KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İLETİŞİM NEDİR? İletişim,nesnel kriterlere dayalı aktaranın ve algılayanın,algısından bağımsız olan bilginin ve kişilerin özelliklerinin ifadesi olan duygu.
Advertisements

ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ.
ZOR İNSANLARLA BAŞA ÇIKMA
MESAJIN ULAŞMASI SÖZ SES BEDEN DİLİ %7 %93.
ERGANİ DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ
GENÇLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ.
İletişim Nedir? Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır.
DİNLEME KONUŞMA VE ELEŞTRİ ADABI
Şİddet Muhammet GÜLER.
İ L E T İ Ş İ M ve E M P A T İ.
ÖZGÜVEN NE DEMEKTİR? Kendine güvenmenin ne anlama geldiği konusunda birçok yanlış görüş vardır ve bunlar özgüven kazanmada insanın önünde engel oluştururlar.Kendi.
4-5 YAŞ ÇOCUĞUNUN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
AİLE EĞİTİM SUNUSU 5.
DİNLEME VE ÖĞRENME BECERİLERİ
Zor insanla başa çıkma yolları
ETKİN İLETİŞİM BECERİLERİ GELİŞTİRME
ÖZEL ANTAKYA ATA İLKOKULU
Transaksiyonel Analiz Özet KİŞİLERARASI İLETİŞİMLERİ İNCELEMEDE PEK ÇOK YAKLAŞIM BULUNMAKTADIR. TRANSAKSİYONEL ANALİZ DE BU YAKLAŞIMLARDAN BİRİDİR.
İLETİŞİM.
DİNLEME.
İLETİŞİM & HASTA MEMNUNİYETİ
ÇOCUK EĞİTİMİNİN ANAHTARI: ÖZGÜVEN
KİŞİLER ARASI İLETİŞİM -1-
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
Yorumla-Yansıt İfadeleri (YYİ)
KİŞİLER ARASI İLETİŞİM -2-
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
İletişim Sanatı 1.
ÖZGÜVEN GELİŞTİRME EĞİTİMİ
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
ÖZGÜVEN GELİŞTİRME EĞİTİMİ
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
AİLE EĞİTİM SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük İLETİŞİM VE İNSANİ İLİŞKİLER
Çocuğun Eğitiminde Disiplin ve Sınırlar
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …
İLETİŞİM BECERİLERİ KARATAY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ.
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ.
İLETİŞİM ENGELLERİ VE ETKİLİ İLETİŞİM
ETKİLİ İLETİŞİM.
SINAV KAYGISI.
ÖZGÜVEN GELİŞTİRME EĞİTİMİ
İLETİŞİM BECERİLERİ.
KAYGI VE TEST EDİLME KAYGISI
Şenay ERTÜRK Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen.
ÇATIŞMA NEDİR?.
DİNLEME BECERİLERİ YAPILANDIRILMIŞ GRUP PROGRAMI
Pozitif psikoloji İletişim becerileri.
DUYGULARI İFADE EDEBİLME
OKUL HEYECANIM İLKÖĞRETİM HAFTASI
KİŞİLERARASI İLETİŞİM
KİŞİLERARASI İLETİŞİM
İ L E T İ Ş İ M ve E M P A T İ Dr. Mustafa Aydın BAŞAR.
YETİŞKİN EĞİTİMİ VE İLETİŞİM BECERİLERİ
Sağlıklı İletişimin Vazgeçilmez Öğeleri
İLETİŞİM Yaşamı Zenginleştiren Ya da Fakirleştiren Sihirli Olay Kişiler Arası İletişim.
DAHA İYİ BİR İLETİŞİM İÇİN…
En uzak mesafe ne Afrika’dır
Ailenin Çocuğun Başarısındaki Rolü ,Sağlıklı İletişim ve Aile Sağlığı
ETKİLİ İLETİŞİM SEMİNERİ
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ
'Dikkat vücudunuz konuşuyor'
PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ
Gökçe Erinç Büyükşengür
İLETİŞİM TEKNİKLERİ.
İ L E T İ Ş İ M ve E M P A T İ.
Sunum transkripti:

KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI ETKİLİ İLETİŞİM KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI VEYSEL YILDIRIM

HOLMAN HUNT – KAİNATIN IŞIĞI

İLETİŞİM NEDİR?

