SÖZ UÇAR YAZI KALIR.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÜÇ FİLTRE SOKRATES. ÜÇ FİLTRE SOKRATES SOKRATES (M.Ö ) “Kendi kendini tanı" özdeyişinin felsefesinin temel kuralı olduğuna inanmış, “Hiç bir.
Advertisements

Iletişimde üç filtre
Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük soyut addır?
Cümlede , fiillerin anlamını etkileyen kelimelere ne ad verilir?
5 EKİM Bu gün var edildim, buradayım, varım. Müthiş bir
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan, Güneş kucağındadır, bilemezsin. Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür, Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
ASIL EKSİKLİK Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı.
EVİMDEYİM GÜVENDEYİM U.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Boş ver be yaşı başı. gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver
KIYAS Aşağıdaki göz kamaştırıcı kıyasa dikkatle bakın
UZAKTAN UZAĞA… Öyle gülüp harap etme içimi, İçimden bir şeyler düştü, düşecek.. Bilmem, nasıl aşık ettin ki beni, Ulaşamadığım, sen kaldın bir tek..
Kırk Satır.. Ziya Levent Topçuoğlu.
Hissedebiliyorum... lüzümsuz konuşmalara gebe bu gece, hissedebiliyorum, kıracaksın beni yine, biliyorum ama istiyorum. sıradanlıktan geçiyorum, sıradışılık.
LÜTFEN SESLİ İZLEYİNİZ...
Ilk göz ağrım.
REHBERLİK SERVİSİ SUNAR
Zaman Bırakır Seni Avuçlarıma Ben ne çabuk sen oldum, sarardı mevsimin tenindeki dokunuşu, Yağmurlarda üşüdüm, bekledim seni ey sevdiğim, Hasretine.
P a z a r S a b a h l a r ı.
Paris ve sen Yağmur yağıyor Bu sonbahar Eskiden olduğu gibi
İSTANBUL 'da Gün Doğumu Tayfun AVINCA.
İzler ve İnsanlar.
AH YÜREĞİMİN SEGAH MAKAMI Ah be sevdalım Ah be belalım Ah Yüreğimin segah makamı! Yazlarım üşüyor yoksun! Kaçıncı koyduğum işaret takvimlere? Kaç sonbaharı.
1/10 Zamir A B C D Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zamir olan kelime, nesne görevindedir? Bahçede hepimiz oturuyorduk. Sınıfta kimseyi bulamadı. Hayatı.
STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM!
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Ağlarsam sesimi duyar mısınız
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
MURATHAN MUNGAN’ DAN.
İnsan ne kadar az düşünürse o kadar çok konuşur....
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
GAYRET EDEN BAŞARIR ,BAŞARAN KAZANIR
Bir zamanlar bir ağaç varmış
HAYAT DİYE BİR ŞEY VAR "Nedir, ne oluyor, unuttunuz mu yoksa yaşadığınızı”
İSTANBUL ŞİİRLERİ.
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
Pes ettim... Daldaki yapraktım yaşamda, Hayat denilen ağacın dallarından, En yalnız olanında bir küçük yaprak, Yalnızdı üzerinde bulunduğum dalım,
TÜRKÇECİNİN AŞKI Sevgilim( ) Zamirlerin isminin yerini tutamayacağı bir gecedeyim( ) Her şey karanlık ve darmadağın. En kral yapıbilimci gelse yine de.
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
Dünyanın Bütün Renkleri Bir Araya Toplanmışlar ve Hangi Rengin En Önemli En Özel Olduğunu Tartışmaya Başlamışlar:
AŞKLaRıM.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Ömer Hayyam rubailer Ömer Hayyam
SeNi SeVMeK BiR GüL KoKuSuYDu..
I h l a m u r l a r Ç i ç e k A ç ı n c a G e l Ses Düğmesini Açınız.
Eğer sizlere : « Sahara sözcüğü sizin için ne ifade ediyor ? » diye sorsam, Öyle sanıyorum ki bana : « Kum…kum…kum…sadece kum yığını” Diye cevap verirdiniz.
CÜMLEDE ANLAM.
DÜNYA’MIZIN ŞEKLİ NEYE BENZER?
TIRTILIN DEĞİŞİMİ.
Yalnızlık Çemberi Ruhumu Sardı
Hangi cümlenin yüklemi isim tamlamasıdır
NOKTALAMA İŞARETLERİ ... ? . ‘’ , !.
Sevgiye hasret kalmış,zavallı sürgün yüreğim o gecelerin karanlığında kavrulur da kimseler bilmez. Sevdayı alıp ta mahvedenlere.
CÜMLEDE ANLAM 1.SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçümseme anlamı vardır? A.Bütün gün uğraştım ,ödevlerimi hala bitiremedim B.İnsanlara zor zamanlarında.
26 Ağustos Gecesinde Saatler 2.30’dan 5.30’a Kadar
Alıntı. Slaytı kendi akışında ve sesli izleyiniz.
Sis de dağılır.
MÜHENDİS DEYİP GEÇME.
R.B. Hazırlayan Nisa Çilingir Lütfen akışında izleyiniz.
Sesi AçınızAkışına Bırakınız Önümde bir beyaz kağıt, Özlemini yazıyorum satırlara. Yokluğunda yanan bir ağıt, Gözyaşlarını asıyor duvarlara. Bugün.
AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA
ASIL EKSİKLİK.
KAVGAYI ağacın yaprağına yaz; Sonbahar gelsin yaprak KURUSUN diye.
Uzak bir ormanın yamacında bir ördek yaşarmış
Sevdiğime söyle Hazırlayan ::: SAHİN65.
ALAY ETME İLE BAŞEDEBİLME
DUYGULARIMI KONTROL EDİYORUM
‘’-Kİ’’ EKİ VE ‘’Kİ’’ SÖZCÜĞÜNÜN (BAĞLACININ) YAZIMI
BİR KAYISI AĞACI ABDÜLKADİR MERİÇBOYU.
Sunum transkripti:

SÖZ UÇAR YAZI KALIR

İSTER GÖRÜLEN ŞEYİ ARA, İSTER DUYULAN ŞEYİ. İSTER DOKUNULANI TUT, İSTER ŞÜPHELİ OLANI. İSTER DUYULANA YAPIŞ, İSTER BİLİNENE. DÜŞÜNCENE VEYA HAYÂLİNE GELEN; SENCE OLANAKLI YA DA OLANAKSIZ GÖRÜNEN ŞEY, -SÖZ DÜŞMEDİKÇE- HEP SINIRLI OLUR. TANRI TAKDİRİNİN LEVHASI BİLE SÖZLE KAPLANMIŞ, SÖZLE ANLATILMIŞTIR. İSTER VAR OLSUN, İSTER YOK; HER ŞEY SÖZÜN AVUCUNDA MUMA DÖNER… ATTAR

SÖZCÜKLERİN KADAR CÜMLE KURABİLİRSİN. CÜMLELERİN KADAR KONUŞABİLİRSİN. DÜŞÜNCELERİN, SÖYLEYEBİLDİĞİN KADARDIR. KONUŞABİLDİĞİN KADAR ANLATABİLİRSİN. KARŞINDAKİ SENİ, ANLATABİLDİĞİN KADAR TANIR. SÖZÜ İSTER SÖYLE İSTER YAZ, SEN, ONU İFADE EDEBİLDİĞİN KADARSIN… AHU ÜNSAL

Söz kabuk, mânâ öz'dür. Söz sedef ise, mânâ incidir Söz kabuk, mânâ öz'dür. Söz sedef ise, mânâ incidir. Öz olmayınca kabuğu neylersin. İncisi olmayan sedef neye yarar? İmam-ı Gazâlî

SÖZ İNCİLERİ Tüm kötülüklerden uzak, yalnızları oynayan bir ebediyet; deli mavi. Deryanın temizliği, bir elmas gibi parıldayan eşsiz kumu, aşıkların yolunu gözleyen çakıl taşları “al beni” dercesine bakıyor. Gezdiğim her yer beni büyüledi , ağlattı, heyecanlandırdı. Ancak sonunda, o görüntüler ve oraların bende bıraktığı o duygular, “hayat anılarımda” kendileri için boş bırakılan yerlere yerleştiler.

İNCİLERİ PARLATALIM Mardin’in üzerinde kurulduğu tepenin ovadan görünüşü; düzgün kesilmiş peynir kalıbını andırıyor. Kıvrıla kıvrıla, nefesimizi tutarak tırmanıyoruz. Bizi neyin karşılayacağını bilmiyoruz. Uzaktan bir nokta gibi görünen Mardin evleriyle karşılaşıyoruz. Yol boyunca hem karıncalar gibi çalışan insanlar var, hem de ağustos böcekleri gibi boş boş duranlar.

YÜREKTE KALAN VEDALAR Ölümün soğuk nefesiyle yüz yüze geldiğinizde vedalara ayıracak zamanınız kalacak mı? Biz insanlar kör yaratıklarız. Tıpkı………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..Halbuki…………………………….………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

Yağmurlu bir yaz günü yine. Yıllar ne kadar da çabuk geçiyor Yağmurlu bir yaz günü yine. Yıllar ne kadar da çabuk geçiyor. On sekiz yıl önce bugün kapamıştım gözlerimi hayata. Nemli toprağın altında geçen onca sene dile kolay. Hele bir de o şakır şakır yağan yağmurun ıslattığı nemli topraktan başka dostunuz yoksa... Düşünüyorum da şimdi, ne çok söylenmişim yaşarken. Oysa ki daha zoru da varmış. Haykırmak isterken sonsuzluğa, kahverengi bir duvar çıkar ya karşına... Derdini anlatmak isterken seni dinleyecek birini bulamazsın ya... İşte en kötüsü de bu hayatta. Yine kumsal sakin, yine deniz durgun, yine güneş batıyor ve ben yine yalnızım. Anı defterimin sayfalarını aralıyorum şimdi. Koskoca bir ömür gizli bu beyaz sayfalarda. Yalnız geçen seksen iki yıllık bir yaşam öyküsü.Okul yıllarım. Sürekli kıkırdayıp saklambaç oynayan çocuklar bir kenarda, ben bir kenarda. Resmin üstünde ise anlam veremediğim minik bir el var. Bana bakıyor sürekli. Yavaşça bir adım atıyor bana doğru, sonra tekrar geri çekiliyor. Bir şeyler anlatmak istiyor belli ki. Yeni bir sayfaya geçiyorum şimdi. Ameliyat olmak için hastanede yatıyordum. Yine elimi tutacak, bana moral verecek kimse gelmemiş ziyaretime. Çok ilginç, küçük el yine yanımda duruyor. Peki ben kalbimdeki bu meleği niye hiç fark edemedim? Hayat ne garip. Bazen göremediklerimiz bizi görür, sesini duyamadıklarımız bizi duyar, elini tutamadıklarımız elimizi tutar. Sen de benim iyilik meleğimsin. Zor günümde aradığım çaremsin. Kendimi yapayalnız hissettiğim zamanlarda yanımdaymışsın meğer. Artık ben bir ölüyüm ya da bir hiç. Ama sen beni yine de unutma. Arada sırada gel yanıma. Hal hatır sor. Sımsıcak sevgini benden eksik etme olur mu? Yağmur Topaloğlu

Neden kapatıldığımı bilmediğim bu odada beni düşüncelerimle yalnız bırakmışlar. Aslında iyi de yapmışlar çünkü koşturup durduğum ve adını “Dünya” koyduğum ıssız çölde sanırım en değerli yeteneğimi belki de zor olduğu için- düşünme yeteneğimi bir kenara atmışım. Bir iğne yapmışlar bana… Yüce zamana ad koymak-gün, ay, asır- ona saygısızlık olur. Bu yüzden söylemem kaç gün, kaç saniye; ama biliyorum uzun. Hissedince plastik eli üzerimde irkiliyorum önce. Şaşırıyorum neyin nesi bu diye. Umarsızlık yapıyorum sonraları ama yine de içimde bir rahatsızlık. Merak ediyorum. Sonunda belki bana arkadaş olsun diye göndermişlerdir onu, diye düşünüyorum. O yapay ele de, “dünya”da yaptığım gibi, inanıyorum. Biraz üşüyorum, düşüyorum, yine de biliyorum bir şeyler beni tutacak, ya da ben tutacağım, tutunacağım veya; sonsuzluğu sonsuza kadar sonsuzca sürdüreceğim. Alaz AYDIN

BEĞENİLEN CÜMLELER Ağaç, eskiden güneşte ahenkle dans eden yapraklarına sahip çıkmıyordu artık. Dağlar, liseli aşıklar gibi kıskanıyordu bulutları delen binaları. Bulutlar komşu olmak istemiyordu hayatlarını altüst eden bu gri ruhsuz beton yığınlarıyla. M. Mendoza İstenmediğim yerde durmam diyor gururlu kavak. Mavi, yeşil düşkünü insanlar, taştan devlere tapıvereli, umudu kesmiş o da diğerleri gibi. Önce uzun bacaklarını söküyor topraktan, sonra eğiliyor yorgun bedeniyle griliğe… Son yelde dökülen yapraklarını topluyor çürümüşlüklerden. Bir umut kaldırıyor başını ufuklara; bir kıpırdanış, bir pırıltı yok mu onu yolundan alıkoyacak? T. Birengel

GİRİŞ PARAGRAFINI SEÇ Rio De Jenerio’nun anlamı, Ocak nehridir. Uçakla Rize’ye inmiş bulunmaktayız. Adını Kraliçe Amastris’den almış olan Amasra, tam bir doğa harikasıydı. Afrika’nın kuzeyinde yer alan Tunus; Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’ya açılan bir bölgede yer alması nedeniyle, stratejik açıdan oldukça önemlidir. Saat gecenin on ikisi. Bir koltuğa oturmuş camdan dışarıyı seyrediyorum. Herkesin met ettiği, ölümsüz aşkların daimi yuvası Paris. Herkes Paris’i övüp duruyordu. Ben bir fotoğrafçıyım. İşim için, işim uğruna her yere gittim. Esenboğa Havalimanı’ndaydık. Büyük bir heyecanla 319 sefer sayılı Viyana uçağımıza bindik.

GELİŞME PARAGRAFI “Yıldızlar” der Tagore “ateşböceği sanılmaktan korkmazlar.” Biz neden olduğumuz gibi görünmekten bu kadar korkuyoruz? ……………………………………………………… ………………………………………………………… …………………………………………… Eğer bir yıldız kadar duru ve ışıl ışılsak, ne çıkar ateşböceği sansalar bizi?

GÖRMEK VE BAKMAK

Serzeniş, cevval, tılsım Çiğde, dönemeç Efsun Alaca Allak bullak Ar Serzeniş, cevval, tılsım Basiret – bedbin

CÜMLE ÇÖZÜMLEMESİ Soğuk, karlı bir gündü. Sanki bembeyaz pırıltılar, küçücük köyü sımsıcak kanatlarının arasına almıştı. Sadece ayrı kaldıkları küçük çocuklarının yüzlerindeki ışıltıyı, burunlarında tüten kokularını koklamak için bu kadar hızlı ve aceleci davranıyorlardı. Zırhlı surlar onları teker teker alıyorlardı kendi ateşlerinin içine. Hiç olmazsa o, mücadele verip hayatını ortaya koymuştu fakat insan inanmamakta direnmişti.

Duygu ve düşünceleri tek paragrafta ifade edebilme: / 5 YAZI DEĞERLENDİRME Duygu ve düşünceleri tek paragrafta ifade edebilme: / 5 Paragraflar arası düşünce birliği: / 5 Sözcüklerin seçimi: / 5 Doğru tümceler kurma: / 5 Söz sanatlarına yer verme: / 5 Yazım ve noktalama işaretleri kurallarına uyma: / 5 Buluş yapma: / 5 Duygu ve düşünceleri akıcı bir şeklide anlatma: / 5 Yazı türüne uygunluk: / 5 Yazıda özen: / 5

DERS İÇİ DAVRANIŞLAR Derse katılım: / 10 Dinleme kurallarına uyma: / 10 Konuşma kurallarına uyma: / 10 Okuma kurallarına uyma: / 10 Motivasyonu yüksek tutma: / 5 Dersin içeriğine ve akışına uyum sağlama: / 5 Dön Sunum İçerik