I understand. Anlıyorum. 121.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Food & drink ● Possession
Advertisements

RELATIVE CLAUSES Sıfat cümleleri
Yabancı Dil - II Bölüm - 1.
Past tense ● Time expressions
UNIT FIFTEEN Health and Sports
SÜMEYYE KARABOYUN İÖP-1
Soru sorma Geniş zaman “DO – DOES”
NOUN CLAUSES (İSİM CÜMLECİKLERİ).
PRESENTED BY GÜLSÜN ÖZYURT
UNIT 1 IN THE CLASSROOM.
EXPRESSING EMPATHY AND SYMPATHY
İNGİLİZCE MAKING SUGGESTIONS
REQUESTING OTHERS TO DO SOMETHING
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
POSSESSIVE PRONOUNS.
 Let’s go for a walk. ( Hadi yürüyüşe çıkalım.)  Let’s drink coffee. (Hadi kahve içelim.)
Are you sure?: Emin misin? Be careful!: Dikkatli ol!
PRESENT CONTINUOUS PRESENT SIMPLE
21/02/2016 A Place In My Heart Nana Mouskouri « Istanbul « (A Different Adaptation)
 The water is cold.  Everything became clear.
Expressing Daily Routines
SORU KELİMELERİ TEOG SINAVINDA HAYAT KURTARIR!
PRESENT CONTINUOUS © 2016 ingilizcebankasi.com.
© 2016 Future simple (will) © 2016 ingilizcebankasi.com.
Quantifiers (miktar belirteçleri)
©2016 be ©2016 ingilizcebankasi.com.
Can / could ©2016 ingilizcebankasi.com.
MUSIC FOR COMENIUS BROTHER HOOD NEVER ENDS BROTHERHOOD NEVER ENDS…. *We are not going to give up yet *It's time for us to make our move *We fed up with.
Near future (be going to)
SIK kullanılan CÜMLELER
Practice your writing skills
First Conditional Sentences. LOOK AT THE EXAMPLES If the weather is fine, we’ll play tenis If I have enough money, I’ll buy the car If it rains, we’ll.
:Hazırlayan: BARIŞ AKYÜZ
P RESENT C ONTINUOUS T ENSE ( Şimdiki zaman ). Konuşma anından önce başlayan, konuşma anında devam eden ve muhtemelen bir süre daha devam edecek olayları.
COUNTABLE AND UNCOUNTABLE NOUNS
RELATIVE CLAUSES Sıfat cümleleri
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
YDI101 YABANCI DIL 1 HAFTA 1. We use subject pronouns when the pronoun is the subject of the sentence. When the subject appears the second time, we don’t.
8th grade english lesson friendship topic presentation. -8
YUMMY BREAKFAST.
*İNGİLİZCE’de YER YÖN TARİFLERİ
W O R D A M G E U FOR N I T 1.
Can I walk there? Is it far?
Who wants to start? Kim başlamak ister? 401.
-Nereden bi ingilizce gazetesi alabilirim biliyor musunuz?
I’d like to show to you a report if you don’t mind.
I’m going home now. Şimdi eve gidiyorum. 241.
Would you like a different color?
You should be pround of her.
I’m sorry Michael but I have to go now.My friends are waiting for me.
Excuse me. Afedersiniz. 1.
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
PUANLAMA ÖNERİSİ *Öğrenciler iki gruba ayrılır. Her iki gruba da baştan 1000’er puan verilir. *Birinci grup yarışırken “GAME 1“ açılır. Öğrenciler her.
Future: I will/shall & I am going to. Structure: Subject+will/shall+verb(base form)+object.
tomorrow soon next week / year in five minutes/ in two hours later today I'll go to the market tomorrow. Don’t worry. He will be here soon. There.
Birthday party. birthday party new year's party new year's party New Year's Party.
5.Sınıf adres sorma.
SİMPLE PAST TENSE Grup Üyeleri
CONDITIONALS TYPE
8. SINIF 1. ÜNİTE söz kalıpları
PRESENT CONTINUOUS. Present continuous (am/is/are + V-ing) I am (=’m) playing football today. He She It is (=’s) We You They are (=’re)
HAZIRLAYAN İSMAİL BAYHAN
Imagine that you are a teacher and you are taking your 20 students to England for the summer school.
CONDITIONALS TYPE
DIRECTIONS.
İNGİLİZCE THE FUTURE TENSE ( BE GOING TO ). Be going to gelecek zamanda olan bazı olayları ifade etmek için kullandığımız bir yapıdır. İNGİLİZCE THE FUTURE.
“8. SINIFLAR” MASTERMIND UNIT 4 On the phone Wopenglish GURURLA SUNAR…
NAME:MERYEM SURNAME:ACAR CLASS:7/E NUMBER:628. UNIT 7 DREAMS.
WELCOME TO ENGLISH COURSE
SHOULD EXPLANATION   *Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek.
Sunum transkripti:

I understand. Anlıyorum. 121

Do you understand? Anlıyor musunuz? 121

I don’t understand you Sizi anlamıyorum. 121

Did you understand me? Beni anladınız mı? 121

I understand you. Evet, sizi anladım. 121

I am trying to understand him. Onu anlamaya çalışıyorum. 121

I understand a little. Çok az anlıyorum. 122

I don’t understand anything. Hiçbir şey anlamıyorum. 122

I’m going to visit my children tomorrow. Yarın çocuklarımı ziyaret edeceğim. 123

When are you going to visit children? Çocuklarını ne zaman ziyaret edeceksin? 123

Did you visit your friends last week. Geçen hafta arkadaşlarını ziyaret ettin mi? 123

Evet, dün babamı ziyaret ettim. Yes, I visited my father. Evet, dün babamı ziyaret ettim. 123

No, I didn’t visit my mother. Hayır, annemi ziyaret etmedim. 123

That is my son and this is my daughter. Şu benim oğlum ve bu da benim kızım. 124

This is my car and that is my bag. Bu benim arabam şu da benim çantam. 124

We have five children. Beş çocuğumuz var. 125

How many children do you have? Kaç çocuğunuz var? 125

How many brother do you have? Kaç erkek kardeşiniz var? 125

We have a lot of children. Çok fazla çocuğumuz var. 126

Do you have a lot of children? Çok mu çocuğunuz var? 126

How many rooms do you have in your flat? Evinizde kaç odanız var? 126

We have 6 rooms in our flat. Evimizde altı odamız var. 126

We have three boys and a girl. Üç erkek ve bir kızımız var. 127

-Are you going to Ankara by plane? -We are going to Ankara by train. -Ankara’ya uçakla mı gideceksiniz? -Ankara’ya trenle gideceğiz. 128

Would you like to buy some oranges? Biraz portakal satın almak ister misin? 129

How many bananes you want? Kaç tane muz istiyorsunuz? 129

Would you like to buy a watermelon? Bir karpuz satın almak ister misiniz? 129

How much do they cost? Onlar ne kadar tutuyor? 130

They cost 20 liras? Onlar 20 lira tutuyor? 130

-How much does it cost? -Five dollars per pound. -Bu ne kadar tutuyor? -Paund başına beş dolar. 131

How much does a watermelon cost? Bir karpuz ne kadar tutuyor? 131

İki kavun ne kadar tutuyor? How much do 2 melons cost? İki kavun ne kadar tutuyor? 131

A watermelon costs 10 liras. Bir karpuz 10 lira tutuyor. 131

2 melones cost 18 liras. İki kavun 18 lira tutuyor. 131

A watermelon costs 6 dollars. Bir tane karpuz 6 dolar eder. 132

I’d like to buy a watermelon. Bir tane karpuz satın almak istiyorum. 133

Would you like to buy a watermelon too? Sizde bir karpuz almak ister misiniz? 133

I’d like to buy two pounds of bananas. İki pound muz satın almak istiyorum. 134

Would you like to buy 4 kg of bananes? Dört kilo muz almak ister misiniz? 134

-Are you a student? -Yes I’m a student here. -Öğrenci misin? -Evet burada bir öğrenciyim. 135

Siz öğrenci değil misiniz? Aren’t you a student? Siz öğrenci değil misiniz? 135

Yes, we are students here. Evet, biz burada öğrenciyiz. 135

Sana nasıl yardımcı olabilirim. How can I help you? Sana nasıl yardımcı olabilirim. 136

Bana yardımcı olabilir misiniz? Can you help me? Bana yardımcı olabilir misiniz? 136

Would you like to help us? Bize yardım etmek ister misiniz? 136

I’d like to find a hotel here. Burada bir otel bulmak istiyorum. 137

I could not find a hotel here. Burada bir otel bulamadım. 137

Do you know a good hotel here? Burada iyi bir otel biliyor musunuz? 137

There is a hotel down the Street. Sokağın sonunda bir otel var. 138

Is there a hotel down the Street? Sokağın sonunda bir otel var mı? 138

There are 3 cars in front of the hospital. Hastanenin önünde üç tane araba var. 138

I don’t know where North Street is. How can I go there. Kuzey Caddesi’nin nerde olduğunu bilmiyorum. Oraya nasıl giderim. 139

Do you know where the North Street is? Kuzey Caddesi’nin nerde olduğunu biliyor musunuz? 139

