Sosyal Bilimlerde Kullanılan Temel Kavramlar Bilimsel Yöntem: Bilimin amacına ulaşmak için, izlediği yoldur uyulması gereken kurallardır kullandığı kendine özgü tekniklerdir. *Bilimsel yöntem ve teknik kavramları birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Ancak bilimsel yöntem bilimsel bilgi edinme sürecinde takip edilen yoldur. Bu süreçte kullanılan araçlar ise tekniktir. Örneğin, Pozitivizm bilimsel yöntemden, gözlem, anket vb. birer tekniktir.
Bilimsel Model-Yaklaşım Bilimsel model: Toplumsal gerçeklikleri açıklamakta kullanılan, aralarındaki sistematik bağlantı nedeniyle bütünlük oluşturan, çevreden soyutlanmış ilkeler ve kurallar bütünüdür. Genel bir açıklama düzeyidir. Örneğin, evrimci model, Devrimci model vb. Bilimsel Yaklaşım: Araştırmacının araştırdığı konuya bakış açısıdır. Toplumsal gerçekliklerin belirli bir model çerçevesinde incelenmesidir. Örneğin, yapısal-fonksiyonel yaklaşım, çatışmacı yaklaşım vb.
Kuram (Teori-Nazariye) -Bilimsel yöntemle bilgi birikimi bizi kuramlara götürür. -Kuram, bilimsel bilgiye ulaşma sürecinde ortaya atılan, geçerlik ve güvenirliği bilimsel yöntemle saptanmış, iç tutarlığı olan genel bilgi ve açıklama düzenidir. -Her bilim dalı çeşitli kuramlara dayanır ve sürekli sınanır. Değişen koşullar çerçevesinde kuramlar zamanla güvenilirlik ve geçerliliklerini kaybedebilir. Bilimsel yöntemle yeni koşularda yapılan araştırmalar sonunda yeni kuramlara ulaşılır. -Kuram üç unsurdan oluşur: Önerme, kavram, tanımlar -Bir toplumsal olayın başlıca özellikleri belirtilerek tanımı yapılır. -Kavram, duyularımızla çevremizde edindiğimiz izlenim, algı ve deneyimlerden mantık yoluyla çıkarılabilen anlamlardır. Her bilim ulaştığı sonuçları ifade etmek için kendine özgü kavramlar kullanır. -Kavramlar ve toplumsal olaylardan arasındaki ilişkileri ortaya koyan cümlelere önerme denir. *Kuram, tanımlara dayalı kavramlar, kavramlara dayalı önermelerden oluşur. Tanım, kavram, önerme, kuram
Değişken Değişebilen, en az iki değer alabilen her şey değişkendir. Örn, cinsiyet, yaş, eğitim Bağımlı değişken: Araştırmacının temel araştırma konusu ile yakın bağı vardır. Bağımsız değişken: bağımlı değişkeni etkileyen değişkenlerdir. Araştırmacı üzerinde çalıştığı konuyu değişkenlerle ifade etmelidir. Hipotez, varsayım kurulurken bağımlı ve bağımsız değişken kullanılır. Araştırmaya neden olan değişkenler bağımsız, sonuç olan değişkenler ise bağımlı değişkendir. Örn, “işçiye verilen teşvik primleri verimi arttırır”, “teşvik primi” bağımsız değişken, “verimlilik” ise bağımlı değişkendir.
Varsayım (Faraziye-Sayıltı) Bir araştırmaya temel oluşturan ilke ya da ilkeler bütünüdür. Araştırmada hareket noktasıdır. Öncül önermelerdir. Kanıtlanmasına gerek görülmeyen, doğru olduğu farz edilen,var sayılan, konuyu açıklamada kullanılan ilke ya da ilkeler bütünüdür. Araştırmacının veri toplamasını sistemleştiren, araştırma konusundaki düşünce ve kavramların denenmesine imkan sağlayan, değişkenler arasındaki ilişkilerin açıklanmasını sağlar. Örneğin, Gençler değişime daha açıktır. Ekonomik gelişme eğitim düzeyi üzerinde olumlu etkide bulunur.
Hipotez Bilimsel bir araştırmanın gerekçesidir. Gözlenen olaylar bütünü içinde olası görülen, henüz kanıtlanmamış ilişkileri ifade eden önermelerdir. Olaylar arasında ilişki kurmak ve olayları bir nedene bağlamak üzere kurulur. Yani olaylar arasındaki nedensellik ilişkisini ortaya koymak için formüle edilir. Hipotezde belirleyici öğe bağımsız değişkendir. Bağımsız değişkene bağlı olarak değişeceği öngörülen olay bağımlı değişkendir. Hipotez bağımlı ve bağımsız değişken arasında kurulan bir çeşit bağımlılık ilişkisidir. Hipotezler araştırma teknikleriyle sınanmak üzere kurulur. Olaylar arasında öngörülen ilişkinin varlığı ya da yokluğu araştırılır. Araştırma sonunda öngörülen ilişkinin varlığı kanıtlanıyorsa hipotez kabul edilir, kanıtlanamıyorsa reddedilir. Örnek: -İlkokul öncesi anaokuluna giden çocuklar, gitmeyenlere göre ilkokulda daha başarılı olur. -Televizyonda çocuk eğitimine yönelik programları seyreden çocuklar okulda yüksek başarı gösterir.
