HASTANEDE YATAN ÇOCUKLARIN RUHSAL DURUMLARI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
NESLİHAN AKÇER PSİKOLOG STRESS & BAŞETME YÖNTEMLERİ
Advertisements

SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Şİddet Muhammet GÜLER.
Hazırlayan: Öğr.Gör. Funda YORULMAZ
2 DERS – 3 İSTANBUL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ VELİ ORYANTASYON PROGRAMI 10EYLÜL2012.
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
OKUL KORKUSU NEDİR? Uzm. Psikolog Arzu YILDIRIM
KANSER VE PSİKİYATRİ Prof Dr Behcet Coşar
PSİKO SOSYAL BİLGİLENDİRME TOPLANTISI
ÇOCUKLARDA OKUL FOBİSİ
Yönetimde stres kaynakları
ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE VELİLERE ÖNERİLER
Travma nedir? Travma sonrası tepkiler nelerdir?
TRAVMA SONRASI NORMAL TEPKİLER
0-6 YAŞ GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
Artık benim için yaşamak bir ıstırap. Eskiden çok değer verdiğim şeyler dahi anlamını kaybetti. En ufak şeylerden zevk alırdım. Şimdi dünyaları verseler.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
GELİŞİMSEL YAŞAM KRİZLERİNE MÜDAHALE SÜRECİ
ENGELLİLER AİLE VE ÇEVRE
PSİKO SOSYAL OKUL PROJESİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE RİSKLER ve SORUNLAR
ERGENLİK ve PROBLEMLERİ
OKUL REHBERLİK SERVİSİ
ZEYNEP YILMAZ PSİKOLOJİK DANIŞMAN
“OKUL KORKUSU” SEMİNERİ
BÖLÜM 11 ORTA ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM.
OTİZM.
a) Boşanma Sıfır-altı yaş döneminde çocuklar ana- babanın niçin ayırdığını anlamada zorluk çekerler. Yoğun ayrılık kaygısı gösterirler. Boşanma olayından.
KENDİNİ TANIMA Ses tonumuzun ve davranışlarımızın, yani iletişimde mesajlarımızın % 90'ının kontrolünü elimizde tutabilmemiz ancak kendimizi tanımamızla.
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
OKUL SEMİNERLERİ:2 ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI.
OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI
Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneği İlkokulu
ÇATALCA ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ ERGENLİK DÖNEMİ SUNUSU
Kişilik Yapısı Kesin bir kişilik yapısı tanımlanamamakla birlikte, dikkate değer ölçüde narsisistik özellikler taşıyan ve yalnızlığa eğilimli kişiler olduğu.
STRES YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Özlem BALABAN.
ERGENLİK.
ÇOCUKLARIN KORKULARI İ LE BA Ş ETME YOLLARI. Korku:Kişinin içinde bulunduğu durumu tehlikeli olarak düşündüğünde verdiği ilk tepkidir.
BİRİNCİ SINIF ÖĞRENCİ VELİLERİNE ÖNERİLER ……………….. İlköğretim Okulu.
KRONİK HASTALIKLI ÇOCUK VE AİLESİNE YAKLAŞIM
Hastaneye Yatmanın Çocuk ve Aile Üzerine Etkileri Yrd. Doç. Dr
Yrd. Doç. DR. Tülay KUZLU AYYILDIZ ERGENLİK DÖNEMİ SAĞLIK SORUNLARI
DUYUŞSAL GELİŞİME YÖNELİK ETKİNLİKLER PLANLAMA
Engelli çocuğun kardeşlerinin tepkileri
Yrd. Doç. Dr. Tülay KUZLU AYYILDIZ
ÇOCUKLARDA OKUL FOBİSİ
HOSPİTALİZASYONA (Hastanede yatma) KARŞI GÖRÜLEN TEPKİLER
ENGELLİ ÇOCUĞA SAHİP AİLELERİN TEPKİLERİ
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Rehberlik Servisi.
ANA BABA VE ERGENLİK.
ERGENLİK.
GELİŞİMSEL YAŞAM KRİZLERİNE MÜDAHALE SÜRECİ
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
ERGENLİK.
Fiziksel hastalıklara ruhsal tepkiler
HASTA ÇOCUKLARDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR
AKUT HASTA ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ
HASTA ÇOCUKLARIN EVDE BAKIMINA İLİŞKİN UYGULAMALARI
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
STRES YÖNETİMİ
Sağlık Bilimleri Fakültesi
TRAVMATİK OLAYLARDA PSİKOLOJİK DESTEK
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Sunum transkripti:

HASTANEDE YATAN ÇOCUKLARIN RUHSAL DURUMLARI Prof. Dr. Aynur BÜTÜN AYHAN Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü

bu derste hedeflenen kazanımlar Çocukların hastane yatışları süresince yaşadıkları ruhsal durumlarına yönelik farkındalık oluşturur. Çocukların hastane yatışları süresince gelişim dönemlerini göz önünde bulundurarak ruhsal durumlarına yönelik farkındalık oluşturur. Çocukların hastaneye yatmaya karşı gösterdikleri tepkileri bilir.

Yetişkinlere özgü ruh sağlığı tanımı, genelde çocuklar için de geçerli olmakla birlikte, sürekli ve hızlı gelişimlerinden dolayı çocukların ruh sağlığı konusunda farklı ölçütler kullanılmaktadır. Örneğin, çocukların korkuları yetişkin korkularına; çocuğun yerine getirilmeyen isteklerine karşı tepkileri, yetişkinlerin benzer durumlarda gösterdiği tepkilere benzememektedir.

Çocuk gelişimi, her gelişim döneminde ayrı bir özellikler bütünüdür Çocuk gelişimi, her gelişim döneminde ayrı bir özellikler bütünüdür. Bu nedenle anne babalar ve hastane personeli, çocukların ruhsal gelişimine yardım edebilmek ve çocukların hastalık sürecinde yaşadıkları stres ile başedebilmek için, onların bu dönemlere özgü ruhsal özelliklerini ve kişilik özelliklerini iyi bilmek zorundadırlar.

Çocukların gösterdikleri tepkiler üç aşama halinde ortaya çıkabilir, Çocuklar, anne babadan ayrılarak hastaneye yatırıldıklarında çeşitli duygusal tepkiler gösterirler. Çocukların gösterdikleri tepkiler üç aşama halinde ortaya çıkabilir,

Ayrılık Protestosu Çocuk ağlar, çığlık atar; anne babadan ayrılmaya ve hastaneye yatışa tepki gösterir. Bu aşamada çocuk, anne baba kaybının yarattığı yoğun bir kaygı yaşamaktadır. Hastane ortamının yabancı olması da çocuktaki kaygıyı arttırmaktadır.

Üzüntü Bu aşamada çocuk sessizleşir, içine kapanır. Ağlamaları monotonlaşır. Çevresine karşı ilgisi azalmıştır. Hastaneye yatış, çocuk tarafından kabullenilmeye başlanmıştır.

Bağımsızlık Bu aşamada çocuk neşeli, hareketli ve konuşkandır. Çevresindeki sağlık personeli ile iletişim kurmaya başlar. Ziyarete geldiklerinde ailesine daha az ilgi gösterir ve ailesi ayrıldığında yoğun üzüntü yaşamaz. Her bir aşamanın süresi çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Ayrılık protestosu bir saatten bir haftaya kadar devam edebilir; bağımsızlık duygularının gelişmesi hastaneye yatıştan itibaren altı ayı bulabilir.

Çocukların hastaneye yatışa gösterdikleri tepkiler çeşitli etmenlere göre farklılık göstermektedir. Bu etmenler şu şekilde sıralanabilir:

Çocuğun yaşı: Altı aydan daha küçük çocuklar hastaneye yatıştan daha büyük yaştaki çocuklara göre daha az etkilenmektedir. Önceki ayrılık yaşantıları: Çocuğun evinden ve ailesinden önceki ayrılık yaşantılarının olumlu olması, hastaneye yatışın olumsuz etkilerini azaltabilir. Çocuğun duygusal özellikleri: Çocuğun duygusal durumu, mizaç ve kişilik özellikleri, hastaneye yatışa karşı gösterdikleri duygusal tepkiler konusunda belirleyici olabilir.

Çocuğun yaşı: Altı aydan daha küçük çocuklar hastaneye yatıştan daha büyük yaştaki çocuklara göre daha az etkilenmektedir. Önceki ayrılık yaşantıları: Çocuğun evinden ve ailesinden önceki ayrılık yaşantılarının olumlu olması, hastaneye yatışın olumsuz etkilerini azaltabilir. Çocuğun duygusal özellikleri: Çocuğun duygusal durumu, mizaç ve kişilik özellikleri, hastaneye yatışa karşı gösterdikleri duygusal tepkiler konusunda belirleyici olabilir.

hastalık ve hastaneye yatışa çocuğun tepkileri Korku Korku, görünen ya da görünmeyen tehlikeler karşısında bireyin gösterdiği doğal ve gerekli bir tepkidir. Genellikle, ilk olarak altıncı ayda görülen ve yaklaşık on sekizinci ayda doruğa ulaşan korku, bebeklik döneminin en erken duygularındandır. En sık ifade edilen korku, yabancılara yönelik korkuyu içerir.

