KURULUŞTAN EĞİTİMDE İLK YENİLEŞME HAREKETLERİNE KADAR OSMANLI’DA EĞİTİM
Osmanlının Yapısı Tarımsal teknoloji (Tımarlı sipahiler) Gaza ilkesi (yeniçeriler) Millet sistemi Din ve halifelik Yönetim anlayışı Seyfiye İlmiye Kalemiye
İlmiye Sistemi Osmanlı ilmiye sisteminde çok katı bir ideolojik çerçeve söz konusu değildir. Eğitim devletin tekelinde değil, ancak güdümündedir. Eğitim kurumları şunlardır: Sıbyan mektepleri Medreseler Tekke ve zaviyeler, camiiler, aile Azınlık ve yabancı mektepleri, kiliseler Enderun mektebi
Dönemin genel özellikleri Fatih dönemine kadar Osmanlı uleması Şam, Mısır, İran ve Maveraünnehir medreselerine yetişmiştir. Fatih döneminde felsefi ve bilimsel düşünüş kısmen Osmanlı’lara girmiş olsa da hoş karşılanmamış ve ferdi kalmıştır. İlk yüz elli yıl içinde öteki Türk devlet ve beyliklerinde de öğretim ve bilime önem verilmiştir.
Dönemin genel özellikleri Önceleri aktif ve gazi insan tipi gözde iken, 18.yy’dan itibaren orta ve pasif insan tipi gözde olmuştur. Kahvehaneler bu dönemde ortaya çıkmıştır. Matbaa bu dönemin sonunda alınmıştır.
Osmanlıların İlk Dönemlerinde Eğitim İlk Osmanlı hükümdarları bilimsever, bilim adamlarına saygılı ve onları koruyan bir yapıya sahiplerdi. İlk sultanlar çeşitli Türk ve İslam ülkelerinden Osmanlı’ya bilim adamları getirdiklerinden, birçok medrese kurulmuş ve gelişmiştir. Medreselerin önem dereceleri devlet merkezinde bulunup bulunmamalarına göre değişiyordu.
Osmanlıların İlk Dönemlerinde Eğitim Hükümdarların davet ettiği ya da Osmanlı hükümdarlarının bilime değer verdiğini bilerek gelen müderrisler büyük katkılar sağlamışlardır. Kayserili Davut, Fahrettin Acemi, Alaettin Tusi gibi. Fatih dönemine kadar medreselerde okutulan dersler tam olarak bilinmese de Selçuklulardaki ile aynı olduğu tahmin edilir.
Çağdaş Türk Beyliklerinde Bu beyliklerin hükümdarları bilimseverdiler. Birçok eseri Türkçe’ye çevirtmişlerdir. Candaroğulları eğitim ve bilime verdikleri katkılarla büyük ün kazanmışlardır.
Çağdaş Türk Devletlerinde Timurlular devletinde, Timur’un torunu Uluğ bey Astronomi ve Matematik alanında kitap yazmış bilgin bir hükümdardı. Semerkant’ta rasathane kurmuş, birçok bilimadamını burada toplamıştı. Bu bilimsel ortamın oluşmasında Bursalı Kadızade ve Ali Şir Nevai’nin de katkıları olmuştur.
Çağdaş Türk Devletlerinde Ali Şir Nevai Türkçe’nin Farsça’ya üstünlüğünü savunan Muhakemet-ül Lugateyn adlı bir eser yazmıştır. Timurlulardan sonra İç Asya’da eğitim ve bilim etkisini kaybetti. Yalnızca Ahmet Yesevi’nin etkisi sürdü. Bu durum, eğitim ve bilimden uzak kalan milletlerin zamanla bağımsızlıklarını kaybettiklerini gösteren bir örnektir.
2- Medreseler İlmiye sınıfının yetiştiği kurumlardır. Eğitimin her kademesine tekabül eden bir ilmiye sınıfı görevi vardır. Askeri sınıfın kalemiye katmanında görev alanlardan bir bölümü de medreselerden yetişir. Medreseler ilk, orta ve yüksek düzeyde olmak üzere üç kısma ayrılabilir. Prestij medreseleri olarak adlandırılan medreseler üniversite düzeyindeki kurumlardır. Buralarda Danişmentler, müderrislerden ders alırlar. Ders geçme/ tamamlama düzeni vardır. Medreseler Fatih döneminde daha sistemli hale getirilmiştir. Yalnız erkek öğrencilerin öğrenim gördükleri kurumlardır. Medreselerde üç tür bilime yer verilmiştir: Dini-hukukî bilimler (tefsir, hadis, fıkıh, kelam…) Müsbet bilimler (Ulum-u akliye denen felsefe, matematik, astronomi) Alet bilimleri (ulum-u aliye denen sarf, nahif, mantık, belagat..) Genel medreselerin yanında meslek ve ihtisas medreseleri de vardır (Edirne’de açılan II: Bayezıd Darüşşifası, Darülmesnevi, Darükkurra
Fatih ve Süleymaniye medreselerinin kuruluş ve öğretim düzeni Fatih’in kurduğu medreseler İstanbul’un fethinden hemen sonra 8 kiliseyi medreseye çevirmiş; Bursa Muradiye müderrisi Mevlana alaettin Tusi’yi, Bursalı Hocazade ile Mevlana Abdülkerim’i atamıştır. 1463-1471 yılları arasında bir cami ve iki yanında Sahn-ı Seman ve Temimme denen medreseler ile Muallimhane(darültalim) denen ilkokul, kütüphane, imaret ve aşevi, iki hamam, Darülşifa denen hastane, misafirhaneler yapıldı ve Fatih Külliyesi adı altında toplandı.