ETKİLİ İLETİŞİM NEDİR?

AYNI DİLİ KONUŞANLAR DEĞİL, AYNI DUYGULARI PAYLAŞANLAR ANLAŞIR. MEVLANA

İLETİŞİMİN ÖZÜ NEDİR?

CÜMLELER DOĞRUDUR SEN DOĞRU İSEN DOĞRULUK BULUNMAZ SEN EĞRİ İSEN YUNUS EMRE

İLK İZLENİM İnsanlarla iletişimde ilk dakikalarda (ilk 1.5 dk) bir izlenim bırakırız ve bir daha da bu izlenimi kolay kolay değiştiremeyiz. İnsanlar tipimizden, duruşumuzdan, giyimimizden etkilenirler. Standfort Üniversitesi Pittsburgh üniversitesinde 1972’ de yapılan bir araştırmaya göre boyu 1.87 - 1.92’ arası olanlar daha yüksek maaş alıyormuş. Boy etkilenmede önemlidir. Batı – Mevlana karşılaştırması

2. AYNALAMA Sizinle iletişime girenlerin sizin tavrınızdan, beden dilinizden etkilenip size aynı tepkileri vermesidir. Sabah işe hangi tavırla giderseniz o akşama kadar o şekilde gider. Güler yüzle giderseniz herkes size aynı şekilde davranır. Gergin giderseniz gerginlik akşama kadar devam eder. Köylü kadın metaforu

3. BUZLARI KIRMAK İletişimi başlatma, ortak noktadan girme çabalarıdır. Genellikle ilk 4 dakikada olur bu çabalar. Kişiyle iletişime girerken çevrenin dili, ortamın atmosferi bize iletişime geçmek için ipuçu verir. Bir tablo, fotoğraf, kitap, forma … vb ipuçu olabilir. İletişim dağ tırmanışı gibidir. Zor da olabilir kolay da. Uygulama İstanbul otobüsünde giderken yanınızdaki kişiyle iletişime nasıl girersiniz?

4. YIKICI TARTIŞMA (İLETİŞİM ENGELLERİ) Size göre iletişim engelleri nelerdir? Kaçınmak 2. Hasır altı etmek 3. Suçlu hissettirmek 4. Konuyu değiştirmek 5. Olumsuzu yakalamak 6. Akıl okumak 7. Tuzak kurmak 8. İma etmek 9. Bardağı taşırmak 10. Tedirgin etmek 11. Şakaya boğmak 12. Yaraya dokunmak 13. Değişmeye izin vermemek 14. Yoksun bırakmak, küsmek 15. Yardım esirgemek

Sen dili – karşıdakini suçlamadır. Sen hatalısın, sen iyi değilsin … Ben dili – duygu ve düşüncelerinizi karşıdakini direkt suçlamadan ifade etmektir. Ben bu konuda beni dikkate almadığını düşünüyorum. Dil insanın evidir. Heideger İletişim biçimleri çok önemlidir ve bunları dengeli kullanmak gerek. Yapıcı tartışma çok önemlidir.

