PSİKOLOJİNİN TANIMI VE KAPSAMI BÖLÜM 1 PSİKOLOJİNİN TANIMI VE KAPSAMI
Doğru mu yanlış mı? 1. İnsanlar beyinlerinin sadece %10’unu kullanmaktadırlar. 2. Psikoterapinin etkili olması için danışanların çocukluktaki problemlerine inip onları çözmesi gerekir. 3. En etkin öğretme yöntemi cezalandırmaktır. 4. Sokakta başınıza bir kaza gelse, etrafınızda ne kadar çok kişi varsa, birinin size yardım etme ihtimali o kadar yüksektir. 5. Bebekler annelerini severler çünkü anneleri onların yemek yemek gibi temel ihtiyaçlarını karşılar. 6. Yeni öğrenilmiş bir davranışın sürekliliğini garantilemek için en iyi yöntem, o davranışın yerine getirildiği her seferden sonra ödüllendirmektir. 7. Hafımıza bir video kamera gibi yaşadıklarımızı kayıt eder. 8. Öfkeden kurtulmanın en etkin yolu onu dışa vurmaktır. 9. Kendine güvenen insanlar her işi başarırlar. 10. İnsanlar yaşlandıkça hayattan aldıkları zevk azalır.
Phineas Gage Vakası
Hangi yüz daha çekici? a b c a b c
Hangi çizgi daha uzun?
Psikoloji Hayatın içindedir ve hayatımızın her yönünü etkiler Ana babanızın sizi yetiştirme biçimi, sizin kendi çocuklarınızı yetiştirme biçiminizi nasıl etkiler? Uyuşturucu bağımlılığından kurtulmanın yolu nedir? Bir nükleer reaktördeki aygıtlar insan hatasını en aza indirgeyecek şekilde nasıl tasarlanmalıdır? Uzun süreli stresin bağışıklık sisteminde yarattığı etkiler nelerdir? Depresyonun tedavisinde psikoterapinin etkisi ilaçların etkisinden daha fazla mıdır? Öğrenme yeteneği nöral transmisyonu kolaylaştıran ilaçların kullanımıyla artırılabilir mi?
Psikoloji bilmek ne işe yarar? Psikolojiye giriş dersi, insanların düşünce ve davranışlarının nedenlerini daha iyi anlamayı sağlayarak, kendi tavır ve tepkilerimiz hakkında iç görü kazandırır. Psikoloji ile ilgili yürütülen çalışmaları anlamlandırmaya yardımcı olur. Duygu, düşünce ve davranışların ne şekilde ortaya çıktığını anlamlandırmaya yardımcı olur. Çocuklarla çalışırken karşılaşabilecek olası sorunları gelişim dönemlerine uygun şekilde ele almaya ya da önleyici tarzda davranmaya yardımcı olur. Yaşam içerisinde uyumlu ve işlevsel olmaya yardımcı olur. İşlevsel olmayan düşünce, inanç vb. fark etmeye, bunları yeniden değerlendirip daha işlevsel olan düşünceler üretmeye yardımcı olur.
