Hazırlayan:Reh. Öğrt.Yıldız YILDIZ AİLE İÇİ İLETİŞİM VE ANNE-BABA TURUMLARI Hazırlayan:Reh. Öğrt.Yıldız YILDIZ
ÇOCUKLARINIZ SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR ? ONLARI NE KADAR İYİ TANIYORSUNUZ ?
SAĞLIKLI BİR İLETİŞİMDİR. ONLARI TANIMANIN YOLU SAĞLIKLI BİR İLETİŞİMDİR.
ÇOCUK NE YAŞARSA ONU ÖĞRENİR Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir. Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, Kavga etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa, Sıkılıp utanmayı öğrenir. Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse, Kendini suçlamayı öğrenir, Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse, Sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer bir çocuk desteklendirilip yüreklendirilmişse, Kendine güve duymayı öğrenir. Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse, Takdir etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, Adil olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse, İnançlı olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse, Kendini sevmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse, Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.
İLETİŞİM NEDİR? İletişim, iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişidir. Bu tanımda açıklanması gereken üç kavram vardır: BİRİM a) Kaynak Birim : Mesajı gönderen kişidir. b) Hedef Birim : Mesajı alan kişidir.
MESAJ Kaynak birimin gönderdiği bir içerik ifadesidir. İnsanların karşılıklı konuşurken birbirlerine söyledikleri sözler birer mesajdır. Mesaj sözlü olabildiği gibi sözsüz de olmaktadır. Sözsüz mesajlar; bakış, beden duruşu, bakış, jestler vb.
ALIŞVERİŞ İletişim iki yönlü bir süreçtir. Ne sadece alış ne de sadece veriş , iletişimi oluşturmaz. Anne çocuğuna ders çalışmasını söylüyor çocuk “evet” veya “hayır” diyorsa ya da sessizce dinliyorsa bir alışveriş sözkonusudur. Çünkü anne( Kaynak birim ) çocuğa (hedef birim) ders çalışmasını(mesaj) söylüyor ve öğrenci annesinin söylediğini anlamaktadır.
İLETİŞİM NEDEN GEREKLİDİR? İLETİŞİM KAZALARI Anne ve babalar olarak siz, hayattaki en değerli varlığınız olan çocuklarınızın ölmesini veya yaralanmasını ister miydiniz? Bunu istemiyorsak; Aile içine iletişim kazaları, trafik kazalarında olduğu gibi, kazalara yol açan nedenler bilindiği ölçüde azaltılabilir. Kazaya neden olan anne mi, baba mı, çocuk mu yoksa içinde bulunulan ortam mı? İletişim sonunda bilgi edinen anne babalar hem kendini hem de çocuklarını daha iyi değerlendir ve anlarlar. Kendi davranışlarını değerlendiren kimse kurmuş olduğu ilişkilerin temelinde yatan psikolojik süreçleri anlar ve farkına varmadan ortaya çıkan iletişim kazalarını önlemeye çalışır.
SAVUNMA MEKANİZMALARI 1.Mantığa Bürünme : Kişi, mantığına uygun ama gerçekte var olmayan nedenler bularak gerçekler karşısında incinmesini önler. 2.Telafi : Kendi eksikliğini gidermek için güçlü olunan başka alana önem vermektir. 3.Tepki Oluşturma : Gerçek duyguların tam karşıtını göstermektir 4.Yansıtma : Kendi eksikleri ve becerisizliğinden doğan aksaklıkları başkalarına yüklemektir. 5.Özdeşim : Kişinin kendisini beğenmediği zamanlar bir başka kimseyi taklit etmesidir.
6. Hayal Kurma : İstekleri ve amaçlarını gerçekleştiremeyen kişi hayal kurmaya başlar. 7. Bastırma : Hoş olmayan bir durumu göğüsleyip onunla mücadele etme yerine görmezden gelmedir. 8. Yer Değiştirme : Kızgınlık ve düşmanca duyguların, bunlara yol açan kimselere değil, daha az çekinilen kimselere yöneltilmesidir. 9. Karşı Saldırı : Kişinin eleştiri konusu olacak olan şeylere cevap verecek yerde, çoğu kez eleştirene hücum ederek kendini korumaya yönelir.
İLETİŞİM ENGELLERİ “Ödev yapmaktan nefret ediyorum. Okuldan da nefret ediyorum. Çok sıkıcı. Yaşam için gerekli olan hiçbir şeyi öğretmiyorlar. Bir yığın zırva. Liseyi bir bitireyim, hemen okuldan ayrılacağım. Hayatta başarılı olmam için okula gitmem gerekmiyor.”
SÖZSÜZ İLETİŞİM NASIL KULLANILIR? Yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri, bedenin duruş tarzı, sesin tonu gibi mesajlar sözsüz mesajlardır.
SORUNLARLA BAŞA ÇIKABİLMEK İÇİN STRATEJİLER BEN DİLİNİ KULLANMAK ORTAMI DEĞİŞTİRMEK 3.KAYBEDEN YOK YAKLAŞIMI
BEN DİLİNİ KULLANMAK “Ben” dili kişinin o anda karşılaştığı durum veya davranış karşısında kişisel tepkisini duygu ve düşüncelerle açıklayan bir ifade tarzıdır.Genellikle anne ve babalar iletişimde "sen dili" ni kullanırlar. Sen iletileri duygu ifade etmez. Genellikle emir verme yargılama, öğüt verme gibi iletişim engellerini içerir. Örneğin: Konuşma artık ,Yapmamalısın, Dersine çalışmazsan,Yaramazlık yapıyorsun, Bebek gibisin, Dikkat çekmek istiyorsun,Daha iyi öğrenmelisin......
Ana-baba çocuğun davranışını kabul etmediği zaman o davranış nedeniyle ne hissettiğini çocuğa söylerse ileti "SEN İLETİSİ"nden "BEN İLETİSİ"ne dönüşür. Yani ben dilinde duygular konuşur. Örneğin ; “Eğer bugün çok yaramazlık yaparsan ben çok üzülürüm. Akşam yemeğini zamanında yetiştiremeyeceğim diye endişeleniyorum. Yorgun olduğum zaman canım oyun oynamak istemiyor”.
Ben dili çocuğun ana babasının kabul edemediği davranışını değiştirmesinde daha etkili olduğu gibi çocuk - ana baba ilişkisi için de daha sağlıklıdır Ben dili çocuğu direnmeye, isyan etmeye yöneltmez. Ben dili davranışı değiştirme sorumluluğunu çocuğa devreder.
ORTAMI DEĞİŞTİRMEK Ortamı Zenginleştirmek Ortamı Yoksullaştırmak Ortamı yalınlaştırmak Ortamı Kısıtlamak Çocuğu Ortama Uydurmak Bir Uğraş Yerine Başkasını Koymak Çocuğu Ortamdaki Değişikliklere Hazırlamak Daha Büyük Çocuklarla Geleceğe Dönük Düzenlemeler Yapmak
ANNE BABA KAZANIR ÇOCUK KAYBEDER. İletişimde, çatışmayı çözmenin 3 yolu vardır: YÖNTEM I Çatışma sırasında anne baba çocuğun kabullenmesini umarak, çözümün ne olması gerektiğine karar verir. Çocuk buna karşı gelirse anne baba çocuğa güç kullanmakla onu tehdit eder. ANNE BABA KAZANIR ÇOCUK KAYBEDER. YÖNTEM II Anne baba kendi yönteminin kabul etmesi için çocuğu ikna etmeye çabalar, çocuk karşı koyarsa ona boyun eğerek istediklerini yapmasına razı olur. ÇOCUK KAZANIR ANNE BABA KAYBEDER.
KAYBEDEN YOK YAKLAŞIMI YÖNTEM III KAYBEDEN YOK YAKLAŞIMI Çatışma çıktığında aile ve çocuğun kabul edebileceği bir çözüm bulunur. Her iki taraf önerilerde bulunur. Bunlar arasından bazılarına karar veriler. HERKES KAZANIR. Bu yöntem 6 basamaktan oluşur :
1.Basamak : Çatışmayı (sorunu) tanımlama 2.Basamak :Çözümler üretme (Neler yapabiliriz, sorunumuzu nasıl çözebiliriz?) 3.Basamak :Çözümleri Değerlendirme (Her ikisine de uydun gelen seçenekler bir ya da ikiye indirilir.) 4.Basamak : En İyi Çözüme Karar Verme 5. Basamak : Kararın Nasıl Uygulanacağını Belirleme (Kim neyi ne zaman yapacak? Şimdi ne yapmamız gerekiyor? Ne zaman başlıyoruz? ) 6.Basamak: Değerlendirme İçin Çözümün Nasıl Uygulanışını İzleme (Kaybeden yok yöntemi ile alınan kararların hepsi iyi olmayabilir. Ana babaların alınan kararların uygulanmasından çocuğun memnun olup olmadığını denetlemeleri gerekmektedir. Bazen izleme ile alınan ilk kararların değiştirilmesi gerektiği kararına varılabilir. )
Bu yönteme, kızgınlık türünden duyguların yaşanmadığı, anında çözülmesi geremeyen çatışmalarla başlanmalıdır. Daha sonra çocuğu mutsuz eden bir sorun seçmektir. Bu tür sorunlar çözülünce çocuk bir şeyler kazanacaktır.
