FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ Sibel HACIOĞLU 081010573
Ca bir makro elementtir. KALSİYUM Ca bir makro elementtir. Yetişkin bir insanda yaklaşık 1kg. bulunur. Total Ca’un %99’u kemiklerde,%1’i yumuşak doku veya ekstraselüler sıvıda bulunur. Kan plazmasındaki kalsiyumun %50’si serbest veya iyonize formda %40’ı plazma proteinlerine bağlı olarak bulunur.
Plazma kalsiyumunun yaklaşık %10’u bikarbonat, laktat, fosfat ve sitrat dahil küçük anyonlarla kompleks oluştururlar. Ca2+’un bu şekilde çeşitli formlara sokulabilmesi, Ca2+ sinyalinde görev alan elemanların dinamikleri ile ilişkilidir. Bu ele-manların aktiviteleri sonucu Ca2 , hücrede birbirinden farklı pek çok sinyali, örneğin hormon bağlanması veya mekanik uyarıyı, doğru şekilde iletebilmektedir. Ca2+ sinyali, bu özelliğinden dolayı çok büyük bir çeşitlilik barındırmaktadır.
Kalsiyumun işlevleri: Kemiklerin ve dişlerin oluşumun- da yapı taşı olarak yer alır. Kapiller damarların ve membranların geçirgenliğini azaltır.
Normal kas kasılması için gereklidir. Sinirsel uyarıların iletilmesini sağlar. Kanın pıhtılaşması için önemlidir. Kalp ritminin yürütülmesini sağlar. Hormon sekresyonu ve protein döngüsünde işlevsel önemi vardır.
Günlük alınması gereken kalsiyum miktarı yaklaşık 0,8 gr’dır. Bu miktar gebeler ve büyüme çağındaki çocuklar için daha yüksektir. Yumurta,süt ve süt ürünleri Ca’dan yana zengin gıdalardır.
Paratiroit bezinden salgılanan parathormona ihtiyaç vardır. Besinlerle alınan ve bağırsaklarda açığa çıkan Ca’un emilebilmesi için; D vitaminine, Paratiroit bezinden salgılanan parathormona ihtiyaç vardır.
Parathormon ayrıca, böbreklerden kalsiyum atılmasını engelleyerek kandaki kalsiyum seviyesinin sabit kalmasını sağlar. Tiroit bezinin C hücrelerinden salgılanan kalsitonin hormonu ise kandaki kalsiyum düzeyinin düşmesini sağlar.
Serum kalsiyum düzeyinin normalden yüksek olması hiperkalsemi olarak tanımlanır. Serum kalsiyum düzeyinin normalden düşük olması hipokalsemi olarak tanımlanır.
Hiperkalsemi; İştahsızlık, bulantı, kusma, melankoli vb. belirtilere neden olur ve uzun süre devam ederse dokulara kalsiyum tuzlarının çökmesine neden olur.
Başlıca sebepleri; Vitamin A ve D’nin fazla alınması. Parathormonun aşırı salgılanması. Bazı böbrek hastalıklarında. Tiroit bezinin fazla çalıştığı durumlar. Bazı tümörlerin varlığı.
Hipokalsemi; Daha çok gebelerde,ikiz gebeliklerde,süt verimi yüksek kültür ırkı ineklerde görülür. Saç kuruluğu ve dökülmesi, parmak ucunda uyuşma şeklinde bulguları vardır. Kas uyarılabilirliğinin artması sonucu kasılmalarla seyreden ve tetani olarak adlandırılan tabloya yol açar.
Başlıca sebepleri; Paratiroit bezinin salgısının azaldığı durumlar Raşitizm Karaciğer hastalıkları Vitamin D noksanlığı Barsaklardan kalsiyum emiliminin engellenmesi
Vücuta bulunan aktif transport sistemi; Kalsiyum pompası, – Kas kasılmasında çok önemli görevi olan bir pompadır. – Kalsiyumun sarkoplazmik retikuluma geri alınmasında kullanılır.
Sitoplazmada serbest Ca2+’u düşük konsantrasyonlarda tutmak için, sarko-plazmik retikulum zarlarında bulunan CaATPaz gibi membran pompaları vardır. Bu pompalar bir uyarıcı sinyal alarak zarda Ca2 + kanallarını açtığında,elektrokimyasal gradyanı sağlamak için Ca2 + sitozole geri verilir.
Kalsiyum pompa işlevi
ATP eksikliğinde; Kalsiyum pompası yetersizliği ortaya çıkar ve Ca hücrede artar.
Hücre dışından sitoplazmaya Ca2+ girişini sağlayan kanal tipleri şunlardır: Voltaj Bağımlı Ca2+ kanalları Ligand Bağımlı Ca2+ kanalları Depo Boşalması ile Aktive olan Ca2+ Kanalları
Amino Asitlerin Aktif Taşınımı Amino asitlerin aktif taşınımı, sodyuma bağımlı olup aktif taşınma ve difüzyon ile gerçekleşir. Normal olarak(insanda) incebağırsaktan günde 50-100gr. amino asit emilir.
AKTİF TAŞIMA:Canlı hücrelerde,bazı amino asitler sodyum ve potasyum iyonlarının enerji harcayarak zardaki enzimler yardımıyla az yoğun ortamdan çok yoğun ortama doğru hücre içine yada dışına taşınmasına aktif taşıma denir. Amino asitlerin aktif taşınımı, sekonder aktif taşıma şeklinde olur.
Sekonder aktif taşınmada, kolaylaştırılmış difüzyon veya primer aktif taşımada olduğu gibi taşınacak maddenin bir taşıyıcı proteine bağlanması gerekir. Sekonder aktif taşınmaya aracılık eden proteinin iki bağlanma bölgesi mevcuttur. Bu bağlanma bölgelerinden birisi aktif taşınacak madde için, diğeri ise taşımanın enerjisini sağlayacak olan iyon (genelde Na) içindir.
Taşıyıcı proteine iyon ile birlikte taşınacak madde bağlanır ve bu bağlanma taşıyıcı proteinde fiziksel değişimlere neden olur, madde hücre içine taşınır. Birçok amino asit Na iyonu ile birlikte hücre içine taşınır.
Bazı kısa di - ve tripeptidler de direkt olarak emilebilmektedir. L-aminoasidlerin transportu, derişim gradiyentine karşı olarak gerçekleştirilen aktif taşımadır ve Na’a bağlı ko-transport sistemi ile gerçekleştirilir.
Bağırsak ve böbrek hücrelerine amino asitlerin alınmasında önemli rolü olan γ-glutamil siklusu (Miester Siklusu) da vardır.
gamma glutamil döngüsü hipotezine göre aminoasit hücre zarından içeriye enzim katalizli bir grup translokasyon tepkimesi ürünü olarak girer. Zara bağlı bir enzim olan γ-glutamil transferazın kilit rolü oynadığı bu tepkimede, glutamil vericisi glutatyondur. Prolin dışındaki bütün amino asitler glutatyondan veya başka glutamil peptitlerden glutamil grubu alabilirler.
1)Kalsiyumun vücudumuzdaki işlevleri nelerdir? SORULAR 1)Kalsiyumun vücudumuzdaki işlevleri nelerdir? 2)Kandaki kalsiyum seviyesinin sabit kalmasını sağlayan nasıl bir sistem vardır? 3)Amino asitlerin aktif taşınımı nasıl gerçekleşir? 4)Kalsiyum pompasının görevi nedir ve hangi durumda işlevini yerine getiremez?