Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’in FİLMİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
a Eşinizin size veya çocuklarınıza ya da sizinle aynı evde yaşayan
Advertisements

KADININ ŞİDDETTEN KORUNMASINDA BAŞVURU REHBERİ VE AİLENİN KORUNMASI HAKKINDA 4320 SAYILI KANUN Ailenin korunmasıd.
Faaliyetin Süresi: 24 ay ( )
AİLE İRŞAD VE REHBERLİK BÜROSU
T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Arapgir Meslek YÜKSEKOKULU
Aile Okulu Dersleri-1 Hoş geldiniz.
TİE Platformu Yürütme Kurulu Başkanı
Şİddet Muhammet GÜLER.
Atlayarak Sayalım Birer sayalım
Hz. Peygamber ve İnsanlık Onuru
ÇÖZÜM SÜRECİNE TOPLUMSAL BAKIŞ
BEIER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
Diferansiyel Denklemler
ÖRNEKLEME DAĞILIŞLARI VE TAHMİNLEYİCİLERİN ÖZELLİKLERİ
ÇOCUK İSTİSMARINA BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
BEIER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
KORUYUCU AİLE NEDİR?.
Annem İşte, Ben Öğretmenimle Güvende
KIR ÇİÇEKLERİM’ E RakamlarImIz Akhisar Koleji 1/A.
ETİK ve İTİBAR YÖNETİMİ
CAN Özel Güvenlik Eğt. Hizmetleri canozelguvenlik.com.tr.
GÖK-AY Özel Güvenlik Eğt. Hizmetleri
1/20 PROBLEMLER A B C D Bir fabrikada kadın ve çocuk toplam 122 işçi çalışmaktadır. Bu fabrikada kadın işçilerin sayısı, çocuk işçilerin sayısının 4 katından.
HAZIRLAYAN:SAVAŞ TURAN AKKOYUNLU İLKÖĞRETİM OKULU 2/D SINIFI
1/25 Dört İşlem Problemleri A B C D Sınıfımızda toplam 49 öğrenci okuyor. Erkek öğrencilerin sayısı, kız öğrencilerin sayısından 3 kişi azdır.
ÜREME SAĞLIĞI ALANINDA
TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU
 Demet Cengiz, “Bilişim Teknolojilerinin Öğrenciler Tarafından Kullanılmasını Sağlayacak Unsurların Belirlenmesi,” TBD Bilişim Kurultayı, Ankara, Eylül.
İmalat Yöntemleri Teyfik Demir
PÇAĞEXER / SAYILAR Ali İhsan TARI İnş. Yük. Müh. F5 tuşu slaytları çalıştırmaktadır.
SOSYAL HİZMET ÇALIŞMALARI
Çevre Sorunları “Ayamama Felaketi”nin acı biçimde gösterdiği gibi çevre sorunları, artık yaşamımızda istisna olmaktan çıkmış, gündelik yaşamın bir parçası.
REHBERLİK.
KADIN ve SOSYAL YAŞAM Prof. Dr. Gönül BUDAK Dokuz Eylül Üniversitesi
SINIRLARIMIZ Kazanım: *Fiziksel, sözel ve duygusal tacizle karşılaştığında nereden yardım alabileceğini belirtir. 10 sınıf 40 nolu kazanım etkinliği.
15 Ekim 2012 Afyonkarahisar ENGELLİLERİN HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞMENİN UYGULANMASININ TEŞVİK EDİLMESİ VE İZLENMESİNE İLİŞKİN ULUSLARARASI VE ULUSAL MEKANİZMALAR.
AİLE İÇİ ŞİDDET!.
4 X x X X X
1 Van Kadın Derneği 2008 Yılı Verileri. sınıflandırma Yüzyüze ve/veya telefonla 805 başvuru 1262 neden 350 Türkiyeli Kadın 525 nedenle 455 Sığınmacı ve.
Kütahya Halk Sağlığı Müdürlüğü
TAHSİN YENTUR İLKOKULU
ANA BABA TUTUMU ENVANTERİ
Test : 2 Konu: Çarpanlar ve Katlar
HAYIR DİYEBİLMEK LÜLEBURGAZ REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ.
PÇAĞEXER / SAYILAR Ali İhsan TARI İnş. Yük. Müh. F5 tuşu slaytları çalıştırmaktadır.
Diferansiyel Denklemler
EĞİTİM ORTAMLARINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE AZALTILMASI
HATAY İL MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU
ŞİDDET NEDİR ? Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür.
İVRİNDİ ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
5. Oturum Olası güçlükler ve çözüm yolları
7-19 YAŞ AİLE EĞİTİMİ PROGRAMI
5. Oturum Olası güçlükler ve çözüm yolları
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ
KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU
ŞİDDET eğilimi olan ve SUÇA itilen çocuk ve gençler
İNSAN HAKLARI STANDARTLARININ ETKİLİ UYGULANMASI BAĞLAMINDA KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE ULUSLARARASI SEMPOZYUM (07–08 Haziran 2012, İstanbul) KADINA.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 11. SINIF
DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI
T.C. ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel Müdürlüğü KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER Ankara Nisan
Diyanet İşleri Başkanlığının
Haydar Akın Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Kadını yine aile içinde tanımlayan, kadına yönelik şiddeti değil boşanmaları dert edinen Boşanmaları Araştırma Komisyonu raporuna göre;
6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN UYGULANMASI.
K ADıNA Ş IDDET VE H ER T ÜRLÜ A YRıMCıLıĞıN E NGELLENMESI 1.
Şiddetin Birey Üzerindeki Etkileri AD ve SOYAD: Yunus Emre Ataman Sınıf:9/E No:640 Ders: Sağlık Bilgisi ve Trafik Kültürü.
Doç.Dr.Mehmet Merve ÖZAYDIN
S.B.Ü. ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇOCUK İZLEM MERKEZİ Vildan DÖNMEZ Sosyal Hizmet Uzmanı Adli Görüşmeci.
Sunum transkripti:

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE DİN GÖREVLİLERİNİN KATKISININ SAĞLANMASI

Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’in FİLMİ

Eğitim Planı 1. Tanışma / Buz Kırıcı (Slayt 6 ) - 30dk. 2. Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması Projesi tanıtımı (Slayt 7-23 arası) - 15dk. 3. ARA- 15dk. 4. Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması (Slayt 24- 33 arası) - 30dk. 5. ARA - 15dk. 6. Ailenin Korunmasına dair İslami Temeller (Slayt 34-39 arası)- 15 dk.) 7. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami temelleri (Slayt 40-69 arası ) – 50 dk. ÖĞLE YEMEĞİ - 70dk.

8. Kadına Yönelik Şiddete ilişkin genel bilgiler (Slayt 70-101arası) - 40dk. 9. ARA - 15dk. 10. Aile içinde Çocuğa Yönelik Şiddet (Slayt 102-106 arası)- 15 dakika 11. Kadına Yönelik Şiddeti önlemeye yönelik kanunlar ( Slayt 107- 118 arası) - 20dk. 12. ARA- 15dk. 13. Kadına Yönelik Şiddete uğrayan kadınları yönlendirme (Slayt 119-136 arası) - 40dk. 13. Kadına Yönelik Şiddete uğrayan kadınlarla görüşme (Slayt 137- 145arası) -15dk. 14. Değerlendirme (Slayt 147) 20dk.

