İngilizce’den Çeviren Dr. M. Fatih Taşar

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER
Advertisements

ÜÇ FİLTRE SOKRATES. ÜÇ FİLTRE SOKRATES SOKRATES (M.Ö ) “Kendi kendini tanı" özdeyişinin felsefesinin temel kuralı olduğuna inanmış, “Hiç bir.
Iletişimde üç filtre
Balık Pasaportu Hatice Kütük 2008
KATMANLAR (LAYER), RENKLER, ÇİZGİLER
Cümlede , fiillerin anlamını etkileyen kelimelere ne ad verilir?
Hayat ertelenemez… Ümit Aydemir.
SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE …
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ: DİSLEKSİ
OKUL ÖNCESİNDE SAĞLIKLI SAĞLIKSIZ çıkış KAVRAMININ ÖĞRETİMİ.
SENVURDUNDABENSENVURDUNDABEN ÖLMEDiMMİÖLMEDiMMİ Rüzgarda hasretinle ne ateşi yaktım da Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi Mahpusta gün, çölde SU,
ZAMİRLER.
S E N V U R D U N D A B E N Ö L M E D i İ.
Orjinal Adı: Little Boy İngilizce’den Çeviren:
Yavrum ve ben.
Meslekleri Tanıyalım.
KABUL EDEMEM.
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
OLAYLARI OLUŞ SIRASINA KOYMA Mustafa BİLGE Yenişehir/MERSİN
İlköğretim 5. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Dünya, Güneş ve Ay Ünitesi
Psikolojik Danışman Yıldıray ÇAMDEVİREN
Bir zamanlar bir ağaç varmış
SÖZCÜK GRUPLARI.
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
Altıncı Grup Dördüncü Harf J sesi sunumu Mürşit BEKTAŞ.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
Fizik Öğretiminde Temel ve Güncel Öğrenme ve Öğretme Yaklaşımları
Ali Barsal 5N 1K Anne ne çok soru soruyorsun aklım karıştı ya…
*Kırmızı rengi öğreniyorum
Yaşanan tüm güzel anlar bitmiş meğer gözünde…
ANASINIFI YAZ TATİLİ ÖDEVİ
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
KİPER’İN DOĞUM GÜNÜ.
Kuyruğunu kıskanan uçurtma
İskoçya’da yoksul mu yoksul bir çift yaşardı. Fleming'di adı
KARAGÖZ İLE HACİVAT MEKTUP HÜSEYİN ÖZDEMİR 6/B 1230.
Küp – Silindir – Koni - Küre
KENDİNİ SEV HAZIRLAYAN : ELİF ÖZDEMİR
Aynı-Farklı Kavramı Dilek Selek
Gece yarısı parka bir baykuş geldi.Ağaçları tek tek
TAVŞAN İLE KAPLUMBAĞA Güzel bir ilkbahar günüydü.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
Minik serçe Poppi’nin en iyi arkadaşı,karşı tepedeki kardan adamdı.
Hazırlayan: Görkem Akalın Sınıf ve Numara: 7-C 359
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
Renk Bildiren Sıfatlar
Kazanım : Öğrenci renkleri tanır.
Küp – Silindir – Koni - Küre
Cem Yurtsev Yazılar: itiraf.com dan BU SUNU SANALDUNYA GRUBU İÇİN HAZIRLANMIŞTIR. GRUP ÜYELİĞİ
Her cümlede işi yapan bir varlık ya da varlıklar mutlaka vardır. Cümlede işi yapan bu varlığa denir. özne Özne, cümlenin bazen başında bazen de ortasında.
KIRMIZI FİL NEREDE ?.
TÜRKÇE. İtalyanların Habeş Harbi sıralarında idi. Ege kıyılarında kıta ve tahkimat komutanları çok titiz davranıyorlar, kıtaya herhangi bir yabancının.
T.C. MERZİFON KAYMAKAMLIĞI ŞEHİT POLİS MUZAFFER ÖZTAŞ İLKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ KİTAP OKUMA PROJELERİ
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
Küçük Çocuk Yazan: Helen Buckley Orjinal Adı: Little Boy
Ormandaki Bisiklet (Okuma Metni 6) MEB Türkçe Ders Kitabı 1
İnatçı Yavru Fil Masalı
ŞİMDİ Bugün, içinde yaşadığımız zamandır. Geçmiş, yaşanmış ve bitmiş, geride kalmış zamandır.
Renk Kavramı.
DOĞADA NELER OLUYOR Biz insanlar çevreye bakmıyoruz oysa ki baksak çevremizdeki yeşillikleri nasıl pisletiyoruz. Biz insanlar çevreye bakmıyoruz oysa.
Var – Yok © 2010 Study Turkish Study Turkish
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
KIRMIZI ÇİZGİ Can AKIN ŞAİR VE FOTOĞRAF SANATÇISI.
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki.
Eğitimde Dönüşüm Neden Dönüşüm
Oğlum ve ben.
İngilizce’den Çeviren Dr. M. Fatih Taşar
Balık Pasaportu Hatice Kütük 2008
Sunum transkripti:

İngilizce’den Çeviren Dr. M. Fatih Taşar Küçük Çocuk İngilizce’den Çeviren Dr. M. Fatih Taşar

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Okula giden bir küçük çocuk vardı. O küçücüktü, Ve okul da koskocaman. Ve küçük çocuk, Avluya açılan bir kapıdan geçip, Sınıfına hemencecik girebileceğini öğrenince Mutlu oldu. Ve, gözünde okul ona Artık koskocaman gözükmedi.

