Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Vakit seher! Ufukta günün kızıl çiçeği açmak üzere şimdi.
Advertisements

Nasip olur mu bir daha kavuşmak ey şehr-i ramazan
Serüvene koşmak için, trenler bekliyorsan,  Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için,  beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,  Ve.
Ela Ela,Lale el ele. Ela lale al. Lale at al. Ela ata et al.
Gülden Umutlar Ses Düğmesini Açınız.
ANLATAMIYORUM Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda;
1/20 Tamlamalar A B C D “ Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü.... Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü.” Yukarıdaki beyitte kaç tane belirtili.
Edited By:Mucahit Hayır
KIYAS Aşağıdaki göz kamaştırıcı kıyasa dikkatle bakın
Ahmet Muhip DIRANAS ( Haziran 1980)
İzci Şarkıları 1.
I h l a m u r l a r Ç i ç e k A ç t ı ğ ı Z a m a n 2
GÖZLERİN(Nazım Hikmet)
Paris ve sen Yağmur yağıyor Bu sonbahar Eskiden olduğu gibi
İSTANBUL 'da Gün Doğumu Tayfun AVINCA.
Gözlerini severim en çok, Gökteki yıldızlardan parlak; Bir parça da ba ş tan çıkarak. Dans edelim gel! Ne halleri vardı, sahiden, Bedbaht a ş ı ğ ı berbat.
Hazırlayanlar kimmiş biliyor musun?
Sesli izleyiniz yılında İzmir'de doğmuştur. Bestekarımız mûsikî çalışmalarına daha yedi yaşında iken amcası Emin Efendi'den meşk ederek başlamıştır.
Şair Yahya yahşiden babasına sesi açınız tıklayarak geçiniz.
GÜL'E DAİR ....
Ben bir Eylül sen bir Haziran
Kıl Beni Ey Namaz !.
KOŞMA KAYIKÇI KUL MUSTAFA.
UNUT BENİ CAN Bu kaçıncı gece hasretinle yandığım kaçıncı gece yıldızları yıkadığım göz yaşlarımla? Mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla Bosnalı kadınlar.
KAFİYE VE REDİF ÖRNEKLERİ
DERSİMİZ TÜRKÇE.
İSTANBUL ŞİİRLERİ.
YAŞ OTUZBEŞ.
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
dünyanın “NEHİR”lerindeki her damla su...
Tlg
Designed By : CardinaLe
GİTME VAKTİ Şiir: Emine TOKGÖZ.
BOZKIRDA YAZ SAATLERİ Ceyhun Atıf Kansu
Kafiye ve Redifler Sorular ve Cevapları.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
BENİ UNUTMA.
SeNi SeVMeK BiR GüL KoKuSuYDu..
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
Kim bilir nerelerde,hangi gönüllerdesin
GELMEDİN Gelmedin; son hayalde yanıp yanıp kül oldu Bu deruni kavgada kırılan gönül oldu Şimdi menziller elem; yürek duman; sine çak Devleri mahkum eden.
GÖZLERİN KAL DİYOR Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda Gözlerin kal diyor dudakların git Bakışın anahtar, gözlerin kilit Ellerin aç diyor, dudakların git.
BEŞ VAKTE BEŞ YAZI. BEŞ VAKTE BEŞ YAZI Sabah Namazı ; Vakit seher Sabah Namazı ; Vakit seher? Zamanın rahmine sabahın nutfesi düştü az önce. Gün doğuyor.
Hangi cümlenin yüklemi isim tamlamasıdır
MEVLANA YOLUNDA ARALIK 2010 KONYA
Umudun mahzenindeyim SESİ AÇIN.. ...
Karanlıklar uzaklaştı
Konuş sevdiğim Yüreğinin şarkısını söyle bana Gece karanlık,
GiTTiĞiN YeR.
Dön Dön Sen Dön Dön Sen gittin gideli yüreğim kan ağlıyor
Bir seher vakti, Gezerken sanal alemde, “Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü, Hak nasib eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed Canım arzular.
ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN ANISINA..
AHMET HAŞİM ( ).
Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten...
BİR AŞK HİKAYESİ Bizimkisi bir aşk hikayesi
Dünya, Güneş ve Ay.
DİKSİYON VE SUNUM TEKNİKLERİ
OTUZ BEŞ YAŞ.
GÖKKUŞAĞINA BAKIN!.
GÜLLERiN AĞLADIĞI SAAT Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin Bir dev uzatır.
ŞARKI Divan şiirine Türklerin kazandır- dığı bir nazım şeklidir. Divan şiirinde bestelenmeye uy- gun ölçü kalıpları ile yazılan ve çoğunlukla 4 dizelik.
ANLATIMDA TEMA VE KONU TEMA KONU Ana Düşünce.
GENEL TEKRAR - 01 SÖZCÜK TÜRLERİ
Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak,
T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI Sunu Bakanlığımızca yapılan fotoğraf yarışmasında derece giren 50 tane resimden oluşmaktadır. Resim üzerindeki yazılar.
Yavaş, Yavaş.
SEN DAHA DOĞMAMIŞTIN AYŞE TURKUAZ-CAN AKIN
Beklerim Seni Urla’ya Geleceksin Diye
ZEYNEP YAZGAN. Ahmet Haşim 1884'te Bağdat'ta doğdu, 1933'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey'in oğlu. Çocukluğu.
Sunum transkripti:

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak ... Sular sarardı ... yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta ... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller ... Sular mı yandı ? Neden tunca benziyor mermer ? Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta Ahmet Hâşim muttasıl : sürekli, aralıksız hafi : gizli

Yârin dudağından getirilmiş Bir katre alevdir bu karanfil... Ruhum acısından bunu bildi. Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer Kızgın kokusundan kelebekler Gönlüm ona pervâne kesildi. Ahmet Hâşim katre : damla

Nasıl istersen öyle dinle, bakın; Dalların zirvesindeyiz ancak. Yarı Yol Nasıl istersen öyle dinle, bakın; Dalların zirvesindeyiz ancak. Yarı yoldan ziyade yerden uzak, Yarı yoldan ziyade mâh'a yakın. Ahmet Hâşim

Şafakta Dönsek mi bu aşkın şafağından Gitsek mi ekaalim-i leyâle ? Bizden daha evvel erişenler Ağlar bugün evvelki hayale ... Dönmek mi ? Ne mümkün geri dönmek, Düştüyse gönüller bu melâle! Bir eldir ufuklardan uzanmış Zulmet bizi çekmekte visale Ahmet Hâşim ekaalim : iklimler leyâl : geceler melâl : üzüntü, keder zulmet : karanlık visal : kavuşma

Bir Günün Sonunda Arzu Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân Güller gibi... sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nâlân; Gün doğdu yazık arkalarında Altın kulelerde yine kuşlar, Tekrarını ömrün eder ilân Kuşlar mıdır onlar ki her akşam, Alemlerimizden sefer eyler ?.. Akşam, yine akşam, yine akşam, Bir sırma kemerdir suya baksan; Göllerde bu dem bir kamış olsam. Ahmet Hâşim

Havuz Akşam yine toplandı derinde... Cânân gülüyor eski yerinde Cânân ki gündüzleri gelmez Akşam görünür havz üzerinde. Mehtab kemer taze belinde Üstünde semâ gizli bir örtü Yıldızlar onun güldür elinde... Ahmet Hâşim

Parıltı Ateş gibi bir nehr akıyordu Ruhumla o ruhun arasından, Bahsetti derinden ona hâlim Aşkın bu onulmaz yarasından Vurdukça bu nehrin ona aksi, Kaçtım o bakıştan, o dudaktan Baktım ona sessizce uzaktan Vurdukça bu aşkın ona aksi, Ahmet Hâşim

Bir gamlı hazanın seherinde Israra ne hacet yine bülbül ? Bil, kalbimizin bahçelerinde Can verdi senin söylediğin gül. Savrulmada gül şimdi havada Gün doğmada bir başka ziyada. Ahmet Hâşim

Piyâle Zannetme ki güldür ne de lâle Ateş doludur, tutma yanarsın, Karşında şu gülgûn piyâle ... İçmişti Fuzuli bu alevden Düşmüştü bu iksîr ile Mecnûn Şi'rin sana anlattığı hâle ... Yanmakta bu sâgârdan içenler, Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı. Baştan başa egfân ile nâle... Ahmet Hâşim piyale : kadeh sâğâr : kadeh şeb : gece efgan : figanlar, feryatlar nâle : ağlama, gözyaşı dökme gülgûn : kırmızı gül renginde

Bahçe Bir acem bahçesi bir seccade; Dolduran havzı ateşden bâde ... Ne kadar gamlı bu akşam vakti Bakışın benzemiyor mu'tâde. Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar Dalmış üstündeki kuşlar yâd'a Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyada. Ahmet Hâşim