Fatih’in kurduğu medreseler Okutulan dersler hakkında net bilgi yoktur. Fatih ayrıca camiye çevrilen Ayasofya kilisesinde ve Eyüp caminin yanına medreseler yaptırmıştır. Ayasofya medresesi Sahn derecesinde idi, daha sonra daha da üstün sayılmıştır. Eyüp medresesi ise Sahn ve daha aşağı sayılmıştır.
Süleymaniye medreseleri Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul’da Mimar Sinan’a Süleymaniye camii ve külliyesini yaptırdı. Külliyede Darülhadis, Darültıp, 4 adet genel medrese, bir sıbyan mektebi, kütüphane, eczane, Darülşifa, hamam, imarethane, misafirhane yer almıştır.
Klasik Osmanlı Medrese Düzeni Medreselerin kesin süreleri yoktur, amaç kitap bitirmektir. Yaklaşık iki yıl sürdüğü düşünülmektedir. Ders anlatma, tartışma yöntemleri de uygulanmakla beraber, esas olarak ezberciliğe dayanan bir sistem vardır.
Fatih Külliyesi
Meslek ve İhtisas Medreseleri Darülhadisler, dini bilimlerin öğretildiği Darültıplar, tıp biliminin öğretildiği Darülmesneviler, Mevlana’nın mesnevisinin okutulduğu Darülkurralar, Kuran’ı okuyan ve ezberleyen kişileri yetiştiren eğitim kurumlarıdır.
Medreselerin Etkinliği Ulema sınıfı yetiştirerek Sıbyan mektebi hocası yetiştirerek İmam, vaiz yetiştirerek Devlet memurlarını yetiştirerek Cer yolu ile Huzur dersleri ile Padişahın bir tür siyasal denetimi ile Bazı yöntemlerin etkisi ile
Medreselerin Bozulma Nedenleri Siyasetin bilim anlayışını baskı altında ve dar kalıplar içinde tutması Her şeyin ve bilimin temelinde iman esaslarının aranması Medrese sisteminin bilimsel gelişmeyi zorlaştırıcı olması Batı ile karşılaştırma yapılmadığında içinde bulunulan durumun fark edilmemesi
Medreselerin Bozulma Nedenleri Duraklama ve gerileme dönemlerinde Rumeli’de alınan yenilgiler sonucu halkın iç kesimlere göç etmesi, İstanbul ve civarında düzensiz bir nüfusun yoğunlaşması Devletin çeşitli kurumlarının bozulması Rüşvet, hatır-gönül ilişkilerinin çoğalması
Medreselerin Bozulma Biçimleri Öğretim ve yöntem alanında bozulma Müderrisliği atanma yönteminin bozulması Disiplin alanında bozulma Müderrislerin disiplininin bozulması Müderrislerin ıslahı
Medrese sisteminin 20.yy eğitim düşüncesi ile karşılaştırılması Bina düzeni Burs ve sosyal yardımlar Programlar Kendi işini kendisi yapma Halktan kopmama
Osmanlılar’da ilköğretim Osmanlılarda da Selçuklularda ve öteki İslam ülkelerinde yer alan mektep, küttap adlı kurumlar vardı. Bu okullar vakıflara bağlı kurulur, ya da velilerce devamı sağlanırdı. Türk Müslüman okullarında tek ders vardı: Kuran’ın okunuşunun öğretilmesi
Fatih zamanından kalma bir sıbyan mektebi
1-Sıbyan Mektepleri “Mektep”, “küttap adı altındaki en eski ilköğretim kurumlarıdır. Genelde camii ile bitişiktir. Programlarında “Kur’an” temel derstir. 5-6 yaş grubu kız-erkek tüm öğrencilerin gittiği halk okullarıdır. Disiplin deyince “falaka, yasemin cubuğu” akla gelir.