Bir sabah Artık uzunca bir süredir küçük çocuk okullu iken Öğretmen dedi ki: ‘Bugün bir resim çizeceğiz.’ ‘Ne güzel!’ diye düşündü küçük çocuk. Resim yapmasını severdi. Bir sürü resim çizebilirdi: Aslanlar, kaplanlar, Tavuklar, inekler, Trenler, gemiler- Hemen pastel boya kutusunu çıkarıverdi. Ve çizmeye koyuldu.

Fakat öğretmen seslendi: ‘Bekleyin! Daha hemen başlamayın!’ Herkesi süzdü, hazırlar mı diye baktı.

‘Şimdi’ dedi öğretmen, ‘Çiçekler çizeceğiz.’ ‘Ne hoş’ dedi küçük çocuk. Çiçek çizmeyi çok severdi. Ve güzel mi güzel çiçekler çizmeye başladı. Pembe ve mavi ve turuncu boyalarıyla. Fakat ‘Bekleyin!’ dedi öğretmen. ‘Ben göstereceğim size nasıl çizeceğinizi.’ Onunki kırmızıydı, yeşil saplı. ‘Haydi’ dedi öğretmen. ‘Artık başlayabilirsiniz.’

Küçük çocuk, öğretmenin çiçeğine baktı. Sonra da kendi çiçeğine. Kendi çiçeğini öğretmeninkinden daha çok sevmişti, Fakat bunu söyleyemedi, Defterindeki sayfayı çevirdi Ve öğretmeninkine benzer bir çiçek çizdi. Kırmızıydı, yeşil saplı.

Başka bir gün, Küçük çocuk kapıyı dışardan Kendi başına açmıştı, Ve o anda öğretmen şöyle dedi: ‘Bugün killi çamurla birşeyler yapacağız.’ ‘Ne güzel!’ diye düşündü küçük çocuk. Killi çamurla oynamayı severdi.

Killi çamurdan bir sürü şey yapabiliyordu: Yılanlar ve kardan adam, Filler ve fareler, Arabalar ve kamyonlar- Ve killi çamura elini uzattı. Bir avuç almak için çekiştirirken çamuru, Öğretmen dedi ki: ‘Bekleyin! Daha başlama zamanı gelmedi!’ Herkesi süzüp, hazırlar mı diye baktı.

‘Şimdi’ dedi öğretmen, ‘Bir kap yapacağız.’ ‘Ne hoş’ dedi küçük çocuk. Kap yapmayı çok severdi. Ve her boyda türlü şekillerde kaplar yapmaya başladı. Fakat ‘Bekleyin!’ dedi öğretmen. ‘Ben göstereceğim size nasıl yapacağınızı.’ Ve herkese gösterdi, derin bir kabın Nasıl yapılacağını. ‘Haydi’ dedi öğretmen. ‘Artık başlayabilirsiniz.’

Küçük çocuk öğretmenin kabına baktı. Sonra da kendininkine. Kendi yaptığı kabı öğretmeninkinden daha çok sevdi. Fakat birşey söylemedi. Elindeki killi çamuru bir top halinde yuvarladı yine. Ve öğretmeninki gibi bir kap yaptı. Derin bir kap.

Ve çok geçmeden Küçük çocuk beklemeyi öğrendi, Ve izlemeyi, Ve tam öğretmeninki gibi şeyler yapmayı. Kendi başına artık hiçbirşey yapmadı.

Bir gün geldi Küçük çocuk ve ailesi Başka bir eve taşındılar, Başka bir şehirde, Ve küçük çocuk Başka bir okula gidiyordu tabii ki.

Bu okul, öncekinden Daha da büyüktü. Ve sınıfına Avludan bir kapı da yoktu. Üst kata yüksek basamaklardan çıkmak zorundaydı, Ve uzun bir koridor boyunca Gitmeliydi sınıfına.

Ve daha ilk günü Yeni okulunda, Öğretmen seslendi ‘Bugün bir resim çizeceğiz.’ ‘Ne güzel!’ dedi küçük çocuk, Ve öğretmeni bekledi, Ne yapılacağını söylemesi için. Fakat öğretmen, bir şey söylemedi. Sadece sınıfta sıraların arasında dolaştı.

Küçük çocuğa geldiğinde ‘Sen resim çizmek istemiyor musun?’ dedi. ‘Evet.’ Dedi küçük çocuk, ‘Ne çizeceğiz?’ ‘Sen çizmeden, ben bilemem ki?’ dedi öğretmen. ‘Nasıl çizmemi istiyorsunuz?’ diye sordu küçük çocuk. ‘Niçin? Nasıl istiyorsan öyle.’ Dedi öğretmen.

‘Ve her renk olabilir mi?’ diye sordu küçük çocuk. ‘Her renk’ dedi öğretmen. ‘Eğer herkes aynı resmi çizseydi Ve aynı renkleri kullansaydı, Kimin, neyi çizdiğini nasıl bilebilirdim. Ve hangisinin hangisi olduğunu.’

‘Bilmiyorum’ dedi küçük çocuk.

Ve kırmızı bir çiçek çizmeye başladı, yeşil saplı.