ÇİLEĞİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN
Çileğin İklim İstekleri Çileğin büyümesine etki eden ekolojik faktörlerin başında iklim, mevki ve toprak gelmektedir. Bu faktörler çilek yetiştiriciliğinin yapılabilme sınırlarını belirleyebildiği gibi değişik enlemlerde hangi yüksekliklere kadar çilek yetiştirilebileceğini de tayin etmektedir. Bu ekolojik şartlar aynı zamanda ürün kalitesini de etkilemektedir.
Çilek -10 oC’ye kadar özel bir önlem almadan yetiştirilebilir. Daha soğuk bölgelerde bitkilerin saman, kuru yaprak vb. gibi materyallerle örtülerek dondan korunması gerekmektedir. İlkbaharın geç donları Akdeniz Bölgesi vb. gibi yerlerde zararlı olabilir. Çilekte çiçeklenme uzun bir döneme dağıldığı için don, ürünün tümüne zarar veremez. Bu nedenle çilek, yetiştiricilik riski en az olan meyvelerden biridir.
Çileğin Toprak İstekleri Çilek saçak köklü bir bitki olup derin, verimli, nemli, iyi drenajlı, kumlu tınlı, siltli ve süzek topraklarda daha iyi yetişmektedir. Fazla kireçli topraklar çilek yetiştiriciliği için uygun değildir. Böyle topraklarda yetiştirilen çileklerde demir klorozu görülmektedir. Bu tip topraklarda demir eksikliğine dayanabilen türler yetiştirilmelidir. Birçok çilek çeşidi hafif, kumlu, çakıllı veya taşlı topraklarda killi, ıslak topraklara nazaran daha iyi yetişmektedir.
Tipi ne olursa olsun suyu en iyi drene eden süzek toprak olmalıdır. Toprak hastalık ve nematod yönünden de temiz olmalıdır. Çilek sökülen bir yere münavebe uygulamadan veya toprak ilaçlaması yapılmadan tekrar çilek fidesi dikilmemelidir. Biber, patlıcan, domates ve patates gibi sebze yetiştirilen yerlerde toprak 4-5 yıl dinlendirildikten sonra çilek yetiştirilmelidir.
Çilek yetiştirilecek toprakların humusça zengin olması istenir. Çilek hafif asidik topraklarda daha iyi yetişmektedir. Optimum pH isteği 5.7-6 arasındadır. Ancak yeterli organik madde bulunan ve pH’sı 5-7 arasında olan topraklarda da iyi gelişebilmektedir. Hem çilek meyvesi üretiminde hem de fide üretiminde toprak hazırlığına yaz-sonbahar döneminde başlanır. Ot kontrolü, erkencilerde sulama ve işgücü kullanımını azaltma, mavi küf (Botrytis) mantari hastalığını önleme ve temiz ürün elde etme gibi faydalarından dolayı malçlama yapılmalıdır.
Çilek fidesi dikilecek toprak kumsal ise 4-6 ton, normal toprak ise 3-4 ton yanmış ahır gübresi ile birlikte toprak analiz sonuçlarına göre dikimden önce dekara 30-35 kg 15.15.15 kompoze gübre uygulanmalıdır. Gübrelemeden sonra toprak işlenerek gübrenin toprağa karışması sağlanmalıdır. Toprak işlendikten sonra gerekiyorsa toprak fümigasyonu yapılmalıdır. Toprak iyice işlendikten sonra dikim yastıkları hazırlanmalıdır.
Çilek çok yıllık bir bitki olmasına rağmen ekonomik ömrü ortalama 3-4 yıl kadardır. Ancak ülkemizde bu süre aşılmakta ve aynı çilek bitkisinden 6-7 yıl ürün alınmaktadır. Bu durum verimliliği düşürmekte ve hastalık-zararlı etmenlerinin çoğalmasına ve toprak yorgunluğuna sebep olmaktadır.
Çileğin Gübrelenmesi Bol ve kaliteli ürün almak için yanmış ahır gübresi ve buna ilaveten kimyasal gübreler uygulanmalıdır. Çilek ekili alanlarda dekara 3-4 ton yanmış ahır gübresi verilmelidir. Ahır gübresi veya yeşil gübrelerin uygulanma zamanı bölgelere göre değişmektedir. Genel olarak dikim öncesi toprak hazırlığı sırasında veya fide dikiminden bir ay önce verilmelidir.
