Alicanyasar@gmail.com.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Vay aslanım!.. Vay yiğidim!.. Vay ki vay!..
Advertisements


Gülden Umutlar Ses Düğmesini Açınız.

Kokun hasretimin özlemin ızdırabı gibi sardı
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer... Dayanılması o kadar da zor.
AŞK YARASI SESLİDİR.
UZAKTAN UZAĞA… Öyle gülüp harap etme içimi, İçimden bir şeyler düştü, düşecek.. Bilmem, nasıl aşık ettin ki beni, Ulaşamadığım, sen kaldın bir tek..
Ben bir kızım anadoluda doğmadan sönmüş yıldızım

Boynumuzda sübyan kavgaların vebali Koynumuzda üryan sevdaların cemali Baba yadigârı çalar saat misali Gün ışımaz yarınlara kurdular.

ŞİMDİ SEN YOKSUN YA…?! Sesli İzleyin..
Zaman Bırakır Seni Avuçlarıma Ben ne çabuk sen oldum, sarardı mevsimin tenindeki dokunuşu, Yağmurlarda üşüdüm, bekledim seni ey sevdiğim, Hasretine.
GÖZLERİN(Nazım Hikmet)
Acıyla çaldı kapının tokmağı Duruma anlam veremedim yavrum... Hepten çözüldü dizlerimin bağı Kalkıp açmaya varamadım yavrum... Güngören'de gün, göremedim.
Behey Brem Yiğit Kirvem Allah’ını sevem Hali vaktin helak Varlığın yok olmuş… Nutkun kuru Kanın çekilmiş… Kırış kırış alnın Saçların.
Duymaz mısın Gündoğusu rüzgarların uğultusunu Ayazıyla nasıl da yakar aşılı goncayı Nasıl da tıkar ekmeği boğazımıza Bir tas su.
Çalışmaz da, üretmezse bir arı Bal neye lazım, petek kime gerek... Geçilmezse nehrin coşkun suları Sal neye lazım, kürek kime gerek...
Ali YAŞAR Şiir, Ali YAŞAR ‘ın DELİ IRMAK isimli kitabından alınmıştır… Lütfen slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz.
ANıLaRıM.
Şiir, Ali YAŞAR ‘ın DELİ IRMAK isimli kitabından alınmıştır… Ali YAŞAR Lütfen slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz.
Ölüm dümen suyumuzda güdümlü torpil Çığlıklar pruvamızda buz dağı Karaya vurur umut Dibe çöker ışık Acılar üstümüzde balıkçı ağı...
Hüzünlü akşamlar düşüyor,sol yanımın sensizliğine Yoksul cümlelerim var, kuramadığım dilimde Ilığımsın,sıcağımsın,düşlerine yattığımsın Sevdalı sözlerim.
SÖZCÜKTE ANLAM.
İÇİMİN KUYTULARINA DÜŞ SEVGİLİ İÇİMİN KUYTULARINA DÜŞ SEVGİLİ.
Ben bir Eylül sen bir Haziran
Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar Ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar... Le ley Urfa De hele bana Bu ne haldır gözüm Bu nasıl bela.
Kıl Beni Ey Namaz !.

El et Söyleyen Bilinmiyo Hazırlayan sunan (münevver)
Yıktın Mavi Hayallerimi
ÖYLE BİRİNİ SEVİN Kİ.
İnsan ne kadar az düşünürse o kadar çok konuşur....
KAFİYE VE REDİF ÖRNEKLERİ
SANA MUHTACIM.
Düşününce memleketin halını Acısı yürekler yakar mı yakar… Kimi çalar kimi çırpar malını Kimi de lal olur bakar mı bakar … Dost bağında kıran otlar.
YAŞ OTUZBEŞ.
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
dünyanın “NEHİR”lerindeki her damla su...
AĞıTLaR YaKMaLıYıM Ağıtlar yakmalıyım,acılarımın üstüne Kokun gelmeli,puslu havalardan Bir nefes olmalı,şiirlerime Keder dolu bakışlarıma,yüzüme Siyahın.
GİTME VAKTİ Şiir: Emine TOKGÖZ.
BİR ÖMÜR VERENLERİN ANISINA
Lütfen slaytı sesli ve kendi akışında izleyiniz.
I h l a m u r l a r Ç i ç e k A ç ı n c a G e l Ses Düğmesini Açınız.
Senden sonraydı... Hayvansız kalmış bir orman gibi ağlamaklıydı kainat; Hangi dağda ateş yansa O yana ağlardı atlar, ve bir kartal bir kartala dayıyorsa.
GELMEZMİYİM BEN? Seyhan Süzer. GELMEZMİYİM BEN? Seyhan Süzer.
Seni Seviyorum.
ŞİMDİ SEN YOKSUN YA…?! Şiir..; Alişan Yılmaz
DEMLİDİR SEVDAM MARVAN OĞUZ
Kim bilir nerelerde,hangi gönüllerdesin
Sonbaharımsın Artık
GELMEDİN Gelmedin; son hayalde yanıp yanıp kül oldu Bu deruni kavgada kırılan gönül oldu Şimdi menziller elem; yürek duman; sine çak Devleri mahkum eden.
BEŞ VAKTE BEŞ YAZI. BEŞ VAKTE BEŞ YAZI Sabah Namazı ; Vakit seher Sabah Namazı ; Vakit seher? Zamanın rahmine sabahın nutfesi düştü az önce. Gün doğuyor.
KAFİYE (UYAK) KAFİYE REDİF.
HAYATIN LÜGATI..!! ZAMAN bitmeyen bir dönencedir. DOĞMAK var olmanın gerçekleşmesidir. YAŞAMAK var olan bedenle zamanda.
Yine birileri ölüyor müezzinin sesinde Yine birileri ölüyor müezzinin sesinde günler gecelere yağarak günler gecelere yağarak Bir çığlık çağlıyor Bir çığlık.
SENDEN BAŞKA KİMSE BİLMESİN İSTİYORUM
GiTTiĞiN YeR.

Sesi AçınızAkışına Bırakınız Önümde bir beyaz kağıt, Özlemini yazıyorum satırlara. Yokluğunda yanan bir ağıt, Gözyaşlarını asıyor duvarlara. Bugün.
UYAK (KAFİYE) KAFİYE ŞEMASI
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir,
SEVDALILARIN.
SeNDeN SoNRa.
Ses Basınız.
Biz öfkelerimizi yumruk yaptık Suratına çarptık alçakların bir bir Türkü yaktık Ağıtlar yaktık Korkmadık yemin olsun Toz kondurmadık.
SESLİDİR Sen Hiç..? MR CAN AKIN Sen; mehtaplı yaz gecelerinde sevginin coşkusuyla, yıldızlara dokunabildin mi hiç..? Sen; güneşli ılık bahar günlerinde.
SAKARYA TÜRKÜSÜ. SAKARYA TÜRKÜSÜ İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak.
BiLMeZSiN.
Sunum transkripti:

alicanyasar@gmail.com

Leyli leyli Özüm leyli… Namusum Şerefim Sözüm leyli… Tutan dizim Gören gözüm leyli… Nasıl el derim Nasıl unuturum seni ahh! Yeşil huzme baharım Sarı sırma güzüm leyli ...

Kuyu gibi derin ve karanlık olsa da Ölümden ötesi mi var… Gurbet bu leyli yar Kuyu gibi derin ve karanlık olsa da Ölümden ötesi mi var… Ucu bucağı ne Altı üstü gurbet işte Feriştah olsa ne yazar… Aklı dağlarında Yüreği topraklarında kalmış adama Hayatı zor mu eder leyli… İçine mi işler ayrılığın acısı Eline ayağına mı vurur hasretin felci Senden gayrısını görmeyen gözü kör mü eder leyli… Yakasına mı yapışır yoksa Gırtlağına mı sarılır musalla taşı kader Yaşanmayan dünyayı dar mı eder leyli… Lal ağzını bıçak mı açar Eğik boynu kılıç mı yarar Kurşun ölmüş bedene kar mı eder leyli ...