5. EMPATİ Kendinizi başkasının yerine koyma, onun gibi hissetmedir. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmak – Başkasının makosenleri giymek Yılın bir günü herkes yer değiştirse gerçek empati olur. İşyerinde ve evde. Nasrettin Hoca damdan düşme Ekmek kırıntıları Gece kalkma

6. GEÇİŞKENLİK TEORİSİ (EGO DURUMLARI) Eric Berne’ ye göre insanlar yetişkin olana kadar çevreden, başkalarından aldıklarını zihnine bant gibi kaydeder ve zamanı gelince bunları kullanır. Bu deneyim ve bilgileri üç farklı yöntemle yaparlar. İnsanlarda 3 temel rol vardır: 1. EBEVEYN ROLÜ 2. YETİŞKİN ROLÜ 3. ÇOCUK ROLÜ Bu rollerin tümünü iki alt özelliğe göre yapar: A) Şefkatli B) Eleştirel

1) EBEVEYN BENLİK DURUMU - ROLÜ Tavır ve Jestleri Kafayı okşamak Sırtı hafifçe sıvazlamak İşaret parmağını suçlayıcı ve korkutucu biçimde sallamak Birine acil bir iş verdikten sonra başına dikilmek Yüz İfadesi Hiddetli Güler yüzlü Kaşları çatık Onaylayıcı Cesaretlendirici Dişleri sıkılmış

Kullandığı Sözcük ve İfadeler Ebeveyn Rolü İçin Ses Tonu Sempatik Alaycı Kızgın Destekleyici Kullandığı Sözcük ve İfadeler Her zaman Asla Dert etme Uslu dur Yanlışın var Tavrın değişmeli Her şey düzelecek

Tablo 1. Ebeveyn Ego Durumu Davranışsal Tanılamalar Ego Durumları Koruyucu Ebeveyn Kontrolcu Ebeveyn Yüz İfadeleri Sempatik bakışlar, EGO DURUMLARI KORUYUCU EBEVEYN KONTROLCU EBEVEYN TANILAMALAR POZİTİF NEGATİF YAPICI ELEŞTRİCİ Sözel İfadeler Sana yardım edeyim, canını sıkma, üzülme Asla! Yapma, Yapamazsın, edemezsin Kendin dene, sen iyisin, yaparsın Yapmamalısın, sana söylemiştim, ben olsaydım Yüz ifadeleri Sempatik bakışlar, sevecen tavırlar Azarlayıcı bakış, kızgın tavırlar Başıyla onaylama Kaş çatma, dişini gösterme ve alaycı gülümseme Beden Duruşu Sırtını sıvazlama Masaya vurma Omuza vurma Parmağını kullanma, kaş kaldırma, ayakları yere vurma, kolları kavuşturma, elle itme Ses Tonu Sempatik ve cesaretlendirici Dudak bükerek aşağılayıcı Destekleyici Azarlayıcı ve büyüklük tasarlayan,

2) YETİŞKİN BENLİK DURUMU – ROLÜ Sorular sorup veriler toplayarak iletişime girer. Tavır ve Jestleri Yargılamadan, tarafsız Etkin dinleyerek Yüz İfadesi Dikkatli Canlı Uyanık ve ilgili Hüzün vermeksizin düşünceli

Kullandığı Sözcük ve İfadeler Yetişkin Rolü İçin Ses Tonu Güvenilir Duru Açık Açıklayıcı Önyargıdan uzak Kullandığı Sözcük ve İfadeler Neden Alternatifler nelerdir Bu olasılığı araştırdın mı? Eldeki gerçekler nelerdir Geçmiş istatistiklere göre Kimin daha önce benzer sorunu oldu

Tablo 2. Yetişkin Ego Durumu Davranışsal Tanılamalar Sözel İfadeler Yüz İfadeleri Beden Duruşu Ses Tonu Ne, kim, nerede? Nasıl, Niçin? Olasılık Seçenek, sonuç Akla hitap eden Gerçeğin test edilmesine yönelik Nedenleri ne? Ödevinde şunlar eksik! İstatistiklere göre Şimdi nedenlerine bakalım Dik duruş Göz ilişkisi İlgili görünme Bir şeyin olduğu yönü parmakla gösterme Geribildirim vererek dinleme Ne anladığını kontrol etme Düşünceli Dikkatli İlgili Kişiye, Burada ve şimdi tepkisi Gözler tetikte Meraklı Açık, ancak fazla duygusal olmadan Sakin, doğrudan Güvenli Araştırıcı Bilgi verici

