ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ ŞERİFE YILMAZ REHBER ÖĞRETMEN
ARKADAŞLIK İnsan yaşamının anlamı geniş çapta arkadaşlık ilişkisine dayanır. Arkadaşlık hayatın her döneminde önemini kabul ettirmiş sosyal bir ihtiyaçtır.
İYİ BİR ARKADAŞ NASIL OLMALI? Hepimiz iyi bir arkadaş olmak isteriz ama iyi bir arkadaş olmak için önce kendimizi gözden geçirmeliyiz
Şimdi kendimize bi bakalım! Karşınızdakinin sözünükesmeden ilgiyle dinler misiniz? Verdiğiniz sözü tutar mısınız? Biri size sırrını verdiğinde onunla küsseniz bile sırrını saklar mısınız?(TEHDİT etmeden) Arkadaşınızın başarısını takdir edip ona iltifat eder misiniz?
Arkadaşlarınızın dış görünüşüyle dalga geçip onları dışlıyor musunuz? Kimseyi ayırt etmeden herkesle güzel arkadaşlık kurabiliyor musunuz(kılıkkıyafet, geliri, çalışkanlığı vs bakmadan) Hatalı olduğunuzda özür diliyormusunuz Arkadaşlarınızın kusurlarını örtebiliyor musunuz Eşyalarınızı paylaşabiliyor musunuz?
Kısacası; Sizin gibi bir arkadaşınızın olmasını ister misiniz? Cevabınız evetse muhtemelen iyi bir arkadaşsınızdır. Ama dürüstçe değerlendirme yaptığınızda cevabınız hayırsa önce kendiniz iyi bir arkadaş olabilmek için çabalamalısınız.
İDEAL BİR ARKADAŞ NASIL OLMALIDIR? Verdiği sözü tutan Arkadaşları arasında laf taşımayan(unutma sana başkasını çekiştiren başkasına da seni çekiştirir.) Güvenilir olmalıdır.
Güvenilmek,Güven vermek Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutmayacak ateş yağmuru altındaydılar.Tam cepheden dışarı doğru bir hale yaptığı sırada başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti, Delirdin mi? gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Artık onun için yapacak hiçbir şey yok. Boşuna kendi hayatını da tehlikeye atma sakın! Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini cepheden dışarı attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker, yaralı arkadaşını kurtaramamıştı siperde kalan arkadaşı dedi ki: Sana deymez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın. Değdi, dedi, gözleri dolarak asker,Değdi. Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun? Yinede değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için.Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı: Geleceğini biliyordum Geleceğini biliyordum.
Yardımsever Dış görünüşe, çalışkanlığa, zenginliğe bakmaksızın herkese iyi davranan Kıskanmayan Arkadaşının kusurlarını örten Dalga geçmeyen Lakap takmayan Zor gününde yanında olan
İYİ NİYETLİ OLUN İyi düşünün.
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdi.
Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir.
Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir.
Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini onunla kendisinin evlenmek istediğini söyler.
Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.
Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısından arkadaşı için vazgeçer
Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur www.dersimiz.com 17
ve birden arkadaşı aklına gelir...
(ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek) arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister.
Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yine de arkadaşına kızamaz.
Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır fakir olduğu için ilaç alamadağını söyler.
Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir.
Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar.
Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.
Saf adam artık zengindir.
Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir.
Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister.
Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur,
Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına ; kendisinin de yalnız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç düşünmeden kabul eder.
Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler,
Bizimki böyle bir kıza nasıl ulaşacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.
Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler.
Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır.
Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yine de unutamamıştır Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yine de unutamamıştır ... Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir.
Düğün günü gelir çatar . Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrofonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya ;
Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı . Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. İşlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. Çok üzüldüm, ama yine de arkadaşıma kızmadım çünkü biz gerçek dosttuk.
Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya; Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi .
Nişanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı . (o kötü bir kadındı ) Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım.
İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim
Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım.
Evine gelen dilenci kadın benim annemdi Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim.
Şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim
Her şey senin içindi...
Hikayeden alınacak anafikir : İnsan dostu için yaptıklarını mecbur kalmadıkça açıklamaz.. Tüm yakınlık duyduklarınıza bir de bu gözle bakın... Siz farketmeden sizin için kimbilir neler yaptılar. [sadece sizin için]
FARKLILIKLARA SAYGI DUYMA Bireylerin ırkları, dinleri, maddi düzeyleri, fiziksel görünüşleri, cinsiyetleri, zeka düzeyleri ve öğrenme stilleri birbirinden farklı olabilir. Bütün insanlar önemlidir ve özel eşsiz güçleri vardır. Önyargısız olarak farklılıklara, YANLIŞLARA değil, saygılı olmalıyız.