Follow this road, go straight ahead.It’s on the left. Bu yolu takip et, ileri düz git.Solda. 140

Can you repeat it please? Tekrar edebilir misin lütfen? 141

Yes, I can repeat it, no problem. Evet tekrar edebilirim, sorun değil. 141

I can walk with you to the hotel. Otele kadar seninle yürüyebilirim. 142

Can you walk with me to the hotel? Otele kadar benimle yürüyebilir misiniz? 142

Yerimi değiştirebilir misiniz? Can you change my seat? Yerimi değiştirebilir misiniz? 143

I am sorry. I can change your seat. Üzgünüm yerinizi değiştiremem. 143

There is one seat available next to a lady with a baby. Bebeği olan bayanın yanındaki bir koltuk müsaid. 144

There are two seats available. İki müsait koltuk var. 144

There is no seat available. Hiç müsait koltuk yok. 144

I’d like a ticket from Melbourne to Sydney for tomorrow. Yarın için Melbourne’den Sydney’e bir bilet almak istiyorum. 145

I would like to buy a ticket from Ankara to İstanbul for monday. Pazartesi için Ankara’dan İstanbul’a bir bilet satın almak istiyorum(isterim). 145

Tek gidiş mi gidiş-dönüş mü? Single or return? Tek gidiş mi gidiş-dönüş mü? 146

I would like a single ticket. Tek gidiş bir bilet istiyorum(isterim). 146

Can I have your name please? İsminizi alabilir miyim lütfen? 147

Can I have your ID infos please? Kimlik bilgilerinizi alabilir miyim lütfen? 147

Here is your ticket.Please be here 30 minutes before. Buyrun biletiniz.Lütfen 30 dakika önce burada olunuz. 148

Please be in the office in one hour. Lütfen bir saat içerisinde ofiste olun. 148

What time is the train? Tren saat kaçta? 149

Train leaves at six o’clock in the morning Tren sabah saat altıda kalkar. 150

-Please be here 30 minutes before. -Have a good trip. -Lütfen 30 dakika önce burada olun. -İyi yolculuklar. 151

I’d like to change my seat. Koltuğumu değiştirmek istiyorum. 152

Koltuğumu değiştirebilir miyim? Can I change my seat? Koltuğumu değiştirebilir miyim? 152

Koltuğumu değiştirebilir misiniz? Can you change my seat? Koltuğumu değiştirebilir misiniz? 152

Koltuğunuzu değiştirebilirim. I can change your seat. Koltuğunuzu değiştirebilirim. 152

Burada oturmak istemiyorum. I don’t want to sit here. Burada oturmak istemiyorum. 153

Why don’t you want to sit here? Neden burada oturmak istemiyor sunuz? 153

Why do you want to seat there? Neden orada oturmak istiyorsunuz? 153

What is the problem? Sorun nedir? 154

Can you tell me, what the problem is? Bana problemin ne olduğunu söyleyebilir misiniz? 154

I can’t sleep here. Burada uyuyamıyorum. 155

I am going to sleep here. Burada uyuyacağım. 155

Burada uyumak istiyorum. I want to sleep here. Burada uyumak istiyorum. 155

I could not sleep here. Burada uyuyamadım. 155

I don’t want to sleep here. Burada uyumak istemiyorum. 155

Would you like to have a sleeping pill? Uyku ilacı ister misiniz? 156

Do you to have a sleeping pill? Uyku hapı istiyor musunuz? 156

Can you give me a sleeping pill? Bana uyku hapı verebilir misiniz? 156

I can sit there. Oraya oturabilirim. 157

Orada oturabilir misiniz? Can you sit there? Orada oturabilir misiniz? 157

Would you like to sit here? Burada oturmak ister misiniz? 157

I can’t sit here. Buraya oturamam. 157

I’m okay here. Burada iyiyim. 158

Are you okay there? Orada iyi misiniz? 158

Burada iyi değil misiniz? Aren’t you okay here? Burada iyi değil misiniz? 158

I don’t want to change my seat. Koltuğumu değiştirmek istemiyorum. 159

Don’t you want to change your seat? Yerinizi değiştirmek istemiyor musunuz? 159

I am not going to change my seat. Yerimi değiştirmeyeceğim. 159

I’m going to see my friends. Arkadaşlarımla görüşeceğim. 160

Arkadaşlarımla görüşmek istiyorum. I want to see my friends. Arkadaşlarımla görüşmek istiyorum. 160

Would you like to see your friends? Arkadaşlarınla görüşmek ister misin? 160

Aren’t you going to see your friends? Arkadaşlarınla görüşmeyecek misin? 160