TARİH PERFORMANS ÖDEVİ OSMANLI TOPLUM YAPISI. O SMANLı T OPLUM Y APıSı Osmanlı toplum yapısı, Osmanlı Devleti kurulmadan önceki Türk Devletlerinde Türklerin.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
NEREDE VE NASIL YAŞIYORUZ
Advertisements

EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT
ÜNİTE: TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK KONU: OSMANLI ORDUSU ve YÖNETİM YAPISI
MALİYE TARİHİ 3. hafta.
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR ve MEDENİYET
DURAKLAMA DEVRİNDE İÇ İSYANLAR
TÜRKİYE’DE KIR YERLEŞMELERİ
Tarih bilimi araştırmayı ve öğretimi kolaylaştırmak amacıyla,
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN ÖĞELER
Tarihte hiçbir zaman mutlak gerçek yoktur...
OSMANLI DEVLETİ’NİN DURAKLAMASI’NIN İÇ NEDENLERİ Osmanlı Devleti’nin teokratik bir yapıya bürünmesi Osmanlı Devleti Hükümdarları’nın,Osmanlı Orduları’nın.
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE TOPLUM YAPISI
1.
OSMANLILARDA YÖNETİM,ASKERİ TEŞKLAT VE EĞİTİM
C-Klasik Osmanlı Devlet Teşkilatı
TÜRK - İSLAM DEVLETLERİNDE EKONOMİ
TIMAR SİSTEMİ.
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ)
OSMANLI KÜLTÜR MEDENİYETİ
KLASİK DÖNEM OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
TANZİMAT DÖNEMİ OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
OSMANLIDA DEVLET YÖNETİMİ
KLASİK DÖNEM OSMANLI TOPLUM YAPISI
1.
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK
Osmanlı devleti’nde taşra ve eyalet yönetimi
KAZANIM: 10. SINIF 2.ÜNİTE 3.KAZANIM
OSMANLI TOPLUM YAPISI.
Konular: Osmanlı Şehirleri ve Ulaştırma
OSMANLILARDA ASKERİ TEŞKİLAT
TÜRK–İSLAM DEVLETLERİNDE ORDU TEŞKİLATI
OSMANLI’ DA EĞİTİM.
DİVANIHÜMAYUN.
Dönemlere Ayrılma Her dönüm noktası, hem yeni bir gelişmenin başlangıç noktası, hem de bir önceki gelişmenin doruk noktası olmaktadır.
TOPRAKTAN GELEN YAŞAM Erdoğan GÜL.
ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET.
Sosyal Bilgiler ANADOLU’DA İLK TÜRK DEVLETİ ve BEYLİKLERİ
TÜRKİYE SELÇUKLU LARINDA KÜLTÜRÜ VE UYGARLIĞI
DURAKLAMANIN SEBEPLERİ
TÜRKİYE TARİHİ (11-13 YÜZYIL)
Türklerde Eğitimin Kısa Tarihi. İ slamiyeti kabul etmeden önce Türk toplulukları göçebe ve yarı göçebe biçimde yaşamlarını sürdürmekteydi.
Eskişehir Salih Zeki Anadolu Lisesi
OSMANLIDA YÖNETİM, ASKERİ TEŞKİLAT VE EĞİTİM
OSMANLI DEVLETİ’NDE EKONOMİK GELİŞMELER VE TOPLUM YAPISI
OSMANLI’DA DİVAN-I HÜMAYUN
DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 2. ÜNİTE: DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. ve 2. KONU.
ADI:ASLIHAN SOYADI:YAVAŞCI SINIFI: 7/A NO:29 DERS: SOSYAL BİLGİLER
YGS TARİH TERİMLER 2015.
D E V L E T Y Ö N E T İ M İ OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR VE UYGARLIĞI.
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAM
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ) PROF.DR.ABDULLAH DEMİR.
Osmanlı Devleti kurulduğunda
TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK / OSMANLI’DA TOPLUM VE EKONOMİ
OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU
EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT / ÜRETİMDE VE YÖNETİMDE TOPRAK
Vakıf Bir malın veya bir gelirin, kişinin kendi isteği ile şahsi mülkiyetinden çıkararak belli şart ve gaye ile bir hayır hizmetine verilmesine Vakıf.
Osmanlı’da divan teşkilatı
Osmanlı devleti’nde taşra ve eyalet yönetimi
IV. HAFTA: GENEL HATLARIYLA OSMANLI TOPLUM YAPISI
TIMAR SİSTEMİ TIMAR SİSTEMİ. Tımar: Osmanlı Devleti'nde kamu arazisi (mirî) dahilinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen ad.
Osmanlı devleti ordu teşkilatında kendinden önce kurulmuş olan Türk-islam devletlerini örnek almıştır. osmanlı devleti fetih politikası üzerine kurulmuş.
IV. HAFTA: GENEL HATLARIYLA OSMANLI TOPLUM YAPISI
OSMANLI’DA HOŞGÖRÜ SUNU
Osmanlı’da Merkez ve Taşra Hayatı
OsmanlI’da dİvan teşkİlatI
ANADOLUDA TOPRAK SİSTEMI. Küçük Asya olarak da bilinen Anadolu’nun ortası yüksek bir yayladır. Taş devrinden beri Anadolu’da insanlar yaşamış ve bunlar.
OSMANLI DEVLET ANLAYIŞI.  Kut anlayışı.  Devlet Hanedanın ortak malıdır.  I. Murat devlet padişahın ve oğullarınındır anlayışı.  Fatih Sultan Mehmet.
OSMANLI HUKUKUNDA REAYA (VATANDAŞ)
OSMANLI KURULUŞ.  Osmanlı Devleti’nin Doğuşu  Malazgirt Savaşı’ndan sonra birçok Türk boyu ile beraber Anadolu’ya gelen Kayılar, Türkiye  Selçuklu.
Sunum transkripti:

TARİH PERFORMANS ÖDEVİ OSMANLI TOPLUM YAPISI

O SMANLı T OPLUM Y APıSı Osmanlı toplum yapısı, Osmanlı Devleti kurulmadan önceki Türk Devletlerinde Türklerin yaşayış şeklinin devamı ve günümüz Türk toplum yapısının kaynağıdır. Tarih boyunca Türklerin bilinen en karakteristik özelliği aile ve sosyal yapıya kısacası toplumsal hayatta ilişkilerine sıkı sıkıya bağlı olmalarıdır. Günümüzde de aile kavramı her ne kadar yozlaştırılmaya çalışılsa da genele vurulduğunda Türklerin en önemli toplumsal kurumudur. Osmanlı Devleti zamanında da aile faktörü en önemli sosyal unsur olmasıyla dikkat çekmiştir. Osmanlı toplumsal yapısı katmanlarıyla incelenmeden önce aile anlayışının tüm sınıflarda kendi içinde temel yapı taşı işlevi gördüğünün ve saygı duyulan bir kavram olduğunun belirtilmesi gerekir. Osmanlı'da aile bireylerinin birlikte yaşamalarına, aile reisi olan babanın kararlarına, akrabalık duygularına büyük önem verilirdi. Öyle ki devletin padişahı dahi devleti ailesiyle birlikte yaşadığı sarayı içinden yönetir, devlet meselelerini aynı sarayın içerisinde yaşayan yardımcılarıyla görüşürdü. Genel olarak toplum içinde boşanmalar hoş karşılanmazdı. İnsanlar aile bağlarını yüceltmeli, bozmamalıydı.

O SMANLI DEVLETINDE YÖNETENLER Askerî sınıf, padişahın dinî ve idari yetki tanıdığı her türlü vergi yükümlülüğünden muaf olan devlet görevlilerinden oluşuyordu. Bu sınıfın başında padişah ve saray görevlileri bulunmaktaydı. Müslüman olması şartı aranan yönetici sınıfın üyeleri saray halkı, seyfiye, ilmiye ve kalemiye mensuplarındandı.

SARAY HALKI Osmanlı padişahları üç buçuk asır süresince Fatih’in yaptırdığı Topkapı Sarayı’nda oturdular. Padişahın meskeni olan bu sarayda halkla ilişkiler, yabancı devlet temsilcileriyle görüşmeler ve devlet törenleri yapılırdı.

SEYFİYE Arapça “seyf” kelimesinin anlamı kılıçtır. Bu kelime isim olarak kullanıldığında yönetim görevinde bulunan askerî zümreyi ifade eder. Bu sınıfın tabanını eyaletlerde tımarlı sipahiler, merkezde kapı kulu askerleri teşkil ediyordu. Sadrazam, vezirler, beylerbeyi ve sancak beyleri, kapı kulu zabitleri ve neferleri ile tımarlı sipahiler ve deniz askerleri bu gurubun üyeleriydi. Ayrıca vergi muafiyeti ile kendilerine çeşitli hizmetler yaptırılan muaf ve müsellemler de seyfiyenin diğer üyeleriydi. Kapı kulu askerleri, enderunhizmetlileri, kale uhafızları, subaşıların maaşları (ulûfe) hazineden nakit olarak verilirdi. Tımarlı sipahiler, sancak beyleri, beylerbeyive vezirler ise hizmet karşılığı olarak dirlik alırlardı.enderun

İLMİYE Din, adalet ve eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunanlar ve bilginler ilmiye sınıfını oluşturmaktaydı. Şeyhülislam, kadıasker, kadılar, müftüler, müderrisler, imamlar, müezzinler ve medrese öğrencileri bu sınıfının üyeleriydi. İlmiye sınıfı mensupları eğitimin ücretsiz olduğu medreselerde yetişiyordu.

KALEMİYE Devlet dairelerinde çalışan her seviyedeki idari memurların oluşturduğu üst seviye bürokrat zümre, kalemiye sınıfını oluşturmaktaydı. Defterdar, nişancı, reisülküttap ve divan kâtipleri bu sınıfın üyeleriydi. Müslüman ailelerden seçilen kalemiye üyeleri, çalıştıkları bürolarda, usta-çırak ilişkisi içinde yetiştirilirlerdi. Çıraklar sabahları görevli bulundukları kalemlerde mesleki eğitimlerini görür, öğleden sonra İslami bilgilerini ve genel kültürlerini arttırmak için medreselerde veya büyük camilerde derslere devam ederlerdi. Bunlar yetenek ve başarı durumlarına göre kalfalığa ve ustalığa yükselirlerdi.

YÖNETİLENLER Tüccar ve Esnaf Tüccarlar reayanın en önemli gruplarından biri olup zorunlu tüketim maddelerini alma, taşıma, depolama ve üretim için gerekli malzemeyi teminle ilgileniyorlardı. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılama işini tacirler ve toptancılar üstlenmişti. Rumlar, Yahudiler ve Ermenilerin yanı sıra Türkler de ticaretle uğraşıyorlardı. Osmanlı şehir halkının bir diğer grubu da esnaftı. Mahalli üretim ve ticaret esnaf tarafından yapılmaktaydı. Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyılda iki yüz yirmi beş değişik meslek sahibi yani esnaf vardı. Kâğıtçı, ciltçi, terzi, kürkçü, kalaycı, telci, kılıççı, kalkancı, çadırcı, bıçakçı, iğneci ve berberler bunlardan bazılarıydı. Küçük ticaret erbabından ve zanaatkârlardan oluşan esnaf, hem iş kollarıyla ilgili ham maddeyi işleyerek üretim yapıyor hem de bunların satışıyla meşgul oluyorlardı.Osmanlı Devleti

O SMANLI DEVLETINDE ESNAF

KÖYLÜLER Osmanlı nüfusunun büyük kısmı köylerde yaşamaktaydı. Tımar beyleri, çiftçi aileleri, mukataa usulüyle toprağı işleyenler, mülk sahipleri, müsellemler ve muaflar köy nüfusunu oluşturmaktaydı. Köylülerin büyük bir bölümü ise “çifthane sistemi” ile devletin kendilerine tahsis ettiği raiyyet çiftliklerini işleten ailelerden oluşmaktaydı. 100–150 dönüm arasında tahsisi yapılan bu çiftlikler satılamaz, hibe olarak verilemez ve vakfedilemezdi. Fakat babadan oğula bir işletme olarak geçerdi. Köylü işlediği bu toprağa karşılık çift vergisi” öderken ürettiği ürün için de ayrıca vergi öderdi. Hukuken bir dirlik sahibinin reayası olan köylünün temel görevi toprakları işlemekti. Kürekçilik, marangozluk, kuşçuluk, madencilik ve çeltik işleri de köylüler tarafından yapılırdı. Köylerde çiftlik sisteminin korunması ve sürekli denetimin yapılması maksadıyla tımar sahipleri de oturmaktaydı. Ayrıca dizdar, mülazım, hizmetkâr gibi kale görevlileri; şeyh ve fakih gibi din adamları; subaşı, kethüda, çeribaşı ve korucu gibi yerel yöneticiler de köylerde oturmaktaydı.

GÖÇEBELER Osmanlı toplumunda hayvancılıkla uğraşan göçebeler şehirlerin et, yağ, yoğurt, tereyağı ve peynir ihtiyaçlarının çoğunu karşılarlardı. Hayvan sayısına göre devlete “ağıl resmî” ve otlakların kullanılmasına karşılık “kışlak ve yaylak resmî” öderlerdi. Çok az da olsa tarımla uğraşanlar vardı. Sefer yolları üzerinde bulunanlardan geçici askerî hizmete alınanlar nakliye işlerinde görevlendirilirlerdi. Ayrıca vergimuafiyeti karşılığında yol kavşak ve dağ geçitlerinin korunmasında görev alırlardı. Sahillerde yaşayanlar donanma için malzeme sağlamak ve gemi yapımında çalışmak zorundaydılar. Yeni fethedilen yerlere göçebelerin yerleştirilmesi sonucu Anadolu’da Van Gölü çevresi, Diyarbakır, Maraş ve Sivas arasında Bozok ve Toroslar’da yoğun olarak göçebe nüfusu oluşmuştu.

HELİN BİLEN 10-C 687