Çelebi Grubu
Dürüstlük Çiçeği
Hikayeye göre, III ncü asırda Çin’in güney bölgesinden bir Prens, İmparatorluk tacını giyecektir, ancak geleneklere göre tacı giyebilmesi için evli olması gerekmektedir.
Bu nedenle, müstakbel eşini seçmek için, genç kızlar arasında bir yarışma düzenlenmesini ister.
Ertesi gün Prens, özel bir toplantıda tüm adayları kabul edeceğini ve onların arasında bir yarışma düzenleyeceğini ilan eder.
Sarayın eski bir çalışanı olan çok yaşlı bir kadın, bu merasimle ilgili hazırlıkları duyduğunda büyük bir üzüntüye kapılır, zira kızının da Prense karşı büyük bir hayranlık duyduğunu bilmektedir.
şaşırır Eve döndüğünde, duyduklarını kızına anlatır, ancak onun da bu yarışmaya katılmak istediğini duyunca şaşırır ve endişeli bir şekilde :
- Kızım, buna katılarak ne yapacağını sanıyorsun - Kızım, buna katılarak ne yapacağını sanıyorsun ? Sarayın tüm güzel ve zengin kızları orada toplanacaklardır. Bu fikri kafandan çıkart, üzülürsün, bu bir delilik der.
Genç kız : - hayır, canım annem, ben acı çekmem ve ayrıca deli de değilim, zira asla seçilmeyeceğimi biliyorum, ama bu benim için, biraz da olsa Prensin yakınında olmam için bir fırsat ve bu da beni mutlu edecek diye cevap verir..
Akşam olunca genç kız saraya gider Akşam olunca genç kız saraya gider. Bütün güzel kızlar en şık elbiseleri ve pahalı mücevherleri ile oradadırlar ! Sonunda Prens, yarışma şeklini açıklar:
Her birinize bire r tohum vereceğim Her birinize bire r tohum vereceğim . Bana altı ay içinde en güzel çiçeği getiren, benim eşim ve Çin’in müstakbel imparatoriçesi olarak seçilmiş olacak der.
Prensin bu teklifi, geleneklerine çok bağlı olan halkın inanışlarıyla da örtüşüyordu. Çünkü bu bir şeyi, alışkanlıkları, dostlukları vs. “geliştirmek“ anlamına geliyordu.…
Zaman geçiyordu ve genç kız, bahçe işlerinden fazla anlamadığı için, kendisine verilmiş olan tohumu büyük bir sabır ve dikkatle takip ediyordu, zira biliyordu ki, eğer çiçeğin güzelliği sevgisi ile aynı seviyeye ulaşırsa, sonuç ne olursa olsun onu ilgilendirmeyecekti.
Üç ay kadar geçti, ama ortada bir şey yoktu Üç ay kadar geçti, ama ortada bir şey yoktu. Genç kız her şeyi denedi, bildiği her şeyi uyguladı, ama tohumdan bir şey çıkmadı.
Günler ilerledikçe hayallerinden uzaklaştığını görüyor, ve sevgisi de gittikçe derinleşiyordu….
Nihayet altı ay geçti ve hiçbir şey çıkmadı Nihayet altı ay geçti ve hiçbir şey çıkmadı. Gayret ve çabalarından emin bir şekilde genç kız annesine, her şeye rağmen ön görülen tarihte, hiçbir şey beklememesine rağmen, sadece biraz daha Prensin yakınında bulunabilmek için toplantıya katılacağını söyledi.
Belirtilen günde, elinde boş çiçek vazosu ile oradaydı, diğer kızların ellerinde ise, çeşitli renk ve görüntülerde çok güzel çiçekler vardı.
Hayranlık içindeydi, böylesine güzel bir gösteriye hiç katılmamıştı Hayranlık içindeydi, böylesine güzel bir gösteriye hiç katılmamıştı. Nihayet beklenen an geldi ve Prens, büyük bir dikkat ve ihtiyatla tek tek kızların her birini inceledi.
Bir bir hepsini gözden geçirdikten sonra, sonucu açıkladı ve müstakbel eş olarak seçtiği güzel genç kızı işaret etti.
Hazır bulunanlar, hiç ummadıkları bir sonuçla karşılaşmaktan şaşkına dönmüşlerdi. Hiçbir çiçek yetiştirememiş olmasına rağmen yaşlı müstahdemin kızının seçilmesini anlayamamışlardı. Prens sakince :
- Sadece, ektiği çiçeği,yani dürüstlük çiçeğini beraberinde getiren imparatoriçe adayı olmaya layıktır, zira dağıtmış olduğum tohumların hepsi de verimsizdi, yani çiçek vermeyecekti dedi.
Tercüme:Yusuf Haznedaroğlu Dürüstlük, işleyeni aydınlatan ve parlaklığını etrafına yayan, ışık iplikleriyle örülmüş bir çiçek gibidir. Tercüme:Yusuf Haznedaroğlu
Çelebi Grubu