Prof. Dr. İrfan ASLAN Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Bilim ve Bilim Etiği Prof. Dr. İrfan ASLAN Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü
Ülkelerin sosyal ve ekonomik yönden gelişmelerinde bilime bakış açılarının, bilime yönelik devlet politikalarının ve çeşitli sorunları çözmede bilimsel verileri kullanma ve analitik düşünceye sahip olmalarının katkısı yadsınamaz. Günümüz koşullarında, ülkelerin bilimsel yöntemleri ve bilimsel verilere dayalı yaklaşımları günlük yaşamlarında kullanma veya tercih etme yetenekleri diğer ülkeler içindeki yerlerini ve saygınlıklarını doğrudan etkilemektedir. Bilime değer vermeyen, bilimsel düşünemeyen veya sorunlarına bilimsel veriler ve yaklaşımlarla çözüm üretmeye yanaşmayan ülkelerin, başta sağlık ve eğitim olmak üzere bilime değer veren ülkelere göre birçok alanda geri kaldıkları açıkça görülmektedir.
Bilgi Nedir? Bilgi, varlık ve hâdiseleri anlamaya yarayan, tarif eden, sınıflayan, açıklayan, kelimeler, cümleler veya başka tip ifadelerdir. Güç üretme katsayısı yüksek olan bilgi ise, varlık ve hâdiseler arasındaki farkları (benzerlik, ayrılık ve nötrlük açısından) fark etmemizi sağlayan kelimeler ve cümlelerdir. Bu noktadan doyurucu bilgi, nüansları sunan bilgidir. Dolayısıyla bilgi: doğduğu, üretildiği, lisanla çok yakın alâkalıdır. Lisan da; o dili konuşanların tarihi, coğrafyası, kültürü, dini, gelenekleri ve sosyo-kültürel eğitim sistemleri tarafından şekillendirilmiş bir anlatım ve ifade biçimidir
Bilginin daha faal kullanımı için bilgiyi sınıflandırmada çeşitli ölçüler ve kıstaslar üretilir. Bilhassa bilginin sınıflandırılması, işin başlangıç noktasını oluşturur. Çünkü kişinin hangi bilgi çeşitlerine zaman ayırıp öğreneceğine karar vermeden önce, bilgi dünyasının sonsuz çeşitliliğinin farkına varması ve genel bir fikir edinmesi sağlıklı bir başlangıçtır Bir insanın değeri, sahip olduğu bilgi ve irfan zenginliğiyle mi belirlenmeli, yoksa bilgilerini ne ölçüde sıcak paraya dönüştürebildiğine bakarak mı ona değer verilmelidir?
O halde bilginin tâlibi olan ve onu arayan kişi, öncelikle hangi bilgi çeşitlerini aradığının farkında olmalı ve o bilgiyi doğru yerde, doğru kişilerde aramalıdır. Aradığı bilgilere rastladığında da, bu bilgilere ne kadar zaman, ne kadar bedel ödeyeceğine ve minimum kabul edilebilir bilgi kalitesinin ne olacağına karar vermelidir. Çünkü bilginin alt kümeleri sonsuz olduğu gibi, bilginin kalitesi de sonsuzdur
Bilginin Temel Özellikleri 1- Bilgi, dağınık ve dağıtıktır 2- Bilgi, sadece uygun ortamlarda düzenlenebilecek bir yapıya sahiptir 3- Bilginin karakterinde bir topluluk veya grup teşkil etme özelliği vardır 4- Bilgi, bir dili kullanarak seyahatini gerçekleştirir 5- Bilgi, kontrol edilmesi zor kaygan bir yapıya sahiptir
Bilim Nedir? İnsanların kendilerini ve çevrelerindeki diğer varlıkları anlamak ve bu varlıkların birbirleri ile ilişki ve etkileşmelerini inceleyip, oluşan olayları açıklayabilmek için uyguladıkları yöntem ve etkinlikler ile ilk çağlardan günümüze kadar elde edip biriktirerek yeni kuşaklara aktardıkları bilgilerin tümü olarak tanımlanabilir Kısaca bilim, doğru düşünme ve sistematik olarak bilgi edinme sürecidir.