Osmanlılar’da ilköğretim Bu okullara –aksi belirtilmedikçe- kız ve erkek öğrenciler gidebiliyordu. Ancak medreseye yalnızca erkekler devam edebiliyordu. Fatih kendi mektebine yetim ya da fakir çocukların alınmasını istemiştir. Okumayı özendirmek için çocuklara giysi, para kesesi, hediye verilirdi.
Osmanlılar’da ilköğretim Kuran anlamını bilmeden ezberletiliyor, ancak dini bilgiler Türkçe veriliyordu. Disiplin anlayışı Batı’ya göre daha insaflı olduğu düşünülse de dayak ağırlıklıydı. Anne babalarda hocanın eli sopalı olanını makbul görüyordu.
Sıbyan Mektebi Öğretmenlerinin Yetiştirilmesi Fatih, sıbyan mektebi öğretmeni olacakların şu dersleri okumasını istemiştir: Arapça, Sarf Ve Nahiv, Edebiyat, Mantık, Adab-ı Mubahase, Usul-i Tedris, Münakaşalı Akaid, Riyaziyat. Adab-ı Mubahase ile Usul-i Tedris (Tartışma kuralları ve öğretim yöntemleri) derslerinin okutulması o çağ için çok önemli bir yeniliktir.
Sıbyan Mektebi Öğretmenlerinin Yetiştirilmesi Fıkıh dersinin genel medreselerde bulunduğu halde öğretmen yetiştiren kurumlarda bulunmayışı da dikkat çekicidir. Bu özelliklere bakarak, fatih’in öğretmen yetiştiren kurumların programlarını alanın özeliklerine göre ilk kez düzenlemiş bir program yapıcı olduğu söylenebilir.
Sıbyan Mektebi Öğretmenlerinin Yetiştirilmesi Sıbyan mektebi hocaları, sosyo-kültürel ortamla kaynaşmış ve toplumun bir parçası olmuşlardır. Bu nedenle saygın, danışılan, rehber kişilerdir.
Osmanlılar’da Saray Eğitim Ve Öğretim Kurumları Enderun mektepleri, Şehzadegan mektebi ve Meşkhanê’dir. Enderun mektepleri Hristiyanlardan alınan yetenekli çocukları güvenilir devlet adamı ve asker yapma amacını güdüyorlardı. Padişah devlet gücünü yalnızca kendisine mutlak şekilde bağlı, sadık ve minnet duyguları ile dolu ve iyi yetişmiş kişilere teslim edebileceğinden enderun mektepleri kurulmuştur.
Enderun-u Humayun (Edirne)
Enderun Mektebi (Saray Okulu) Amacı: Hıristiyan tebaadan alınan yetenekli çocukları iyi ve güvenilir devlet adamı ve asker olarak eğitmektir. İlk olarak II. Murad zamanında kurulmuş (1365), Fatih döneminde bir sisteme oturmuştur.1909’a kadar açık kalmıştır. “Kul” sistemine dayalı bir öğretim kurumudur. Osmanlılarda önemli devlet görevlerine bu kurumdan yetişenler getirilmiştir. NEDEN?
Enderun Mektebi Enderun mektebine öğrenci olarak acemi oğlanlar alınırdı. Bunlar iki şekilde sağlanırdı: 1. Pençik oğlanları: Savaşta esir alınan çocukların beşte biri. 2. Devşirme oğlanları: 8-20 yaş arasındaki çocuklardan uygun olanların seçilerek alınması. Zamanla az da olsa Türklerden de devşirmeler olmuştur.
Devşirme Oğlanları Nasıl Seçilirdi? Padişahın 3-5 yılda görevlendirdiği memurlar tarafından Sırbistan, Arnavutluk, Yunanistan,Bulgaristan, Bosna-Hersek, Macaristan’daki Hıristiyan ailelerin çocukları arasından seçilir. Seçim usulü şöyledir<. 1- Yakışıklı, sağlıklı ve zeki 8-18 yaşındaki oğlan çocukları alınırdı. 2- Bazı ilkelerle devşirme usulü sınırlandırılmıştır. Örneğin Türkçe bilenler, evli, anası-babası ölmüş, tek çocuk olanlar seçilmezdi. Bir yerleşim yerinde 40 evden bir çocuk seçimi yeterli görülürdü.
Enderun Mektebi Enderun mektebinde üç tür eğitim-öğretim yapılırdı: 1. Saray hizmetlerini fiilen yaparak saray işlerini öğrenmek. 2. İslami ve bazı müsbet bilimler alanında kuramsal bir öğrenim görmek. 3. Beden ve sanat eğitimi gibi alanlarda yeteneğine göre bir eğitim almak.
Osmanlılar’da Saray Eğitim Ve Öğretim Kurumları Şehzadegan Mektebi: şehzadelerin ilköğretim gördüğü okul. Meşkhanê: yetenekli iç oğlanların musiki öğrendikleri okul.
