ANONİM HALK EDEBİYATI Anonım halk edebiyatı, ilk söyleyeni unutulan ağızdan ağıza aktarılak, halkın ortak malı olmuş bır edebiyattır. Anonim edebiyat ürünleri, sözlü olduğu için halk arsında dilden dile geçerken değişikliğe uğrar. İslamiyet sonrası anonım halk edebıyatının temel ürünleri kabul edıilen atasözü, destan, masal, bılmece, mani,ağıt, vb. türünde büyük gelişme görülür.
MANİ Anonim Türk halk şiirinin en yaygın nazım biçimlerinden biridir Halk şiirinde en küçük nazım biçimidir, tek dörtlükten oluşur Hece ölçüsünün 7 li kalıbıyla yazılır Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize serbesttir, uyak düzeni şöyle gösterilebilir :aaxa Manilerin ilk iki dizesi, uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir Genellikle asıl söylenmek istenen düşünceyle anlam yönünden ilgisi pek yokmuş gibi görünse de konuya bağlı olarak yorumlanabilir.
Söyleyeni belli değildir, maniler halkın otak malıdır. Değişik konular işleyebilir. İran edebiyatına ait bir nazım biçimi olan “rubai” nin etkisiyle edebiyatımızda oluştuğu sanılmaktadır. Ülkemizim farklı bölgelerinde “mani” nazım biçimi “bayatı”,”hoyrat” gibi adlar alır. Yedekli mani, kesik mani, cinaslı mani gibi türleri vardır. İlk dizesi yedi heceli olanlar DÜZ MANİ Birinci dizesi yediden az olursa KESİK MANİ Dize sayısı dörtten fazla olursa YEDEKLİ MANİ
TÜRKÜ Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli olan türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır. Anadolu halkı bütün acılarını ve sevinçlerini türkülerle dile getirmiştir. Halkın derdini, neşesini, dünya görüşünü yansıtır. Hecenin değişik kalıplarıyla oluşturulur. Belli bir ezgi ile söylenir. Türkülerin ilk söyleyeni zamanla unutulmuştur
Türkülerin özellikleri şunlardır: Türkü iki bölümden oluşur. Birinci bölüm asıl sözlerin bulunduğu bölümdür ki buna “bent’ adı verilir. İkinci bölüm ise bentlerin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme bağlama” ya da “kavuştak denir. Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında kafiyelenir. Türküler, hece ölçüsünün her kalıbıyla söylenir. Daha çok, yedili, sekizli, on birli hece ölçüleri kullanılır. Her konuda türkü söylenebilir. Bunlar arasında elbette aşk, hasret ilk sırayı alır. Halk arasında heyecan uyandıran olaylarla ilgili yakılan türküler bestelenir, zamanla yurdun her köşesine yayılır. Türkü, bölgelere, konularına, ezgilerine göre değişik isimler alır. Buna göre türkünün, hoyrat, oturak, kırık gibi türleri vardır.
NİNNİ Türk halk kültüründe “ninni” anonim halk şiiri ürünü olup çocuklar emzirilir veya uyutulurken söylenen yahut söylendiği varsayılan manzumelere verilen addır. Bir başka ifadeyle, ninniler başta çocukların anneleri olmak üzere çocuklan büyüten nine, anneanne, babaanne, teyze, abla, yenge vb. gibi yakınların çocuklan uyutmak için belli bir ezgiyle söyledikleri manzum veya mensur sözlerdir. Genellikle bir dörtlük veya bir mâniden ya da değiştirilip adapte edilerek yahut aynen bir türküden alınan ninniler kendilerine özgü ezgilerle söylenirler.
NİNNİLERİN ÖZELİKLERİ Ezgi ile çocukları uyutmak için söylenir Genelde aaxa biçiminde uyaklanır ve yedili sekizli hece kalıbıyla söylenir. Nakarat bölümleride vardır Bir ya da birkaç dörtlükten oluşur
AĞIT Ölen kişilerin ardından duyulan acıyı, üzüntüyü dile getirmek için söylenen şiirlerdir. Deprem, yangın, sel gibi doğal afetlerle ilgili de ağıtlar yakılmıştır. Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denmektedir.
Ağıtların özellikleri şunlardır: Ağıtlar, başından acı bir olay geçen ya da ölen kişinin iyiliklerinden, yiğitçe davranışlarından ve yaşamındaki önemli olaylardan söz eder. Belli geleneksel hareketler eşliğinde kendine özgü ölçü ve uyaklarla söylenir. Türklerde ağıt geleneği çok eskidir. Anadolu’nun hemen her yerinde söylenir. Ağıtlar yarı anonim folklor ürünleri arasında da sayılabilir. Türkçede 7, 8 ve 10 heceli ağıtlar yaygındır. En çok rastlanılanı 8 hecelilerdir. Kimi şairler koşma nazım biçimiyle ağıtlar da söylemiştir. Ağıtın, İslamiyet öncesi Türk edebiyatında karşılığı “sagu”, divan edebiyatında karşılığı ise “mersiye’dir.