Ahh Leylim Göğsümün çukurundan aşağılara süzülen terim… Ağzımın şiresi Burnumun irahan kokusu Gözümde ferim… Dama kurduğum süllüm Süğükten sarkan asma Avucumun duldasında karşılara baktığım seyrim... Kulplu hangillere çaldığım yoğurt Küplere bastığım turşu İplere astığım biberim… Kazanda kaynayan bulgur Suda ıslanan nohut Güneşte kuruyan çirim... Bana mısın demem ha Usuma düşen hayal-i yar Yaramı deşen gönül hançerim ...

... De ki Bir çığ gibi kopmuşum Bir yaprak gibi savrulmuşum ana kucağından Bahçemde açan güllerimi ayaz vurmuş Uzayan dallarımı dolu kırmış leyli can… Kapı pencere ardına dek açık Cereyanına kapılmışım sensizliğin Bildiğin enik gibi titremişim leyli can… Bir keklik gibi sekmişim Divane evlat gibi çekip gitmişim baba ocağından Estikçe başımda kavak yelleri Efkâr vurdukça duman duman Rüzgâr uçurmuş küllerimi Sel göçürmüş köprülerimi leyli can… İçimde kabaran özlemin kıyısında Bir seni aramışım Bir sana ağlamışım leyli can ...

Ağzı açık bir alamet bu Sorma gitsin… Daha da üsteleme sorgu sual Eşeleme yaralarımı kazma kürek… Ağrıyan dişi düşman çekmez Yaralı parmağa su dökmez kahpe felek Taş taş üstüne bırakmayan kıyamet bu Elleme yetsin… Ağır gürzünü sırtımıza geçirse de hayat Dişimize taktığımız canımızı acıtmaz Yıkılmak yok İnadına yaşayacağız Açlığın basıncıyla Karnımızı patlatsa da kıt kanaat geçim İliğimizde kurumuş kanımızı akıtmaz Yenilmek asla ve kat’a Savaşıp kazanacağız …

Uzak diyarların yedi veren gülü Asi türkülerimin adı Başkaldıran şiirlerimin dili Kırışmış alnımın derin çizgisi Seyrelmiş saçımın ak teli Artarak atan nabzım Kalbimin ömürlük pili Sen bensin Ben sen olmuşum leyli… Haberin var mı? Andıkça besmele-i şerif sonrası ismini Döndükçe dergâhında semah-ı Ali İçip içip kandıkça ab-ı hayat sevgini Cayır cayır yandıkça nurunla ateş-i aşk misali Sen bana Ben sana dolmuşum leyli… …

Nasıl sevmişim seni Hemi de nasıl… Halayda çekilen zılgıt Türküde yakılan ağıt gibi Bir bilsen nasıl özlemişim seni Yağmur duasına duran Harran Düşünde Dicle’yi gören ceylan gibi…   Yüzümün deltasında süzülen Fırat olur gözyaşların Ağladıkça içime akarsın leyli… Ufkumda Nemrut’un doğan güneşi gülüşlerin Baktıkça yüreğimi yakarsın leyli…  Varsın zulüm dört bir yanı sarsın gülüm Aşk oduna yanmış canı neyler ölüm Yaşadıkça ruhumun miracına çıkarsın leyli …

Leyli Leyli www.aliyasar.com Şiir : Ali Yaşar 2007 © Grafik Tasarım : Ayfer Dursun / www.ayferdursun.com Fotoğraflar www.sxc.hu sitesinde temin edilmiştir. Müzik : Gurbette Ömrüm Geçecek 2007 ©