Devşirme bir asimilasyon politikası olarak algılanabilir mi?
Osmanlı Hükümdarlarının Yetişmesi Hükümdarın oğlu olunca; sütten kesilinceye kadar usta denen genç kızlar, sonrasında has odadan ağalar görevlendirilirdi. Beş-altı yaşında muallim-i sultaniye teslim edilir, Şehzadegan Mektebi’ne devam ederdi. Onbeş yaşında sancağa çıkarılır, lala refakatinde bir sancak ya da vilayete yönetici olurdu.
Osmanlı Hükümdarlarının Yetişmesi Sancağa Çıkarılma Dönemi Kafeste Yetiştirilme Dönemi Şehzade tahta çıkınca kendisini yetiştiren hocasını Hünkar hocası yapar, eğer ölmüşse kendine başka bir hoca seçerdi.
Osmanlı’da Askeri Eğitim-Öğretim Kurumları Bu kurumlar Acemioğlanlar mektepleri, Mehterhaneler, Cambazhaneler ve çeşitli askeri sanat mektepleridir. Acemioğlanlar mekteplerinde devşirmeler eğitim görür, yetenekli olanları Enderun mekteplerine diğerleri yeniçeri ocaklarına gönderilirlerdi.
Osmanlılarda azınlık ve yabancı okulları Osmanlılarda azınlıkların ve yabancıların bir çok okul açtıklarını görüyoruz: Azınlık okulları Rum okulları Yahudi okulları Ermeni okulları Yabancı okulları
Osmanlıların memur yetiştiren kurumları Medreselerde okumuş olanlar memur olabilirlerdi. Ancak bazı devlet kurumları kendi kurumlarında çalışacak olan personel için ayrıca kurslar açabiliyorlardı. Bab-ı Ali Mektebi Bab-ı Defterdari Mektebi Bab-ı Fetva Bab-ı Seraskeri
Osmanlıların memur yetiştiren kurumları Memur adaylarının bir daireye girip staj görmelerine mülazemet, adaylara mülazim ya da çırak denirdi. Bunlar genellikle çok düşük maaşla ya da maaşsız olarak çalışır, staj görürlerdi.
Osmanlılarda halk eğitimi Osmanlılarda okullar dışında otodidakt yetişmeye ve halk eğitimine imkan sağlayan kurumlarda vardı. Camiler: genel eğitim ve konferans yeri olarak ve siyasi eğitim yeri olarak kullanılırdı. Tekke, zaviye ve dergahlar
3-Tekke ve zaviyeler, camiiler, aile Bu kurumlar, halk eğitiminde etkin olan ocaklardır. Tekke, dergah gibi yerler dini içerikli olsa da toplumda değişik işlevler yüklenebilen kurumlarıdır. Siyasal muhalefetin geliştiği yerlerdir. Tekkelerden yetişenler, ancak tekke içinde görev alabilmişlerdir. Tekkeler zahiri ilimlerin tekkeler batıni ilimlerin merkezidir. Medrese, içinde yer aldığı siyasal düzene açık bir muhalefet niteliği almadıkça, tasavvufla uzlaşmaya açık olmuştur.
Saraybosna’da Sinanova Tekkesi içinden bir görünüm
Saraybosna’da Sinanova Tekkesi içinden bir görünüm
Osmanlılarda halk eğitimi Cem evleri, yaran sohbetleri, sıra geceleri Kütüphaneler Sahaflar, kitapçılar Devlet adamlarının, zenginlerin konakları Bilginlerin, ediplerin, sanatçıların evleri Kahvehaneler Çırakların eğitimi Ortaoyunu, Karagöz
Osmanlılarda Eğitimin idari teşkilatlanması Medreselerin merkezdeki üst yönetim organları Ders Vekaleti kanalı ile Şeyhülislamlık, Rumeli ve anadolu Kazaskerliğidir. Taşrada müftü ve kadıların yetkileri vardır. Medrese düzeyinde ise yönetim, yetki ve sorumluluğu müderris ve mütevellidedir.
Vakıfların Türk eğitim tarihindeki yeri Vakıf, kişilerin özel servetlerini toplumun yararına bağışlamaları, bu amaçla bazı kurumlar meydana getirmeleri ve bu hukuki sistemin adıdır. Örgün eğitimle ilgili vakıflar: Sıbyan mektepleri, medreseler. Yaygın eğitimle ilgili vakıflar: Cami,tekke, kütüphane vb.
Vakıfların Türk eğitim tarihindeki yeri O dönemde vakıfların gelirinin devlet hazinesinin yarısı olduğu düşünülürse, halkın ne kadar yardımsever olduğu ve eğitime katkı sağladığı anlaşılabilir.