Çilek yapraklarında bazı besin elementlerinin normal sınırları 2.50-3.20 P (%) 0.25-0.40 K (%) 1.50-2.50 Ca (%) 0.80-1.50 Mg (%) 0.25-0.60 Fe (ppm) 140-250 Zn (ppm) 20-70 Mn (ppm) 40-100 Cu (ppm) 7-15 B (ppm) 30-70 Mo (ppm) 0.2-1.0
Modern çilek yetiştiriciliğinde kimyasal gübre olarak dikim öncesi dekara 8-10 kg NSP, 20-30 kg PS ve 4-5 kg magnezyum sülfat veya 40-50 kg kompoze gübre uygulanmalıdır. Dikimden sonra gelişim sırasında ise her ay 15-20 kg AS/da verilmelidir. Bunların yanı sıra toprak analiz durumuna göre yıl içerisinde vejetasyon döneminde 8-10 kg azotlu, 20-30 kg fosforlu ve 10-15 kg potasyumlu gübre uygulamak verimi yükseltmektedir.
Malçlama (siyah plastik) ile yapılan yetiştiricilikte mutlaka yüksek potasyum içeren yaprak gübresi uygulanmalıdır. Çilek gübrelemesinde dikimden önce verilen fosfor ve potasyum yeterli olmaktadır. Bu nedenle dikim sonrasında sadece azotlu gübreler verilmelidir. Uzun süre kullanımda toprak pH’sını düşürüp asitliği artıracağı için amonyum sülfat gübresi tercih edilmemelidir.
Dekara 8-10 kg N, 5-7 kg P2O5, 8-10 kg K2O uygulanan çilekte azotlu gübrenin dörtte biri ile fosforlu ve potasyumlu gübrelerin tamamı fide dikimi esnasında toprağa karıştırılmalıdır. Azotlu gübrenin geriye kalan dörtte biri Ocak ayında, dörtte biri Şubat ayında ve kalan dörtte biri ise Mart ayında fide aralarında toprak yüzeyine serpilip çapa ile toprağa karıştırılmalıdır. Ayrıca dekara 2-3 ton yanmış ahır gübresi Şubat-Mart aylarında uygulanmalıdır. Daha sonraki yıllarda ise azotlu gübre üçe ayrılarak verilmelidir.
AZOT (N) Bitki tarafından en çok alınan ve kullanılan besin maddesidir. Amino asitlerin sentezlenmesinde önemlidir. Aynı zamanda klorofil ve ATP sentezinde gerekli olan bir elementtir. Vejetatif safhada henüz büyümemiş yapraklara ve generatif safhada ise meyve ve tohumlara doğru taşınır. Topraktan amonyum (NH4+) ve nitrat (NO3-) formunda alınır.
Azot eksikliği kendini daha çok yaşlı yapraklarda genel bir sararma ve solgunluk şeklinde gösterir. Yapraklar normal yeşil renge göre daha açık bir görünüme sahip olur.
Mobil bir element olması nedeniyle yaşlı yapraklar azot eksikliğini hemen belli eder. Yaşlı yapraklarda ortaya çıkan sararma ve açık yeşil rengin yanı sıra çilek yapraklarında ve yaprak saplarında kırmızılaşma olarak da kendini gösterirler. Sararmada olduğu gibi bazen yaprak kenarlarından içe doğru kırmızılaşma şeklinde kendini gösteren azot eksikliği ileri düzeylerde bitkinin tümünü etkileyebilir.
Aşırı susuzluk ve aşırı sulama da azot eksikliğine yol açabilen etmenlerdendir. Aşırı derecede düşük veya yüksek pH seviyesi azot eksikliğinin ortaya çıkmasına neden olur. Hafif, özellikle kumlu topraklar, organik maddece fakir topraklar azot eksikliğine yol açabilir.
Yaprak kenarlarından itibaren ortaya çıkan sararma daha sonra kırmızı renk almaya başlar. Bu azot eksikliğinin en önemli belirtileri arasındadır. Azot eksikliği nedeniyle yapraklarda görülen kırmızılaşma meyve çanak yapraklarında da kendini gösterebilir. Azot eksikliği meyvelerde genel bir küçülmeye yol açar. Meyveler parlak değil, mat bir kırmızı renge sahip olur.
FOSFOR (P) Karbonhidrat metabolizmasında, köklerin büyümesi ve gelişmesinde, hücrelerin çoğalmasında, meyve tutumu ve gelişmesinde büyük öneme sahiptir. Yaprak üst yüzeyinde koyu yeşil renk ve parlak siyah lekeler ortaya çıkar. Daha alt kısımların yüzeyi morumsu bir renk alır. Yaprağın üst yüzeyi cilalanmış gibi parlak bir görünüm kazanır.
İleri düzey fosfor eksikliğinde yapraklara tam hakim olan kırmızıya çalan bir renk dönüşümü gözlenir. Çileklerde kol oluşumu üzerinde teşvik edici özelliğe sahiptir. Çilek normalden zayıf ve küçük görünümlü olup, yaprakları parlak koyu yeşil görünüme sahiptir. Yapraklarının üst kısmında hafif siyahımsı, parlak, metalik cila şeklinde görünüm oluşur.
Yaprağın genel görünümü kirlimsidir Yaprağın genel görünümü kirlimsidir.Yaprak alt kısımlarında kırmızıya çalan mor renk oluşumu gözlenir. Dik ve donuk görünümlü olan bu tip bitkilerde fosfor noksanlığı gösteren yapraklar normal zamanından önce dökülürler. Fosfor noksanlığında bitkilerde genel bir küçülme ve yapraklardaki anormal parlaklık dikkat çekicidir.
Yapraklardaki kırmızıya dönüşüm ilk olarak yaprak kenarlarından başlar ve içeriye doğru yayılarak genişler. Çok asitli ve alkalin topraklarda köklerin fosfor alım yeteneği düşer. Bundan dolayı aşırı alkalin ve asitli toprakların pH’sı normal hale getirilmelidir.
POTASYUM (K) Yaprağın dip kısmındaki ana damar merkez olmak üzere bağlı damarlar arasında renkte bozulmalar ortaya çıkar. Yaprak kenarları kırmızımsı mor renk almaya başlar. Yapraklar geriye doğru hafifçe kıvrılmaya yüz tutar.
İleri safhalarda koyu yeşil renk kahverengiye dönmeye başlar İleri safhalarda koyu yeşil renk kahverengiye dönmeye başlar. Bu renk bozukluğu güneş yanığına benzer bir görünüme sahiptir. Yaprak sapı siyah renk alabilir ve bu renk bozukluğu yaprağın orta damarı içine doğru ve alt kenarlardan itibaren yayılır. Yaprağın dip kısmından başlayan leke mor ya da kahverengidir. Bu lekenin görünümü çama benzer özellik gösterir.
Bitkinin genel formu içerisinde potasyum eksikliği gösteren yapraklar hafif arkaya doğru esnemiş bir görünüme sahiptir. Yapraktaki lekelerin oluşumu ise dikkat çekicidir.
KALSİYUM (Ca) Kalsiyum hücre duvarlarının yapısında önemli bir yere sahiptir. Bitki tarafından yeteri kadar alındığında hücreler daha sağlıklı ve daha sert özellik göstermektedir. Yeni gelişen yaprakların uç kısımlarında büzüşmelerle birlikte kurumaların oluşumu kalsiyum eksikliğinin en önemli belirtisidir.
Yaprakların uç bölgesi kıvrık bir hal alır ve kalsiyum eksikliği giderilemezse bir süre sonra yaprağın tamamı kavrulmuş bir görünüm kazanır. Yaprakların dip kısımları sararır ve dalgalı bir görünüme sahip olur. Yaprak damarları arasında ölü bölgeler oluşur. Genel bitki formunda kalsiyum eksikliğini gösteren yapraklar belirgin bir görünüme sahiptir.
Meyvelerin küçük, sıkı, mat ve cılız görünümlü olması da (soldaki meyve) kalsiyum eksikliğinde ortaya çıkan bir oluşumdur. Kalsiyum eksikliği kollarda da yer yer kararmalar şeklinde kendini gösterir.
MAGNEZYUM (Mg) Enzim, protein, azot ve fosfor metabolizmasında önemli rol oynar. Bitkinin köklenmesinde ve su alımında etkili olması nedeniyle bitki gelişimi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Genel bitki formunda yaşlı yaprakların kenarlarında ortaya çıkan kahverengi lekeler ve içeri doğru kıvrılma magnezyum eksikliğinin en önemli belirtisidir.
İlk belirtiler yaşlı yapraklarda ortaya çıkar İlk belirtiler yaşlı yapraklarda ortaya çıkar. Yaprak kenarlarındaki dişlerin arasında, yaprak kenarları boyunca bir hat şeklinde damarların arasında küçük kırmızımsı mor lekeler olarak kendini gösterir. Lekeler yaprağın ortasına doğru damarlar arasında büyüyerek ilerler. Magnezyum eksikliğinin yaprak kenarlarında oluşturduğu lekelerin ve kıvrılmanın detaylı görünüşü.
Sağlıklı bir yaprağa göre magnezyum eksikliğinin en önemli belirtilerinden biri de yaprak kenarlarından içeriye doğru, damar aralarında ilerleyen lekelerdir.
KÜKÜRT (S) Amino asitlerin ve proteinlerin yapımında önemli görevleri olan bir elementtir. Toprağın aşırı asidik olması bitkilerin kükürt alımını güçleştirir. Bitkideki genel sararma ve kırılganlık kükürt eksikliğinin en belirgin sonucudur.
