NASRETTİN HOCA KİMDİR ?.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
CÜMLE ÖĞELERİ Cümle, bir duyguyu, düşünceyi, veya olayı anlatan sözcükler topluluğudur. Cümlede her sözcüğün bir görevi vardır. Bu görevli sözcüklere öğe.
Advertisements

Bir yönetim ne zaman çöker?
Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük soyut addır?
AMAN BU OYUN HİÇ BİTMESİN... Berber, sokakta oynayan çocuklardan birini çağırdı ve o gelince cebinden biri beş milyonluk, öteki beşyüzbinlik iki banknot.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
Nasreddin Hoca.
NASRETTIN HOCA’NIN PENCERESINDEN
25-31 MAYIS 2013 ETİK GÜNÜ VE HAFTASI.
DOĞAN CÜCELOĞLU'NUN EĞİTİMİNDEKİ KATILIMCILARLA BİR KONUŞMASINDAN:
KURBAĞA PRENS Bir zamanlar yedi güzel kızı olan bir kral varmış. Bu kızların en güzeli en küçük olanmış.Güzel günlerde sarayın yakınındaki serin gölün.
SUNUM.
Köylü ulusun efendisidir.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Hazırlayan: Zeynep Adsoy Türkçe Öğretmenliği/2 No:
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
PERFORMANS ÖDEVİ NASRETTİN HOCA HAYATI VE FIKRALARI.
Sözcük Türleri Setenay KAYA Hazırlık-D/153
11-14 yaş arasına yöneliktir. AYŞE GÜL 2010
Bir yönetim ne zaman çöker? Bir ibret vesikası.
İLETİŞİM SORUNLARI.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
ÜÇ İHTİYAR MİSAFİR ÖYKÜSÜ
İLETİŞİM.
Hazırlayan:Burcu Bayraktar
NASREDDİN HOCA ‘ DAN FIKRALAR
Cümlenin Öğeleri Sözcüklerin cümle içerisindeki görev adlarına “cümlenin öğeleri”denir. Cümle öğelerini, temel öğeler ve yardımcı öğeler olmak üzere iki.
Nasrettin Hoca’nın Köyünde
ÖLÜMCÜL HASTALIK... Doğan Cüceloğlu'nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından: Doğan Cüceloğlu: - Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var.
SAYGI SAYGI VAR OLDUKÇA DEĞERLERİMİZ HEP YAŞAYACAKTIR….
Nasrettin Hoca.
Cümlenin Öğeleri Yüklem Özne Tümleç.
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
SABIR Değerler Eğitimi.
HAYATIN ANLAMI.
OSMANİYE ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
İkinci Grup İkinci Harf N sesi sunumu MÜRŞİT BEKTAŞ.
BİRAZ DA BİZ ÖLELİM Merve ÖZDEMİR - DEM.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
KOMPOZİSYON YAZMA GİRİŞ BÖLÜMÜ.
DÜRÜSTLÜK BİR ERDEMDİR…
DEĞERLER EĞİTİMİ SEVGİ VE SAYGI.
Anadolu’da “Beylikler Dönemi’nde (13. yy.) yaşamıştır. Kesin olmamakla birlikte ailesiyle Belh şehrinden Akşehir’e gelmişlerdir. Babası Şeyh Hasan Paşa’dır.
SEYYİD MAHMUT HAYRANÎ (?-1268)
İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ Hazırlayan ve Sunan: Yusuf URHAN-Psikolojik Danışman BEYŞEHİR ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ.
Modern hukuk literatüründe; haksız iktisab, sebepsiz zenginleşme, sebepsiz iktisab tabirleriyle de ifade edilen haksız kazanç, hukuki bir sebebe dayanmaksızın,
Nasrettin Hoca henüz çocukmuş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış:
SEVGİ -SAYGI.
Sözlükte“iyi,cömert,iyilik,cömertlik,af,bağış” anlamlarına gelen KEREM dini bir kavram olarak ihsan,lütuf,kolay ve rahat bir şekilde mali yardımda bulunma,karşılıksız.
NASRETTİN HOCA SÖYLER BAKALIM NELER SÖYLER.
EMPATİ.
MEVLÂNÂ CElÂLEDDÎN-İ RÛMÎ
Düşünen Hindi Küçük bir papağanın onbeş al-tına satıldığını gören Nasreddin Hoca, bir koşuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuş.
SİZCE KÜLTÜRÜ OLMAYAN TOPLULUK VEYA MİLLET VAR MI ?
MUTLUCAN1 AD(isim) AD(isim) Ali MUTLU Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
Nasreddin Hoca'nın Hayatı
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
SEÇMELI FıKRALAR İLKER ATASOY. EŞEĞE TERS BINMEK NASREDDIN HOCA BIR GÜN YABANCı BIR KÖYDE MISAFIR OLUR. CUMA GÜNÜ O'NU KÜRSÜYE ÇıKARTıRLAR. GÜZEL BIR.
KÖY MANTALİTESİ = KÖY DÜŞÜNÜ
KAPLUMBAĞALAR Fakir BAYKURT. KONUSU  Köylüler, yoksulluk ve sıkıntı içinde hayatlarından bezgin bir hâlde yaşarken Eğitmen Rıza bir öneride bulunur.
KAPLUMBAĞALAR Fakir BAYKURT. KONUSU  Köylüler, yoksulluk ve sıkıntı içinde hayatlarından bezgin bir hâlde yaşarken Eğitmen Rıza bir öneride bulunur.
NASRETTİN HOCA.
Kurbağa Prens Bir zamanlar yedi güzel kızı olan bir kral varmış. Bu kızların en güzeli en küçük olanmış. Güzel günlerde sarayın yakınındaki serin gölün.
Hadi Söyle Bakalım.
Sunum transkripti:

NASRETTİN HOCA KİMDİR ?

Nasrettin Hoca 1208-1284      Sivrihisar'ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir'de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmut Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi, İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasrettin Hoca biçimini almıştır. Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celalettin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.

Nasrettin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür. Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir. Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma. Gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir. O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür. Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir. Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur. Nasrettin Hoca, halkın duygularını yansıtan, bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır. Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur.

Nasrettin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar. Olay karşısında duyulan tepkiyi yada onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir. Tanık olduğu olaylar, genellikle, halk arasında geçer. Hoca soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer yada hiç girmez. Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur. Timur'la ilgili “Hamam, Timur ve Peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir. Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi yaratmıştır. Burada yerilen, dolaylı olarak, kendi toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır.

Nasrettin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir. Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez, onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir. Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir. Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir. Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar. Bu konuda, başka bir çelişki sergilenir, gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir. Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidir. Onun gülmecelerinde, kaba sofuların "ahret" ile ilgili inançları da önemli bir yer tutar. "Fincancı Katırları", "Ben Sağlığımda Hep Bur dan Geçerdim" başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur. Toplumda neye önem verildiğini anlatan "Ye Kürküm Ye" gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterir.

Nasrettin Hoca'nın etkisi bütün toplum kesimlerine yayılmış, "İncili Çavuş", "Bekri Mustafa", "Bektaşi" gibi çok değişik yörelerin duygularını yansıtan gülme-ce türlerinin doğmasına ola-nak sağlamıştır. Bunlardan ilk ikisi saray çevresinin oldukça kaba beğenisini, üçüncüsü de gene halkın Şeriat'ın katılığına karşı duyduğu tepkiyi dile getirir.

NASREDDİN HOCA FIKRALARI

Baklava Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır. -Hoca, kısa bir süre önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu... -Beni ilgilendirmez! -Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu. -O zaman seni ilgilendirmez!

Çömlek hesabı Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der.Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri:"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder. Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der.

Hoca'nın karısı sancılanır. - Aman efendi, bana bir hekim getir. Hoca hekimi getirmek için evin kapısından çıkarken karısı pencereden başını uzatıp: - Efendi, der, çok şükür sancı def oldu, artık hekim istemez. Hoca hızla hekimin dükkânına koşar: - Bizim karı sancılanmıştı, ben de seni getirecektim, ama, evin kapısından çıkarken başını pencereden çıkarıp artık hekime gerek olmadığını söyledi. Onun için zahmet edip gelmeyesin diye koşa koşa geldim.

Kavuk Erkek Adam Hoca bir gün arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki : -Ya hocam dün sizin evden bir ses çıktı. Bu neydi?. Hoca ise : -Hiç sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merdivenlerden yuvarlandı, demiş. Arkadaşı : -Yahu hocam hiç kavuktan bu kadar ses çıkar mı?, demiş. Hoca : -Ya anlasana içinde bende vardım, demiş   Nasrettin hocaya bir gün yaşını sormuşlar hoca “45” demiş. Aradan 5 sene kadar geçmiş. Hocaya yine yaşını sormuşlar hoca yine “45” demiş, “ya hoca olur mu? 5 sene önce 45 tin” demişler. Hoca bozuntuya vermeden “erkek adam sözünden dönmez” demiş.

BİTTİ.