Konular (Her eğitim bloğunda son 5-10 dakikayı soru-cevaba ayırınız) Slayt No Süre Saatler Tanışma 6 30 dk. 09:30-10:00 Proje Tanıtımı 7-23 15 dk. 10:00-10:15 Ara 10:15-10:30 Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü 24-33 10:30-11:00 11:00-11:15 Ailenin Korunmasına dair İslami Temeller 34-39 11:15-11:30 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri 40-69 50 dk. 11:30-12:20 ÖĞLE YEMEĞİ 70 dk. 12:20-13:30 Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Genel Bilgiler 70-101 40 dk. 13:30-14:10 15dk. 14:10-14:25 Aile içinde Çocuğa Yönelik Şiddet 102-106 14:25-14:40 Kadına Yönelik Şiddeti Önlemeye Yönelik Kanunlar 107-118 20 dk. 14:40-15:00 15:00-15:15 Kadına Yönelik Şiddete Uğrayan Kadınları Yönlendirme 119-136 15:15-15:55 Kadına Yönelik Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar 137-145 20dk. 15:55-16:15 Değerlendirme 147 16:15-16:35

TANIŞMA Tanışma Oyunu 1: Tüm grup iki kişilik küçük gruplara ayrılır. Her iki kişilik gruba 5 dakika birbirlerini tanıma zamanı verilir. Beş dakikanın sonunda kişiler iki kişilik küçük gruplarında tanıştıkları grup arkadaşlarını büyük gruba tanıtırlar. Tanışma Oyunu 2: Grup birbirini iyi tanıyan bir grupsa, çalışmaya başlamadan önce buz kırıcı olarak, her katılımcıdan son okudukları kitap ya da izledikleri film sorulabilir. Aynı zamanda buz kırıcı olarak da kullanılan tanışma oyunları sonucunda herkes başka birini daha yakından tanımış ve büyük gruba tanıtmış olur. Tanışma sırasında klasik, okul, yaş, medeni durum, çocuk sayısı gibi soruların yanında gruplara kişileri tanımak için ilginç sorular sormaları konusunda teşvik etmek grubun birbirine ısınması için kolaylaştırıcı olur.

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE DİN GÖREVLİLERİNİN KATKISININ SAĞLANMASI PROJESİ TANITIMI

Bu eğitimlere niçin gerek duyuldu? Sığınmaevi Filmi Film 1

Bu eğitimlere niçin gerek duyuldu? Türkiye, insan haklarına saygılı, kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir ülke, bir sosyal devlettir. Aile içi şiddet, yasalarımıza göre cezalandırılması gereken bir suçtur.

Bu eğitimlere niçin gerek duyuldu? 1980lerin ortasından bu yana başlayan mücadelede yıllar içinde hem toplumun hem de devletin hassasiyetinin artması ile birçok gelişme yaşanmıştır. Yapılan yasal değişiklikleri, Eylem Planları izlemiş ve 2008 yılında gerçekleştirilen “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile içi Şiddet Araştırması” sorunun boyutlarını ortaya koymuştur.

Bu eğitimlere niçin gerek duyuldu? 2006 yılında konuya ilişkin yayınlanan Başbakanlık Genelgesi (2006/17) ile kamuda mağdurlara yönelik hizmet veren kamu kurumları “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eğitimleri”ni başlatmıştır. Bu çerçevede 2008 yılının sonunda Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması” projesinin çalışmalarına başlamıştır. İlgili mevzuatın değişmesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması ve Diyanet İşleri Başkanlığında yapısal değişiklikler gerçekleşmesi sebebiyle 2013 yılında proje yeniden düzenlenmiştir.

Niçin Diyanet İşleri Başkanlığı? Diyanet İşleri Başkanlığı, kuruluş kanunu gereği, hem toplumumuzun İslam dinine ait inanç, ibadet ve ahlâk ilkeleri hakkında doğru bilgiye ulaşması, hem de sosyal problemler karşısında dinin birleştirici ve onarıcı bir manevi destek kaynağı olarak topluma sunulması ile görevlendirilmiştir. Başkanlık, ülkemizin aile ve kadın sorunlarına karşı duyarlı olup bu sorunların çözümünde aktif rol almayı kalıcı bir politika olarak benimseyen bir kamu kuruluşudur. Kadın ve çocuk sorunlarına odaklanan çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde hareket eden Başkanlık, dinin “yanlışı onaylayıcı bir referans” olarak kullanılmasını önlemeyi; birlikte ve barış içinde yaşadığımız, birbirimize insan olarak saygı ve sevgi duyduğumuz bir dünyayı inşa etme çabasında yüce dinimizin kalıcı öğretisini yapı taşı kılmayı hedeflemektedir.

Bu proje niçin önemli ? Ayna Filmi Film 2

Türkiye’de Her 5 kadından 2’si Bu proje niçin önemli ? ÇÜNKÜ; Hayatlarında en az bir kez eşleri ya da birlikte yaşadıkları erkekler tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyorlar… “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması” KSGM (2008)

ÇÜNKÜ; Din, insanların yaşamlarını şekillendiren, onlara rehberlik eden ve destek olan vazgeçilmez bir güç…

Niçin din görevlileri? ÇÜNKÜ; Topluma din hizmeti sunumunun yanı sıra rehberlik ve örneklik yapmaktalar Kadın ve şiddet konusunda halk arasında yayılan yanlış dinî kabulleri değiştirme gücüne sahip en etkin grup Kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizması zincirinde en değerli halkalardan biri

Din Görevlileri Hangi Alanlarda Bilgilendirilecek? Proje ile toplumumuzda kamuoyu önderleri arasında önemli yeri olan din görevlilerinin şu alanlarda bilgilendirilmesi hedeflenmiştir:

Din Görevlileri Hangi Alanlarda Bilgilendirilecek? Ailenin korunması ve güçlendirilmesi hususunda çok yönlü bir bilgi akışı temin etmek; Aile içi şiddeti önleme konusunda dinin olumlu rolünü ön plana çıkarmak ve bu konuda din görevlilerinin farkındalığını artırmak; Aile içi şiddetle mücadele kapsamında sistemli bilgi ve strateji birikimi oluşturmak;

Din Görevlileri Hangi Alanlarda Bilgilendirilecek? Aile İrşat ve Rehberlik Büroları üzerinden yürütülen aileye yönelik din Hizmetlerinin daha geniş kesimlere ulaşmasını sağlamak; Din görevlilerinin kadın ve aile konusundaki ulusal ve uluslar arası mevzuat konusunda bilgilendirilmesini sağlamak; Kurumlararası işbirliğini geliştirmek.

Proje Başlangıcı Proje, 12 Nisan 2010 tarihinde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı ile Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı arasında imzalanan protokol ile uygulamaya koyulmuştur. Projenin devamı, 22 Ağustos 2013 tarihinde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez arasında imzalanan protokol ile gerçekleşmiştir.

Projenin Basına Yansımaları

Projenin Basına Yansımaları

Projenin Basına Yansımaları

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. Madde'sinde kuruluş amaçları arasında belirtilen “din konusunda toplumu aydınlatmak” görev ve sorumluluğu gereği Başkanlık, son yıllarda toplumda yaşanan sosyal problemlerin çözüm çabalarına müdahil olma ve destek verme kararlılığı içindedir.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bir mesajında Diyanet İşleri Başkanlığının kadın hakları ve bu konudaki ihlallerin önlenmesi konusundaki kararlılığını şöyle dile getirmektedir:

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü “Yaratıcımıza Cenab-ı Hak deriz. Biz yaratıcımızı hakkın ve hakikatin kaynağı olarak görüyoruz. Bu sebeple hak ihlalleri Hak’kın gayretine dokunan en büyük günahlardandır. Hak ihlalleri içerisinde en kötüsü ve bütün insanlığı suçlu duruma düşüren ise, hiç toplum tarafından örtülen ve yok sayılan gizli hak ihlalleridir. Her şeyden önce, kadına karşı ayrımcılığın bir nevi ırkçılık olduğunu,kadını aşağılamanın ve hırpalamanın ne büyük bir vebal olduğunu, çocuk istismarının, zorla ve küçük yaşta evlendirmenin , töre ve namus cinayetlerinin dinimiz tarafından asla kabul edilemez olduğunu hepimiz bilmeliyiz ve şiddet ile mücadelede fiili öncülük yapmalıyız. Hiçbir gelenek, örf ve inanış aile içi şiddetin mazereti olamaz.”

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belli aralıklarla düzenlenen İl Müftüleri Seminerlerinin 2005 yılından itibaren yayımlanan sonuç bildirgelerinde “kadın hakları, kadınlara yönelik ayrımcılık, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, töre ve namus cinayetleri, kadın ve çocuklara yönelik din hizmeti” gibi konuların yer alması, Başkanlığın bu sorunların çözümünde aktif rol alma kararlılığını göstermektedir.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Kadına karşı şiddetin kamu vicdanında oluşturduğu rahatsızlık ve bu sorunun acilen ele alınarak çözüm stratejileri oluşturulması konusunda sarf edilen yoğun çabalar neticesinde “Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleri ile Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler” ile ilgili olarak Başbakanlık tarafından çıkartılan 2006/17 sayılı Genelge 04.07.2006 tarih ve 26218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Söz konusu genelgede yer alan eylem planında; Diyanet İşleri Başkanlığı, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda toplumu bilinçlendirmek üzere; hutbelerin okunması, vaazların verilmesi, yazılı ve görsel yayınların hazırlanması, camilerde erkeklere yönelik zihniyet dönüşümünü sağlayacak eğitimlerin verilmesi, şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri, rehberlik ve danışmanlık hizmeti alabilecekleri merkezlerin tanıtımı, kadınlara yönelik farkındalık artırma ve eğitim çalışmaları konusunda ulusal bir bilgilendirme kampanyasının yürütülmesini de içeren çeşitli etkinliklerin yapılması ile sorumlu tutulmuştur.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Diyanet İşleri Başkanlığı, Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddetin Engellenmesi Aile içi İletişim Kadın Hakları Kız Çocuklarının Eğitimi Töre ve Namus Cinayetleri Aile içi Şiddet konularında çok sayıda hutbe, vaaz, konferans ve paneller gerçekleştirerek bu sorumluluğunu yerine getirmeye çalışmaktadır.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Din görevlilerinin halkla birebir ilişki ve etkisi de dikkate alınarak Diyanet İşleri Başkanlığına resmî olarak tevdi edilen bu sorumluluk, özellikle Din İşleri Yüksek Kurulu Alo Fetva Hattı Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına yapılan konu ile ilgili başvurular da dikkate alındığında, oldukça önemlidir.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Başkanlık, gerek Kur’an ve hadislerde geçen, gerekse Müslümanların tarihî tecrübelerinde yer edinen konular hakkında toplumu aydınlatırken, süreç içindeki yorum, yaklaşım ve uygulama zenginliğini olduğu gibi yansıtmaya çalışmakta, ayrıca bu zengin mirasın günümüzde nasıl yorumlanması gerektiğini de açık bir şekilde ifade etmektedir.

Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü Din görevlileri de, çok yönlü yaklaşarak sorunları tespit etmeli, bid’at ve hurafelerden uzak, doğru ve yerinde bir dinî rehberlik yapmalı, tıbbi, hukuki ve idari bakımdan ilgili merci ve uzmanlara yönlendirme yapmalı çözüm sürecini işbirliği içinde yapılandırmalıdır.

Ailenin Korunmasına Dair İslami Temeller Aile kurmak ve sağlıklı nesiller yetiştirmek İslam dini tarafından ısrarla tavsiye edilen bir hayat modelidir: “Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler Allah onları lütfuyla zenginleştirir.” (Nûr, 24/32) Bir ailenin kurulmasından bahsederken, eş olmanın fiziksel olduğu kadar zihinsel ve duygusal bir tamamlanmaya, beslenmeye ve desteklenmeye işaret ettiği mutlaka söylenmelidir. Nikâhla birleşen yollar her ne kadar bir aile kurulduğuna şahitlik etse de, aile kurmak kadar ‘aile olmak’ da önemlidir.

Ailenin Korunmasına Dair İslami Temeller Aile, her insan için nimet ile külfet arasında gidip gelen bir sarkaç gibidir. Aile, hayatın hem göz alıcı nimetlerinden, hem de en ciddi imtihan sorularından biridir: “Kişinin imtihanı ailesi, malı, nefsi, çocuğu ve komşusu iledir.” (Buhârî, Mevâkîtu’s-salât, 4) “Bilin ki mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Katında büyük mükâfat olan ise ancak Allah’tır.” (Enfâl, 8/28)

Ailenin Korunmasına Dair İslami Temeller Aileyi korumak, fırsatlarda olduğu kadar sıkıntı anlarında da ailenin menfaatlerini önceleyen bir bakış geliştirmeyi gerektirir. Nitekim Allah Resûlü, kişinin ailesi için harcadığı her kuruşa sadaka ecri verileceğini bildirdiği gibi, ailesini tehlikelerden korumak için mücadele ederken ölenin şehit olacağını da müjdelemiştir. “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.” (Tirmizî, Menâkıb, 63) “Ailenin senin üzerinde hakkı var!” (Buhârî, Edeb, 86)

Ailenin Korunmasına Dair İslami Temeller Sosyal ve kültürel değişimlerin, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin baş döndürücü bir hızla yaşandığı günümüz dünyasında ailenin karşı karşıya kaldığı problemler her geçen gün daha çetrefil bir hâl almaktadır. Yapılması gereken, çevremizde yaşanan her türlü değişim ve etkileşimi itina ile irdelemek, aileyi olumsuz etkileyenleri erken fark ederek önlem almak ve genç-yaşlı, kadın-erkek demeden bütün aile bireylerini güçlendirmektir.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri CAHİLİYE “Zorbalık esasına dayanan, şiddetten, barbarlıktan ve güçlüden yana gelişen hayat anlayışı” Ca’fer b. Ebû Tâlib, Habeşistan’da Necâşî’ye şöyle tasvir etmişti: “Ey hükümdar! Biz cahiliye toplumuyduk; putlara tapar, leş yer, çirkin işler yapardık. Akraba ilişkilerine değer vermez, etrafımızdakilere kötülük ederdik. Güçlülerimiz zayıflarımızı ezerdi.” (İbn Hanbel, Müsned, I, 202)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Bir dönemden ziyade bir zihniyete işaret eder. Geçmişle sınırlı olmayıp bugüne de uzanabilir ve hatta geleceği tehdit edebilir. Kendisiyle mücadele edilmesi gereken çarpık bir yapı arz eder.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri O HALDE, Hz. Peygamber dönemi için geçerli olan merhamet eksenli ahlâkî dönüşüm ve zihnî yenilenme ihtiyacı, şiddetin yaygınlaştığı yani cahiliye anlayışının belirginleştiği her mekân ve zaman için geçerliğini korumaktadır.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri MERHAMET Şiddetin zıttı. “Rahmetim gazabımı geçti.” buyuran bir Yaratıcı tarafından “âlemlere rahmet olarak gönderilen” bir Peygamberin yaşam tarzı. Acıma hissinden doğan sığ bir esirgeyicilik değil, varlığın onuruna saygıdan doğan derin bir şefkat.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri FARKINDALIK “Şiddetin karşısında, merhametin yanında olmak; ailede merhameti hâkim kılmak gerektiğine dair uyanış” Hz. Ömer bu farkındalığı şöyle anlatmıştı: “Biz Cahiliye döneminde kadına zerre kadar değer vermezdik. İslâm gelip de Allah onlardan bahsedince, üzerimizde hakları olduğunu anladık.” (Buhârî, Libâs, 31)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Hatanın telafisi ve yanlış alışkanlığın doğrusu ile değiştirilmesi konusunda kilit kelimedir. Dış disiplinin aksine, iç disiplin geliştirmeyi kolaylaştırır. Kişinin kontrol mekanizmalarını harekete geçirir, yanlışın düzeltilmesi yolunda kabul ve irade sağlar.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri O HALDE, Yanlışın üzerine gitmek istiyorsak, yanlışın sahibinde farkındalık oluşturup, onun değişim yolundaki gayretini tetiklemek zorundayız.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri ZİHİN KALIPLARI Davranışlarımıza yön verir. Din, kültür, gelenek ve örf gibi birden çok kaynaktan beslenir. Hatalı davranışı doğuran düşünce kalıbı değişmedikçe, bu kalıptan beslenen hatalı tutum ve davranışlar da düzelmez. Şiddetin ev içinde yaşanabilir ve doğal olduğuna dair düşünce kalıplarına sahip olan bir insan, aile fertlerine şiddet uygulamaktan çekinmez.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Yanlışa engel olmaya çalışırken; Zihin kalıplarını göz ardı etmek, düşünceye değil de davranışlara odaklanmak, emir ve yasak dilinden başka yöntem bilmemek, Ceza odaklı çalışmak başarısızlığın garantisi gibidir.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri O HALDE, Şiddete karşı mücadele, şiddeti besleyen zihin kalıplarıyla mücadeleyi gerektirmektedir.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Şiddet: Öğrenilen Bir Davranış Formu “Aile içinde uygulanan şiddet, strese karşı öğrenilmiş bir tepkidir.” Bir insan, şiddeti Gözlemleyerek, Model alarak, Ebeveyni arasında yaşanan şiddete şahit olarak Şiddetin birebir hedefi olarak Şiddeti olumlayan sözler duyarak öğrenir ve benimser.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Bugün insanımızı şiddete sürükleyen algı bozuklukları nelerdir? Aile içi şiddetin bir pişmanlık sebebi olmaktan çıkmasında hangi geleneksel yargılar etkilidir? Şiddetin yayılmasında hangi kültürel kalıplar referans alınmaktadır?