3) Çocuk Benlik Durumu – Rolü Tavır ve jestleri Tırnak yeme Dil çıkarma Islık çalma Neşeyle sıçrama Sınırsız hareketlilik Yüz İfadesi Somurtkan Sarkık dudaklar Masum Gözü yaşlı Aksi Mutlu

Kullandığı Sözcük ve İfadeler Çocuk Rolü İçin Ses Tonu Ağlamaklı Yüksek sesli Kıkırdamalı Kızgın Kullandığı Sözcük ve İfadeler Yapmayacağım Ben yapmadım Hepsi senin hatan Bana ne Neden beni suçluyorsun Eğlenelim

Tablo 3. Çocuk Ego Durumu Davranışsal Tanılamalar Durumları Adaptif Çocuk Ego Durumu Serbest Çocuk Ego Durumu Tanılamalar İşbirlikçi Şikayetçi, direnç gösteren Spontane Olgunlaşmamış Sözel İfadeler Beraber yapalım Kimse beni sevmiyor, senin yüzünden oldu İstemiyorum istiyorum Bana ne, benimki daha iyi Yüz ifadeleri Hayran bakışlar Kırgın gözler, dudak büzme Gözleri açmak Ağlamaklı gözler Beden Duruşu Konuşmak için elini kaldırma ve sokulma Yığılma, tetikte durma Neşeli, heyecanlı duruş, yayılma, geride durma Hırçınlık, tırnak yeme, kıvrılma, büzülme Ses Tonu Gülme Mırıldanmak, surat asma, sessiz kalma Tatlı konuşma Kıkırdama, hızlı ve yüksek sesle konuşma, dalga geçme

7. İLETİŞİMDE SORULARIN KULLANIMI İletişimde sorular yönlendirir, cevabı belirler. Soruları farklı biçimlerde sorabiliriz. Soruluş biçimlerine göre soru tipleri 3’ e ayrılır: Soru Tipleri 1. Kapalı Uçlu Sorular 2. Açık Uçlu Sorular 3. Yönlendirme Soruları

1. Kapalı Uçlu Sorular: Evet, hayır cevabı gerektiren sorulardır. Kitabı okudun mu? Filmi beğendin mi? Ali Bey’i gördün mü ? 2. Açık Uçlu Sorular: 5N 1K’yı içeren biraz daha açıklamayı gerektiren sorulardır. Veri almak için kullanılır. Ne – Nerede (Nereden) – Neden – Ne kadar – Ne zaman – Nasıl - Kim

3. Yönlendirme Soruları İstenilen cevabı verdiren sorulardır. 3 yöntemi vardır: “Değil mi” tipli sorular: Film güzeldi değil mi? Çift seçenekli sorular: Bunu mu beğendiniz yoksa şunu mu? Akşam sinemaya mı gidelim yoksa kayınvalideye mi? Uzman görüşünden sonra açık uçlu soru: Yapılan araştırmalara göre sigara sağlığa zararlıdır siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Soruyu sorma biçimi cevabı belirler. Uygulama – 3 kapalı, açık uçlu soru ve yönlendirme sorusu yazın

8. TAKIM İÇERİSİNDE İLETİŞİM Takım İçerisinde İletişim Becerileriniz Nasıl Yeni kavramları takım üyelerine açıklamakta sabırlı mıyım? Her soruyu ilk defa duymuşum gibi cevaplıyor muyum? Soruları cevaplarken gülümsüyor muyum? Takım üyeleriyle konuşurken göz teması kuruyor muyum? Başka biri ile konuşurken sözünü kesmemeye dikkat ediyor muyum? Dinlerken ilgilendiğimi tavırlarımla belli ediyor muyum? Problemi kısaca özetliyor ve karşımdakine anladığımı belli ediyor muyum? Takım arkadaşlarımın yaptıkları iyi işlerle ilgili destek veriyor muyum? Beklentilerimi açıkça söylüyor muyum?

