10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ 10 KASIM 1938 - 10 KASIM 2007
10 Kasım 1938'den bu güne tam tamına 69 yıl geçmiş. Milletinin bağımsızlık mücadelesi için ömrünün her devresinde çabalayan Mustafa Kemal ATATÜRK'ü kaybedeli tam 69 yıl.
"Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Sadece düşünün ATA'mızın hayatını İnönü muharebesinde Ankara Dikmen sırtlarında, bir yün abaya sarılmış karlar üzerinde dinlenmeye çalıştığını…
Bir düşünün hem cephede askerleriyle, hem cephe arkasında halkla ilgilenen bir adam.
Yıllar yıpratsa da,hasta yatağında "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" diyecek kadar da asaletli.
GENÇLER! CUMHURİYETİ BİZ KURDUK,
O’ NU YAŞATACAK OLAN
SİZLERSİNİZ ...
CUMHURİYET SİZDEN, FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR
YENİ NESİLLER İSTER...
" İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben“ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir!
O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! "
" Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. "
" Türkiye'nin en genç kuşakları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. "
" Ey yükselen nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yaşatacak ve sürdürecek sizsiniz. "
(Bursa'da kendisini karşılayan çocuklara söylemiştir) "Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar! "
" Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir."
" Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar. "
"Pekâlâ bilirsiniz ki benim bütün hayatımda bu ana kadar güttüğüm gaye, hiçbir vakit kişisel olmamıştır. Her ne düşünmüş ve her neye girişmiş isem, daima memleketin, milletin ve ordunun adına ve menfaatine olmuştur. Hiçbir zaman şahsımın üstünlüğünü ve sivrilmemi göz önüne almamışımdır. "
" Bütün vazifelerin üstünde bizim de bir vicdanî vazifemiz vardı; o da, herkesin sudan bir takım vazifeler yaptığı sırada hayatımızı, varlığımızı bu milletin bağrına sokarak, onlarla beraber düşman karşısında uğraşmak olmuştur! "
"Ben, gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim.”
" Hayatımda en büyük dayanak ve kuvvetim, vatandaşlarımdan gördüğüm itimat ve destektir. Bütün vazifelerimde manevî, vicdanî olan en büyük endişem, emanetinizin hürmet ve kutsallığına devamlı olarak dikkat etmektir. "
" Birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. "
O’na “Ordu Yok” dediler, ”KURULUR.” dedi. “Para Yok” dediler, ”BULUNUR.” dedi. “Düşman Çok” dediler, ”YENİLİR.” dedi. VE KURDU, BULDU, YENDİ ...
"NE MUTLU, TÜRK'ÜM DİYENE!"
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ATATÜRK'Ü 69. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SAYGIYLA ANIYORUZ. RUHU ŞAD OLSUN.
KALBİMİZDE YAŞIYORSUN
69 yıl önce bu saatlerde Türk ulusu olarak en büyüğümüzü kaybettik. Bugünün acılarımızı umuda dönüştüren yönü "Beden Atatürk'ü" kaybederken "Düşünce Atatürk'e“ kavuşmuş olmamızdır.
Saat 9'u 5 geçe insan ve insanlık sevgisiyle dolu, vatan sevgisiyle dolu koca bir yürek durdu. Ama saatler durmadı. Dünya dönüyordu. Gerçek olan ölümlere yas tutmak değildir. Esas olan yaşamak ve yaşatmaktır.
"Beden Atatürk'ü" kaybettik ama "Düşünce Atatürk'e" kavuştuk. Şimdi onun değerini iyi bilmeliyiz. Bir gün Atatürk düşüncesini de kaybedersek işte o zaman 10 Kasımlar yas tutma zamanıdır. Sadece 10 Kasımlar değil her gün, hayatın her alanında O'nun düşüncelerini kendimize önder, rehber edinmeli ve ilkelerini tatbik etmeye çalışmalıyız.
Bizlerin geleceğine, bu ulusun geleceğine, demokratik, laik, çağdaş yaşantısına göz koyanlar olabilir. Atatürk bu ülkenin ileriye, bilime, barışa dönük yüzüdür. Atatürkçü düşünceye sahip çıkmamız kendi geleceğimize sahip çıkmamız demektir.
Değerlerini koruyamayan kurtarıcılarını unutan toplumlar köksüz ağaçlar gibi sonlarını beklerler. Geleceklerine yön veremezler. Atatürk sadece dünü kurtarmamış geleceği de kazanmıştır.
Düşmanın yanı sıra köhnemiş, eskimiş, ulusun kaderine ayak bağı olan her türlü çağ dışı düşünce ve yöntemleri de yenmiştir. "Ne mutlu Türküm diyene“ çağrısı ile ülke içindeki bütün unsurları iç barışa, birlik ve beraberliğe yönlendirerek millet olmayı öğretmiştir.
Dünyanın büyük güçleri silahsızlanmanın, dünya barışının yollarını ararken,"Yurtta sulh, cihanda sulh" seslenişi ile tüm insanlığı evrensel barışa çağırmıştır.
Atatürkçülük demek çalışmak demek, insan olmak demektir. Atatürk’ü anmak demek anlamak demektir.
Kişilik özellikleriyle (vatanseverliği, milletseverliği, planlılığı, siyaset adamlığı, eğitimciliği, asker adamlığı) ilkeleriyle, düşünce yapısıyla göstermiş olduğu ufuklara yönelmek, varmak demektir.
Kalbimizdesin...
HAZIRLAYAN ……………..