Psikoloji nedir? Kavram olarak psikoloji latince «psyche» ve «logos» kelimelerinden oluşmuştur. Ruh (zihin) bilimi anlamına gelir. Psikoloji, deney ve gözlem yoluyla organizmanın gözlenebilir ve ölçülebilir davranışını inceleyen pozitif bir bilim dalıdır
Psikoloji Psikoloji, deney ve gözlem yolu ile organizmanın gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlarını inceleyen pozitif bir bilim dalıdır. Ampirik verilere dayalıdır. Bilimsel yöntem kullanır. Öznel, sezgisel veya rasgele değil; nesnel, doğrulanabilir ve genellenebilir cevaplar üretir. Zihinsel süreç ve davranışları betimlemeye ve yordamaya çalışır. Ampirik: duyularla algılanabilen, deneyime dayalı
Bilimsel yöntem Ampirik Kişiler, kendilerinden farklı mı yoksa kendilerine benzer kişilerle mi daha mutlu olur? Sistematik Nesnel Sınanabilir/yanlışlanabilir (Ölümden sonra hayat var mı?) Geçici Genellenebilir (bellek çalışması) Ampirik: sezgiler ya da sağduyuyla değil duyularla algılanabilen, deneyime dayalı veri Sistematik: önceden belirlenmiş, rasyonel, sistematik bir işlemler dizisi Nesnel: Objektiflik, tekrarlanabilir Sınanabilir/yanlışlanabilir: Geçiçi: Genellenebilir:
Öğle yemeğini nerde yiyelim? Mikro düzey Öğle yemeğini nerde yiyelim? Makro düzey
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi Antik Yunan Filozofları (Plato, Aristo) Fransız ve Alman Düşünürler (René Descartes, Joseph Gall) Yapısalcılık (Wilhelm Wundt, Helmholtz, Edward Titchener) Geştalt (Max Wertheimer, Kurt Koffka, Wolfgang Köhler) Psikanaliz (Sigmund Freud, Alfred Adler, Karl, Yung, Karen Horney, Erich Fromm) İşlevselcilik (William James, John Dewey) Davranışçılık (John Watson, İvan Pavlov, Frederic Skinner, EdwardThorndike) Hümanistik Yaklaşım (Abraham Maslow, Carl Rogers) Bilişsel Yaklaşım (Jean Piaget) Biyolojik Yaklaşım (Adolf Meyer) Modern Psikoloji
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi Antik Yunan Filozofları «İnsanların bilişsel yetenekleri ve bilgileri doğuştan mı gelir, yoksa sonradan mı edinilir?» - Plato Nature vs. nurture tartışması Plato (anadil kazanımı) vs Aristo (Tabula rasa) Fransız ve Alman Düşünürler René Descartes: Dualizm (beyin ve zihin farkı) Joseph Gall: Frenoloji (kafatası bilimi)
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi 19. yy ile başlayan bilimsel yöntem kullanımı ve düşünce okulları: Yapısalcılık Helmholtz (kurbağa deneyi) Wilhelm Wundt -İlk psikoloji laboratuvarı (1879) -Bilinç kavramı: Öznel deneyimler -İç gözlem: bireyin kendi öznel deneyimlerine bakış açısı -Bilinci anlayabilmek için bütünü parçalarına ayırmak gereklidir Edward Titchener tarafından Yapısalcılık olarak adlandırılmıştır Helmholtz’un psikolojiyle ilgisi sinir akımlarının hızı, görme ve duyma araştırmaları yoluyladır. Helmholtz’un döneminden önce sinir akımının bir anda en azından ölçülemeyecek kadar hızlı yol aldığı düşünülürdü. Helmholtz bir kurbağa ayağının bağıl kasını ve hareket sinirini uyararak iletinin hızının deneysel olarak ölçümünü sağladı. Bu şekilde sinirsel uyarımın tam anının ve sonuçta ortaya çıkan hareketin kaydedilmesi mümkün oldu. Helmholtz farklı sinir uzunlukları ile çalışmalar yaparken, kasların yakınındaki sinir uyarımı ile kasların tepkisi arasındaki gecikmeyi kaydetti. Ve aynı şeyi kaslardan uzaktaki uyarımlar için de yaptı. Bu ölçümler sinir akımı iletisi için gereken zamanın, saniyede ortalama 83 metre oranında olduğunu ortaya kodu. Helmholtz ayrıca bir duyu organının uyarılmasından, bu uyarıma verilen motor cevaba dek olan dolaşımın tamamını inceleyerek insan deneklerin duyum sinirlerinin tepki zamanı üzerine de deneyler yaptı. Bulgular, çok büyük bireysel farklılıklardan başka, aynı bireyde bir denemeden ötekine farklılıklar olduğunu onaya koyunca araştırmalarını durdurdu. Helmholtz’un sinir akımlarının nakil hızının bir anlık olmadığına ilişkin kanıtı, düşünce ve hareketin daha önce zannedildiği gibi eş zamanlı olarak ortaya çıkmadığı, ölçülebilir bir aralıkla birbirini izlediği düşüncesini ortaya koyuyordu. Bununla birlikte Helmholtz sinir akımlarının sadece hızlarıyla ilgilenmiş, bunun psikolojik önemiyle ilgilenmemiştir. Helmholtz’un araştırmalarının psikolojik açısından önemi daha sonra, yeni psikolojinin önemli araştırma alanlarından birisi olan tepki-zamanı deneylerini yapmaya devam eden araştırmacılar tarafından kabul edilmiştir. Helmholtz’un araştırması psikolojik süreçlerin ölçülebilmesinin ve üzerinde deney yapılabilmesinin mümkün olduğunu gösteren ilk işaretlerden birisidir.