Bilimin Amacı Bilimin amacı, evrende doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırarak onu sistematik şekilde insan ve insanlık yararını gözeterek değerlendirmektir Böylece bilim düşüncede, toplumda ve dünyada düzen yaratarak kişiden kişiye değişebilen yargı ve tercihler yerine tarafsız ve sağlıklı ölçütler getirir
Bilim özünde gerçeği bulmaya ve olgusal dünyayı açıklamaya yönelik bir arayıştır. Bilim yanılmaz dogmalar içeren bir öğreti değildir; tutarlılık ölçütüne bağlı bir sınama-yanılsama ve yanılgıyı ayıklama sürecidir. Akla dayalı eleştiriye kapalı olan hiçbir ilke veya varsayıma bilimde yer yoktur. Bilim bir inanç dizgesi olmadığı gibi, sanat gibi kendiliğinden gerçekleşen bir yaratıcılık da değildir. Bilim aynı zamanda birikimseldir
Bilim tarihi Bilimsel bilginin gelişim sürecini inceleyen bir araştırma etkinliğidir ve tarihi bilgilerden yararlanarak bilimsel kuramların çeşitli dönemlerde doğuşu ve yayılışını, bilginlerin düşünce biçimlerini ve toplumsal kurumların gelişim sürecini etkilerini, felsefe, din ve sanat gibi diğer düşünsel etkinliklerle karşılıklı ilişkilerini, teknik bilginin oluşumundaki yerini, bireylerin günlük yaşamlarındaki değerlerini ve önemini sorgulayarak bilimsel etkinliği bütün yönleriyle tanımaya ve tanıtmaya çalışır Bu nedenle bilim tarihi matematik, astronomi ve fizik gibi belli bir bilimin gelişimini aydınlatmayı amaçlar; ancak bunu yaparken elbette tek tek bilimlerin tarihinden yararlanma yoluna gider
Bilim neyle uğraşır? Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olayları yani doğa olaylarını en genel kapsamıyla Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır.
Bilimsellik Nedir? Bilim çerçevesinde düşünerek yeni fikirler üretmektir. Bilimsel düşünmek “analitik düşünmek” demektir. Olayları neden-sonuç çerçevesi içinde aklın süzgecinden geçirerek tarafsız bir şekilde analiz eden ve doğru sonuca ulaşabilen bir kişinin analitik düşünebildiği söylenebilir
Bilim insanının bilimsel yöntemleri kullanarak belli bir sorunun çözümüne yanıt arama sürecidir Bu süreç problemin tanımlanması ve çözüme yönelik yöntemlerin uygulanmasını kapsar Çözüme yönelik yöntemler veri toplamadan verilerin değerlendirilmesi ve yorumlan -masına kadar uzanan geniş bir alanda incelenebilir Bilimsel araştırma sonuçlarının başka bilimcilerle paylaşılabilmesi, eleştirilebilmesi ve bunlardan yararlanabilmesi için yayınlanması gerekir
Bilimselliğin en önemli kriteri yapılan çalışmanın sistemli bir şekilde yapılmasıdır. Amaç,mevcut değişmez bilgileri belli bir yöntemle kullanarak başka değişmez bilgiler ortaya çıkartmaktır. Bu sayede genellenebilecek,problem çözümlerinde kullanılabilecek gerçek veya gerçeğe yakın bilgi potansiyeli oluşturulur.Elde edilen bu değişmez bilgiler tekrar başka problemlerin çözümünde kullanılır.
Bilimin Niteliği Çeşitlilik, Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir ve herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir. Dil, din, ırk, ülke tanımaz Süreklilik ,Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz, dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır, bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkanlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir Ayıklanma, Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur.