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri ŞİDDETİ DOĞURAN ZİHİN KALIPLARI Değer algısı Konum karmaşası Mülkiyet iddiası Yanlış namus telakkisi

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri DEĞER ALGISI “Halife: Kâinattaki düzene uyum sağlayabilecek güçlü, akıllı, sorumlu ve onurlu varlık” “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” (Bakara, 2/30) “O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır.” (Fâtır, 35/39)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Halifelik gibi değerli bir konumun gereği olarak Allah’ın rızasına uygun biçimde dünya hayatını şekillendirme görevi hem kadının hem de erkeğin omuzlarındadır. “Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar…” (Ahzâb, 33/35)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Yeryüzünün şerefli halifesi olmak, insan olarak yaratılmanın ayrılmaz vasfıdır. Bu varoluşsal değer, aslında erkek ve kadının kul olma paydasında buluşması anlamına gelir. “Sizden erkek olsun kadın olsun, hiçbir çalışanın amelini karşılıksız bırakmayacağım.” (Âl-i İmrân, 3/195)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Allah katındaki öncelik, ancak takva duygusundaki derinliğe göre elde edilir. “Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Biliniz ki Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap olana, beyazın siyaha, siyahın da beyaza üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir. Şüphesiz Allah katında en iyiniz, en çok takva sahibi olanınızdır.” (İbn Hanbel, Müsned, V, 411)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Kadın ve erkek: İnsan gerçekliğinin iki farklı ama birbirini tamamlayan boyutu Eşdeğer sahibi iki varlık Varlığı gereği doğuştan değerli ve dokunulmazlık hakkına sahip iki can

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri KONUM KARMAŞASI Muhatabın cinsiyeti üzerinden şiddetin dozunu ayarlamak ancak kadının konumu ile birlikte düşünüldüğünde anlaşılabilir. Ataerkil sistem, kadını ve erkeği ast-üst ilişkisi içinde var eder, kadının ikincil konumunun hayattaki rol dağılımından kaynaklandığını ileri sürer. Kadın ancak mensup olduğu soy, dünyaya getirdiği erkek çocuk sayısı, kızlarını ve gelinlerini kontrol etme becerisi ya da mal varlığı ile toplumda iyi bir yer edinebilir.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Hz. Peygamber (sav) insanın konumu hakkında şöyle demiştir: “Ey insanlar! Allah cahiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini kaldırmıştır. İnsanlar iki gruptur: Birincisi iyi, takva sahibi ve Allah katında değerli kişi, diğeri ise günahkâr, isyankâr ve Allah katında değersiz kişidir. Bütün insanlar Âdem’in çocuklarıdır. Ve Allah, Âdem’i topraktan yaratmıştır.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 49)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurât, 49/13)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri “Erkekler kadınları kollayıp gözetirler. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar.” (Nisâ, 4/34) Ayetin, Aile içi ilişkileri konu aldığı nafaka teminine ve koruyup kollama yükümlülüğüne işaret ettiği haktan ziyade sorumluluktan bahsettiği göz ardı edilmemelidir.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Kadın ve erkek arasında dikey bir ilişki kurgulamanın meydana getirdiği en ciddi hasarlardan birisi eş olma bilincinin zedelenmesidir. “Allah’ın varlığının belgelerinden biri de, kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için kendi cinsinizden eşler yaratıp, aranızda sevgi ve merhamet var etmesidir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm 30/21)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri “Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır.” (Bakara, 2/228) “Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 94)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Kadın ve erkek, İmtihanı birlikte göğüsleyen eş düzey iki varlıktır. Farklılıklarıyla birbirlerini yeni anlam dünyalarına taşır. Aralarında dikey değil, döngüsel ve bütünleyici bir ilişki vardır.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri MÜLKİYET İDDİASI Canların sahibi Allah’tır! Eşini sahiplenme mi, eşinin sahibi olma mı? Mülk mü, emanet mi? “Kadınlar hakkında Allah’tan korkun. Çünkü siz, onları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adını anarak (nikâh kıyıp) onları kendinize helâl kıldınız.” (Müslim, Hac, 147)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri YANLIŞ NAMUS TELAKKİSİ ‘Namusluluk’ ya da ‘namussuzluk’ nitelemesinin ölçütü olarak cinsiyete odaklanılamaz. Herhangi bir davranış, özü itibariyle ya ahlakîdir ya da değildir. Her birey kendi namusundan sorumludur. “Mümin erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını korusunlar.” emrinin hemen ardından, “Mümin kadınlara da söyle gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını korusunlar.” emri gelir. (Nûr 24/30-31)

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri SONUÇ Şiddet sosyal öğrenme ile küçük yaştan itibaren içselleştirilen bir davranış formu olup alışkanlıklardan, aileden, atasözlerinden, basmakalıp eğilimlerden beslenen bir yapıya sahiptir. Kadına şiddet uygulamayı meşru görmenin öncelikli nedeni kadının ikincil değeri ve konumu konusundaki köklü tasavvurdur.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Kadının şiddet eksenli bir terbiye ile ıslah edilebileceği düşüncesi kültüreldir ve ne yazık ki bu kültür de gücünü başta dinin yanlış yorumları olmak üzere, kültürel kodlar, sosyal şartlar ve yüklenmiş bilgi müfredatından almaktadır.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Kadın ve erkek arasında dikey ve buyurgan bir ilişki geliştirerek eş olma nezaketini yok sayan bir diğer algı, kadını erkeğin mülkiyeti altında görmekle namus gibi özel bir alanı bile erkeğin kontrolü altına alma eğilimindeki çarpık zihinsel yapılanmalara zemin oluşturmaktadır.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri Bütün bu zihniyet hastalıklarını tedavinin yolu eğitim ve rehberlik çalışmalarından geçmektedir. Geleceğin şiddet barındırmamasını temenni eden din görevlilerimiz, toplumu sağlam bir dinî bilgi birikimiyle buluşturmak için emek vermeli, kadını şiddetin odağına yerleştiren her türlü anlayış, inanış, gelenek ve törenin karşısında durmalı, şiddetle mücadelede vahyin merhamet yüklü mesajını arkasına almalıdır.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelenin İslami Temelleri ALLAH RASULÜ (sav)buyuruyor ki; “Müslüman, diğer Müslümanların, elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mümin de, halkın, canlarını ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kişidir.” (Tirmizî, İman, 12) “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” (Buhârî, Tevhid, 2) “Allah’ın hanım kullarına vurmayın! … Eşlerini döven kimselerin sizin hayırlılarınız olduğunu sanmayın!” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 41-42) “Mümin bir kimse, eşine karşı nefret beslemesin. Çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da hoşlandığı başka huyları mutlaka vardır.” (Müslim, Radâ’, 61)

Sokakta koşan çift filmi Film 3 Kadına Yönelik Şiddet Sokakta koşan çift filmi Film 3

Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Genel Bilgiler

Kadına Yönelik Şiddet / Aile içi Şiddet Güç ve baskı uygulayarak insanın bedensel ve ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel ya da toplu hareketler ŞİDDETTİR. Aile İçi Şiddet Kişinin eşine, çocuklarına, ana-babasına, kardeşlerine ya da yakın akrabalarına yönelik her türlü saldırgan davranışı AİLE İÇİ ŞİDDETTİR.