Kloroplasttaki proteinlerde yer alması nedeniyle en önemli belirtiler yaprakta ortaya çıkar. Kloroplast miktarındaki azalışa bağlı olarak renkte yeşilden sarıya doğru bir değişim kendini gösterir. Mobil bir element olmadığı için ilk belirtiler genç yapraklarda ortaya çıkar. Yapraklar önce açık yeşil, sonra sarı ve en son kısmen kırmızı renk oluşumu ortaya çıkar. Yaşlı yaprakların uç kısmında kahverengimsi siyah lekeler oluşur.
Yaşlı yaprakların uç bölgelerinde siyaha dönen kahverengi görünüm kükürt eksikliğini azot eksikliğinden ayıran en önemli belirtidir.
DEMİR (Fe) Çileğin genç yapraklarında şiddetli demir noksanlığı yapraklarında demir noksanlığı Çileğin genç yapraklarında şiddetli demir noksanlığı
BOR (B) Çilek meyve, yaprak ve köklerinde bor noksanlığı
Çilek yapraklarında sağda bor toksisitesi
Çilek yetiştiriciliğinde damla sulama ile gübreleme En doğru gübreleme programları toprak ve yaprak analiz sonuçlarına göre yapılan programlardır. Çileğin tarla şartlarında ortalama besin istekleri 10 kg N/da, 7 kg P2O5 /da, 10 kg K2O /da’dır. Genellikle çilek yetiştirilen yöre topraklarında Ca ve Mg kapsamları yüksek olduğundan aşağıdaki gübreleme önerisinde Ca ve Mg’a yer verilmemiştir.
Damla sulama ile Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında dekara toplam ; 7 kg N (8.7 kg Ü ve 14.3 kg AS) 4 kg P2O5 (6.5 kg MAP) 4 kg K2O (9 kg KNO3) 1 kg Fe (5 kg FeSO4.7H2O; %19 Fe) 0.8 kg Zn (3.5 kg ZnSO4.7H2O; %23 Zn) 0.6 kg Mn (2.2 kg MnSO4.3H2O; %27 Mn) 0.1 kg B (0.6 kg H3BO3; %17 B) 3 kg Hümik asit
Temmuz ayında dekara toplam; 0.8 kg N (2.4 kg AN-%33 N) 1 kg P2O5 (1.6 kg MAP) 1 kg K2O (2 kg K2SO4)
Ayrıca bir kez çiçeklenmeden hemen önce ve bir kez de çiçekler dökülüp meyve bağlanınca 100 L suda 100 g Fe-Şelat 100 g Zn-Şelat 100 g Mn-Şelat 50 g Borik asit 500 g Ü akşamüstü serin saatlerde rüzgarsız bir havada yapraklara püskürtülmelidir.
Çilek yetiştiriciliğinde damla sulama ile gübreleme Ana elementler olarak dekara damla sulama ile 10 kg N, 7 kg P2O5 ve 10 kg K2O verilmiştir. Azotun 7.8 kg’ı Ü, AS ve AN ile, 1 kg’ı MAP ile ve yaklaşık 1.2 kg’ı ise PN ile sağlanmıştır. Damlatıcıların tıkanıklığını gidermek amacıyla mevsim ortasında dekara 0.5 L FA (H3PO4) gelecek şekilde uygulama yapılabilir.
Geç sonbahar veya erken ilkbaharda iyi yanmış ahır gübresi sıra aralarına 2-3 ton/da dozunda uygulanıp çapalanarak toprağa karıştırılmalıdır. Yüksek pH’lı ve kireçli topraklara ahır gübresiyle birlikte dekara 50 kg kükürt verilebilir.
Çileğin Sulanması Çilek meyve oluşumundan olgunlaşmaya kadar geçen dönemde suya karşı hassastır. Sulama meyve iriliği ve kalitesi ile o yılki ürün ortalamasına etki eder. Dikim zamanında fidelerin çabuk ve sağlıklı büyümesi için sulamaya dikkat etmek gerekir. Çiçeklenme sırasında yağışlar arzu edilmez.
Yağış hem tozlanmayı engeller, hem de meyve olgunlaşmaya başladıktan sonra yağarsa meyve yumuşar, leke yapar ve çürümeyi kolaylaştırır. Sulama dikim sistemlerine göre karık, yağmurlama ve damla sulama şeklinde değişik metotlarla yapılabilir. Karık sulamada karıklara verilecek su taşarak sedde üzerindeki bitkilerle temas etmemelidir. Plastik örtülerle kaplanmış çileklere karık sulama başarı ile uygulanır.
Düz arazilerde ve ocağa dikilmiş çileklerde ise damla sulama daha uygundur. Ayrıca çiçeklenme zamanı dikkatli olunarak yağmurlama sulama metodu da uygulanabilir. Sıcak, kurak ve düşük nispi nem göz önüne alındığında çilekte sulamaya önem verilmeli ve özellikle ilkbahar ve yaz aylarında mutlaka düzenli olarak sulanmalıdır.
TEŞEKKÜR EDERİM