Bilimsel Yöntem Nedir Olayları,olguları açıklamaya veya bilimsel bir problemi çözmeyi çalışırken kullandığımız yöntemdir. Bu yöntemi kullanırken,gözlem ve deneylerden faydalanırız. Ortaya attığımız iddianın başkaları tarafından test edilebilme imkanı olmalıdır. Yoksa ortaya attığınız iddia boş,anlamsız ve değersiz iddia olacaktır. Sistemli bir şekilde yapılan gözlem, deney, test, ölçme, araştırma, inceleme birer bilimsel yöntemdir
Bilimsel bakış nedir? Olgulara dayanma mı Tümevarımla açıklama yapma mı Deneye gözleme dayanma mı Deneysel doğrulama- yanlışlama mı Nedensel açıklamalar yapmak mı? Yasalı açıklamalar yapmak, yani doğa yasaları ortaya koymak mı
İnsan akılcılığının en üst yansıması olan bilim, üzerinde, evrensel fikir birliğine varılabilecek yargıların incelenmesi şeklinde düşünürsek eğer Bilimsel verilere dayanarak olaylara yaklaşım ve de olayları çözüme bilimsel bakış denir Bilim dünya hakkında belirtebileceğimiz nesnel ve dizgisel (sistematik) gerçeklerin bir birikimiyse, öznelliğin varlığının da, ötekiler gibi, bilimsel nesnel gerçeklik sayılması gerekir.
Bilimin ana sorusu: Neden? Doğal ve toplumsal olayların nasıl olup bittiğini açıklamaya çalışır. Temel kabulü, nedensiz bir şey olmazdır ya da her şeyin bir nedeni vardır. Nedeni ortaya koymak, bunu deneysel sınanabilir, doğrulanıp yanlışlaşabilir bir biçimde ortaya koymak bilim yapmaktır.
Bilim İnsanı Kimdir? Bilim insanı; evrendeki olay ve olguları inceleyen onun altında yatan gizemin kaynağını araştıran ve bu gizemin nedenlerini anlamaya çalışan ve anladıklarını basitleştirip kitlelerin anlayabileceği bir şekilde yayın yolu ile duyuran kişidir. Ayrıca bilim insanı anlamış olduğu doğal gizemi yaşamı daha da kolaylaştıracak şekilde insanlığın hizmetine sunan kişidir
Bilim İnsanının Nitelikleri Gerçekliği anlama, öğrenme ve araştırmaya duyarlı Sürekli gözlemlerle yeni bilgiler edinme çabası Yeni verilerle yeni öğrenilenlerle eski bilgilerin karşılaştırılması Özeleştiri, kendi ile ve gerçeklerle yüzleşebilme Araştırma yaptığı alanlarda farklı görüşlere açık olma Görüşlerini içtenlikle açıkça dile getirme Sürekli olarak kendini tazeleme
Bilim İnsanının Özellikleri Evrensel düşünen Dürüst ve realist Objektif Ahlaki sorumluluğu yüksek Aydınlanmış ve kendi ile barışık Öngörüsü ve hayal gücü yüksek Paylaşımcı ve akılcı Bilim insanının her şeyden önce kendi çalışma konusunu tam ve etraflı olarak biliyor olması gerekir
TÜBA ya göre Bilimsel Araştırmalarda Etik ve Sorunlar 1. Gerçeğe Uygunluk 2. Bilimsel Araştırmanın Zarar Vermemesi 3. Sorumluluk ve Haklar 4. Yazarlar 5. Kaynak Gösterme ve Alıntılar 6. Akademik Etkinliklerde Etik ve Bilim İnsanı
Bilim Etiği Nedir? Bilim etiği, bir yandan bilimsel araştırma ve geliştirmenin, yani bilim üretiminin, ne olduğu ve nasıl yapıldığının tanımı içinde yer alan, kurucu unsurlardan biridir. Bir yandan da bilim insanlarının meslek etiğini, yani mesleklerini icra ederken yerine getirdikleri, çok çeşitli görevleri yaparken uymaları gerek kuralları kapsar. Toplumsal faaliyetlerin çeşitlenmesi, yeni bilgilerin toplumsal dolaşıma katılması ve toplumsal pratiklerin eleştirel bir biçimde değerlendirilebilmesi sonucunda etik ve bilim etiği sürekli olarak gelişme gösteren bir düşün ve eylem dalıdır. Etik, insanların ahlaklı yaşamın temelleri üzerine akıl yordukları ve bu temellerden yola çıkarak doğru ve yanlışı ayırt etmeye, doğru davranış biçimlerini bulmaya ve uygulamaya yarayabilecek kuramsal ve toplumsal araçları geliştirdikleri bir düşün alanıdır.
