Eski İzmir’de Deniz Banyoları Prof. Dr. İstemi Nalbantgil 2006
1960 yıllarının başlarına kadar İzmir’de yalıların hemen hepsinin denize uzanan iskeleleri vardı. Bunların bazıları sadece demir kazıklar üzerine uzanan kalaslardan yapılmış iskeleler, bazıları ise üstlerinde birer soyunma kabini olan tahtadan veya betondan yapılmış iskelelerdi. Bunlara iskele dendiği gibi Deniz Banyoları da denirdi. Bu banyoların özelliği; yalnız denize girmek için kullanılmaz, üzerinde balık tutulur, imbatın serinliğini duya duya oturulurdu. Bazı aileler misafirlerini burada ağırlarlar, akşamları gün batımında veya mehtapta yemeklerini küçük bir masada yerken, rakılarını yudumlayanlar olurdu.
Bir banyoda, hemen hiç vazgeçilmez unsurlar şunlardı; Soyunma odası genellikle 2x2m. boyutlarında idi. Kapısı ve pencereleri vardı. Çevresinde ise parmaklıklarla çevrili daha geniş bir açık bölümü vardı. Banyoyu, yalının bahçesine bağlanan bir köprü olurdu Banyonun altında da kafesli bölüm. Buraya banyonun içinden bir merdiven ile inilirdi, denize çıkan bir kapısı olurdu. Burası daha çok 1930’lardan önce hanımların denize girmesi için yapılırdı.
Banyo Köprü Yalının bahçesi Kafesli bölüm İstemi 2006
Bazı banyoların ön tarafında ise kayıklara binmek için merdivenle inilen daha alçak bir bölüm olurdu. İstemi 2006
1950’li yılların sonunda başlayan ve bir devri yok eden apartman sevdası, İzmir’in güzelim yalıları ile beraber, o yalıların dört bir yanını çevreleyen, geceleri caddede dolaşırken etrafa gül, yasemin kokuları saçan bahçelerini de aldı götürdü ve tabii o banyoları da… Bundan sonraki karelerde, o devre ait elimizde kalan birkaç fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yıl 1920’lerin sonu: Uzun bir iskeleye yanaşmış şehir hatları vapuru Yıl 1920’lerin sonu: Uzun bir iskeleye yanaşmış şehir hatları vapuru. Yer Karataş, şimdi Karataş Lisesinden Konak’a doğru olan sokak bu iskeleye çıkardı. Konak’tan kalkan vapur, Karataş, Karantina, Göztepe ve Güzelyalı iskelelerine uğrardı. Önde evlere ait tahta iskeleler (banyolar) görülmekte….
Bir önceki fotoğraftan detay.. Tahtadan yapılmış soyunma kabini, ön tarafta denize doğru uzanan iskele..
Yıl 1930’lar. Karantina Hamidiye camii, daha arkada Mithatpaşa Sanat Enstitüsü’nün binası. Sağda uzun bir köprü ile yalıya bağlanmış üzerinde nispeten ufak bir soyunma kabini olan tipik bir banyo örneği.
Yıl 1930’lar. Karataş-Asansör arası. Hemen her yalının birer banyosu var, çoğu tahtadan yapılmış.
Yine Karataş - Asansör arası… Mahallenin çocukları denize açılan sokaktan balık avlarken, Evlerde oturanlar, kendi banyolarından balık avlamaktalar…
Hakimiyet-i Milliye okulunun bulunduğu bölgedeki yalılar ve banyoları. (Bülent Şenocağın kitabı “Levant’ın Yıldızı İZMİR” kitabından alınmıştır)
Karantina - Köprü arasındaki, o zamanın gençlerinin unutamadığı üç deniz banyosu. Soldaki Necipoğulları’nın (Aydınlıların banyosu denirdi), ortada Binnaz apartmanının banyosu ve en sağda Sapmazlar’ın banyosu. Özellikle Binnaz apartmanının banyosu yazları gençlerin toplandığı, yüzdüğü, oyun oynadığı yerdi. (Fotoğraf; Osman Misçi)
Karşıyaka sahillerindeki özel deniz banyoları. Evler ile deniz arasından cadde geçtiği için, banyoların girişinde (ön tarafta görüldüğü gibi) kilitli kapılar vardı. Deniz karşı tarafa göre daha sığ olduğu için köprü tabir edeceğimiz bağlantılar daha uzun yapılmışlardı.