Şiddet daha çok kime yöneliyor? Yapılan çalışmalar, dezavantajlı gruplar olarak tanımlanan kadın, çocuk, yaşlı, özürlü, evsiz, göçmen, mülteci ve etnik azınlıkların şiddete uğramak bakımından daha fazla risk altında olduklarını göstermektedir. Peki, kadınlar neden dezavantajlı bir grup olarak değerlendirilmektedir?

Şiddet daha çok kime yöneliyor? Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların toplumsal yaşamda dezavantajlı bir konumda olduğunu farketmek, pek çok kişinin kolayca kabul edemediği bir olgudur. Ama istatistikler durumu net bir şekilde ortaya koymaktadır;

Türkiye’de her beş (5) kadından biri (1) okuma yazma bilmemektedir.

Kadınlar dünyadaki emeğin %66’sını üretmekte ama gelirin sadece %10’una, dünyadaki mal varlığının ise sadece %1’ine sahiptirler.

Türkiye’de kadınların TBMM’de temsil oranı %14’tür.

Mahalli İdarelerde Kadınlar

KSGM’nin 2008 araştırmasına göre Türkiye’de kadınların %40’ı yaşamları boyunca en az bir kez fiziksel ve cinsel şiddete, %44’ü ise duygusal şiddete ve istismara uğramaktadır.

Güvercinler Filmi Film 4

Kadınları eşitsiz ve güçsüz kılarak, şiddete uğrama riskini artıran bu dezavantajlı olma durumunun kaynağı nedir? Dünyanın her yerinde ve pek çok kültürde kadınlar ve erkekler yüklendikleri sorumluluklar/roller ve yaptıkları işlerle birbirlerinden ayrılırlar. Bu sorumluluklar ve roller, kadınlara ve erkeklere neredeyse doğumla birlikte yüklenir.

Toplumsal Cinsiyet Daha doğdukları andan itibaren bulundukları coğrafya, zaman, sınıf, kentsel veya kırsal yaşama biçimleri kız ve oğlan bebeklerin kadın ve erkek olarak şekillenmesinde rol oynar. Toplumların kadın ve erkeklerden beklentileri de, ilişkilerle şekillenir.

Toplumsal Cinsiyet Toplumdan topluma değişen bu beklentilerin kadın ve erkeği ayırt etme biçimlerine Toplumsal Cinsiyet denir. Başka bir deyişle toplumsal cinsiyet; toplumun verdiği roller, görev ve sorumluluklar, toplumun bireyi nasıl gördüğü, algıladığı ve bireylerden beklentileridir.

Toplumsal Cinsiyet Herhangi bir toplumdaki toplumsal cinsiyet kalıpları ve zihniyet örüntüleri, o toplumun üyesi olan bireylerin doğumlarından itibaren kadın ve erkeklere yüklenen sorumluluk, davranış, sosyalleşme biçimi ve alanlarının belirlenmesinde önemli rol oynar.

Toplumsal Cinsiyet Toplumsal hayattaki uygulamalar kadınları pek çok alanda dezavantajlı konuma sokmakta; rakamlar da eğitim, sağlık, istihdam, siyaset ve pek çok alanda kadınlarla erkekler arasında ciddi uçurumlar olduğunu göstermektedir.

Toplumsal Cinsiyet Kadınları dezavantajlı konuma sokan uygulamaların temelinde kadın ve erkeğe yüklenen roller ve verilen toplumsal sorumluluklardaki zıtlıklar/farklılıklar yatmaktadır. Bunlar sadece basit farklılıklar olmayıp, hiyerarşiktir ve değer içerirler.

Toplumsal Cinsiyet Erkeklere yüklenen roller çoğunlukla toplumsal kaynaklara ulaşmak bakımından erkeklere ciddi avantajlar sağlarken, kadınlara yüklenen roller, kadınları bu kaynaklardan olabildiğince uzaklaştırır. Kadınlar ve erkekler arasında toplumsal kaynaklara ulaşmak bakımından eşitsizlik yaratan her türlü uygulamayı ortadan kaldırmak, toplumsal cinsiyetten kaynaklanan eşitsizlikleri yok etmek kadınlar kadar erkekler üzerindeki pek çok baskıyı da kaldıracaktır.

Şiddet Türleri

Fiziksel Şiddet İtip kakmak Tokatlamak Tartaklamak Tekmelemek Kesici ve vurucu aletlerle ya da yakıcı maddelerle bedenine zarar vermek Sağlıksız koşullarda yaşamaya zorlamak Sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olmak Saçını çekmek Yumruklamak Odaya - eve kilitlemek.

Psikolojik/Duygusal/Sözlü Şiddet Bağırmak Hakaret etmek Aşağılamak Başka kadınlarla kıyaslamak Korkutmak Aşırı kıskanmak İhmal etmek Yok saymak Çirkin olduğunu söylemek Alay etmek

Psikolojik/Duygusal/Sözlü Şiddet Zarar vermekle, öldürmekle tehdit etmek Diğer insanlarla ilişkilerini sınırlamak Kendini geliştirmesine engel olmak Nasıl giyineceğine, nereye gideceğine, kimlerle görüşeceğine karar vermek Kadını maruz kaldığı şiddetin sorumlusu olarak görmek Kadının kültürel farklılıklarını yok saymak, bastırmaya çalışmak veya bu gerekçeyle kötü muamelede bulunmak

Cinsel Şiddet Kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimde cinsel ilişkiye zorlamak Çocuk doğurmaya ya da doğurmamaya zorlamak Fuhşa zorlamak Kürtaja zorlamak Cinsel organlarına zarar vermek Fiziksel özelliklerini başkalarıyla kıyaslamak Ensest

Ekonomik Şiddet Eve az para bırakarak çok şey beklemek Çalışmasına izin vermemek İstemediği işte zorla çalıştırmak Aileyi ilgilendiren ekonomik konularda kadının fikrini sormadan tek başına karar almak Parasını, takısını, kişisel mallarını elinden almak Kadın adına kredi çekerek onu borçlandırmak Kariyerini engelleyen kısıtlamalar getirmek (İş gezilerine, toplantılara, kurslara katılmasına engel olmak) İş bulmasını kolaylaştırıcı becerilerini geliştirecek etkinliklere katılmasını engellemek Olay çıkartarak kadının işten atılmasına neden olmak

Aile içinde Kadına Yönelik Şiddetin Etkileri ciddi boyutlarda zarar verir. BİREYSEL ETKİLER TOPLUMSAL ETKİLER Kadına ve çocuğa Toplum sağlığı ve ekonomisine

Bireysel Etkiler Kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunlar Utanma, Suçluluk, Öfke, Yalnızlık hissi, Başarısızlık hissi, Yetersizlik hissi, Diğer insanlara güvenmekte güçlük çekme, Değersizlik hissi ve düşük benlik saygısı, Düşük özgüven, İstismarı önemsememe veya inkâr etme, Kendinden memnuniyetsizlik, Kaygı, Konsantrasyon güçlüğü

Bireysel Etkiler Yeme bozuklukları, Uyku bozuklukları, İntihar fikri, Çocuklarına ya da sevdiği diğer insanlara öfke duyma ve şiddet uygulama, Madde bağımlılığı (sigara, antidepresanlar, ağrı kesiciler vb.), Fiziksel şiddete bağlı olan rahatsızlıklar (sağırlık, yaralar, dişlerini kaybetme, kemik kırıklıkları, çürükler vb.), Kronik ağrılar, Cinsel bozukluklar, Cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma, İşsiz ve parasız kalma.

