SOSYAL BİLİMLER SOSYAL BİLGİLER

İçinde yaşadığımız toplumu daha iyi anlamak, toplumun iyi bir vatandaşı olabilmek ve toplumda yaşanan değişimlere ayak uydurabilmek için sosyal bilimleri daha iyi anlamak; bunun için de Sosyal Bilgilere hâkim olmak gerekir

Günümüz dünyasında, bilim ve teknolojide yaşanan hızlı değişme ve gelişmeler sebebiyle sürekli ve çeşitli karmaşık sorunlarla karşılaşan insanların hayatında, sosyal bilimlerin önemi giderek artmaktadır

Sosyal Bilimlerin Ortaya Çıkışı Hem doğal hem de sosyal ortamda yaşayan insan, çevreye ayak uydurabilmek için doğanın ve toplumun ilkelerini, kurallarını öğrenmek zorundadır. Bu sebeple sosyal bilimler insanın varoluşuyla birlikte ortaya çıktığı ileri sürülebilir

sorun çözme misyonu yüklenmiştir İnsanların belirli bir toplum içerisinde yaşama ihtiyacından dolayı birtakım sorunları ortaya çıkınca sosyal bilimlere sorun çözme misyonu yüklenmiştir

Sosyal bilimler her ne kadar insanın varoluşuyla birlikte ortaya çıkmışsa da bu ifade on dokuzuncu yüzyılda kullanılmaya başlanmış ve bu yüzyılda sosyal bilimler alanında önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Ayrıca sosyal bilimlerin alt disiplinlere ayrılması da yine on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına tekabül etmektedir.

Sosyal bilimler ile ilgili tanımlara bakıldığında, İnsan ve toplum olarak insan-insan, insan-toplum ve insan-eşya ilişkilerinin sistemli bir biçimde incelenmesini amaçlayan, bilimsel yönteme uygun «düzenli bilgiler” olarak tanımlanmaktadır

Uluslararası sınıflandırmaya göre sosyal bilimler içinde; dil bilimi, tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji, felsefe, antropoloji, iktisat, eğitim bilimleri, siyaset bilimi, yönetim bilimi, hukuk, ekonomi, şehir ve bölge planlama, demografi, arkeoloji, iletişim, etnoloji vb. bilim dalları yer almaktadır

SOSYAL BİLGİLER Sosyal bilgiler; sosyal bilim dallarından gelen içeriği kullanma nedenini, sosyal bilim adamları yaratmak ve bu dersleri yalnız başına öğretmek değildir. Buradaki temel amaç; çeşitli konularla ilgili, gelecekte vatandaşların sosyal konular hakkında daha iyi düşünerek seçimler yapmalarına yardımcı olmaktadır.

Bir çalışma alanının bir disiplin olabilmesi için kendi bilgisini ortaya koyması gerekir. Sosyal bilimlerin içindeki disiplinler de kendi bilgisini üreten bilim dallarından oluşmaktadır. Oysa sosyal bilgiler, sosyal davranışı incelemenin önemli olduğunu vurgulayan ve temel eğitim kurumlarında öğretilen bir program (ders) dır.

Sosyal bilgiler kendi bilgisini üretemez, bu nedenle etkili vatandaş yetiştirme amacı doğrultusunda, kullanacağı bilgileri sosyal bilimlerden alır

Sosyal bilimler, Ancak Sosyal bilgiler ise doğası gereği çok geniş bir bilgi alanına sahiptir ve daha çok yetişkinlere yöneliktir. Sosyal bilimler, Ancak daha çok ilkokul ve ortaokul seviyesindeki öğrencilerin kolay bir şekilde anlayabileceği seviyededir Sosyal bilgiler ise

“Sosyal bilgiler, vatandaşlık eğitimi amacıyla sosyal bilimler ve beşeri bilimlerin kaynaştırılmasıdır.”

Sosyal bilgiler okul programlarında sosyal bilimlerin yöntemlerini, içeriğini ve bulgularını oldukça basit bir düzeyde ele almakta, bireyin toplumda yaşayış ve davranışları, temel gereksinimleri, toplumun oluşturduğu kuruluşları ve değerleri konu almaktadır

Tarihin farklı çağlarından itibaren eski Çin, Yunan ve Roma Hindistan gibi medeniyetlerin sosyal bilimlere önem verdiği bilinmektedir Antik Yunan’a kadar inen okul geçmişlerine rağmen, sosyal bilgilerin kapsamına giren derslerin yaygın bir biçimde okul programlarına girişi, büyük ölçüde XIX. yüzyılda Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde gerçekleşmiştir

Disiplinler arası bir vatandaşlık eğitim programı olarak sosyal bilgilerin doğuş süreci, ABD’nin XIX. yüzyıla girerken yaşadığı sosyal, kültürel, ekonomik vb. alanlardaki büyük toplumsal dönüşümün doğurduğu sorunlara çözüm arama çabalarının bir sonucu olarak başlamıştır

1930’lu yıllar ve I. Dünya savaşı sonrasında, ABD’de sosyal bilgiler eğitimi, daha çok ideolojik bir bakış açısı taşımaktadır.

