Kişisel Gelişim & Motivasyon Eğitmen: Erdem DOKUR Öz İplik-İş Sendikası - Malatya TSO SOSYAL DİYALOG VE EĞİTİM YOLUYLA KAYITLI İSTİHDAMIN DESTEKLENMESİ PROJESİ Kişisel Gelişim & Motivasyon Eğitmen: Erdem DOKUR
İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ Kendini Gerçekleştirme Statü ve Değer Sevgi ve Ait Olma Güvenlik İhtiyaçları Fizyolojik İhtiyaçlar
Gelişme: Öğrenme, yeni yetenekler edinme Şefkat: Başkaları ile ilişki kurabilmek, sevgi ve arkadaşlığı paylaşmak Özgüven: Kendisine güvenmek ve başkalarından saygı görmek, prestij
Güç: Çevresini kontrol edebilmek, lider kabul edilmek, başkalarına üstlük edebilmek Başarı: Önemli ve zor olanı başarmak, en iyisini yapmak Kendini gerçekleştirme: Gelinebilecek en yüksek noktaya ulaşıp, hayatının hedeflerini gerçekleştirmek
Kişiliğin Değeri Bilinen bir üniversitenin bir fakültesinde sosyal bir bölümün öğrencileri, dersin hocasını bekliyorlar. Sınıf öğrencilerin patırtısıyla yıkılıyor. Sert görünümlü hoca kapıda belirir sınıfa kızgın bir bakış atıp kürsüye geçer.
Tahtaya kocaman bir(1) rakamı çizer Tahtaya kocaman bir(1) rakamı çizer. Bakın der bu kişiliktir hayatta sahip olacağınız en değerli şey. Sonra (1) ´ in yanına (0) koyar. Bu başarıdır, başarılı bir kişilik (1) ´i (10) yapar Bir (0) daha Bu tecrübedir (10) iken (100) olursunuz. Sıfırlar böyle uzayıp gider, yetenek...disiplin...sevgi... Eklenen her yeni sıfırın kişiliği 10 kat arttırdığını anlatır hoca.
Kişiliğiniz yoksa diğerleri sıfırdır ! 10000000... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)´ i siler, geriye bir sürü sıfır kalır. Kişiliğiniz yoksa diğerleri sıfırdır ! 0000000…
İnsan Kendini Tanı ! Ben Kimim? Nelerden Hoşlanırım - Hoşlanmam? Yetenek Alanlarım Nelerdir?
Nerede Olmak İstiyorum? Kendini Tanımak Neredeyim? Nerede Olmak İstiyorum?
Kendini Tanımak Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir.
Kendinizi Analiz Edin Güçlü ve zayıf yönlerinizi iyice tanımlayın ve bunları kategorilere ayırın. En sevdiğiniz yiyecekleri, işleri, davranışları, insanları, durumları, tutumları vs. kısaca en sevdiğiniz ne varsa, sizi mutlu eden ne varsa bunları tanımlayın. Şimdi de sevmediğiniz ne varsa tanımlayın. Daha sonra sevdiğiniz ve sevmediğiniz her şeyi daha sonra kategorize edin.
Kendinizi Analiz Edin En çok nelere sinirlendiğinizi, kızdığınızı, üzüldüğünüzü tespit edin. En çok nerelere gittiğiniz zaman ve neler yaptığınız zaman mutlu olduğunuzu tespit edin. Daha sonra da nerelere gitmekten mutluluk duymadığınızı tespit edin.
Baltalarınızı Bileyin Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.
Baltalarınızı Bileyin İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş.
Baltalarınızı Bileyin Birinci adam öfkelenmiş: "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?" İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: "Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum.
Baltalarınızı Bileyin Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir."
Baltalarınızı Bileyin Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu zihnimizin, ruhumuzun karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Bakış Açınızı Geliştirin Hayata güzel bakmak, şikayet etmemek, her şeyin bir nedeni olduğunu düşünmek. Başınıza gelen her şeyin sonucunun sizin için olumlu olduğunu kendinize bir düşünce biçimi olarak kabul ettirin. Bir olaya olumlu yaklaşmak mı güzel yoksa olumsuz yaklaşmak mı? Bir olaya sinirlenerek müdahale etmek mi yerinde olur, yoksa sakin olmak mı daha olumlu ve yapıcı?
Olumlu Bakış Açısı Geliştirmek Nick adında bir demiryolu işçisinin öyküsü bu. Nick güçlü, sağlıklı bir demiryolu işçisi. Arkadaşlarıyla ilişkileri iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser birisi, her şeyin kötüsünü düşünür ve başına hep kötü şeylerin geleceğine inandırır kendisini.
Olumlu Bakış Açısı Geliştirmek Bir yaz günü tren işçileri, ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden bırakırlar çalışmayı. Bu arada Nick Tamir için gelmiş olan bir soğutucu vagonunun içine girer ve yanlışlıkla içerden kapatır kapıyı, kendini soğutucu vagona kilitler.
Olumlu Bakış Açısı Geliştirmek Diğer işçiler Nick’in kendilerinden önce çıktığını düşünürler. Nick kapıyı tekmeler, bağırır, ama kimse duymaz, duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda çalıştıkları için kulak asmazlar bu gürültülere.