Bireysel Etkiler Çocukların karşı karşıya kaldıkları sorunlar Fiziksel şikâyetler, Uyku bozuklukları, Altını ıslatma, Gelişim geriliği, Terk edilme korkusu, Öldürüleceği veya anne babasının birbirini öldüreceği korkusu, Öfkelenmekten veya başkalarının öfkelenmesinden korkma, Yüksek düzeyde kaygı, Yeme bozukluğu, Konsantrasyon bozuklukları.

Toplumsal Etkiler Toplumsal ölçekte yaşam kalitesinin düşmesi, İntihar, cinayet, taciz ve tecavüzlerde artış, Genel olarak suç artışı, Verimlilikte azalma, Toplumsal gelişimin yavaşlaması, Demokratik süreçlere katılımın azalması, Şiddetin etkilerinin kuşaktan kuşağa aktarılması.

Toplumsal Etkileri Şiddet ülke ekonomisi açısından kalkınmaya ayrılabilecek kaynakları azaltır. Şiddete uğrayan kadınlar ve çocuklar için varlıkları ve hizmet vermeleri zorunlu olan psikolojik ve hukuki destek hizmetleri Hastane ve tedavi imkânları Konukevi hizmetleri Failin yakalanması ve cezalandırılması için polisin ve adli sorumluların emek ve zaman harcaması Tüm bu personelin eğitim alması gibi zorunluluklar oratay çıkarır.

Aile İçinde Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Yaygın Yanlış İnanışlar Aile içinde kadına yönelik şiddeti sorun olarak dikkate almayan, önemini ve yaygınlığını görmezden gelmeye ve durumu meşrulaştırmaya yol açan yaygın yanlış inanışlar mevcuttur. Örneğin; “Aile içinde kadına yönelik şiddet abartılan bir durumdur.” “Aile içinde kadına yönelik şiddet, sadece aile sorunudur.” “Aile içinde kadına yönelik şiddet düşük gelirli ve eğitimsiz kadınların sorunudur.” “Aile içinde şiddet gören kadın bunu ister, hak eder.”

Aile İçinde Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Yaygın Yanlış İnanışlar “Alkol, işsizlik, ekonomik sıkıntılar aile içinde kadına yönelik şiddetin nedenidir.” “Erkekler de kadınlar kadar aile içi şiddete uğramaktadır.” “Erkekler şiddeti kontrol edemez, buna engel olamazlar.” “Çocuk olursa şiddet biter.” “Şiddet uygulayan erkekleri anneler yetiştirmektedir. Dolayısıyla bu sorunun nedeni kadınların ta kendisidir.”

Aile İçinde Çocuğa Yönelik Şiddet “Bir sorumluluk, güven veya güç ilişkisi bağlamında, çocuğun sağlığı, yaşamı, gelişmesi, ve saygınlığı açısından, fiilen zararlı veya potansiyel olarak zararlı sonuçlar verebilecek her türlü fiziksel ve/veya duygusal kötü muamele, cinsel istismar, ihmal, ihmalkar davranış veya ticari amaçlı ya da başka tür sömürü” çocuğa yönelik kötü muamele olarak tanımlanmaktadır.

Aile İçinde Çocuğa Yönelik Şiddetin Etkileri Fiziksel etkileri Çocuğun hayatını kaybetmesi Organ hasarları Yaralanmalar Sakatlıklar Cinsel Sağlığa ve Üreme Sağlığına etkileri Cinsel istismar Sağlık sorunları (cinsel yolla bulaşan hastalıklar) Erken yaşta gebelik Davranış Sorunları ve Psikolojik etkileri Depresyon Kaygı düzeyinde artış Öfke nöbetleri Utanma Bilişsel bozukluklar

Aile İçinde Çocuğa Yönelik Şiddetin Etkileri Çocuğa yönelik kötü muamelenin erişkin dönemdeki izleri Sağlık sorunları Psikiyatrik sorunlar (duygusal, zihinsel ve davranışsal bozukluklar) Cinsel işlev bozuklukları Doyumsuzluk, mutsuzluk, huzursuzluk, depresyon, intihar eğilimi Şiddetin sonraki nesillere aktarılma etkisi Daha anne karnındayken stresle karşılaşan bebeğin sağlığının ve DNA yapısının bozulması ve bunun kuşaklara aktarımı Sosyal öğrenme ve örneklikle şiddetin nesilden nesile taşınması

Aile içinde Çocuğa Yönelik Şiddeti Fark edebilmek Şiddete uğrayan çocuklar genellikle sessiz kalırlar. Fiziksel şiddet görenlerde izlerin daha belirgin olmasına rağmen özellikle cinsel şiddeti fark etmek zorlu bir süreçtir. Korkutma, sindirme, tehdit çocukların konuşmasını engelleyen önemli faktörlerdendir. Bu nedenle çocukların iyi gözlemlenmesi ve gönderdikleri ipuçlarını iyi okumak gerekir. İpuçlarına örnekler: Davranış değişiklikleri (sakin ve uyumlu bir çocuğun saldırgan davranışlar göstermesi gibi) Cinselliğe ilişkin her türlü konuya aşırı tepki gösterme (aşırı ilgi ya da kaçınma) Altını ıslatma gibi…

Destek için izlenmesi gereken yollar Fark edildiği anda istismarı durdurmak İstismarı/kötü muameleyi bildirmek Çocuğa ve aileye yardım etmek – profesyonel desteğe yönlendirmek İzlem

Kadına Yönelik Şiddeti / Aile İçi Şiddeti Önlemeye Yönelik Kanunlar

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 6284 sayılı Kanun, devletin aile içi şiddete karşı olduğunu, mağdurlara ve onları korumaya öncelik verdiğini gösteren çok önemli bir yasadır. Temel amacı, aile içinde şiddet uygulayan bireyi ortak yaşam alanından uzaklaştırarak ve diğer birtakım önleyici ve koruyucu tedbirlerle aile içi şiddeti önlemektir.

Ailenin Korunmasına Dair Kanundan hangi aile içi şiddet mağdurları yararlanabilir? Şiddete uğramış ya da şiddete uğrama tehlikesi bulunan medeni haline bakılmaksızın bekar ya da evli tüm kadınlar, çocuklar ve aile bireyleri bu kanun kapsamında korunmaktadır. Aynı zamanda ısrarlı takip mağdurları da bu kapsam içinde değerlendirilmektedir.

Hangi mahkeme/hakim karar alır? Aile Mahkemesi / Aile Mahkemesi Hakimi Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri

Acil durumlarda hakim dışında tedbiri hangi kurumlar alabilir? Kolluk (Polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik Birimleri) tarafından yapılacak tahkikat ve risk değerlendirmesi sonucunda “Gecikmede sakınca bulunan hal” olması durumunda şiddet mağduru hakkında, hakim ya da mülki amirden onay alınıncaya kadar ve Kanunda sayılan tedbir kararlarıyla sınırlı olmak üzere KOLLUK tarafından verilecek tedbir kararı uygulanacaktır.