Etik? Bilim etiği kişiye araştırma yaparken ve bulgularını yayınlarken uyması gereken ahlaki yolu gösterir ve bilimcilere bunlarla ilgili yükümlülükler getirir. Bilim etiği araştırma etiği ve yayın etiğini kapsar. Etik, aynı zamanda, bu akıl yürütmelerin paylaşılmasının ortamlarının yaratıldığı ve hayata geçirilmeleri için gerekli toplumsal araçların geliştirildiği bir toplumsal iletişim ve eylem alanıdır.
Bilimsel Etik Bilim etiği, bir yandan bilimsel bilginin, diğer yandan toplumsal kurumların gelişimi ile sürekli gelişim ve dönüşüm içinde, yani bir süreç olarak algılanmalıdır. Bilim ve teknolojide her büyük yenilik, çözümlenmesi gereken bir dizi sorunu beraberinde getirmektedir. Çevreci etik, ahlaklı davranışın nesnesin illa insan değil, tüm evren olabileceğini ortaya koyarak etik düşünüşün sınırlarını genişletmiştir. Teknolojinin her alanda ama özellikle yaşam bilimlerinde ortaya çıkardığı yeni olanaklarla birlikte, insanca bir yaşam için, “doğru ve yanlış olanı araştırmak” diyebileceğimiz bu uğraş alanı, bilim etiği çalışmalarının merkezinde yer almaktadır.
Bilimsel araştırmacının kendi kendine yalan söylemesi, Verilerini tahrif etmesi, Hiç yapılmamış düzmece deneyler ya da aslında elde edilmemiş sonuçlar uydurması, Başkasının bulduğu şeyleri kendi yapmış gibi anlatması, Yaptığı faaliyetin tanımıyla uyuşmayacağı aşikar olmalı Bilim insanının yaptığı iş, araştırma yanıyla, bilebildiği kadarıyla doğanın gerçeklerini, onların aralarındaki bağıntıları, yani doğa yasalarını anlamaya uğraşmak ve onları diğer bilimcilerle ve giderek tüm insanlarla paylaşmaksa eğer, bulgularını doğru olarak rapor etme ve sadece bulgulara dayanarak iddialarda bulunma, onları tahrif etmeme, işine gelmeyen bulguların üstünü örtmeme gibi kuralların, yani “bilim ahlak”ının, “gerçeğin hakkını vermekle ilgili olduğu, bilimsel pratiğin doğasından kaynaklandığıdır
Neden Bilim Etiği? Gerek fizik, kimya ve biyolojideki yeni buluşlar, gerekse bunların daha doğrudan insanla ilgili olan alanlarda, örneğin tıpta kullanılmaya başlanılması, insanları tekniğin olumsuz etkileri üzerinde düşünmeye götürdü. Nükleer gücün, ilkin bir savaş aracı olarak kullanılması, II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Nagazakki ve Hiroshma'ya atom bombalarının atılması.
Etik sorumlulukla ilgili ana soru: “Araştırmacı, ortaya koyduğu bilgilerin kullanılmasından, bu kullanımın doğrudan ya da dolaylı sonuçlarından sorumlu tutulabilir mi?"
Bir "bilim etiği“nin ana soruları: “Bir bilim adamı kendi alanında araştırma yaparken ve mesleğini yaparken, genel olarak, neleri yapmalı neleri yapmamalıdır?" “Bir bilim adamı karşısına çıkan belli bir sorunu nasıl çözmelidir, yani onun ölçütü ne olmalıdır?
Meslek Etiklerinin Ana Soruları: 1-İnsanların belirli bir mesleği yaparken genel olarak ne yapıp ne yapmamaları gerektiğine" ilişkin sorulardır; yani belirli bir tek tip durumda yapılması ya da yapılmaması gerekeni soran sorulardır. 2- Kısaca etik ve legal normlarla ilgili sorulardır. Bu sorulara verilen yanıtlarsa, tabi bunlara herhangi bir yanıt verilebilirse, uluslararası bildiriler, uluslararası uylaşımlar ve profesyonel meslek ilkeleridir".
Bir "araştırma etiği" olarak "bilim etiği“ nden ne beklenmektedir? a) Mümkün olduğunca fazla miktarda ve kalitede bilgi üretimi yoluyla "optimal bilgi artışını“ güvence altına alması; b) Özerk bir bilginler cumhuriyeti modeline göre "araştırma topluluğunun etkili bir biçimde kendi kendini yönlendirmesi güvencesini sağlaması; c) Ortaya konulan araştırma sonuçlarının sınanması, güvenilirliği, nesnelliği için bilimsel sorumluluğu güvence altına alması; d) Yöntemsel, teknik, etik ve diğer geçerli kuralları göz önünde bulundurarak, değişmez ilkelere son vermek anlamında (Batıdaki anlamıyla) bilimsel beceriyi güvence altına alması
Etik ve “Bilim Etiği” “Genellikle, bilim etiği"yle uğraşanların ana amacı, bilimsel araştırma ve uygulamayla, eğitimle uğraşan kişilere, işlerini yaparken karşılaşabilecekleri etik sorunları çözmede yardımcı olabilecek kimi kodlar, kimi değerlendirme ve davranış normları sunmaktır; yani belirli tipten durumlarda yapılacak olanla yapılmayacak olanı söylemektir.
“Meslek etikleri"nin ya da meslek ilkelerinin (kodlarının) işlevi nedir? Bu ilkeler, bir meslek mensubu, örneğin bir mühendis, herhangi bir nedenle, belirli bir durumda doğru değerlendirme yapabilecek ve ne yapması gerektiğini bulacak durumda değilse, onun mesleğini, mesleğinin amaçlarına uygun bir biçimde, gerçekleştirmesinde yararlı olabilirler.
Meslek ilkeleri neyi başarabilir neyi başaramaz? Böyle bir durumda, mühendis genel bir meslek normunu ya da ilkesini bu tek duruma uygulayarak, mesleğin amaçlarına uygun eylemde bulunmama olasılığını, değer çiğneme olasılığını azaltabilir; ama yalnızca olasılığı azaltabilir. Ama bu, söz konusu normu uygulamanın belirli durumlarda zararlı olması ihtimalini de ortadan kaldırmaz.
Meslek normları ya da ilkeleri neden gereklidir? “Meslek normlarını asıl gerekli kılan şeyse, her meslekte birçok sorumsuz kişinin olmasıdır. Yalnızca normlar değil, aynı zamanda yaptırımlar da içeren bu ilkeler yoluyla her meslek kendi "mesleğinin onuru nu korumaya çalışmaktadır
O halde nasıl bir bilim etiği olmalı? I. Meslek etiği değil, etik olmalı;yani Normlar, davranış ilkeleri geliştirmek yerine, etik duyarlılık uyandırmalı, etik eylem olanaklarını göstermeli, etik eylem için kişileri yüreklendirmeli. II. Bilim adamlarına temel etik ve değer bilgisini kazandırarak, onların etik sorunları görmesine ve onlarla baş edecek duruma gelmesine yardımcı olması.
Sonuçların yayınlanması Bilimsel araştırmalar bilimsel bilgi elde etmek ve bu verileri insanlık ve doğa yararına kullanmak amacıyla yapılır. Usulüne uygun, doğru yöntem ve istatistik kullanılarak gerçekleştirilen bir bilimsel araştırmadan bilimsel bilgi elde etme olasılığı oldukça yüksektir. Elde edilen bilginin başka bilimcilerin eleştirisine açılması ve paylaşılması bilimsel olduğu kadar etik bir zorunluluktur. Bilginin en etkili paylaşım yolu ise süreli yayın yapan bilimsel dergilerde yayınlanmasıdır.
