Psikopatolojinin Tarihçesi Bilimsel sorgulama çağından önce, insanoğlunun kontrolü dışındaki olaylar (güneş ve ay tutulmaları, depremler, fırtınalar, yangınlar, ciddi ve yeti yitimine yol açan hastalıklar vb) doğaüstü olarak değerlendiriliyor. Zihinsel bozukluklar da, Tanrıların memnuniyetsizliğinin ya da şeytanların kişileri etkileri altına almalarının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Şeytancılık Bir insanın içinde yaşayabilen ve onun zihnini ve bedenini kontrolü altında tutabilen şeytan gibi kötü bir varlığın olduğu öğretisi şeytancılık (Demonology) olarak adlandırılır. Eski Çin, Mısır, Babil ve Yunan kayıtlarında görülür. İbraniler arasında Tanrı’nın kişiyi koruması altına almaktan vazgeçip gazaba uğratması şeklinde yorumlanmış. Bu nedenle tarihte şeytan çıkarma (exorcism) ayinleri düzenleniyor.
Törensel maniler söyleyerek ya da işkence yaparak kötü ruhların dışarıya çıkartılması. İşkence, gürültü, tadı iğrenç yiyecek ve içecekler..... Bedeni şeytanın barınamayacağı hale getirmek, işkence ile parçalamak, aç bırakmak vb..
Somatogenez M.Ö 5. yy. Tıbbın babası Hipokrat, tıbbı din, büyü ve batıl inançlardan ayırdı. Tanrıların ciddi fiziksel hastalıkları ve ruhsal bozuklukları ceza olarak gönderdiği şeklindeki yaygın Yunan inancını reddetti. Bu hastalıkların doğal nedenleri olduğu, soğuk algınlığı, kabızlık gibi diğer yaygın hastalıklarla aynı biçimde ele alınması gerektiğini savundu. Beyni bilinçliliğin, entelektüel yaşamın ve duyguların organı alarak kabul etti. Sapkın düşünce ve davranışın bir tür beyin patolojisinin gösterimleri olduğunu düşündü.
Karanlık Çağlar, Şeytancılık Yunanlı doktor Gallen’in 2 yy. da ölümünden sonra, tüm tıp ve özellikle de anormal davranışın incelenmesi ve tedavisinde karanlık çağlar başladı. Yunan ve Roma uygarlıkları çöktü. Kilise etkinlik kazandı ve papalığın devletten bağımsız olduğu ilan edildi. Din adamları doktorların yerine geçti. Hastalara manastırlar bakmaya başladı. Bu manastırlardan bazıları klasik Yunan tıp yazmalarının deposu olmasına rağmen bu bilgilerden yararlanmıyorlar bile.
Suçlu bulunup tövbe edenler ise ömür boyu hapse mahkum ediliyorlardı. Papa VIII. Innocent Açıklayamadıkları ve korkutucu olaylarla yüz yüze gelen insanlar elde var olan açıklama her neyse ona tutunmaya başladılar. 1484’de Papa VIII. Innocent, Avrupa’da büyük bir büyücü avı başlattı. Bu ava rehberlik etmek üzere kapsayıcı bir el kitabı hazırlandı. Buna göre büyücülükle suçlananlara, itiraf etmedikleri sürece işkence yapılmalıydı. Suçlu bulunup tövbe edenler ise ömür boyu hapse mahkum ediliyorlardı.
Tımarhanelerin Gelişimi 15. yy. da Haçlı seferlerinin sonuna kadar Avrupa’da cüzzamlılar için binlerce hastane olmasına rağmen çok az akıl hastanesi vardı. Haçlı seferlerinin ana savaşlarından sonra, cüzzam Avrupa’dan yavaş yavaş kayboldu ve böylece dikkatler delilerin üzerine yöneldi. Akıl hastalarının hapsedilmesi 15. ve 16. yy. da ciddi olarak başladı. Cüzzam hastaneleri tımarhanelere dönüştürülerek, akıl hastalarının hapsedilmeleri ve bakılmaları için yerler oluşturuldu.
Bu tımarhanelerin pek çoğu karışıktı; yani farklı hastalıkları olan pek çok kişi aynı yerde tutuluyordu. O dönemde çok büyük toplumsal bir sorun halini almış olan dilenciler de buralarda toplanıyordu. Aynı dönemde akıl hastalarının hapsedilmesi için özgül düzenlere sahip hastaneler ortaya çıktı. Sadece akıl hastalarının hapsedildiği Bethlehem hastanesi 1243’de kuruldu.