Yabancı korkusu sıklıkla iki aşamalı olara ortaya çıkmaktadır Yabancı korkusu sıklıkla iki aşamalı olara ortaya çıkmaktadır. İlk olarak, altı aylık bebeklerde çevreye karşı temkinli tepkiler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Dokuzuncu aydan itibaren, yabancılara yönelik korkular artmakta ve ilk yılın sonuna doğru doruğa ulaşmakta ve sonrasında azalmaktadır. Bebekler, tanıdık ortamlarda daha az yabancı korkusu sergilemektedir. Bu nedenle, bebeklerin kendilerin güvende hissettikleri zaman yabancı korkusunu gösterme olasılıkları daha azdır

Hastalık ve hastaneye yatış çocuğun yaşına ve yatış nedenine bağlı olarak değişik ölçülerde travmatik olabilen bir durumdur. Her şeyden önce çocuk evinden, güven içinde olduğu bir ortamdan uzaklaşmaktadır. Anne baba desteğinden yoksun kaldığı için yoğun stres yaşar. Ayrıca, gittiği yer bilinmeyenlerle dolu, ürkütücü bir yerdir. Bu nedenle hastaneye yatırılan bir çocukta annesinden, çevresinden, evinden ayrılma ve hastaneye yatma korkusu vardır.

Hasta çocuğun vücudunda yara ve ağrı korkusu vardır Hasta çocuğun vücudunda yara ve ağrı korkusu vardır. Vücut fonksiyonlarını kaybetmekten korkar. Hastalık ya da yaranın arkadaşları tarafından reddedilmesine neden olacağı kaygısını yaşar. Öleceğini, ameliyat olacağını düşünür. Sihirli kelimeler kullanarak, ölüm korkusunun yarattığı kaygıyı ortadan kaldırmaya çalışır .

Çocukların sağlıkla ilgili korkuları arasında, doktor, hemşire korkusu, kan aldırma, muayene olma, ilaç içme, vücut fonksiyonlarını kaybetme, kontrolünü kaybetme gibi korkular da yer almaktadır. Özellikle yaralanma ve tıbbi işlem korkuları çocukların sağlık uygulamalarına katılımını azaltıp, hastalık durumunda sağlık hizmeti almasını engelleyebilmekte ve tedavi sürecini olumsuz etkileyebilmektedir.

Kaygı Çocuklar, hastalık ve tedavi sürecinde yaşadıkları kaygı yaratan yaşam olayları ile başedebilmek için, çeşitli baş etme yöntemleri kullanırlar. Regresyon, inkar, espriye vurma, karşıt tepki oluşturma bu yöntemler arasında yer alır. Bu yöntemlerin bazıları olumlu ve işlevsel iken, bazıları da kaygı ile baş etmede uyum sorunu yaratabilir.

Hastalık durumunda sürekli olarak yapılan iğneler, içilmesi gereken ilaçlar, diyet yapma zorunluluğu ve çocuğun hayatına yönelik çeşitli kısıtlamalar çocuk açısından önemli kaygı etkenleri olarak ortaya çıkabilir. Yoğun kaygı yaşayan çocuklar çabuk üzülür ve çabuk heyecanlanırlar. Sürekli olarak gergin ve tedirgindirler.

Ölümcül hastalığı olan çocuklar, yalnızlık, belirsizlik, ayrılık, öfke, sosyal ilişkilerden uzaklaşma ve içe çekilme, korku, engellenme ve üzüntü duygularını yoğun olarak yaşamaktadırlar. İki yaşına kadar çocuklar, ölümü bir ayrılık olarak algılar ve ayrılık kaygısı yaşar. Üç-beş yaşlarında çocuk, ölümü geri dönülecek bir gidiş gibi algılar ve kendi kötü davranışı sonunda ölümün bir ceza olarak verildiğini düşünebilir.

Altı yaşından itibaren çocuklar, ölümün geri dönülmezliğini anlamaya başlar. Ancak, on yaşlarına kadar kendilerinin de öleceğini pek anlayamazlar. On yaşından daha büyük çocuklar ölüm kavramının erişkinlikte anlaşıldığına benzer bir şekilde anlamaya başlarlar. Ancak ergenlik döneminde sözel olarak kaygıları ifade etme yolunu bulamazlar. Resimlerinde, yazılarında, korkularını, endişelerini yansıtırlar.