Çocukların anlaşmaya uymadığı durumlarda, anne babalar güce dönme yerine, güçlü bir ben iletisi göndermelidirler. Bazen çocuklar aldıkları kararın uygulamada güç olduğunun farkına varmayabilir ya da kendi istedikleri için değil ailesi için isteyip sonra yapmakta zorlanacağı kararlar verebilirler. Bu durumda anne babalar çocuğun yapabileceklerinin farkına varmasına yardımcı olmalıdır. Bazı durumlarda mutlaka bir kazanan bir de kaybeden varmış gibi gözükür. Bu durumda anlaşma sağlayabilmek için benzer kurallar üzerinde anlaşılabilir.
cümlesini çocuklarınızdan hiç duyduğunuz oldu mu? “BENİ DUYUYOR MUSUN?” cümlesini çocuklarınızdan hiç duyduğunuz oldu mu?
DİNLEME Edilgen Dinleme ( Sessizlik ) Duygularını duymak istiyorum, Duygularını kabul ediyorum, Benimle paylaşmak istediğin konuda vereceğin karara güveniyorum, Bu senin sorunun ve sorumlu sensin” gibi güçlü iletişimler vardır.
2. Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler Sadece sessiz kalırsak bu, çocuğa kabul edilmediği izlenimini verir. Çocuk durakladığı zamanlarda onun söz ve duygularını anladığımızı gösteren sözlü ve sözsüz işaretler kullanılabilir. Öne doğru eğilme, gülümseme, hı hı, ya.. 3. Kapı Aralayıcılar ve Konuşmaya Davet Çocuklar konuşmaya zorlandıklarında “o konuda konuşmak ister misin?, Düşüncelerin ilgimi çekiyor” vb. ifadelerle onu konuşmaya teşvik edebiliriz.
4. Etkin Dinleme Anne babanın kendi ifadesini içermeyen, çocuğun bir önceki ifadesine yalnızca ayna tutup geri ileten bir tip sözlü tepkidir. Anne baba, duyduğunu geri ileterek çocuğu doğru anladığını ve söyleneni işittiğini belirtmektedir. Çocuk : Aptalım ben. Matematiği hiç öğrenemeyeceğim. Annebaba : Yeteri kadar akıllı olmadığını düşünüyorsun. Bunun için öğrenemeyeceğini sanıyorsun. Çocuk : Evet. ANNE BABA “senin bunu hissettiğini sanıyorum. Doğru mu? yanlış mı?”
ETKİN DİNLEMENİN FAYDALARI Olumsuz Duygular Azalır Duygular Dosttur Derin Şefkat Duygusu Çocuklar Sizi Dinlemeye Başlayacaklar Çocuklar Daha Az Sorumlu Olacak Çocuğa Güvenmeyi Öğreneceksiniz Daha Kabul Edici Olacaksınız Yardımcı Olmaktan Hoşlanacaksınız “Süper Ana baba” Olmak Zorunda Değilsiniz
ETKİN DİNLEMEDE SIK YAPILAN YANLIŞLIKLAR Çocukları Rehberlikle Etkilemek Kapıyı Açmak, Sonra da Yüzüne Kapatmak Papağanlaşan Anne baba Empatiksiz Dinleme Yanlış Zamanda Etkin Dinleme
OLUMSUZ AİLE TUTUMLARI Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: 1. Sevgi 2. Eğitim
Sevgi; Kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir. Eğitim ise; Öğretilen her şeyi, verilen bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları, değer yargılarını, görgü kurallarını ve insanın sosyalleşmesi için gerekli olan tüm toplumsal değerleri kapsar.
GEVŞEK EĞİTİM YETERSİZ SEVGİ AŞIRI SEVGİ SIKI EĞİTİM
Olumsuz aile tutumlarında ailenin verdiği sevgi ya yetersiz veya aşırı, eğitim ise gevşek ya da sıkı olmaktadır .