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi Geştalt Hermann Ebbinghaus: öğrenme ve bellek Wertheimer, Koffka, Köhler: geştalt Psikanaliz Freud: Bilinçdışı Anna O. Vakası Hafıza Deneyleri Ebbinghaus ezberlediği bir kelime listesinin ne kadarını hatırlayacağını test ederek başlamıştır. Ardından çağrışım unsurunu ortadan kaldırmak için sesli – sessiz – sesli biçiminde 2300 tane 3 harfli (ZUC – QAX gibi) anlamsız hece yaratmıştır. Listeler halinde grupladığı bu hecelerin her birine saniyenin küçük bir bölümü bakmış ve listeye 2. Kez göz atmadan önce 15 saniye beklemiştir. Bu işlemi tüm seriyi hızla tekrarlayabilene kadar sürdürmüştür. Farklı uzunlukta listeler ve farklı öğrenme aralıkları deneyerek öğrenme ve unutma hızlarını not etmiştir. Araştırmada anlamsız hecelerden oluşan bir liste kusursuz bir şekilde iki kez tekrarlandığında, yani tam öğrenme olduğu belirlendikten sonra, bir zaman aralığı konmuştur. Kusursuz hatırlama için ilk denemede 1000 saniye kullanılmışken, ikinci denemede 600 saniye kullanılmış, 400 saniye tasarruf edilmiştir. Bu süre, bellekte tutulan malzemenin miktarının bir göstergesidir. Bu yönden tam bir öğrenme için çok elverişlidir. Daha önceden bir malzemeyi gören, öğrenen kişi ikinci kez aynı malzemeyi öğrenmesi gerektiğinde daha kısa sürede yeniden öğrenebilmektedir. Ebbinghaus, öğrenme ve yeniden öğrenme arasında yirmi dakikadan otuz bir güne kadar değişen çeşitli zaman aralıklarını kullanarak araştırmalarını sürdürmüştür. Ebbinghaus bu araştırmaları sırasında bir unutma eğrisi oluşturmuştur. Bu deneylerin sonunda, şiir gibi anlamlı materyalleri kendi anlamsız listelerinden 10 kat daha kolay hatırlayabildiğini görmüştür. Ayrıca anlamsız heceler ne kadar çok tekrarlanırsa, ezberlenmiş bilginin üretilmesi için o kadar zaman gerektiğini de belirtir. Bunun yanı sıra bir listeyi ezberlerken en etkili olanın ilk tekrarlar olduğu da kanıtlanmıştır. Ebbinghaus ayrıca hafıza da tutma konusunda beklenmedik bir bulguya daha rastlar. Anımsama ilk saatte en hızlı biçimde kayba uğramakta, sonra hafifçe yavaşlamakta ve 9 saat sonra öğrenilenler %60 oranında unutulmaktadır. 24 saat sonra ezberlenen herhangi bir şeyin yaklaşık üçte ikisi unutulmaktadır. Öğrenmeyle hatırlama arasındaki geçen zaman aralığında kişinin neler yaptığı, hatırlama miktarını etkiler. Örneğin; bir öğrenme malzemesi %100 öğrenildikten sonra kişinin uyuması ya da başka işlerle uğraşması hatırlanan miktarı değişir. Kişi uyanık kaldığında hiç bir işle uğraşmasa bile, etrafında olup bitenler onu etkiler. Bu da hatırlama anında olumsuz etki yaratır. Bu konuda yapılan çalışmalarda, öğrenmeden sonra uyuyan kişilerin uyumayanlara göre daha çok hatırladıkları görülmüştür. Ebbinghaus’un Deneylerinden Elde Ettikleri; Unutma en hızlı ilk 9 saatte gerçekleşir, Unutulan öğeler ilk kez öğrenilen yeni şeylerden daha hızlı öğrenilir, Üzerinde çok durulan, aşırı öğrenilen materyal daha uzun süre hatırlanır, Anlamlı şeyler sıradan anlamsız şeylerden 10 kat daha uzun süre hatırlanır, Bir serinin başına ya da sonuna doğru olan öğeler, daha kolay hatırlanır, Uzun bir aradan sonra yinelenen öğrenme seansları, herhangi bir konuyu akılda tutmayı kolaylaştırır.