Paradigma Thomas Kuhn’un kavramlaştırmasıdır. Doğa bilimlerinin gelişim tarihini çözümlemede kullanılan bir kuramsal bir araçtır. Tanım: Bir bilimsel yaklaşımın doğayı sorgulamak ve doğada bir ilişkiler bütünü bulmak için kullandığı açık ya da üstü kapalı bütün inançlar, kurallar, değerler, yasalar, kavramsal ve deneysel araçlardır. Paradigma, bir bilimin içindeki temel bağlamdır. Neyin incelenmesi gerektiğini, hangi soruların nasıl, niçin sorulması gerektiğini, elde edilen cevapların nasıl yorumlanması gerektiğini inceler. Bir bilim içindeki en geniş uzlaşma bütünüdür. Bir bilimsel disiplin içinde kullanılan bilimsel kuram, yaklaşım, yöntem, teknik tüm unsurları kapsar, sınıflandırır, tanımlar birbiri ile ilişkilendirir. Doğa bilimleri gelişmelerinin belli bir aşamasında belli bir paradigmaya bağlı olarak etkinliklerini sürdürmüşlerdir. Paradigma kavramını sosyal bilimlere kazandıran ve sosyolojik paradigma kavramlaştırmasının öncüsü Ritzer’dir.
Paradigma 1. Paradigma >> olağan bilim >> anomaliler >> bunalım >> devrim >> 2. paradigma
Paradigma Belli bir paradigmanın öngördüğü koşullar altında yapılan bilimsel etkinlik olağan bilim olarak adlandırılır. Olağan bilim birikimci bir çabadır. Bilimsel bilginin kesinlik ve kapsam yönünden düzenli olarak genişletilmesine ortam sağlar. Yenilik bulma peşinde değildir. Belli bir paradigmaya bağlı olmaksızın olan bilim yapılamaz. Bu aşamada üretilen bilgi paradigmayı haklı çıkaracak niteliktedir. Bu nedenle bilimsel gelişme paradigma içinden-olağan bilim içinden değil paradigma dışından sağlanır.
Paradigma Kullanılan belli paradigma çerçevesinde cevaplanamayan sorular ve bunlara ilişkin geliştirilen çözümler “anomali” olarak tanımlanır. Belli bir bilimde anomalilerin artması paradigmanın egemenliğinin sarsılması demektir.
Paradigma Anomalilerin artması bunalıma yol açar. Bunalım ortamındaki bilimsel etkinliğe eninde sonunda dışarıdan geliştirilen başka bir paradigma müdahale eder. Eski paradigmanın yerine, soruları kendi içinde daha tutarlı olarak açıklayan yeni paradigmanın geçmesi bilimsel devrim olarak adlandırılır. Var olan bilimsel inanç ve yöntemlerimizle açıklanamayan bazı aykırılıklar-olaylar ortaya çıktığında olağanüstü bilim başlar ve aykırılıklar giderilemediğinde paradigma değiştirilmek zorunda kalınır. Yani paradigma değişimi, aynı paradigmanın olayları açıklamada yetersizliği ile ilgilidir. Eski ve yeni paradigmalar arasındaki diyalektik çatışma bilimin ilerlemesini sağlayan temel unsurdur.
Paradigma Ancak paradigma değişimi çok zordur. Aynı paradigmanın olayları açıklamada yetersiz kalması paradigma değişiminin sadece bir boyutudur. Paradigma değişiminin kökeninde sosyolojik, ekonomik, siyasal ve psikolojik etkenler rol oynar. Belirli bir paradigmaya bağlı bilim insanları aykırılıklara karşı ellerindeki kuramı savunmaya, uyarlamaya çalışırlar. Bağlı oldukları paradigmayı hemen değiştirmezler. Karşılaşılan aykırılar çözülemeyecek kadar zorsa ve paradigmada derin bunalım yaratıyorsa yeni kuram arayışları başlar ve bilimsel devrimler oluşur. Bir paradigma sağladığı yasalar, ampirik genellemeler, deneysel araçlar ve metafizik inançlar çerçevesinde şekillenen bir bütündür. Kısaca paradigma bilimsel inanç, kavram ve araçlar bütünüdür. Ancak toplumsal bilimlerin çok azı bu aşamaya ulaşır.