Yasemin Simsek
EDAT SOYLU SÖZCÜKLER Edat, bağlaç, ünlem hakkından bilgi ve örnekler içermektedir. 09.01.2013
ünlem bağlaç edat 09.01.2013
Edat (İlgeç) Tek başına bir anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.Edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar şunlardır: Gibi: Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi. (sıfat) Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat) İçin: “-dik için” şeklinde neden- sonuç “-mek için” şeklinde amaç – sonuç ilişkisi kurar. Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s) Hasta olduğum için dersi dinleyemedim. (n.s) 09.01.2013
İle (-la, -le ): Birliktelik, araç ,durum ve sebep ilgisi kurar. Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç) Uçakla İzmir’e gitmişti (araç) Kadar: Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar. Adana, cennet kadar güzel bir yerdir. (benzerlik) Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı. (benzerlik) Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik) Karşı: Yön ve zaman ilgisi kurar. –e karşı biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir. Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön) Duvara karşı on adım yürü. (yön) 09.01.2013
Göre: Görüş, düşünce, uygun olma anlamları katar: Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor. (görüş) Anneme göre bu yıl sınavı kesin kazanırmışım. (görüş) Üzere: Koşul ve amaç ilgisi kurar. Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin. (koşul) Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç) Doğru: Yön ve zaman ilgisi kurar. Eve doğru yürüyorum. (yön) Akşama doğru misafir gelecek. (zaman) 09.01.2013
Sanki: Benzetme, sitem ilgisi kurar. Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk. (benzetme) Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem) 09.01.2013
Bağlaçlar Cümleleri veya aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlayarak aralarında anlam ilgisi kuran sözcüklere denir. “İLE” – “VE” BAĞLAÇLARI Aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlar. —Evin ve bahçenin kapısı açıktı.(Tamlayan) —Bu radyo Adana’da ve Mersin’de yayın yapıyor.(D.T) —Akşam arkadaşıma gideceğim ve her şeyi anlatacağım. —Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık.(Nesne) —Evle okul arasında mekik dokuyor.(Tamlayan) —Annesiyle babası yarın bize gelecek.(Özne) 09.01.2013
“DE” BAĞLACI *Eşitlik, gibilik anlamı katar. —O filmi ben de seyrettim. Abartma anlamı katar. Küçümseme anlamı katar. Sitem anlamı katar. Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı katar. Ama, fakat anlamında kullanılır. 09.01.2013
*Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlar. “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI *Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlar. —Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi kazanamadı. —Her sabah spor yapıyor ama zayıflayamıyordu. *Koşul, pekiştirme anlamı katar. —Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin. —Seninle sinemaya gelirim ama işim olmazsa. —Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın. —Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var. 09.01.2013
“ANCAK” ,“YALNIZ” BAĞLACI *Ama, fakat anlamında kullanılıyorsa bağlaç, * Bir tek,sadece anlamında kullanılıyorsa edat, * Önündeki ismi niteliyorsa sıfat, * Fiili niteliyorsa zarftır. “Kİ” BAĞLACI *Özneyi pekiştirir. —Ben ki yedi iklimin padişahıyım. —Sen ki Fransa eyaletinin valisisin. “HEM…HEM” BAĞLACI Karşılaştırılan iki unsurun hepsi anlamını vermektedir.Eş görevli sözcükleri bağlar. —Hem arabayı hem evi üzerine alacakmış.(Nesne) —Hem ucuz hem kaliteli ayakkabı satıyor.(Sıfat) 09.01.2013
NE…NE BAĞLACI Cümleyi anlamca olumsuz yapar.Karşılaştırılan iki unsurun hiçbiri anlamını verir. *Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol.(Özne) *Adam kızını ne arıyor ne soruyor. (yüklem) YA YA BAĞLACI: Karşılaştırılan unsurlardan birini ifade etmek için kullanılır. 09.01.2013
Ünlem Ünlemler, insanlığın kullandığı en ilkel sözcüklerdir. Bunların da edat ve bağlaçlar gibi belli bir anlamları yoktur. Öyleyken, tek başlarına kullanıldıklarında bile cümle değeri taşırlar. Ama çoğunlukla, kendilerini açıklayan bir cümlenin başında ya da sonunda yer alarak söz konusu cümleye belli bir duygu anlamı katarlar. Ünlem türündeki sözcüklerle, genellikle, belli durumlar karşısında gösterdiğimiz anlık tepkilerimizi dile getiririz : “Şaşırma, korkma, uyarı, sevinme, üzülme, istemeye istemeye kabul etme, bıkkınlık, rahatlama, isteklendirme, aşırı beğenme, aşırı beğenmeme, onaylama, sesleniş, ayıplama, alay, küçümseme, özlem, anımsama, acıma, yakınma” yalnızca ünlem kullanarak dile getirebileceğimiz anlamların bazılarıdır. Ünlemleri ses ve sözcük halinde olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz : Ses halinde olan ünlemler : Ses halinde olan ünlemlerin başlıcaları şunlardır : A!(aaa!), e!(ee!), O! (Ooo!), Of!(Off…!), Uf!, Ah!, Ha!, Hay!, Tu!, Tü!, Eh!, Ay!, Ya!, Oh!, Tüh!, Üf!… 09.01.2013
Örnek : O! Nereye böyle? (şaşma, şakınlık) Ooo! Hoş geldin Ayşeciğim. (Beklenmezlikle birlikte sevinme) Vah zavallı adam!… (Acıma) Haa..! Unutmuşum yahu! (Hatırlama) Ah, şu insanlık! (Kızma, hoş görmeyiş) Eh, hayırlısı neyse o olsun! (Kabullenme) Eee…, Fazla uzun ettin! (Bıkkınlık) 09.01.2013
ÖZET Cümleleri veya aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlayarak aralarında anlam ilgisi kuran sözcüklere denir. Tek başına bir anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.Edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. Ünlemler, insanlığın kullandığı en ilkel sözcüklerdir. Bunların da edat ve bağlaçlar gibi belli bir anlamları yoktur. Öyleyken, tek başlarına kullanıldıklarında bile cümle değeri taşırlar. Ama çoğunlukla, kendilerini açıklayan bir cümlenin başında ya da sonunda yer alarak söz konusu cümleye belli bir duygu anlamı katarlar. 09.01.2013
KAYNAKÇA: Başaran, İ. E. (1982). Örgütsel Davranışın Yönetimi. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları. Ozankaya, Ö. (1980). Toplumbilim Terimleri Sözlüğü. İkinci basım. Ankara : Türk Dil Kurumu Yayınları. 09.01.2013