Ayna ayna söyle bana prof dr süheyla ünal

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Seramik Dental İmplantlar
Advertisements

BİYOGAZ HAZIRLAYANLAR : HAKAN DEMİRTAŞ
BÖLÜM 5 . KÜTLE BERNOULLI ENERJI DENKLEMİ
HAZIRLAYANLAR AYHAN ÇINLAR YUNUS BAYIR
Yeniliği Benimseyen Kategorilerinin Bütüncül ve Analitik Düşünme Açısından Farklılıkları: Akıllı Telefonlar için Bir İnceleme Prof. Dr. Bahtışen KAVAK,
Doç. Dr. Hatice Bakkaloğlu Ankara Üniversitesi
Newton’un Hareket Yasaları
19. VE 20. YÜZYILDA BİLİM.
Enerji Kaynakları-Bölüm 7
AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ BÖLÜM 8 . BORULARDA AKIŞ.
İŞGÜCÜ PİYASASININ ANALİZİ
BRÜLÖR GAZ KONTROL HATTI (GAS TRAİN)
SES DONANIMLARI Ayşegül UFUK Saide TOSYALI
İŞLETİM SİSTEMİ İşletim Sistemi Nedir İşletim Sisteminin Görevleri
Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Hayvansal Üretimde Kullanımı
MUHASEBE YÖNETMELİĞİ KONFERANSI
Bu sitenin konusu kıyamete kadar hiç bitmeyecek
DUYUŞ VE DUYUŞSAL EĞİTİMİN TANIMI
ÇOCUKLARDA BRONŞİOLİT VE PNÖMONİ
Alien hand syndrome following corpus callosum infarction: A case report and review of the literature Department of Neurology and Radiology, Yantai Yuhuangding.
Parallel Dağılmış İşlemci (Parallel Distributed Processing)
TANJANT Q_MATRİS Aleyna ŞEN M. Hamza OYNAK DANIŞMAN : Gökhan KUZUOĞLU.
ADRESLEME YÖNTEMLERİ.
Diksiyon Ödevi Konu:Doğru ve etkili konuşmada
AZE201 ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZEL EĞİTİM (EÇÖE)
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KARATAŞ TURİZM İŞLETMECİLİĞİ VE OTELCİLİK
EĞİTİMDE YENİ YÖNELİMLER
BAĞIMLILIK SÜRECİ Prof Dr Süheyla Ünal.
FACEBOOK KULLANIM DÜZEYİNİN TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU, DEPRESYON VE SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER İLE İLİŞKİSİ  Psk. Asra Babayiğit.
BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ NEDİR?
PSİKO-SEKSÜEL (RUHSAL) PSİKO-SOSYAL
Sinir Dokusu Biyokimyası
Can, H. (1997). Organizasyon ve Yönetim.
Bölüm 9 OPERASYONEL MÜKEMMELİYETİ VE MÜŞTERİ YAKINLAŞMASINI BAŞARMA: KURUMSAL UYGULAMALAR VIDEO ÖRNEK OLAYLARI Örnek Olay 1: Sinosteel ERP Uygulamalarıyla.
ERGENLİKTE MADDE KULLANIMI
Şeyda GÜL, Fatih YAZICI, Mustafa SÖZBİLİR
MOL HESAPLARINDA KULLANILACAK BAZI KAVRAMLAR:
AKIŞKANLAR MEKANİĞİ 3. BASINÇ VE AKIŞKAN STATİĞİ
GAZLAR Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin ÖZTÜRK. GAZLAR Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin ÖZTÜRK.
Engellerin farkında mıyız?
CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU
DİSİPLİN HUKUKU.
İZMİR.
ACİL YARDIM ve AFET YÖNETİMİ ÖĞRENCİLERİNİN KARAR VERME DÜZEYLERİ
Yazar:ZEYNEP CEREN YEŞİLYURT Danışman: YRD. DOÇ. DR
TEMEL MAKROEKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI
IMPLEMENTATION OF SOME STOCK CONTROL METHODS USED IN BUSINESS LOGISTICS ON DISASTER LOGISTICS: T.R. THE PRIME MINISTRY DISASTER AND EMERGENCY MANAGEMENT.
Mikrodalga Sistemleri EEM 448
Örnekler Programlama Dillerine Giriş
Modülasyon Neden Gereklidir?
A416 Astronomide Sayısal Çözümleme - II
İSTATİSTİK II Hipotez Testleri 1.
4.BÖLÜM ÇAĞDAŞ BÜYÜME MODELLERİ
Ayçiçeği Neden Stratejik Ürün Olmalı?
Aydınlanma Işığın doğası ile ilgili bilgilerin tarihsel süreç içindeki değişimini farkeder. a. Dalga ve tanecik teorisinden bahsedilir,
Final Öncesi.
Sayısal Haberleşme.
ULUSLARARASI FİNANS.
Elektrik Enerjisi Üretimi, Dağılımı ve Depolanması
İÇ ORGANLARIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ
DENK KUVVET SİSTEMLERİ
Dil Materyalleri ve Çalışmaları Doç. Dr. Müdriye YILDIZ BIÇAKÇI
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Anlamsal Web, Anlamsal Web Dilleri ve Araçları
Hazırlayan; Görkem Baygın Yabancı Dil / M Şubesi 21 Maddede İngiliz Dili Edebiyatı Okumak Ne Demektir?
FURKAN EĞİTİM VAKFI TEFSİR USULÜNE GİRİŞ
BİN AYDAN DAHA HAYIRLI GECE KADİR GECESİ
Tarımsal nüfus ve tarımda istihdam
AKIŞKANLAR MEKANİĞİ 3. BASINÇ VE AKIŞKAN STATİĞİ
Emir ÖZTÜRK T.Ü. F.B.E. Bilg. Müh. A.B.D. Y.L. Semineri
Sunum transkripti:

Ayna ayna söyle bana prof dr süheyla ünal inönü üniversitesi tıp fakültesi psikiyatri anabilim dalı

kendilik

kendilik bireyin zihinsel yapısı, şemaları duyguları aktiviteleri özellikleri sahip olduğu kapasiteleri rolleri amaçları farklılıkları …….

kendiliğin işlevleri ilişki kurma özdeşim, tanımlama bütünleştirme öznellik, biriciklik istem oluşturma savunma eylem gerçekleştirme durumu kalıcı özelliğe dönüştürme (wilber, 1999)

kendilik bilinciyle doğmayız !! kendiliğimizi çevre ile etkileşimler sırasındaki yaşantılarla kurulan nöral ağlar aracılığı ile an be an oluştururuz

kendiliğin iki temel bileşeni olmak bilmek

olmak-bilmek “ol”mak için bir bedene, bedeninin duyumlarına ve eylemine ihtiyaç duyarken, “bil”mek için bilinçlilik yapılarını gereksiniriz Gözlerimizi karmaşık dünyaya açtığımızda doğuştan sahip olduğumuz temel düzeneklerle varlığımızı sürdürmeye çalışırız

olmak Bu temel düzeneklerden biri olan beyin sapı ve RAS homeostatik düzenlemelerle bütün yaşantıların içinde örtük olarak yer almakta ve varoluşsal ben duyumunu oluşturmaktadır

olmak-bilmek Paryetal, oksipital, temporal bölgelerde yer alan somatotopik beden haritasını kapsayan yüksek duyusal korteks beden sınırlarını oluşturarak, tek ve bütün oluşla ilgili benlik duyumunu, öznelliği gerçekleştirmekte, vagus siniri ile bağlantıları aracılığı ile bedenimizi, fiziksel duyumları algılamamızı sağlamaktadır Bu yapının yansıtmacı işlevi ise kendiliğin farkında olmaya hizmet etmektedir

yüksek duyusal korteks sağ posterior somatosensoriyel korteksin temporal limbik yapılarla bağlantıları yaşamın ilk dönemlerinde anne-bebek ilişkisi aracılığı ile kişilerarası nörobiyolojiye temel olmaktadır aynı zamanda söz öncesi ifadeler aracılığı ile öteki ile iletişime geçmeye, ikinci şahıs perspektifi oluşmasına, ikinci sıra düşüncelerin gelişmesine aracı olmaktadır

frontal korteks yüksek yönetici motor korteksi oluşturan frontal loblar ise aktif olarak sahip olunan dünya algısını, dünya üzerindeki varoluşun benmerkezli tanımını gerçekleştirmektedir dil ve semboller aracılığı ile kültürel dinamiklerin kendiliğin yapıtaşları olmasını, üçüncü şahıs perspektifini ve sadece insana özgü olan düşünme üzerine düşünmeyi sağlamaktadır

mediyal prefrontal korteks algı ve belleği birbirine bağlayarak bütünlüklü bir kendilik duygusu oluşturmakta, gelen yeni bilgiyi anlamlandırmakta ve varolan kalıba uyumlandırmaya çalışarak beynin sosyal işlevlerini gerçekleştirmektedir

mediyal prefrontal korteks orbital mediyal prefrontal korteks, limbik hipotalamik bölgelerle bağlantıları aracılığı ile duyguların kontrolünde etkin rol oynamakta ventromediyal prefrontal korteks ise iç ve dış dünyadan gelen bilgilere göre davranışın düzenlenmesini, dikkatin odaklanmasını, uygun olmayan tepkilerin baskılanmasını, zihin okumayı sağlamakta, afektif süreçleri düzenlemektedir