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi İşlevselcilik W. James & Stanley Hall: bilincin karar verme ve problem çözme üzerindeki becerileri ile ilgilenmiştir, yapısalcılığı reddeder bilinci kendi başına çalışamayacak parçalara bölmek anlamsızdır Algı bellek, akılsal süreçlerin uyumu nasıl kolaylaştırdığına odaklanır Davranışçılık John B. Watson: gözlenebilir davranışlar (bilinç, bilinçdışı) 1920-1960 yılları arası hız kazanmıştır Hayvan araştırmaları: öğrenme, bellek, problem çözme, akılsal süreçler
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi Hümanistik Yaklaşım Abraham Maslow, Carl Rogers Davranışçılığın ve psikanalizin sınırlılıklarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır Zihinsel süreçler ve çevresel etkiler yerine her bireyin kendine özgü dünyayı algılama şekli (fenomenolojik) ile davranışları açıklar. İnsan gelişmekte olan bir varlıktır, biriciktir ve seçim yeteneğine sahiptir. İnsan doğası gereği iyidir. «Şimdi ve burada» anlayışı vardır. Bilişsel Yaklaşım Jean Piaget Davranışın gözlenemeyen bileşenlerine odaklanır: algılama, bellek, düşünme gibi zihinsel süreçleri inceler ve gözlenebilir davranışlar arasında bağ kurar. http://www.learner.org/series/discoveringpsychology/history/history_nonflash.html
Psikoloji Biliminin Kökenleri ve Tarihçesi Biyolojik Yaklaşım Adolf Meyer Beynin yapısı ve işleyişi ile davranış arasında bağ kurar. Davranışın altında yatan karmaşık sinirsel süreçlere odaklanır. Uyaran > sinirsel süreçler > kas aktivitesi > davranış Davranışlar sinir hücreleri arasındaki kimyasal ve elektriksel aktivitelerle açıklanır. Modern Psikoloji Teknolojik yenilikler Bilişsel psikoloji 19. yy sonu 20. yy başı (davranışçı ekolle birlikte) Amerika ve Kanada ekolü
Psikolojide Yaklaşımlar Biyolojik Nörobilimsel Evrimsel Psikodinamik Davranışsal Bilişsel İnsancıl Sosyokültürel Eklektisizm İnsanlar neden saldırgan davranışlar gösterir?
Psikolojinin Çalışma Konuları ve Diğer Bilimlerle İlişkisi Sinir sistemi, duyular, algı, bellek, zeka, dil, düşünce, kişilik, sosyal topluluklar, psikolojik hastalıklar Biyoloji, tıp Ekonomi Sosyoloji İstatistik Endüstri-örgüt
Psikolojinin Alt Dalları 2011 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de lisans derecesinden sonra öğrencilerin çalışma alanları (Sümer, Mısırlısoy ve Helvacı, 2011)
Psikolojide Önemli Tartışmalar Doğa vs. Çevre Tartışması (Nature vs. Nurture) Davranışların Sebebi Bilinçli mi Bilinçsiz mi? Bireysel Farklılıklar vs. Evrensel Kurallar