NURAN YILMAZ ÇPL TDE ÖĞRETMENİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Cümlenin Öğeleri Sözcüklerin cümle içerisindeki görev adlarına “cümlenin öğeleri”denir. Cümle öğelerini, temel öğeler ve yardımcı öğeler olmak üzere iki.
Advertisements

CÜMLE ÖĞELERİ Cümle, bir duyguyu, düşünceyi, veya olayı anlatan sözcükler topluluğudur. Cümlede her sözcüğün bir görevi vardır. Bu görevli sözcüklere öğe.
KELİME TÜRLERİ ZARFLAR.
EDAT SOYLU SÖZCÜKLER Edat, bağlaç, ünlem hakkından bilgi ve örnekler içermektedir
EDATLAR E Ü BAĞLAÇLAR ÜNLEMLER B.
Cümlede , fiillerin anlamını etkileyen kelimelere ne ad verilir?
Hazırlayan: Eray POLAT Numara:
Cümlenin ögeleri(dolaylı tümlec ve edat tümleci)
EDAT BAĞLAÇ ÜNLEM.
Ders:Türkçe Konu: BAĞLAÇLAR
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
EDATLAR.
BAĞLAÇLAR.
ADILLAR(ZAMİRLER) Bunu siz mi aldınız? Burası çok sıcak.
EDATLAR Anlam ve görevi daha çok, cümle içinde, birlikte bulunduğu sözlerde beliren, farklı türlerdeki sözcükler arasında ilgi kurmaya yarayan sözcüklere.
Türkçe Öğretmenliği 2. Sınıf (Gündüz)
(BELİRTEÇ) ZARF.
Hazırlayan: Zeynep Adsoy Türkçe Öğretmenliği/2 No:
CÜMLENİN ÖGELERİ.
İlgeçler ve bağlaçlar İlgeç:farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya sözcüklere ilgeç (edat)denir.ilgeçlerin tek başlarına.
1/20 Zamir A B C D Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şahıs ( kişi ) zamiri vardır? Akşam dayımlar geldiğinde uyuyordum. Durmadan yağan kar çocukları heyecanlandırdı.
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
Hazırlayan:Gözde Haznedar 6/B 987
TÜRKÇE Mehmet KOCA Ayşe BAYAM Melike DUATEPE Sunuindir.blogspot.com.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 2. SINIF 1
EDATLAR{İLGEÇLER} Tek başına anlamı olmayan,sözcükler arasında anlam ilişkisi kuran sözcüklere edat{ilgeç}denir.
Cümle Bilgisi Hazırlayan Şerife TUNCA
ZARF (BELİRTEÇ).
9. Sınıf Dil ve Anlatım NİSAN
Zarflar fiilleri, sıfatları, fiilimsileri veya kendi türünden sözcükleri (zarfları) etkileyen sözcüklerdir. Zarfların diğer ismi de tir. Zarfları beş.
CÜMLENİN ÖĞELERİ.
ZARFLAR (BELİRTEÇ).
YAPI BİLGİSİ.
SORULAR.
ZARF (BELİRTEÇ).
Edatlar.
Cümlenin Öğeleri Sözcüklerin cümle içerisindeki görev adlarına “cümlenin öğeleri”denir. Cümle öğelerini, temel öğeler ve yardımcı öğeler olmak üzere iki.
ZARFLAR (BELİRTEÇ) Burak SÖKÜCÜ
SERHAT YILMAZ Konu: Zarf(Belirteç).
Bu slayda şirket ambleminizi eklemek için Ekle menüsünden "Resim" seçeneğini tıklatın. Amblem dosyanızı bulun Tamam'ı tıklatın. Amblemi boyutlandırmak.
ZARFLAR Fiillerin, sıfatların ya da kendi türünden olan sözcüklerin (zarfların) anlamını “zaman, durum, yer yön, miktar ve soru” bakımından etkileyen sözcüklere.
ZAMİR (ADIL).
1.soru Aşağıdaki cümlelerin soru anlamı zamirle sağlanmıştır ?
CÜMLEDE ANLAM 1.SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçümseme anlamı vardır? A.Bütün gün uğraştım ,ödevlerimi hala bitiremedim B.İnsanlara zor zamanlarında.
1.Soru Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, işlevi bakımından ötekilerden farklı bir ek almıştır? A) Bugünlerde birçok yeni yayın piyasaya.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
E D A T BAĞLAÇ Ü N L E M.
ZARF (BELİRTEÇ).
Cümlenin Öğeleri Sözcüklerin cümle içerisindeki görev adlarına “cümlenin öğeleri”denir. Cümle öğelerini, temel öğeler ve yardımcı öğeler olmak üzere iki.
ZARFLAR.
Ahmet Eren Köksal ZamirlerZamirler. ZAM İ R NE DEMEK İsimlerin yerine kullanılan sözcüklerdir.Bütün zamirler sıfatlardan farklı olarak isim çekim eki.
ZARFLAR(BELİRTEÇLER) ► Pikniğe birlikte gidelim. fiil fiil Düğüne akşam gideceğiz. fiil fiil Deniz masmavi gözüküyor. Çocuklar dışarı çıktı. Bugünlerde.
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
Çocuklar gibi sevindi kadıncağız. (durum zarfı) Nermin gibi güzel bir kızım var benim de. (sıfatın zarfı) Küçük kızım dün hasta gibiydi. (yüklem) Senin.
ZAMİR (ADIL).
EDAT(İLĞEÇ) Yalnız başına anlamı olmadığı halde kullanıldığı cümlelere anlam katan ve kavramlar arasında çeşitli anlam ilgisi kurmaya yarayan sözcüklere.
GENEL TEKRAR - 6 CÜMLE ÖĞELERİ - VURGU – ARASÖZ FEM DERSHANELERİ
ÖN AD.  Sıfat : Adların önüne gelerek onları çeşitli yönlerden niteleyen ya da belirten sözlerdir.Örnek :  İyi insan, üç çocuk, bulanık su, bazı kitaplar,
İLGEÇ (EDAT).
ZARFLAR (BELİRTEÇLER). Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman,
GENEL TEKRAR - 01 SÖZCÜK TÜRLERİ
KELİME TÜRLERİ BAĞLAÇ EDAT.
Türkçe Öğretmenliği 2. Sınıf (Gündüz)
HAZIRLAYAN:EMİNE DİNÇEL DERS:BİLGİSAYAR NO:233 SINIF:9/A
CÜMLENİN ÖĞELERİ Yüklem Özne Nesne Dolaylı Tümleç Zarf Tümleci.
BAĞLAÇLAR Eş görevli sözcükleri, söz öbeklerini, cümleleri birbirine bağlayan ya da çeşitli anlam ilgileri kuran sözcük veya söz öbekleridir. İLE , VE 
EDATLAR (İLGEÇLER) GİBİ EDATI Aslan gibi bir genç.
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
YGS KONU ANLATIMLA RI. 5.EDATLAR ( İ LGEÇLER)  Tek ba ş ına bir anlam ta ş ımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldı ğ ında belirli.
Sunum transkripti:

NURAN YILMAZ ÇPL TDE ÖĞRETMENİ EDAT (İLGEÇ) HAZIRLAYAN: NALÂN YILMAZ NURAN YILMAZ ÇPL TDE ÖĞRETMENİ www.edebiyatogretmeni.net

EDATLAR:Tek  başına  bir   anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir. !Edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar.

En çok kullanılan edatlar şunlardır:   *GİBİ: -Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi. (sıfat) Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat) Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner. (zarf) Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında.(zarf) Sen de onun gibi düşünüyorsun (karşılaştırma) Annem gibi dolma yapan dünyada bulamazsın (k.) Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı.(hemen,o anda) Haberi aldığı gibi yola çıktı.(hemen,o anda)

Ben ona insan gibi davrandım.( yakışır biçimde) Birbirinizle adam gibi konuşun.( yakışır biçimde) Saat üç gibi yanına gelirim. (dolayında) Final maçı akşam sekiz gibi başlar. (dolayında) Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin) Galatasaray bu maçı alacak gibi (tahmin) Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma) O sırada güneş çıkar gibi oldu. (yaklaşma)

*İçin:   1.“-dik için” şeklinde neden- sonuç  “-mek için” şeklinde amaç – sonuç ilişkisi kurar.

Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s) Hasta olduğum için dersi dinleyemedim. (n.s) Kadın oğlunu görmek için şehre gitti. (a.s) İşe girmek için ehliyet almış (a.s)

2.Görelik anlamında görüş bildirir. Sen benim için dünyanın en güzel kızısın. Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı.

3.Karşılığında, karşılık olarak:   *Bu elbise için çok para harcadım. *Ev için size yüz bin lira veririm.

4. Uğruna, yoluna:. Vatan için nice şehitler verdik 4.Uğruna, yoluna:   * Vatan için nice şehitler verdik. * Bu eylemi tüm insanlık   için  yapıyoruz.

5.Hakkında:   Veliler bizim okul için ne söylüyorlar? Eleştirmenler, filminiz için olumlu konuşuyor.

6.Aitlik, özgülük: Bu pastayı sizin için ayırdım. Bahçeye oğlum için salıncak kurdum.

7.Oranla:   O şapka senin için çok büyük. 8.Süre bildirir:                Kitabı bir hafta için aldım. Birkaç gün için İstanbul’a gideceğim.

*İle (-la, -le ): -Birliktelik, araç ,durum ve sebep ilgisi kurar.

Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç) Uçakla İzmir’e gitmişti (araç) Konsere arkadaşımla gittim. (birliktelik) Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu. (birliktelik) Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum ) Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı. (durum) Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum. (sebep) Kaza korkusuyla araba kullanamıyor. ( sebep)

*Kadar:   1.Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar.

Adana, cennet kadar güzel bir yerdir. (benzerlik) Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı. (benzerlik) Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik) Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı kazanırdın.(karşılaştırma) Babası kadar iyi şarkı söylüyor. (karşılaştırma)

2.Yaklaşıklık, zaman açısından sınırlandırma, mesafe:   Bin kadar asker cepheye gidiyordu. (yaklaşık) Pazardan iki kilo kadar pirinç almış. (yaklaşık) Bu ev akşama kadar temizlenecek. (zamanda sınırlama) Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim. (zamanda sınırlama) Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. (zamanda sınırlama) Eve kadar yürümem gerekiyor. (mesafe sınırı)

4.Gibi anlamında kullanılabilir: 3.Mesafe sınırı:   Yapılacak dünya kadar işim var. Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar. 4.Gibi anlamında kullanılabilir: Bu kitabı okuyunca Muğla’yı görmüş kadar oldum.

*Karşı: 1.Yön ve zaman ilgisi kurar. –e karşı biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir. Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön) Duvara karşı on adım yürü. (yön) Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı. (zaman)

2.Karşılık olarak , yönelik anlamı katar:   Bu sözüne karşı ben ne diyebilirim ki şimdi. (karşılık olarak) Resme karşı ilgin ne zaman başladı? ( -e yönelik)

!! UYARI: Yön bildirirse ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.İsmi belirtirse sıfat olur.   Karşı evin penceresi açık kalmış. (sıfat) Önce karşı sahaya çıktı. (sıfat) Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna bak.(isim)

*Göre: 1.Görüş, düşünce, uygun olma anlamları katar:   Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor. (görüş) Anneme göre bu yıl sınavı kesin kazanırmışım. (görüş) Bulunduğun ortama konuşacaksın. ( uygun) Zevkime göre bir elbise arıyorum. (uygun)

2.Karşılaştırma ilgisi kurar:   Burası eski evimize göre daha büyük. Yaşıtlarına göre çok hızlı koşuyorsun.

*Üzere: 1.Koşul ve amaç ilgisi kurar. Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin. (koşul) Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç)

2.Yaklaşık olma, gibi, şekilde… anlamları katar:   Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere. ( yaklaşık) Zil çalmak üzere. ( yaklaşık) Her şey planlandığı üzere yapılacak. (şeklinde)

*Doğru:   1.Yön ve zaman ilgisi kurar. Eve doğru yürüyorum. (yön) Akşama doğru misafir gelecek. (zaman)

2.İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf öbeği oluşturur:   Eğri oturup doğru konuşalım. (zarf) Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur. (sıfat) Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)

*Sanki:   -Benzetme, sitem ilgisi kurar. Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk. (benzetme) Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem) Sanki selam verdin de almadık. (sitem)

*Diğer edatlar: İşten sonra bize uğrayacak. Bu işi ancak sen yaparsın. Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek. Sabahtan beri dışarıyı izliyor. Bu mutlu olaya sadece yıldızlar şahittir.

1.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat yoktur? A) Bu ses kulağıma müzik gibi geliyor. B) Onu iki kez telefonla aradım. C) Bana karşı sorumluluklarınız var. D) Onu tanıyordu; ama samimiyeti yoktu. E) Bana göre çözüm bu değil.

2.“Ancak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat olarak kullanılmıştır? A) Bir daha gelmeyeceğini söyledi; ancak nedenini belirtmedi. B) Yanına birçok eşya almıştı; ancak en önemli şeyi unutmuştu. C) Böylesine güzel bir yemek ancak burada yenebilir. D) Uzak bir yoldan gelmişti; ancak yorgun değildi. E) Ararım dedi, ancak aramadı.

3.“Doğru” sözcüğü hangi cümlede edat olarak kullanılmıştır? A) Doğrulardan ayrılmayınız. B) İşin doğrusunu ondan öğrendim. C) Yaza doğru Avrupa’ya gideceğim. D) Lütfen olayı bana, doğru anlatınız. E) Doğru söylediğini nerden bileyim?