frontal korteks dorsolateral prefrontal korteks ve ayna nöronlar diğer insanların zihinlerinden geçenleri anlamayı, içgörüyü, kendine-farkındalığı, bilişsel kontrolü, moral yargıları ve yaratıcılığı gerçekleştirmektedir singulat korteks hem bağlanmanın gelişmesinde, hem de ben ve öteki ayırımının sağlanmasında önemli role sahiptir

bilme- bilinçlilik kendiliğin “bilme”yi sağlayan temel bilinçlilik yapıları olan anterior singulat, insular ve frontal korteks, medial diensefalik ve mezensefalik yapılar, periakuaduktal gri madde (PAG) beynin sentromedialinde yoğunlaşmıştır PAG temel duyguların işlem gördüğü tüm yapıların birleştiği alan olarak öz-kendiliğin (core-self) duygusal zeminini hazırlar

kendilik yapıları ön-kendiliği (proto-self) oluşturan orta beyin sapı yapıları ile öz-kendiliği oluşturan frontal korteksin orta bölümleri arasındaki yoğun bağlantılar çevreden, ötekinden gelen uyaranlarla kendiliğin evrilmesini, dönüşmesini sağlar

kendilik yapıları hipokampus otobiyografik bilgileri kaydederek öyküsel kendiliğin oluşmasını sağlamaktadır hipotalamus, tüm sistemlerle olan etkileşimi sayesinde bilinçli yaşantılar ve duygusal deneyimlerin sosyal düzenleyicisi rolünü gerçekleştirmektedir

yüz tanıma fusiform girus yüze ait tüm duyguların tanınması sırasında aktive olmaktadır ön insula iç yaşantılarımızdan, iç duyumlarımızdan bizi haberdar ederek kendimize ait bilgileri düzenlemeye katkıda bulunmaktadır amigdala özellikle ötekinin yüz ve gözlerinden gelen sosyal uyaranlarla duygular arasında hızlı bağlantı kurarak tehlikeyi değerlendirmektedir

ayna nöronlar sosyalleşmede temel sistem diğerlerinin eylemlerini anlamak diğerlerinin niyetlerini anlamak diğerlerini taklit etmek diğerlerine empati kurmak

AYNA ve KENDİLİK

kendi ile karşılaşma çocuk aynada kendisini tanıdığı zaman kendilik bilincine ulaşır (Lewis 2003)

ayna dış dünya ile kendimiz arasındaki ‘karşılıklı etkileşimi’ senkronize etmemizi sağlar Kellerman 2007

ayna- kendilik kendiliği aynaya benzetirken Cooley (1902) kendilik duygusunun başkalarının bizi nasıl algıladığının bir sonucu olarak oluştuğunu anlatmak istemiştir kendimizi dışarıdan göremeyiz kim olduğumuzu bize yansıtması için birine ya da bir şeye gereksinim duyarız

ben ve öteki ötekinin aynası olmaksızın, başkası ile karşılaşmaksızın kendimizi olduramaz, yapılandıramayız duyular aracılığı ile deneyimlediğimiz dünyayı zihnimizde yeniden inşa ederken, diğer insanlardan aldığımız referansları kullanırız “diğeri ile karşılaşma” sırasında etkinleşen “tele” aracılığı ile hem kendimizi, hem diğerlerini tanırız ve anlarız

sosyalleşme Moreno’nun deyimiyle diğerinin varlığında rollerimize ısınırız, eyleme geçeriz ve rol değiştirme becerisini kazanırız (Moreno, 1946) “diğeri” ile kendimizi senkronize etmeyi, bireysel ihtiyaçlarımızla sosyal ihtiyaçları kaynaştırmayı öğrenir ve giderek sosyalleşiriz (Adolphs, 2001)

diğeriyle ayarlanma diğer insanlara göre kendimizi ayarlayarak sosyal yaşama gireriz sosyal rehberler neyi nasıl yapacağımız konusunda başkalarının bilgisine başvuruz dikkate katılma göz teması kurarak bir amaca ulaşmak üzere bir deneyime ortak işin nasıl yapılacağını öğreniriz

aynalama

aynalama-kendilik kendilik, bir tür aynalamalar ya da sosyal dünyadaki insanlardan, çevresel durumlardan ve yaşamımızdaki az ya da çok örseleyici olaylardan aldığımız değer biçici tepkilerle oluşur

kendilik gelişimi insanın ilkel ve bencil durumdan, kendilik gelişiminin daha olgun bir aşamasına doğru ilerlediği ilişkisel büyüme, olgunlaşma sürecinde birçok farklı aynalamadan geçmesi sözkonusudur sağlıklı kendilik gelişimi, çocuğun hayati duygusal gereksinimlerine yeterli yanıt verilmesi ile ilerler (Kohut ve Goldberg 1984)

aynalama yüceleştirici/ ülküselleştirici (idealizing) aynalama geçerlileştirici (validating) aynalama değerlendirici (evaluative) aynalama