Karar olarak alınabilecek tedbirler nelerdir? Hakim, Kanunda öngörülen (aşağıda sayılan) tedbirlerden bir ya da birkaçını birlikte, ya da uygun göreceği başka benzeri tedbirleri alabilir; KORUYUCU Tedbir Kararları (mülki amir tarafından) Barınma yerinin sağlanması Geçici Maddi Yardım Rehberlik ve Danışmanlık Hizmeti Geçici Koruma Altına alınma Kreş imkanının sağlanması KORUYUCU Tedbir Kararları (sadece hakim tarafından) İş yerinin değiştirilmesi Kişinin evli olması durumunda müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesi Tapu kütüğüne aile konutu şerhi koyulması Tanık koruma kanunundan yararlandırma

Karar olarak alınabilecek tedbirler nelerdir? Hakim tarafından verilecek ÖNLEYİCİ tedbir kararları Kolluk Amiri tarafından alınabilecek TEDBİRLER

Tedbir kararının süresi Tedbir kararının süresi ilk defasında altı (6) aydır. Ancak şiddetin sürmesi halinde süre uzatılabilir. Şiddet uygulayana, karara aykırı davranması halinde tutuklanacağı ve hakkında zorlama hapsine hükmedileceği ihtar olunur.

Ailenin geçimini şiddet uygulayan sağlıyorsa Hakim, mağdur ve çocuklarının yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak (daha önce Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla) talep edilmese de tedbir nafakasına hükmedebilir.

Kanundan yararlanmak için harç ödemesi gerekir mi? Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icrai işlemlerden harç alınmaz.

Kararın uygulanması ve uygulamanın izlenmesi Koruma kararının uygulanması ve takibinde Mahkeme kararın bir örneğini Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir; Başsavcılık, uygulamayı kolluk kuvvetleri marifetiyle izler.

Aile İçi Şiddet Mağdurlarını Yönlendirme

Çok taraflı yaklaşım filmi Film 5

DİB ASPB KSGM ASPB İl Md Kadın Örgütleri Aile Mahkemeleri Şiddetle Mücadele Polis ve Jandarma Baro Adli Yardım Büroları Aile Mahkemeleri Cumhuriyet Savcılığı Sağlık Kurum ve Kuruluşları ASPB İl Md DİB Valilik ve Kaymakamlıklar Alo 183 ŞÖNİM ve Kadın KOnukevleri Belediyeler Kadın Örgütleri ASPB KSGM

Polis Merkezleri ve Jandarma Karakolları Şiddete uğrayan kadın, en yakın polis merkezine ya da Jandarma Karakoluna giderek şiddet uygulayan kişi hakkında şikâyetçi olabilir. Şikâyet polis ya da jandarma tarafından hemen Cumhuriyet savcısına bildirilecektir. Kolluk, şiddete uğrayan ve bu nedenle gelen kişiyi Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun konusunda bilgilendirecek ve başvuran kişinin barınma ihtiyacı ve güvenliğini ASPB ile işbirliği içerisinde sağlayacaktır. Ayrıca 6284 sayılı Kanun kapsamında gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Kolluk Amiri tarafından -ilk iş günü ilgili makamın onayına sunulmak kaydıyla- mağdur hakkında koruyucu tedbir, şiddet uygulayan hakkında önleyici tedbir kararı verilebilmektedir. Bunun yanı sıra 7/24 hizmet veren 155 Polis İmdat ve 156 Jandarma İmdat hattından telefon yolu ile şikâyet süreci başlatılabilir.

Valilik ve Kaymakamlıklar 6284 sayılı Kanun ile kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında mülki amirlere de çeşitli yetkiler verilmiştir. Bu kapsamda, korunan bireylerle ilgili olarak uygulamanın çabuk ve etkin olması bakımından mülki amir tarafından koruyucu tedbir kararlarının verilebileceği düzenlemiştir.   Bu çerçevede, “korunan kişi” hakkında mülki amir tarafından; barınma yeri tespiti, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal destek hizmetlerinin verilmesi, resen geçici koruma altına alınması kreş imkânından faydalandırılması tedbir kararları alınacaktır.

Cumhuriyet Savcılığı Şiddete uğrayanın polis merkezinin dışında doğrudan Cumhuriyet Savcılığına başvurması da mümkündür. Cumhuriyet savcısı durumu en seri şekilde Aile Mahkemesine bildirecek, Aile Mahkemesi 6284 Sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma kararı ile birlikte diğer tedbirleri alabilecektir. Ayrıca Cumhuriyet savcılığına yapılan şikâyetle birlikte Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talep edilebilir. Cumhuriyet savcısının soruşturma sonucunda şiddet uygulandığına kanaat getirdiğinde şiddet uygulayan hakkında kamu davası açması mümkündür.

Aile Mahkemeleri 9.1.2003 tarih 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Usullerine Dair Kanuna göre, Aile Mahkemeleri, aile hukukundan doğan dava ve işleri görürler. Ayrıca bu mahkemeler 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizini yaparlar.

Baroların Adli Yardım Büroları Her ilde bulunan barolar bünyesinde kurularak faaliyet yürüten Adli Yardım Büroları, şiddete uğramış olan kadına Cumhuriyet Savcılığına yapılacak şikâyet de dâhil tüm hukuk davası sürecini ücretsiz olarak takip etmek için ücretsiz avukat (yargılama giderleri de Adli Yardım Bürosu tarafından karşılanmak üzere) tayin edecektir. Şiddete uğrayan kadının Adli Yardım Bürosunun ücretsiz avukat hizmetinden yararlanmak için kimlik, ikametgâh belgesi ve muhtardan alınan fakirlik belgesi ile başvurması yeterlidir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri aracılığıyla şiddet mağduru kadınlara ve çocuklarına konukevi, danışmanlık, bilgilendirme ve yönlendirme, ayni ve nakdi yardım sağlanmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar gibi alanında uzman kişilerin görev yaptığı bu birimler kadının ihtiyaç duyduğu desteği sağlamada önemli bir işleve sahiptir.

ALO 183 Aile, Kadın Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde çalışan Alo-183 hattı şiddete uğrayan ya da uğrama riski taşıyan destek ve yardıma ihtiyacı olan kadın ve çocuklar için psikolojik, hukuki ve ekonomik danışma hattı olarak çalışmakta; bu kişilere hakları konusunda ve başvuracakları yerlerle ilgili bilgi verilmektedir. Bu hat haftanın 7 günü 24 saat ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Önceden Başbakanlığa bağlı ve asli görevi koordinasyon sağlamak olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, 2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ana hizmet birimlerinden biri olarak yeniden yapılandırılmıştır. Kurumun amacı, kadına yönelik her türlü ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını geliştirmek, kadını ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda etkin hale getirmek ve eğitim düzeyini yükseltmek amacıyla yapılacak her türlü çalışmaya destek vermek, bu konularda stratejiler geliştirmek, plan ve programları oluşturmak, temel politikaların belirlenmesine katkıda bulunmaktır.

ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 14 üncü Maddesinde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin açılacağı hükme bağlanmış olup; bu merkezlerin hizmete açılması ile yürüteceği hizmet ve faaliyetler ilgili kanun ile düzenlenmiştir.   ŞÖNİM’ler farklı kurum ve kuruluşların hizmetlerini tek çatı altında toplayan yapısıyla şiddetle mücadele konusunda sunulan hizmetleri koordine ederek daha etkin ve hızlı hizmet sunar.

ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri)   Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, Gerekli uzman personelin görev yaptığı, Tercihen kadın personelin istihdam edildiği, Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyicim tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, Çalışmalarını tek kapı sistemi ile yedi gün yirmi dört saat esasına göre yürüten, İnsan onuruna yaraşır etkili ve süratli hizmet sunumu sağlayan, Kadının ekonomik, psikolojik, hukuki ve sosyal olarak güçlendirilmesi odaklı merkezlerdir.