9. TAKIM İÇİNDE SİNERJİ YARATMANIN TEMELLERİ DİNLE VE ANLA Söylenene konsantre olun 2. DESTEKLE Olumlu bir atmosfer yaratın 3. KALİTE KAT Gelişime kişisel katkıda bulunun 4. DEĞER VER Başkalarının fikrine saygı gösterin 5. GERİ BESLEME SAĞLA Dürüst iletişim kurun

10. ETKİN DİNLEME BECERİSİ Sözsüz Sesler ( hımm, aa, ya …) Küçük özetler yapabilmek Beden dilinin etkin kullanımı Başı yan yatırmak, sallamak, başını öne doğru çekmek, göz teması kurmak dinlediğimizi gösterir. Anahtar kelime tekrarı Konuyu değiştirmeme Araya girmeme (balla kesmeme) Pekiştirme soruları İlk defa duyuyormuş gibi tavır Not almak

11. BİRİCİK OLMA Türkiye’ de Mehmet, Ayşe ismini taşıyan kaç kişi vardır? Selamlaşma yapın, sevginizi gösterin. David Colb’a göre bütün insanlar deneyim yaşar. %100 deneyim yaşayanlar %50 gözden geçirenler %32 sonuç çıkaranlar %12 davranış değiştirenler Önyargıları dışarıda bırakın. İLETİŞİM İNSAN OLMAK, İÇİNİZDEKİLERİ KARŞIDAKİYLE PAYLAŞMAKTIR. HAYATA NASIL DAVRANIRSAN O DA SANA O ŞEKİLDE DAVRANIR.

12. TÜRK İNSANININ İLETİŞİM ÖZELLİKLERİ İletişim tarzımız “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla.” biçimindedir. Doğrudan konuşmaz “laf sokmayı” severiz. Çoğu zaman karşımızdakini incitmemek, onunla kötü olmamak, tartışmamak için ödün verme pahasına nazik oluruz, doğruları söyleyemeyiz. KISACA SÖYLEMEZ, SÖYLENİRİZ. Belirsizliğe karşı toleransımız düşüktür. Belirsizlik toleransı yüksek olan toplumlarda kişiler genelde aynı anda birkaç konuya odaklanabilirken, düşük olan toplumlarda genelde tek bir konuya derinlemesine odaklanma olur. Türk insanı bir yakınının ya da kendisinin başına bir sıkıntı geldiğinde çok aşırı tepki verir, tüm sakinliğini kaybedebilir. Bir yakınını kaybettiğinde hastanenin camını çerçevesini kırabilir, saldırgan olabilir. Ya da çok sıkıntılı ortamda yaşıyor olsa bile bir düğün yaptığında tüm her şeyini ortaya koyar. İmkanlarıyla karşılaştırıldığında abartıya kaçtığı görülebilir. Çünkü yaşadıklarını derinlemesine yaşadığı ve tek bir noktaya odaklandığı için hayatını o anda onun etrafında kurar. KISACA BÜTÜNE GÖRE HAREKET ETMEZ.

