Ergenekon Destanı Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk’e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KAVGA sk - per KONTROL İZLEYİCİDE.
Advertisements

HARFLERİMİZ HAZIRLAYAN ABDULLAH BÜYÜKYILDIZ
Biz bu oyuna deli olduk! Bir Japon psikoloji profesörü, Isamu Saito oturmuş psikolojinin prensiplerinden faydalanarak kendimizi keşfetme oyunu hazırlamış.
İPEK YOLUNDA TÜRKLER.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
ADEM Adem nasılsın? İyiyim. Adem dalda mısın? Daldayım.
Ninem: -Büyüklerine saygılı ol, küçüklerini sev dedi.
GÖZLERİN(Nazım Hikmet)
SESLİ GAZİ ÇİFTLİĞİNDE DOLAŞIP HAVA ALIRKEN OLDUKCA YAŞLI BİR KADINA RASTLADIK. ATATÜRK ATTAN İNEREK BU İHTİYAR K K K KADININ YANINA SOKULDU. MERHABA.
DESTAN.
Bu destan, Orta Asya Türklerine ait bir destandır
Bir Japon psikoloji profesörü, Isamu Saito oturmuş
Hazırlayan: Zeynep Adsoy Türkçe Öğretmenliği/2 No:
ÜNİTE 5 İPEK YOLUNDA TÜRKLER KONU: Destan Yazan Türkler
HAZIRLAYAN: PERİHAN KESGİN
Bir tavuk alıp ne yapalım?
Ünite:1 İpek Yolunda Türkler.
İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI (..?-11.yy.)
OĞUZ KAAN DESTANI "ALTIN YAY" VE "ÜÇ GÜMÜŞ OK" "Oğuz-Kağan'ın altı oğlu hükümdarlık sembolü olan, 'altın bir yay" ile ""üç gümüş ok"u, avda bulup getirmişlerdi":
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Alp Eren Aktaş Ömer Enes Özer
SBEP ERGENEKON DESTANI
TÜRKLERİN VE MOĞOLLARIN ESKİ DİNİ
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER BEDR-UHUD ARASINDA.
MOĞOLLARDA KÜLTÜR VE MEDENİYET
KAVİMLER GÖÇÜ SBEP
ZAMAN MAKİNES İ ZAMAN YOLCULUĞU.
Eyüp Peygamber'in Kıssası
1.soru Aşağıdaki cümlelerin soru anlamı zamirle sağlanmıştır ?
TAVŞAN İLE KAPLUMBAĞA Güzel bir ilkbahar günüydü.
EFSANE: Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence. Efsanenin Özellikleri : Efsaneler dilden.
2 3 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
UYGURLAR.
ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİN ANISINA..
KAVİMLER GÖÇÜ.
Erdoğan GÜL Sosyal Bilgiler Öğretmeni
DESTAN NEDİR? Destan bir ulusun yaşamını yakından ilgilendiren savaş, göç, yıkım , felaket , yangın … gibi tarih ve toplum olaylarının çerçevesi içinde.
  Egemenlik yönetme yetkisidir. Ulusal egemenlik; yönetme yetkisinin ulusta olmasıdır. Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişahta idi. Padişah.
MİT-(MİTOLOJİNİN KISALTMASI)
İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DİN
Frohe Weihnachten! Mutlu Noeller!. İsa'nın doğum İncil, Luka 1+2 türkisch İsa'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor Elizabet'in hamileliğinin altıncı.
TÜRK DESTANLARINDA MOTİFLER
Olay çevresinde oluşan metinler DESTAN
Zıt Anlamlı Kelimeleri Tahmin Edelim
Hazırlayan:Yasin KAYNAR Serkan AKKAYA
OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN METİNLER (DESTAN) *Ergenekon Destanı *Ergenekon Destanı.
KÖKTÜRKLER.
A İLK TÜRK DEVLETLERİ İLKÇAĞ UYGARLIKLARI.
TEKERLEME ÖRNEKLERİ Bir iki üç Söylemesi güç Sana verdim bir elma
TAVŞAN VE YILANIN DOSTLUĞU
TARİHİ RİSK! İLK TÜRK DEVLETLERİ.
KAVİMLER GÖÇÜ SBEP
Niçin Bayram Yapıyoruz ? Cumhuriyet ilan edilmeden önce devletimizin adı Osmanlı Devleti’ydi. Osmanlı Devleti padişahlar tarafından yönetiliyordu. Bazı.
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ
. 25 SİHİRLİ FASULYE Bir zamanlar yoksul ve dul bir kadın varmış. Oğlu çok tembel bir delikanlı olduğu için paraları yok denecek kadar azmış. Bir gün.
HORBO ve Babası Çolak Memo!. BİRİNCİ Dünya Savaşı'nda Suriye cephesinde kolundan vuruldu; namı oradan geliyordu. Savaştan sonra dağa çıktı; eşkıya oldu.
Çin düşünürü Lao Tzu'nun öyküsü
Türklerin anayurdu Orta Asya'dır.
YGS PRATİK TARİH DERS NOTLARI -1-.
KURULTAYDAN MECLİSE “Egemenlik” kavramı
İSLAMİYET ÖNCESİ EĞİTİM
KISALTMA GRUPLARI.
Yapan=Mücahitnşahin Sınıf=10/A 'Numara=2622 Konu= Kavimler göçünün sonuçları.
Gücün maddi ve temel kaynakları. Orta Asya, çöllerden, ıssız düzlüklerden ve geniş bozkırlardan oluşur. Bu coğrafi bölgedeki bozkırların kışı çok soğuk.
TÜRKLERİN İLK YURDU Türklerin ilk ana yurdu Orta Asya’dır. Bu bölge batıda Hazar Denizi’nden doğuda Kingan Dağlarına, kuzeyde Altay Dağları ve Baykal.
HALİDE EDİP ADIVAR.
TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT ANLAYIŞI. TÜRKLERDE SANAT İLK TÜRK DEVLETKERİNDE SANAT  ORTA ASYA TÜRK SANATININ TEMELİ İLK TÜRK DEVLETLERİNDE GÖRÜLEN ATLI.
MISIR’DAN TAM öZGÜRLÜK
Sunum transkripti:

Ergenekon Destanı Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk’e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türklerin üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince vuruşma başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi. Bu yenilgi üzerine düşman kavimlerin hanları, beyleri av yerinde toplanıp konuştular. Dediler ki: ”Türklere hile yapmazsak halimiz yaman olur!” Tan ağaranda baskına uğramış gibi ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler, ”Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar” deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkleri görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Düşman, Türkleri öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını, mallarını öyle bir yağmaladılar ki tek kara kıl çadır bile kalmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler.

O çağda Türklerin başında İl Kagan vardı. İl Kagan’ın da birçok oğlu vardı. Bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü. Kayı (Kayan) adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Kagan’ın Tokuz Oguz (Dokuz Oğuz) adlı bir de yeğeni vardı; o da sağ kalmıştı. Kayı ile Tokuz Oguz tutsak olmuşlardı. On gün sonra ikisi de karılarını aldılar, atlarına atlayıp kaçtılar. Türk yurduna döndüler. Burada düşmandan kaçıp gelen develer, atlar, öküzler, koyunlar buldular. Oturup düşündüler: ”Dört bir yan düşman dolu. Dağların içinde kişi yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım, oturalım.” Sürülerini alıp dağa doğru göç ettiler. Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine sarp bir yoldu ki deve olsun, at olsun güçlükle yürürdü; ayağını yanlış yere bassa, yuvarlanıp paramparça olurdu. Türklerin vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı’ya şükrettiler. Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye ”Ergenekon” dediler.

Zaman geçti, çağlar aktı; Kayı ile Tokuz Oguz’un birçok çocukları oldu. Kayı’nın çok çocuğu oldu, Tokuz Oguz’un daha az oldu. Kayı’dan olma çocuklara Kayat dediler. Tokuz’dan olma çocukların bir bölümüne Tokuzlar dediler, bir bölümüne de Türülken. Yıllar yılı bu iki yiğidin çocukları Ergenekon’da kaldılar; çoğaldılar, çoğaldılar, çoğaldılar. Aradan dört yüz yıl geçti. Dört yüz yıl sonra kendileri ve sürüleri o denli çoğaldı ki Ergenekon’a sığamaz oldular. Çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki: ”Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtlar varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasını araştırıp yol bulalım. Göçüp Ergenekon’dan çıkalım. Ergenekon dışında kim bize dost olursa biz de onunla dost olalım, kim bize düşman olursa biz de onunla düşman olalım.”

Türkler, kurultayın bu kararı üzerine, Ergenekon’dan çıkmak için yol aradılar; bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki: ”Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat demire benzer. Demirini eritsek, belki dağ bize geçit verir.” Gidip demir madenini gördüler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın altını, üstünü, yanını, odun kömürle doldurdular. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp, yetmiş yere koydular. Odun kömürü ateşleyip körüklediler. Tanrı’nın yardımıyla demir dağ kızdı, eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu. Sonra gök yeleli bir Bozkurt çıktı ortaya; nereden geldiği bilinmeyen. Bozkurt geldi, Türk’ün önünde dikildi, durdu. Herkes anladı ki yolu o gösterecek. Bozkurt yürüdü; ardından da Türk milleti ve Türkler, Bozkurt’un önderliğinde, o kutsal yılın kutsal ayının kutsal gününde Ergenekon’dan çıktılar.

Türkler o günü, o saati iyi bellediler. Bu kutsal gün, Türklerin bayramı oldu. Her yıl o gün büyük törenler yapılır. Bir parça demir ateşte kızdırılır. Bu demiri önce Türk kağanı kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Sonra öteki Türk beyleri de aynı işi yaparak bayramı kutlarlar. Ergenekon’dan çıktıklarında Türklerin kağanı, Kayı Han soyundan gelen Börteçine (Bozkurt) idi. Börteçine bütün illere elçiler gönderdi; Türklerin Ergenekon’dan çıktıklarını bildirdi. Ta ki, eskisi gibi bütün iller Türklerin buyruğu altına gire. Bunu kimi iyi karşıladı, Börteçine’yi kağan bildi; kimi iyi karşılamadı, karşı çıktı. Karşı çıkanlarla savaşıldı ve Türkler hepsini yenerek Türk Devleti’ni dört bir yana egemen kıldı.