yüceleştirici aynalama erken çocukluk dönemindeki aynalama, çocuğun yaşama ilk girişine karşı ebeveynlerin çeşitli yüceleştirici tepkilerini kapsar çocuğun aileye ve insanlığa kabulünü sağlar

yüceleştirici aynalama Winnicott (1971) aynanın öncüsünün annenin yüzü olduğunu söyler; çocuk bu yüzde kendini görecektir annenin yüzü bebeğin büyüklüğünü aynalamaktadır bu aynalayıcı bakış, çocuğun egosu için, iyi ve istenen bir yer olarak bir kalıp oluşturacaktır

büyüklenmeci kendilik dönüştürücü içselleştirme ile bu durum zaman içinde gerçeğe uygun hale getirilmekte hırs ve ihtiraslara dönüştürülmektedir belli amaçlara sahip olma bedensel ve zihinsel etkinliklerden zevk alma kendine saygıyı ayarlayabilme (Kohut)

geçerlileştirici aynalama çocuk olarak, kendi deneyimlerimize güven geliştirmemize yardımcı olmak üzere, duygularımızın ve kendiliğimizin aynalanmasına gereksinimimiz vardır bu gerçekleşmezse, acı veren yaralar alır ve kendimiz olduğumuzu hissedemeyiz geçerlileştirici aynalama aldığımızda, bu besleyici ortam kendiliğimizin gelişmesini sağlayacaktır

geçerlileştirici aynalama çocuğun ayrımlaşma-farklılaşma gereksinimlerine duyarlı ebeveynlerin daha yansız ve geçerlileştirici eşduyumsal tepkileri, güvenilir ve sağlam bir anne imgesinin aşamalı olarak içselleştirilmesini sağlar

geçerlileştirici aynalama psikodramada protagonistin kişisel gerçeğinin ve kendine özgü, eşsiz gerçeklik deneyiminin psikodramatist tarafından onaylanmasıyla ‘varoluşsal geçerlileştirme’ gerçekleştirilir bu, içsel kendiliğin olgunlaşması için olağanüstü bir güç sağlar (Kellerman 1992)

değerlendirici aynalama yalnızca olumlu ya da yansız (nötr) aynalama değildir; arkadaşça eleştirme gibi diğer geribildirim şekillerini de içerir daha ayrımlaşmış aynalama tepkileri sosyalizasyonun, gerçeği değerlendirme yetisinin gelişmesine yardımcı olur ve kendimize ve başkalarına ilişkin önyargılı algılarımızı düzeltir

aynalama aynalamalar yüceleştirilen nesne ile kaynaşma, öteki-ego yansıtması alma ve kendimize dışsal ve öznel tepkiler alma şeklindeki içsel varolan (kendilik-nesnesi) ilişki gereksinimlerimizin altını çizmektedir

teknik olarak aynalama Moreno (1946) tarafından, psikodramadaki temel bir terapötik tekniği betimlemek üzere kullanılmıştır içsel durumların dışsal işaretleri üzerine yoğunlaşmayı ve geribildirim almayı sağlar yardımcı ego protagonistin rolünü sergilerken protagonistin sanki bir aynayı seyrediyor gibi, kendisini dışarıdan izlemesi sözkonusudur

teknik olarak aynalama aynalama, protagoniste, kendi davranışına biraz daha uzaktan bakma fırsatı sağlanarak özgül bir duruma nasıl geldiğinin genel sergilenişinin bir betimlemesini yapar kendisini dışardan görmek, etkileşimde neler olduğunu daha iyi anlamasını ve içgörünün, başkasından değil kendi içinden ortaya çıkmasını sağlar

aynalama bir kişisel gelişim süreci olarak psikodrama temelli grup terapisinde kendilik yeniden yapılandırılırken benzeri bir süreç yinelenir

yüceleştirici aynalama psikodrama grubunun başlangıç aşamasında grup üyesi güç ve öz güven kazanmak için, olumlu ve yüceleştirilmiş olarak görülme ihtiyacı içindedir

geçerlileştirici aynalama psikodrama grup sürecinin ileri aşamalarında ise grup lideri tarafından geçerlileştirici aynalama gereksinimi doğar

değerlendirici aynalama son aşamada kendisiyle daha gerçekçi bir şekilde uğraşmak için daha doğru bir sunuş yapılmasını ister şöyle sorar: ‘Ayna, ayna, söyle bana. En güzel kim? En güzel ben miyim, eğer değilsem...ben sadece bensem...beni hala sever misin ve ben kendimi hala kendimi sevebilir miyim?’

aynalama bu şekilde kendi imgesiyle karşılaşmak aşamalı bir yüzleşme sürecinde grup üyesine yardımcı olabilmektedir (Kellerman 2007 )