Olumlu Bakış Açısı Geliştirmek Nick burada donarak öleceğinden korkmaya başlar ve buna inandırır kendini. Eğer buradan çıkamazsam kaskatı donacağım diye düşünmeye başlar. İçeride gördüğü yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girer, titremeye başlar.
Olumlu Bakış Açısı Geliştirmek Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve ailesine son düşüncelerini içeren bir mektup yazar: Çok soğuk,bedenim hissizleşmeye başladı. Bir uyusam! Bunlar benim son sözlerim olabilir.
Olumlu Bakış Açısı Geliştirmek Ertesi gün soğutucu vagonun kapısını açan işçiler, Nick’in donmuş bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi , onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan,soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalışmıyor olmasıdır. Vagonun içindeki ısı 18 derecedir ve vagonda bol hava vardır.
Kendini Gerçekleştiren Kehanet Nick kendini orada donarak öleceğine öylesine inandırmıştır ki bu inancı kendini gerçekleştiren bir kehanet olmuştur. Kendini Gerçekleştiren Kehanet = Bir Şeyi Kırk Kere Söylersen Olur
Bir Hedefiniz Olmalı Bir şirketin amacı para kazanmaktır. Bir sporcu şampiyon olmak ister. Peki sizin amacınız nedir ? Bu dünyada niçin yaşıyorsunuz? Sizin ulaşmak istediğiniz amacınız ne? Size göre bu hayatın anlamı nedir?
Bir Hedefiniz Olmalı Yaşam amacınızı belirlemek, hayatta neden var olduğunuzu düşünmek, bir hedefinizin olması, sizi motive etmeye yardımcı olur.
Çaresizliği Öğrenmeyin
KÜÇÜK BALIKLARI YİYEMEYEN KÖPEKBALIĞI
Araştırmacılar bir köpekbalığını oda büyüklüğündeki bir cam bölmeye koymuşlar. Cam bölmenin diğer tarafında da balıklar var. Köpekbalığı ne tarafa gitse cam bölmeye çarpmış. Bir süre sonra cam bölmeye çarpmamayı öğrenmiş. Çünkü ne kadar uğraştıysa da diğer taraftaki balıklara ulaşamamış. Köpekbalığı 21. günden sonra cam bölmelere hiç çarpmamayı öğrenmiş.
KÜÇÜK BALIKLARI YİYEMEYEN KÖPEKBALIĞI
Bunun üzerine cam bölmeyi çıkarmışlar. Köpekbalığı oralı bile olmamış Bunun üzerine cam bölmeyi çıkarmışlar. Köpekbalığı oralı bile olmamış. Kendisinin sadece o bölme alanına kadar yüzebileceğini sanıyormuş. Artık diğer balıkları yiyemeyeceğini anlamış ve balıklara dokunamamış. Çünkü köpekbalığı çaresizliği öğrenmiş.
Cam Tavan Sendromu Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler. Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. Cam fanus bir metal zemine oturtulur ve metal zemin ısıtılır..
Cam Tavan Sendromu Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler
Cam Tavan Sendromu Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler. Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret edemezler.
Cam Tavan Sendromu Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı ‘hayat dersi’ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar. Çünkü engel artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (burada 30cm’den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir.
Cam Tavan Sendromu Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini göstermektedir. Bu pirelerin yaşadıklarına ‘cam tavan sendromu‘ denir. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır. Cam tavanınız hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir. İnsan inandığına denktir. Yapabileceğini düşündüğü kadardır.
”Bir Şeyin imkânsız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkânsız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar” Dr. David J. Schwartz
Safralarınızı Atın Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır.
Safralarınızı Atın Kartalın yaşı 40′a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.
Safralarınızı Atın Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.
Safralarınızı Atın Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar.
Safralarınızı Atın En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır.
Safralarınızı Atın Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Safralarınızı Atın Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz.
“Geride kalanları unutmak ve önünüzde sizi bekleyenlere ulaşmak için hedefinize doğru ilerleyin”
Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır? 50gr ? 100gr ? 125gr ?
"Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem“ "Ama, benim sorum şu: Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?“ Hiçbir Şey! Peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?
Kolum ağrımaya başlardı. Peki ya 1 gün boyunca tutsam ne olur?
Kolum iyice ağrır Adalem spazm yapar Belki de çözüm bulmak için hastaneye gitmek zorunda kalırdım.
Peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme ortaya çıktı mı? "Hayır’“ Peki o takdirde, zaman içinde kolun ağrımasına ve kas spazmına yol açan olay neydi?
Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?
Bardağı bırakırsam rahatlarım!
Hayatın problemleri de böyle bir şeydir Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsan, bir sorun yaratmaz. Uzun bir süre düşünürsen, başın ağrımaya başlar. Hiç aklından çıkarmazsan, artık başka bir şey düşünemez hale gelirsin; bu seni bitirir.
Elbette hayatınızdaki sorunları düşüneceksiniz; halletmeye çalışacaksınız ama en önemlisi, onları, her günün sonunda, uyumadan önce yere bırakmaktır. Bu şekilde strese girmez ve sabah taze bir beyinle uyanırsınız. Taze bir güne, yeni sorunlarla mücadele azmini kazanarak başlamış olursunuz.
Bardağı Yere Bırakın Bugün Çevrenize vereceğiniz en önemli tavsiye, 'Bardağı yere bırak' olmalıdır.“ Bardağı Yere Bırakın Bugün TEŞEKKÜRLER Erdem DOKUR