İlk Kabul Birimleri   İlk Kabul Birimleri; Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerine ya da Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezlerine başvuran kadınların ilk gözlemlerinin yapıldığı, psiko-sosyal ve ekonomik durumlarının incelendiği, geçici kabulleri yapılarak iki haftaya kadar kalabilecekleri birimlerdir. Şiddet mağduru kadın, ilde konukevi bulunmaması/kapasitesinin yeterli olmaması veya şartlarının doğrudan konukevine yerleşmeye uygun bulunmaması durumunda ilk kabul birimine kabul edilir. Meslek elemanları tarafından yapılan ilk gözlem sonucuna göre uygun sosyal hizmet modeli/yapılacak işlemler belirlenir. Kadınlar ile varsa beraberindeki çocukları iki hafta içinde, durumlarına göre, kadın konukevlerine yerleştirilir.

Kadın Konukevleri Kadın konukevleri fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve sözlü istismara veya şiddete uğrayan kadınların, şiddetten korunması, psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi, güçlendirilmesi ve bu dönemde kadınların varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarının da karşılanmak suretiyle geçici süreyle kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Burada kadınlar çocuklarıyla birlikte, yaşadıkları şiddetle mücadele edebilmek için ihtiyaç duydukları güvenli ortama kavuşurlar.   Kadın konukevlerinin adresleri gizlidir. Burada bulunan görevliler konukevinde kalan kadına, yaşamına ilişkin kararları alırken ve uygularken ihtiyaç duyduğu desteği verirler ya da sağlarlar. Kadın konukevlerinde kadın bakış açısına sahip, gönüllü ve/ya ilgili alanlarda çalışan profesyonel kadınlar bulunur. Türkiye’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, belediyelere, kadın örgütlerine ait ya da Valilikler ve Kaymakamlıklar tarafından yürütülen konukevleri bulunmaktadır.

Sağlık Kurum ve Kuruluşları Kadınların şiddete maruz kaldıklarında başvurabilecekleri kurumlar arasında olan sağlık kuruluşları hem şiddete uğrayanın tıbbi tedavisinin yapılması hem de kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin belgelenerek rapor edilmesi bakımından son derece önemlidir. Sağlık kurum ve kuruluşları; aile sağlığı merkezleri, hastaneler ve Adli Tıp Kurumlarıdır. Ayrıca üniversite hastanelerinin acil servislerinde oluşturulan Kriz Merkezleri de, şiddete uğrayan kadınların tedavilerinin yapılarak, psikolojik destek verilen ve yönlendirilen birimler olarak faaliyet yürütmektedir.

Belediyeler 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nda yapılan değişiklik uyarınca “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100 bini geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar.” ibaresi yer almaktadır. Gittikçe artan sayıda belediye kadın danışma merkezi, aile danışma merkezi, konukevi gibi şiddete uğrayan kadınların başvurup psikolojik, tıbbi, hukuksal destek alabileceği, sığınabileceği merkezler açmaktadır.

Kadın Örgütleri Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele etmekte olan çok sayıda kadın örgütü bulunmaktadır. 1980’lerin ortalarında başlayan kadına yönelik şiddetle mücadele amaçlı kadın örgütlenmeleri yaygınlaşmaya devam etmektedir. Kadın örgütleri, kadın danışma merkezi ve konukevleri, yürüttükleri kampanyalar ve çeşitli etkinliklerle kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmaya dönük mücadeleyi aktif biçimde sürdürmektedirler. Aynı zamanda da kamu kurum ve kuruluşları ile aktif işbirlikleri geliştirmeye başlamışlardır.

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Eğer sizden destek istiyorsa, OLUMLU yaklaşın. Destek alabileceği kurumlarla ilgili bilgilendirilmeye ihtiyacı olabilir. Eğer siz ortamda şiddetin varlığına tanık olduysanız, endişelendiğinizi ve yardımcı olup olamayacağınızı sorunuz, ama anlatmak istemiyorsa SAKIN zorlamayın.

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Eğer yaşadıklarını paylaşmak istiyorsa, onunla yalnız ve sakin bir ortamda konuşun; Anlattıklarını dikkatlice dinleyin Çok sayıda, ayrıntılı ve ilgisiz soru sormaktan kaçının Anlamadığınız noktaları açıklaması için az sayıda soru sorun Empatik yaklaşın, hislerini anlamaya çalışın Verdiğiniz bilgileri doğru anlayıp anlamadığını kontrol edin Ona öğüt vermeyin

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Dinlerken ve konuşurken ASLA yargılamayın, suçlamayın. Hatalarını, açıklarını aramayın. Anlattıklarına inandığınızı hissettirin. Konuşurken kadının toplumda kabul gören yaygın yanlış inanışları taşıdığını fark ederseniz bunları gidermeye çalışın, çünkü yanlış inanışlar, kadının yaşadığı şiddetle mücadele etmesini zorlaştırır.

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Kadınlar böyle durumlarda genellikle kendilerini endişeli, kararsız, üzgün, suçlu, haksızlığa uğramış ve çaresiz hissederler. Duygularını anlamaya çalışın, bu ona güven verecektir. Ona kendini suçlamaması gerektiğini söylemekten kaçınmayın.

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Kadının size anlattıklarını gerekmedikçe ve ondan izin almadıkça kimseyle paylaşmayın. Bazı insanlar, şiddet uygulayan kişi ile görüşürlerse, onun hatasını anlayacağını ve şiddet uygulamaktan vazgeçeceğini düşünürler. Unutulmamalıdır ki, bu görüşme kadının yaşadığı şiddeti ortadan kaldırmaz. Sorunu çözüyorum diye, kadının kocası ile ondan gizli ve ondan izin almadan görüşülmemelidir.

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Kadını destek almak için cesaretlendirin ama hazır olmadığı bir şey yapmaya da zorlamayın. İletişiminizi kopartmayın ama sık sık da aramaya çalışmayın.

Şiddete Uğrayan Kadınlarla Görüşmede Dikkat Edilecek Hususlar Bazı durumlarda kadınlar, yaşadıklarını paylaştıkları kişinin kendileri için her şeyi yapabileceğine inanmak isterler. Sizi kurtarıcı olarak görmek isteyen bir kadın karşısında siz de kolaylıkla bu role soyunabilirsiniz. Neleri yapıp neleri yapamayacağınız konusunda net olun. Aksi halde bu durum sizi tüketecek, kadını da hayal kırıklığına uğratacaktır.

Şunları aklınızda tutun! Şiddetin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Şiddet bir kerelik bir olay değildir, “dur” denmezse artarak devam eder. Şiddet uygulamak hem suç hem günahtır. Şiddete hiçbir nedenle göz yumulamaz. Şiddet kişisel bir sorun değildir. Şiddete uğrayan kadın çaresiz değildir.

TEŞEKKÜRLER…

DEĞERLENDİRME Sayın Eğitimci, Bir günlük her eğitimden sonra Diyanet İşleri Başkanlığına ulaştırmanız gereken iki ayrı değerlendirme formu bulunmaktadır. Bunlar; 1. Bir (1) günlük eğitime katılan her katılımcının doldurması gereken “Diyanet İşleri Başkanlığı Hizmet içi Eğitim Programı Değerlendirme Anketi – Alan Eğitimi Değerlendirme Formu) – Katılımcı sayısı kadar anket sizlere sağlanacaktır. 2. Eğitimcinin her bir (1) günlük eğitim sonrasında kendisinin doldurması gereken “Diyanet İşleri Başkanlığı Hizmet içi Eğitim Programı Alan Eğitimi eğiticisinin Diyanet İşleri Başkanlığına ulaştıracağı bilgi formu” – Her eğitimci her bir (1) günlük eğitim için bir form dolduracaktır. Değerlendirmeleriniz, eğitimlerimizin her seferinde daha iyiye gitmesi için en önemli araçlardan biridir, bu nedenle değerlendirme formlarını lütfen eksiksiz doldurunuz, doldurtunuz ve Başkanlığa ulaştırınız.