NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ kişilik kuramlarI ROLLO MAY NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi iisbf.nisantasi.edu.tr
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY Rollo May’in Yaşam Öyküsü Rollo Reese May, 1909’da ABD’nin Ohio eyaletinde dünyaya gelmiştir. 1949’da Columbia Üniversitesinden klinik psikoloji alanında doktora derecesi almış ve 1974 yılına kadar da Enstitüdeki öğretim üyeliği görevini sürdürmüştür. 1950 yılında “Anksiyetenin Anlamı” ismiyle yayınladığı bu kitapta anksiyete kavramını varoluşçu bir perspektifle ele almıştır. Bu kitaptan üç yıl sonra yayınladığı “Kendini Arayan İnsan” isimli eseri onu daha da tanınmış bir psikolog haline getirdi. Ernest Angel ve Henri Ellenberger ile birlikte 1958’de yayınladıkları “Varoluş: Psikiyatri ve Psikolojide Yeni Bir Boyut” isimli eser ise Amerika’daki psikoterapistlere varoluşçu terapinin temel kavramlarını tanıtmış ve varoluşçu hareketi daha da popülerleştirmiştir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY Varoluşcu Psikoloji: Temel Kavramlar ve İlkeler Çağdaş varoluşçu psikolojinin kökleri ünlü Danimarkalı teolog ve düşünür Kierkegaard’ın görüşlerine dayanır. Kierkegaard, ‘endüstri ötesi’ toplumlarda ortaya çıkan ve gittikçe artan insanca özelliklerden uzaklaşma eğilimine dikkat çekmiş ve insanların yalnızca nesne gibi görülmesine karşı çıkmıştır. Bununla birlikte insanların öznel algılarının kişinin tek gerçekliği olduğu şeklindeki görüşü de benimsememiştir. Kierkegaard, hem deneyimleyen insanla hem de insanın deneyimleriyle ilgilenmiş ve insanları düşünen, aktif ve iradesi olan varlıklar olarak kabul etmiştir. Hem Kierkegaard hem de daha sonraki varoluşçular özgürlük ve sorumluluk arasındaki dengeden söz etmişlerdir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY İnsanın Doğası Dasein (Evrende Bulunmak / Being in-the-World) Varoluşçular insanı anlamak için fenomenolojik bir yaklaşımı benimsemiştir. Varoluşçulara göre kişi, en iyi kendi bakış açısıyla anlaşılabileceği bir dünyada varolmaktadır. Kişi ve çevresi arasındaki bu temel birlik, ‘burada olmak’ anlamına gelen, Almanca ‘dasein’ sözcüğü ile anlatılmaktadır. İnsanoğlunun içine doğduğu bu dünyada varolma ve bağımsız, ayrı bir varlık olarak kendisini görme (bilinçli/bilinçaltı) duygusuna sahip olma yönünde doğuştan getirdiği bir ihtiyacı vardır. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY Varolmama (Nonbeing) ve Kaygı May (1958) varolmanın ne anlama geldiğini anlayabilmek için kişinin varolmayabileceğini (yok olabileceğini) kavraması gerektiğini belirtmiştir. Kişiliğin öznel ve nesnel bölümleri iç içe geçmiş olsa da dünyada varolma ile ilgili kesin olan tek gerçek vardır ki o da ölümdür. Ölümden hiçbirimizin kaçması mümkün değildir. Narin varoluşumuz her an bir kaza ya da hastalıkla son bulabilir. Her ne kadar ölüm varolmamanın tek yolu değilse de en açık ve belirgin olanıdır. Ölme olasılığımızla yüzleştiğimizde yaşam bizim için daha önemli ve daha anlamlı hale gelir NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY Kişiliğin Yapısı Ontolojik özelliklerimizi soyut yapılara dayandırmak insanı mekanikleştirdiği için May kişiliğin yapısı ile ilgili soyut kavramlar öne sürmemiştir. May’e göre kişilik insanın varoluşu, kaygısı, suçluluk duygusu, sevgisi vb.dir. Varoluşçu psikoloji kişiliğe bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşır. Ancak May bilinçdışı süreçlerin önemini vurgulayarak bastırma, yansıtma, karşıt tepki geliştirme ve entelektüelleştirme gibi savunma mekanizmalarını kabul etmektedir. May’e göre kişi kaygısını, cinselliğini ya da şeytansı yönünü bastırdığında bunu kişiliğinin bir bölümü diğeriyle çatıştığı için yapmıyordur. Bu durumda cesaretten yoksun olan ve tehdit edici insanca yaşantılardan kaçan, bir bütün olarak bireyin kendisidir. Bu yanlış seçimin nedeni de güçlü olmayan bir ‘dasein’dır. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY Kişiliğin Gelişimi Kişiliğin sağlıklı gelişimi çeşitli patojenik anne-baba davranışlarından dolayı engellenebilir. Reddedilme çocuğun mitwelti yadsımasına ve diğer insanlardan uzaklaşmasına yol açar. Çocuğun doğal irade gösterimleri bastırılırsa güven duygusu için nevrotik bir arayış ortaya çıkar. Bu nedenle çocuk bütünüyle iyi ve itaatkar bir kişi olma çabasına girer ve ‘dasein’ feda edilebilir. Çocuğun her isteğinin yerine getirilmesi ise onun ebeveyn otoritesine karşı çıkabilmesini ve bireyselliğini geliştirmesini engeller. Bu da özellikle tek çocuk için önemli bir tehlikedir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © ROLLO MAY Eleştiriler ve Değerlendirme May’e ve genel olarak varoluşçulara yöneltilen temel eleştiri; öne sürdükleri fikirleri kuramsal bir yapıda şekillendirmemiş olmalarıdır. Varoluşçu kuramın bilimsel olarak sınanabilir belirgin hipotezler içermemesi ve bu nedenle de kurama dayalı olarak pek fazla ampirik araştırma yapılamaması da yapılan olumsuz eleştiriler arasındadır. May’in pozitivist bilimsel yaklaşımdan oldukça uzak bir perspektifle ortaya koyduğu kuramı; bilimsel yöntemle desteklenebilir ya da yanlışlanabilir hipotezlerden ya da bu yöndeki bulgulardan daha çok felsefi spekülasyonlar içermektedir. Psikoterapi ya da eğitim açısından somut ve uygulanabilir öneriler içermeyen bu kuram insan davranışlarının yordanması ve kontrol edilmesinden ziyade insanı anlamaya odaklanmıştır. Bilimsel değil de felsefi kaynaklardan besleniyor olması başkalarınca eleştirilse de May bunu bir tercih olarak seçmiştir. Nitekim May kendisini sıklıkla düşünür olarak ya da düşünür-terapist olarak adlandırmayı tercih etmiştir. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © kaynaklar Yazgan İnanç, Banu; Yerlikaya, Esef Ercüment. (2012), Kişilik Kuramları, 9.Basım, Pegem Akademi, Ankara. NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ©