ ?" Atatürk - "EVET Biz Çanakkale'yi bu askerlerle kazandık" dedikten sonra yere düşen askerin kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra General'e askeri tekrar sarsmasını ister. General az önce bitkin bir biçimde yere düşen Askeri bütün gücüyle sarsmaya çalışır ama ASKER kımıldamaz sanki beton bir heykel gibi durur ve çok güçlü bir direnç gösterir. Bunu gören General büyük bir şaşkınlık içinde Atatürk'e sorar: -"AZ ÖNCE KULAĞINA NE SÖYLEDİNİZ ?" Atatürk şunlar söyler : — İlk başta omzuna dokunduğunuzda yere düştü çünkü sizi dost olarak biliyordu - 2.de ise kulağına sizin bizim düşmanımız olduğunuzu söyledim