Aşırı sevgi tutumunda, aile çocuğu sevgiye boğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Bunun sonucu olarak çocukta bağımlılık ve güvensizlik gelişir. Çocuk karşılaştığı her olayda anne-babasına yaslanır, onlara güvenir fakat kendisine güvensizdir. Sevgi yetersizliği veya yokluğu sonucu ise, çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuz duygular gelişir. Doğal olarak aşırı sevginin veya yetersizliğinin de dereceleri vardır. Sevgi yetersizliğinin en aşırı ucu, çocuğu terk etmek veya kabullenmemektir. Yetersiz sevginin, aşırı sevgiye göre sonuçları daha ağır olmaktadır
YETERSİZ SEVGİ AŞIRI SEVGİ GEVŞEK EĞİTİM SORUMSUZ YETERSİZ SEVGİ AŞIRI SEVGİ SIKI EĞİTİM
1. Aşırı sevgi ve gevşek eğitim: Bu tutumu gösteren ailelerde sevgi, çocuğa şımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek kadar azdır. Çocuktan çok az şey beklenir. Bu tarz yetiştirilen çocuklar genellikle erişkinlik yaşamlarında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler olarak karşımıza çıkar. Burada verilen sevgi, aşırı vericilik ve aşırı koruyuculuk biçimindedir. Disiplin tarzları ise yalancı bir hoşgörü biçiminde görünürse de aslında ailenin güçsüzlüğünün ve yetersizliğinin bir sonucudur
GEVŞEK EĞİTİM YETERSİZ SEVGİ AŞIRI SEVGİ NEVROZ SIKI EĞİTİM
2. Aşırı sevgi ve sıkı eğitim: Burada sevgi, aynı birinci tutumda olduğu gibi aşırı verici ve koruyucu bir davranışla sunulmaktadır. Ancak çocuğa bir bebek gibi bakıldığı halde, kendisinden beklenenler çoktur. Hiçbir şey esirgenmez; özel dersler aldırılır, çeşitli olanaklar sağlanır. Buna karşılık çocuktan ileri düzeyde başarı beklenir. Bu tutumla yetiştirilen çocukların nevrotik olma olasılıkları çok yüksektir.
GEVŞEK EĞİTİM SIKI EĞİTİM YETERSİZ SEVGİ AŞIRI SEVGİ SALDIRGAN ANTİ SOSYAL SIKI EĞİTİM
3. Yetersiz sevgi ve aşırı disiplin: Sıkı eğitim vardır ve disiplin genellikle aşırı cezalarla uygulanır;en küçük şeyde cezalandırma (dayak, şiddet) yoluna gidilir. Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve horlanır. Böyle yetiştirilen çocuklarda saldırgan ve antisosyal davranışlara eğilim artar. Bu tür ailelerde büyüyen çocuklar, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek isterler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar
GEVŞEK EĞİTİM PASİF DONUK YETERSİZ SEVGİ AŞIRI SEVGİ SIKI EĞİTİM
4. Gevşek eğitim ve yetersiz sevgi: Bu durum yoksul ve kalabalık ailelerde gözlenir. Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır. Çocuğun eğitimi de yetersizdir. Çocuk, kendi yolunu bulmaya çalışır. Böyle çocuklar pasif ve donukturlar. Bu tutumda da disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliğin buradaki nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir. Hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır; bir an önce kendi kendisine yetmesi ve kendisine bakması beklenir
DİĞER OLUMSUZ AİLE TUTUMLARI
Anne ve babanın tutumları arasında tutarsızlık: Bu tutumda, bir çocuğa annenin ayrı, babanın ayrı bir tutum izlemesi söz konusudur. Çocuğa konulan sınırların sürdürebilmesi için anne-babanın davranışlarında tutarlı olması gerekir.
b. Aile içindeki kardeşlere farklı tutumlar : Burada çocuklar arasında ayrımcılık vardır. Örneğin, kız çocukla erkek çocuk arasında veya yatağını ıslatan çocukla diğer çocuklar arasında ayırım yapılır.
c. Aile içi kutuplaşmalar: Aile içinde bazen klikleşmeler, aile içindeki bir grubun başka gruba ya da kişiye karşı çıkması, gizli anlaşmalar oldukça sık görülür. Bazen anne-baba çocuklara karşı, çocuklar anne-babaya karşı, bazen de bir çocukla baba, bir başka çocukla anneye karşı kutuplaşabilir. Çocuk aile içinde herkesin yüklendiği bir şamar oğlanı da olabilir.
YETERLİ SEVGİ BİRAZ OLMSUZLUK SAĞLIKLI TUTUM YETERLİ HOŞGÖRÜ GEVŞEK EĞİTİM YETERLİ SEVGİ BİRAZ OLMSUZLUK SAĞLIKLI TUTUM AŞIRI SEVGİ YETERSİZ SEVGİ YETERLİ HOŞGÖRÜ YETERLİ DİSİPLİN SIKI EĞİTİM
SAĞLIKLI TUTUM Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel ögesi vardır; 1. Sevgi, 2. Disiplin. Kuramsal olarak en olumlu tutum, temel gereksinimleri en uygun biçimde karşılayan, kişide kendi kendisini doyurabilme yetisi geliştiren, iki temel öğeyi en sağlıklı biçimde ve oranda içinde bulunduran tutumdur