Yayın Etiği 1. Disiplinsiz Araştırma (Sloppy Research) 2. Bilimsel Yanıltma (Scientific Fraud) Bilimsel yanıltma, saptırma veya yalancılık ise araştırıcının bilinçli olarak ve amaçlı bir yaklaşımla çalışmanın yöntem veya sonuçlarını kötü niyetle (kasıtlı olarak ya da bilerek) saptırması ve değiştirmesi olarak tanımlanmaktadır. Bilimsel korsanlık (piracy): Başka araştırıcıların yazılı-basılı ve elektronik ortamdaki ürünlerini, gerekli izni almadan ve, hiçbir atıfta bulunmadan, kişinin kendi çalışmasının herhangi bir bölümüne aynen yerleştirip yayınlamasıdır.
Yayın Etiği Bilimsel Aşırmacılık (Plagiarism): Başkalarının yayımlanmış veya yayınlanmamış fikir, yazı ve diğer düşünsel ürünlerini, izin almadan ve atıfta bulunmadan kişinin kendi yeni ve orijinal çalışmasıymış gibi sunmasıdır. Uydurma (Fabrication): Varolmayan bilgilerin/verilerin yoktan var edilmesidir.. Araştırma yapılmadan, denek kullanılmadan veya laboratuarda çalışma yapılmadan, yapılmış gibi rapor edilmesidir. . iSaptırma veya Çarpıtma (Falsification): Araştırma materyalleri, cihazlar, işlemler ve araştırma kayıtlarında değişiklik yaparak sonuçları saptırmaktır.
Yayın Etiği Saptırma veya Çarpıtma (Falsification): Araştırma materyalleri, cihazlar, işlemler ve araştırma kayıtlarında değişiklik yaparak sonuçları saptırmaktır. Yayın Tekrarı (Duplication): Aynı araştırmayı bilgi vermeksizin yeniden diğer yayın organlarına göndermek ya da yayımlamak, veya yazının yayınlandığı yerde diğer yayına ilişkin bilgi vermemek. Dilimleme (Salami Slicing, Salamization): Bir araştırmanın sonuçlarını, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde ve uygun olmayan biçimde parçalara ayırarak çok sayıda yayın yapmak.
Yayın Etiği Destek alınarak yürütülen araştırmaların yayınlarında destek veren kurum veya kuruluşlar ile onların araştırmadaki katkılarını açık bir biçimde belirtmemek. Araştırma ve makalede ortak araştırıcı ve yazarlardan araştırmada ve makalede aktif katkısı bulunanların isimlerini çıkarmak veya yazarlıkla bağdaşamayacak katkılarına dayanarak yeni yazar(lar) eklemek veya yazar sıralamasını gerekçesiz veya uygun olmayan bir biçimde değiştirmek.
Yayın Etiğinin Çözüm Önerileri Ülke çapında bilimi ve bilimsel düşünceyi tümüyle özgür kılacak, genç kuşaklara bilim insanı kimliğini benimsetecek ve bilimsel araştırmaları özendirecek bir eğitim reformu yaparak analitik ve eleştirel düşünceye önem veren bir eğitim sistemi kurulmalıdır. Bilime ve bilim etiğine saygılı bir toplum bilinci yerleştirilmelidir. Bunun için etik eğitimi ve bilinci daha ilkokulda verilmeye başlanmalıdır. Bilimsel araştırma laboratuarlarına mühürlü ve denetime açık laboratuar defteri kullanma zorunluluğu getirilmelidir. Etik ihlaller görmezden gelinmemeli, etik kurullar duyarlı ve etik bilinci yüksek üyelerden oluşturulmalıdır. Etik kurulların verdiği kararlar arasında çifte standart olmamalıdır.
Yerel etik kurulların çalışmaları sıkı denetlenmeli, çifte standartlı karar alınması veya açık kanıtlara rağmen etik kusur bulunamaması durumunda şikâyet üzerine bu etik kurullarda çalışanlara yaptırım uygulanabilecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Yeterli ve geçerli hipotez oluşturup uygun yöntemlerle araştırma yapabilecek bilim insanları yetiştirilmesine önem verilmelidir. Bunun için ülkemizdeki bilim insanının niteliği ve görüntüsü düzeltilmelidir. Akademik aşamalarda liyakat ve etik değerlere saygı ön plana çıkmalıdır. Yayın olsun torba dolsun mantığı terk edilerek nitelikli yayın yapma özendirilmelidir.