Kızgınlık ve Öfke Öfke nöbetleri daha çok iki-üç yaşlarında görülür. Bu nöbetlere huysuzluk krizleri de denmektedir. Bu yaşlarda bu tepki normaldir. Çocuklar günde üç kez öfke nöbeti geçirebilirler. Aşırı korunan, her istediğini elde eden çocuklarda engellenme eşiği daha düşük olabilir.

Bu yaşlardaki çocuklar, öfkeyi alışkanlık haline getirebilir ya da bir iletişim yöntemi olarak kullanabilirler. Tıpkı sağlıklı çocuklar gibi, hasta çocuklar da duyguları ile baş etmekte güçlük yaşadıklarında, öfke nöbetleri geçirebilirler.

Çocuklar yaşadıkları ağrı ve acı nedeniyle öfkeli davranabilir, anne babalarına kendilerini hastaneye getirerek daha fazla acı yaşamalarına neden olduklarını düşündükleri için kızgınlık duyabilirler. Hastaneye yatışla birlikte çocukların özgürlükleri kısıtlanır. Özellikle iki yaşından itibaren çocukların bağımsızlık kazanma çabaları artar.

Depresyon Hasta çocuklar, yalnızlık, belirsizlik, ayrılık, öfke, sosyal ilişkilerden uzaklaşma ve içe çekilme, korku, engellenme ve üzüntü duygularını yoğun olarak yaşamaktadırlar. Bu belirtilerin uzun süreli olması, bir duygu durum bozukluğu olan ve çok küçük yaşlardan itibaren çocuklarda da görülebilen depresyonun varlığına işaret ediyor olabilir.

Bazı çocuklar hastalık durumunda kızgınlık duyguları yaşamak yerine, içe kapanırlar. Tıpkı inkar gibi, içe kapanma da çocuğun geçici bir süre rahatlama yaşamasını sağlar. Ancak, aşırı içe kapanma depresyon ve travma belirtisi olabilir.

Uyku Problemleri Uyku saatinde kontrolsüz şekilde ağlama, sık sık uykudan ve yataktan çıkma ve anne babayı yanında isteme, özellikle okul öncesi çocuklarda sıkça rastlanan uyku problemlerindendir. Hastanede yatan çocuklarda uyku problemleri, gece korkuları ve karabasanlar şeklinde görülebilir.

Gece korkuları annesiyle yatma isteğinde direnme, annesiyle babasının yanında yatmayı isteme, gece yatağa gitmek istememe şeklinde ortaya çıkabilir. Kabuslar, çoğu kez gündüz yaşanan heyecanlı olayların etkisiyle ortaya çıkar. Hemen her çocuk, kabus türünde korkulu ve sıkıntılı rüyalar görebilir. Kabuslar, anne ve babadan ayrılış, çocuğun hastaneye yatışı, kazalar, yaralanmalar ile ilgili olabilir.

Regresyon Çocuğun yaşından küçük davranması şeklinde tanımlanabilecek regresyon, hastalık ve hastaneye yatışın çocuk üzerindeki en temel sonuçlarından biridir. İlginin artması, bakımın başkaları tarafından verilmeye başlanması, özellikle küçük çocuklarda yeni kazanılmış yeteneklerin zayıflamasına neden olabilmektedir.

Parmak emme ve yatak ıslatmaya başlama, sık görülen regresif tepkilerdendir. Çocuklarda, hastalık ve hastaneye yatış sürecinde yaşadıkları yoğun korku ve kaygıya bağlı olarak, aşırı çekingenlik, kekemelik ve çeşitli tikler de görülebilmektedir. Ancak bu problemler çoğunlukla kalıcı olmayıp, hastalık sürecinin sona ermesi ile ortadan kalkmaktadır.

kaynaklar Bakırcıoğlu, R. (2013). Çocuk ve ergenlerde ruh sağlığı. (5. Baskı). Ankara: Anı Yayıncılık. Beyazıt, U., Bütün Ayhan, A.«Hasta Çocukların Ruhsal Özellikleri ve Hasta Çocuğa Yaklaşım», Hasta Çocukların Gelişimi ve Eğitimi, (Edit: A. Bütün Ayhan), s.58-78, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2015. Cihangir Altay, N. (2008). Çocuklarda ameliyat öncesi hazırlık. Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi, 68–76. Ünver, S., Yıldırım, M. (2013). Cerrahi girişim sürecinde çocuk hastaya yaklaşım. Güncel Pediatri, 11, 128-33.