Değişime dirençli bir kültür yapımız var Değişime dirençli bir kültür yapımız var. İstemeyerek değişiriz bu nedenle de değişim kalıcı olmaz. Takip ve taklit ederek değişme kültürümüz var. Yeniliklere alışmamız biraz zaman alır. “Bildiğin ayranı bilmediğin yoğurda değişme.” sözünü boşuna söylememişler. Sorunları çözerken genelde bildiğimiz ve denediğimiz metodolojiyi tercih ederiz. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. KISACA YENİ YOLLARIN OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEYİZ. Kültürümüz genelde iletişimde çatışmadan kaçınmayı destekler. Ya da bu olanaklı değilse çatışmayı bastırmayı tercih ederiz. KISACA “HayIr” deme becerİmİz pek gelİşmemİştİr. Bir gruba ait olma isteğimiz had safhadadır. Toprak, hemşerilik, okul gibi faktörler tanışma anında konuşmanın başında aranılan ortaklıklardır. İlk sorulan soru “nerelisin” sorusudur sonra “neresinden” sorusu gelir. KISACA ORTAK NOKTALARI SEVERİZ. Toplumumuzda hiyerarşik mesafe önemlidir bu da büyüğe, amire, görevliye saygı ve itaat göstererek ifade edilir. Karşı taraftan da sevgi ve şefkat beklenir. Astlar, üstleriyle çatışmaktan kaçınırlar. Lider olan güçlü de olmalıdır. KISACA BİZDE “SU KÜÇÜĞÜN SÖZ BÜYÜĞÜNDÜR”

Biz genelde ortaklaşa davranış sergileriz Biz genelde ortaklaşa davranış sergileriz. Batı insanı bireyci ve bağımsızken biz ait olma ihtiyacı duyarız. Genelde topluluk içinde yaşamaya eğilimliyiz. Başkasına ya da başkalarına göre hareket ederiz. Grubun genelinin aksine görüş bildirmekten kaçınırız. Biz de grup içinde genellikle bireysel görüşler bastırılır. Bu da yenilikçiliği ve yaratıcılığı öldürür. KISACA BİZ İÇ DÜNYAMIZI İFADE ETMEKTE ZORLANIRIZ. Kaderci gelecek anlayışımız vardır. “alınyazısı”, “şans” bizim için önemlidir. Kaderi de yanlış yorumlarız. Biz gelecekten çok geçmişe daha fazla eğilimliyiz. KISACA GEÇMİŞTE YAŞAR GÜNÜ KURTARIRIZ. birlikten güç doğar deriz; ancak ne zaman grup olarak bir araya gelsek tek tek bireylerden daha az performans sergilemeye çalışırız. Batı insanı sinerjiden güç alır, biz bir araya gelince genelde dert doğar. “Nerde çokluk orda …” deriz. “Bir elin nesi var iki elin sesi var.” deriz ama ardından “Her koyun kendi bacağından asılır.” deriz. Yaşama ve birbirimize uyum sağlayamamış, kendine ve çevresine saygısı olmayan bir toplumuz. Bizde kazan/kaybet hakimdir. Bizde böbürlenme, diklenme, dayılanma takdir edilir. Seven ve paylaşan insanların sömürüleceğine inanırız.

“Babana bile güvenme” diyen bir toplum kendine de başkasına da kolay kolay güvenmez. Grupçuluk, kulüpçülük, hizipçilik,hemşerilik olgusu, güvensizliğimizden dolayı hala yaygındır. Bir toplumda, toplulukta, ailede kişiler arasında güven yoksa gelişme de yoktur. Biz bu nedenle yerimizde sayar dururuz. Bizde girişimci ruhu öldürmek için her şey yapılır. Bu ta çocukluktan başlar. Hep anne ve babalarımızın dediği olur, onlar da bizi memur yapmaya çalışırlar. Garantili iş, eş ararız. Çekingen bir toplumuz. Batı aileleri girişkenliği öğretirken bizde tersi yapılır. Çocukların her şeyini kontrol etmek isteriz. Müdahiliz, karışır, yönlendiririz. Çocukları, çalışanları kendimize bağımlı kılarız. İş dünyasında ise moda girişimcilik yaygındır, işe plansız, programsız dalarız. Biri bir işten iyi para kazanıyorsa taklitle girişimci olur kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışırız. Yılların işini bir günde çözmeye çalışır, bir günün işini de yıllarca çözemeyiz.