İLTİFAT ETME VE İLTİFATA YANIT OLUŞTURMA İltifat etmek: Samimi bir şekilde bir başka birisi hakkında güzel şeyler söylemektir. İltifat ettiğinizde arkadaşınıza onun hakkında iyi şeyler hissettiğinizi iletmiş olursunuz. İltifat almak: başkalarının sizin hakkınızda samimi bir şekilde güzel şeyler söylemesidir.
OLUMLU İTİBAR SAĞLAMA Başkalarının sizin hakkınızda olumlu düşünceleri olmasını sağlama anlamına gelir. Olumlu itibarınız olduğunda insanlar daha iyi davranır ve kendisinizle daha fazla övünç duyarsınız. Emre bazen arakdaşlarını kızdırır. Onları incitecek şeyler söyler. Sıklıkla aksidir ve herşeyden yakınır. Ali asla kimseyle alay etmez. Kimseye takılarak kızdırmaz. Genellikle mutlu görünümlüdür ve herkese saygıyla davranır.
KIZDIRMA VE ALAY ETME Birisini kızdırdıklarını veya alay ettiklerini gördün… Onlara katılma Bu olumsuz davranışı durdurmak için yardım iste Kızdırılan çocuğa destek ver
Bu kızdırma ve alay çok acımasızca. Ayşe kendini çok kötü Bak, Ayşe’nin ayakkabıları ne kadar çirkin. Hey, Ayşe hangi çöplükten buldun? Hey, Ali Ayşe’nin ayakkabılarına bak Kimbilir kimin eskilerini giyiyor. Bu kızdırma ve alay çok acımasızca. Ayşe kendini çok kötü hissediyordur. Bunu bir yoluyla durdurmalıyım.
Beni kızdırmaya çalışıyorlar. Keyfim kaçtı. Nasıl bir yol izlemeliyim? Hey Arda, topun nasıl yakalandığını ne zaman öğreneceksin? Arda bütün gün çabalasan da topu Yakalayamazsın. Arda’nın iki sol eli var. Beni kızdırmaya çalışıyorlar. Keyfim kaçtı. Nasıl bir yol izlemeliyim? Alay çoğu kez güçsüz olana, farklı olana yöneltilir. Bazen yararları olabilir. 50
ARKADAŞLIKTA İLETİŞİM Ses tonuna dikkat Emretmek, yönetmeye çalışmak, tehdit etmek, gözdağı vermek Sözünü kesmeden dinlemek Konuşma başlatmak Selamlaşmak
Guruplaşmalar Herkes bir gruba ait olmak isteyebilir. Yada herkes birilerine daha yakın olmak isteyebilir ancak bu diğerlerini tamamen dışlamak anlamına gelmez. Unutmayın her insanın mutlaka sizin hayatınıza katabileceği güzel şeyler vardır. Bu yüzden her insan değerlidir.
Kiminin çalışkanlığı size ışık tutar Kiminin cömertliği Kiminin tecrübeleri Kiminin arkadaş çevresi Kiminin güzel düşünceleri Kiminin davranışları Kiminin konuşma şekli Kiminin çalışma alışkanlıkları
Önyargıyla yaklaşıp dışladığınız arkadaşınızın belki de size yanınızdakilerden daha çok katkısı olacak. Belki de idealinizdeki arkadaş o ve siz çok şey kaçırmış olabilirsiniz. Kendiniz kusursuz değilseniz başkalarında da kusur aramayın. Sadece kötü giyiniyor, güzel kokmuyor yada tembel diye birilerini dışlamak size bir şey kazandırmaz aksine sizi bencil ve önyargılı kötü biri yapar.
Unutma! Dışladığın o arkadaşının yerinde sen de olabilirdin ve hala daha olabilirsin. Hiçbir şeyin garantisi yok sen birilerinin kusurlarını ararsan bir gün senin kusurların ortaya dökülür ve sen de yalnız kalabilirsin. Bu yüzden şu andan itibaren kendinize bu gözle bakın..siz çok iyi birimisiniz? Çok iyi bir arkadaş mısınız? İyi birilerini hak ediyormusunuz?
Ve bir hikaye daha.. Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. “Arkadaşlarınla tartışıp, kavga ettiğin her zaman bu tahtaya bir çivi çak” demiş. Genç, ilk gün tahtaya 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş. Gence “Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkar sök” demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona “Aferin iyi davrandın ama bu tahtaya dikkatli bak. Çok delik var. Artık (bilgi yelpazesi.net) geçmişteki gibi güzel olmayacak” demiş. Arkadaşlarla tartışılıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin, ama bu delik aynen kalacak kapanmayacak. Bir arkadaş ender bulunan bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir, ihtiyaç duyduğunda sana yardımcı olur, seni dinler ve sana yüreğini açar” demiş.