Savaş sonrasında kalıcı barışın sağlanmasıyla birlikte II. Dünya savaşında, ABD’de Sosyal Bilgilerin konuları daha çok coğrafya ve savaş konularını kapsamaktadır. Savaş sonrasında kalıcı barışın sağlanmasıyla birlikte sosyal bilgiler alanına çok kültürlülük ve kültürler arası eğitim konuları programda yer almaya başlamıştır.

ikinci dünya savaşından sonra başlayan soğuk savaş döneminde Sosyal Bilgiler alanında daha çok tarih, ekonomi ve benzeri sosyal bilim disiplinlerine yer verildiği görülmektedir

SOSYAL BİLGİLERİN ÖNEMİ Bireyi Yaşamında Karşısına Çıkabilen Sorunları Çözecek Şekilde Hayata Hazırlar Olaylardan Nasıl Ders Alması Gerektiği Konusunda Eğitir Toplumla Barışık Olmayı, Empati Kurmayı Öğretir. Nerede Ne Zaman Nasıl Davranması Gerektiğini Öğretir

Bu Önemi Anlamak İçin Metodolojiye Bakmak Lazım

Sosyal bilgilerde metodoloji

Metin 1: Termodinamiğin Birinci Yasası İnsanlar, tarih boyunca kendiliğinden çalışan, bir başka ifade ile enerji harca­madan iş üreten makineler yapmaya çalışmışlardır. Fakat bütün uğraşılar ve denemeler boşa çıkmıştır. Bütün bu uğraşıların boşa çıkması ile termodina­miğin birinci yasası kabul edilmiştir. Termodinamiğin birinci yasasına göre enerji yoktan var edilmez ve var olan bir enerji de yok edilemez. Mekanik ve elektriksel enerjinin kullanılması sırasında, bu enerjiler kolaylıkla ısı enerjisine dönüşür. Yine aynı şekilde, ısı enerjisi de iş enerjisine dö­nüşebilir. Yalnız arada şu fark görülür: Mekanik ve elektriksel enerji kolayca ısı enerjisine dönüştüğü halde, ısı enerjisi mekanik enerjiye ya da elektriksel enerjiye o kadar kolay dönüşmez. Bununla birlikte, birbirine dönüşen enerji miktarı daima birbirine eşittir. O halde termodinamiğin birinci yasası yalı­tılmış bir sistem için şu şekilde tanımlanabilir. Yalıtılmış bir sistemin toplam enerjisi sabittir. Bir sistemin toplam enerjisi, iç enerji (E), potansiyel enerji (PE) ve kinetik enerjilerinin (EK) toplamına eşittir. Bir sistemin iç enerjisi, sistemi oluşturan atomlar, moleküller, iyonlar ve atom altı parçacıklar arasındaki itme ve çekme enerjileri yanında, tüm bu parçacıkların kinetik enerjilerinin toplamına eşittir.

Metin 2: İngiliz ve Cesaretin Anlamı "İngiliz'in zaten mevcut olan cesaretine, Hıristiyan dini ayrı bir kuvvet katmıştı. Hayatta kalmakla ölmek arasında önemli bir fark yoktu. Esas olan savaştı. Çünkü savaş insanları maddi ve manevi rahata kavuşturan tek yoldu. İngiliz ordusu daima savaşa hazırdı. Yorulmak bilmezdi. Müslümanların üç günde aldıkları bir yolu, bir gecede alırdı. Sessiz ve hızlı hareket, savaş gereklerinin en önemlilerinden biri olarak kabul edilirdi. Yüz Müslüman'ın on bin İngiliz'den daha fazla gürültü yaptığını Doğulu yazarlar bildirmektedir. İngiliz askerlerinin cesareti her türlü takdirin üzerinde idi.

Asıl metin (bir Türk tarih kitabından alınmıştır) Türk'ün zaten mevcut olan cesaretine, İslam dini ayrı bir kuvvet kat­mıştı. Hayatta kalmakla, ölmek arasında önemli bir fark yoktu. Esas olan savaştı. Çünkü savaş insanları maddi ve manevi rahata kavuşturan tek yoldu. Türk ordusu daima savaşa hazırdı. Yorulmak bilmezdi. Hıristiyanların üç günde aldıkları bir yolu, bir gecede alırdı. Sessiz ve hızlı hareket, savaş gereklerinin en önemlilerinden biri olarak kabul edilirdi. Yüz Hıristiyan'ın on bin Osmanlıdan daha fazla gürültü yaptığını Batılı yazarlar bildirmektedir

Fen bilimlerinde Bilim adamının duygu, düşünce ve ideoloji, değer yargısı gibi öğeleri ekleyebilmesi mümkün değildir. Fen bilimlerinde ortaya çıkan bilginin/sonuçların, ölçülebilir, gözlenebilir ve tekrarlanabilir olmasından dolayı geçerliliği ve güvenirliği yüksektir.

Sosyal bilimlerde ise Araştırmacının duygu, düşünce, ideoloji ve değer yargıları fen bilimleriyle karşılaştırıldığında daha üst düzeydedir. Bu yüzden objektif olma çabası sosyal bilimler yönteminin en önemli çabasıdır. Sosyal bilimlerde yapılan araştırmanın değeri araştırmacının objektifliği ile doğru orantılıdır.

Sosyal bilimlerde Sosyal bilimlerde mutlak doğru olanaksızdır. Zaman ve mekan boyutunda değişimin kaçınılmazlığı Zaman ve mekan boyutunda ortak bir doğru tanımı yapmak olanaksızıdır.