Referans noktasını dışarıdan alan bir toplumuz Referans noktasını dışarıdan alan bir toplumuz. Başarılı olup olmadığımızı anlamak için hep başkalarının gözü içine bakarız. Başarıyı kendimizin dışında ararız. Batı insanı başarıyı becerilerini geliştirmede ararken, biz çevremizi, hamili kart sayısını geliştirmede ararız. Batı insanı iç denetime sahiptir, liderler bu gruptan çıkar. Biz dışsal denetim ararız, korku, tehdit, baskı kurarız. Hamaset edebiyatı yaparız. Başarıyı kıskanırız ve başarılı olanı hemen eleştirmeye başlarız. Biraz da doğu ezikliğimiz vardır. Başarı için güçlü birilerine sığınmaya çalışırız, o da olmazsa Allah’a sığınırız. Yaşamda denetim altına alamayacağımız konuların çok olduğuna inanırız. Başarının da başarısızlığın da kaynağını dışarıda ararız. Başarılı biri varsa arkasında mutlaka bir “dayı” sı olduğunu düşünürüz. Başarısız olursak da birilerinin bizi engellediğini, önümüzü kestiğine inanırız. Bizim için sorunların kaynağı her zaman insandır. “Asarsın iki tanesini bak bir şey kalır mı?” diye düşünürüz. Bir yerde bir sorun varsa mutlaka onu çıkaran biri ya da birileri vardır, sisteme bakmak yerine suçlu ararız. Sorun çıkmadan da harekete geçmenin ne demek olduğunu bilmeyiz.

Olumludan daha çok olumsuzu duymaya, görmeye, konuşmaya eğilimliyiz Olumludan daha çok olumsuzu duymaya, görmeye, konuşmaya eğilimliyiz. Çoğunlukla olmazları konuşuruz. Moral bozmaya üstümüze yoktur. Felaket tellallarıyız desek yeridir.

VAROLUŞUN BEŞ BOYUTU İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar ve can, otomatik bir biçimde iletişim ortamında beş soruya cevap arar. Bu sorular bizim insan oluşumuzdan kaynaklanan ve her biri bir gereksinmeye karşılık olan sorulardır. Bir başka deyişle insanoğlu var oluşunu bu beş soruyla ilişkiler içinde tanımlar. Bu sorular bilinçli olarak değil, sezgisel olarak varlığını hissettirir; kişi bu soruların yanıtını aradığını bilinçli olarak değil, ancak sezgi yoluyla hisseder. İletişim ortamında can’ın sezgisel olarak sorduğu beş soru şunlardır: Kaale alınıyor muyum? Beni umursuyorlar mı? Kabul ediliyor muyum? Beni olduğum gibi, yargılamadan kabul ediyorlar mı? Değerli miyim? Beni vazgeçilmez ve eşsiz olarak görüyorlar mı? Yeterli miyim? Beni becerikli, bir şeyler yapabilecek güçte görüp yapabileceğime güveniyorlar mı? Sevilmeye layık mıyım? Beni ben olduğum için özleyip benimle zaman geçirmek istiyorlar mı? Değişik ortamlarda ve zamanlarda varoluş boyutlarından bazıları daha çok önem kazanabilir. Örneğin yeni tanıştığımız kişiler arasında kaale alınma, umursanma daha baskınken işyerinde güçlü ve güvenilir olarak algılanmak baskın olabilir.

7. İletişimde Soruların Kullanımı 8. Takım İçerisinde İletişim Etkili İletişim 1. İlk izlenim 2. Aynalama 3. Buzları Kırma 4. Yıkıcı Tartışma 5. Empati 6. Geçişkenlik Teorisi 7. İletişimde Soruların Kullanımı 8. Takım İçerisinde İletişim 9. Takım İçinde Sinerji Yaratmanın Temelleri 10. Etkin Dinleme Becerisi 11. Biricik Olma 12. Türk İnsanının İletişim Özellikleri 13. Varoluşun Beş Boyutu

KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER İLETİŞİMDE BAŞARILAR