(Fotoğraf; Osman Misçi) Yıl 1930’lar. Demir ve taştan yapılmış babalar üzerine konulan kalaslardan yapılmış bir iskele örneği. Hemen arkada betondan yapılmış iki banyo görülmekte. (Fotoğraf; Osman Misçi)
Karantina ve Köprü arasındaki Nişli yalısının (no:758) deniz banyosunun, kara tarafından görünüşü. Görüldüğü gibi bahçeden bir kapı ile deniz tarafına geçilmekte, oradan da tahta yapılı banyoya ulaşılmakta. Yine fotoğrafın sağ tarafında görülen üstü teras olan beton yapı, kayıkhanedir. Kayıklar kış olunca buraya çekilirlerdi. (Fotoğraf; mimar Fahri Nişli)
Bir önceki fotoğrafta görülen banyonun, yine kara tarafından çekilen bir fotoğrafı . İzmir’in imbatı tekneleri sallıyor. Bir önceki fotoğrafta, banyodan oldukça uzakta olan kayık imbatın şiddeti ile iyice kıyıya yaklaşmış. Kayıkhanenin üstündeki terasta bulunan kişi kayıkları kontrol etmekle meşgul. (Fotoğraf: mimar Fahri Nişli)
Sadıkbey - Göztepe arası vapurdan alınan bir fotoğraf Sadıkbey - Göztepe arası vapurdan alınan bir fotoğraf. Sahilde yalılar ve onların önünde banyolar. Arkada Susuz Dede ve Göztepe tepesi. (Bu vesile ile İzmir’e ait çektiği fotoğraflarla bizlere eski İzmir’i unutturmayan Foto Cemal’i bir kez daha rahmetle anıyoruz ) .
Sadıkbey ile Göztepe arasında bulunan Vali konağının banyosu diğerlerinden farklı idi. Ne yazık ki buranın fotoğrafını elde etmek mümkün olmadı. Daha çok, küçük bir vapur iskelesini andıracak büyüklükte dört bir yanı açık, fakat üstü direkler üzerinde yapılmış bir çatısı vardı. Rahatlıkla 20-30 kişinin oturabileceği büyüklükte idi. Kayıklarla buradan geçenler birbirlerine VALİ beyin denize girip girmediğini sorarlardı.
Susuz Dede’den alınan bir fotoğraf Susuz Dede’den alınan bir fotoğraf. Göztepe’den Üçkuyular’a kadar olan sahil şeridi. Fotoğraf çok da iyi olmamakla beraber, yalıların önündeki banyolar gayet açıkça fark ediliyor.
2 3 5 4 1 1955-60 arası Sadıkbey’den Karantina’ya görünüm. Köşk sineması (1) yeni yapılmakta, Hatay yolu (İnönü caddesi) açılmamış. Şimdiki Askeri Hastane (2) açıkta duruyor. Venüs apartmanı (3) yeni yapılmış. Palamutçu Ali beyin ve Eczacıbaşı’ların deniz banyoları (4) ve Binnaz apartmanının banyosu (5) görülüyor.
3 4 2 1 Bir önceki fotoğraftan detay: Önde Palamutçu Ali bey ve Eczacıbaşı’ların banyoları (1) Arkada Necipoğulları’nın (2) ve Binnaz apartmanının (3) banyosu (4).
Binnaz, illede Binnaz’ın banyosu…….. Binnaz apartmanının banyosu, Karantina’da gençliğini geçirmiş kişilerin unutamadığı bir yerdir. Orada denize girilir, oyunlar oynanır, yarışlar, bayrak yarışları, atlama gösterileri yapılırdı. Onun yanında ise, farklı bir yapıda Sapmazlar’ın banyosu.
Güneş Atabay (Eski Baro başkanı), Prof.Uçar Asena (Ege Tıp F.), Binnaz apartmanı banyosunda gençliğini geçirmiş bugün altmış yaşını arkada bırakmış Karantinalı gençlerden bazıları: Güneş Atabay (Eski Baro başkanı), Prof.Uçar Asena (Ege Tıp F.), Prof. Murat Gomel (Ege Diş F.), merhum Prof.Dr. Gürhun Atabay (Ege Tıp F.), Prof.Dr Bülent Kılıçcıoğlu (Celal Bayar Tıp F.), Prof.Dr.David Arditi (USA da), Erol Zaptçıoğlu, merhum Yusuf Zaptçıoğlu, Aysun Kılıçcıoğlu, Savaş ve Tezer Barutçuoğlu kardeşler, Nelson Arditi, eczacı Günnur Atabay, Nesim Russo (İsrailde), Avram Bencuya, Mehmet, Nuri, Kemal Egeli kardeşler, ve de diğerleri…. bir de bu satırları yazan İstemi.
Bu banyoların hepsi gitti.. Elimizde kalabilen birkaç fotoğrafla onları bir daha hatırlayalım dedik.. Birkaç zaman sonra belki o fotoğraflar da, onlarda yok olacak, tıpkı bir zamanlar oralarda yaşayanlar gibi….. Prof.Dr.İstemi Nalbantgil Karantina, Mart 2006