SEKONDER METABOLİTLERİN EVRİMİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
MOLEKÜLER SİSTEMATİK NEDİR ? NEREDE VE NASIL KULLANILIR?
Advertisements

Bileşikler ve Formülleri
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ Dr.Rahman KURİ.
FİLOGENİ Filogeni , en kısa deyimle ile evrimsel şecere ilişkisi olarak tanımlanabilir. Tür ve tür üstü kategoriler jeolojik dönemlerde türleşme süreçleri.
Filogenetik analizlerde kullanılan en yaygın metotlar
PARSİMONİ İLKESİ ( SİBEL MUTLU – )
MAKSİMUM OLASILIK (MAXİMUM LİKELİHOOD)
FİLOGENETİK SİSTEMATİK İLE İLGİLİ TERMİNOLOJİ SABİHA TÜMAY
Dr. Suat ERDOĞAN İçerik Trigliserdiler Beslenmedeki önemi Fosfolipidler Kolesterol Steroidler.
BİYOLOJİ BİLMİNE GİRİŞ VE BİLİMSEL YÖNTEM BASAMAKLARI
MADDENİN TANECİKLİ YAPISI
DNA (Deoksiribo Nükleik Asit)
Proteinler.
HÜCRENİN YAPISI.
TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ
MİTOKONDRİ.
SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemininin gelişmesi ve evrimi
Yaşam ağacı: Sınıflandırma ve Filogeni
GENEL BİYOLOJİ II.HAFTA.
BİYOLOJİ PERFORMANS ÖDEVİ
Doğadaki Enerji Akışı Güneş enerjisi Kimyasal enerjisi ATP Fotosentez olayı ile enerjisi Hareket enerjisi Isı.
FARKLI HÜCRE ÖRNEKLERİ
Ekosistemde Enerji Akışı ve Madde Döngüleri
BİYOLOJİYİ KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ?
PARSİMONİ METOTLARI Hazırlayan-Sunan : Sedanur SAYILGAN.
BİYOLOJİNİN ALT BİLİM DALLARI
Yaşam Alanları İçerisinde GSM Bazlı Elektromanyetik Kirliliğin Gün İçindeki Değişiminin İncelenmesinde Muş Örneği Taha ETEM – Teymuraz ABBASSOV.
Serdar SARICI VİRÜSLER Serdar SARICI
KONU; KARBONHİDRATLAR KAYNAKÇA; ESEN YAYINLARI 10.SINIF K İ MYA KONU ANLATIMLI K İ TABI HAZIRLAYANALAR; BATUHAN TANIŞ – 8 / M İ RAÇ ÖKSÜZ - 91.
KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ VE ANTİOKSİDAN OLARAK TOKOFEROLLER
Genetik Çeşitlilik Prof.Dr.Bülent ÇAVAŞ.
BAKTERİ VE VİRÜSLER F.CANAN TAŞERİMEZ MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ.
NÜKLEİK ASİTLER Nükleik asitler ilk olarak hücre çekirdeğinde bulundukları için nükleik asit olarak adlandırılmışlardır. Daha sonraki araştırmalarda hücrenin.
PROTEİNLER
Alkol Metabolizması.
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar
Biyo-teknoloji nedir? Biyo-teknoloji uygulama alanları nelerdir? Biyo-teknoloji olumlu ve olumsuz yönleri? Biyo-teknoloji tarihçesi? Biyo-teknoloji alanında.
99mTcO4 Tanıda en sık kullanılan radyonüklid FYÖ:6 saat
SEMA ÜNAL- NEZAKET GÖZÜN
BİYOKİMYA ANABİLİM DALI
Karbonhidratlar II Disakkaridler ve Polisakkaridler
Bitki Moleküler Sistamatiği
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI ve ÇEŞİTLİLİĞİ
SEKONDER METOBOLİTLER
Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde Biyoteknolojik Uygulamalar
Bitkilerde Kemotaksonomi
Biyosinyal ve Sinyal iletimi
Kemotaksonomik Verilere Dayalı Filogeniler
MEDİKAL BİYOLOJİ.
Azot İhtiva Eden Terpenler
İYONİZE RADYASYONUN BİYOLOJİK ETKİLERİ
Bitkilerde Kemotaksonomi
PROTEİN SENTEZİ.
Amino Asit Yoğunlaşma Grubu Alkaloid Tipi Bazı Önemli Kaynaklar Tirozin veya fenilalanin Deamine tirozin veya fenilalanin birimi (C6C2) 1-Benziltetrahidro-izokinolinler.
Flavonoidler Doğada bir milyar yıldan beri bulunmaktadırlar.
ÖZET İnsan Papilloma Virüsü (HPV), zarfı olmayan, sferik protein kapside sahip ve çift sarmallı DNA tașıyan bir virüstür. Fonksiyonel olarak aktif erken.
  →Sentrozom ve ribozom organellerinde zar bulunmaz.  →Endoplazmik retikulum, golgi, lizozom, peroksizom ve koful organelleri tek bir zar ile sarılıdır.
DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) DNA, deoksiribonükleik asit denilen çok karmaşık bir kimyasal maddenin kısa yazılımıdır. Deoksiribo (D), nükleik (N),
Biyoloji dersi proje ödevi
Biyomların yeryüzünde dağılışını etkileyen faktörler.
ENZİMLER. ENZİMLER KİMYASAL TEPKİME A + B  C + D Bir maddenin başka bir maddeye dönüştüğü olaylara kimyasal tepkime denir. A + B  C + D Gerçekleşmesi.
MOLEKÜLER MARKÖRLER VE BİTKİ ISLAHINDA KULLANIMI
GENDEN PROTEİNE Nükleik Asitlerin Keşfi ve Önemi
Konular ve dersler.  Yaşam Bilimi Biyoloji  Bilimsel Bilginin Doğası ve Biyoloji : TAMAM  Bilim ve bilimsel bilginin özellikleri  Biyolojinin tarihsel.
Lipid Peroksidasyonu Prof. Dr. Bilgehan Doğru.
İLAÇ VE BAHARAT BİTKİLER
GENOMDA GEN Yakın akraba bakteri türlerinde genom dizilerinin çok benzer olduğunun belirlenmesi ile birlikte, bakteriyal genomlara bakış açımız kökten.
İLAÇ VE BAHARAT BİTKİLER
BİTKİ BÜYÜME MADDELERİ
CANLıLARıN SıNıFLANDıRıLMASı. Canlılar benzer ve farklı özelliklerine göre gruplandırılmasına sınıflandırma denir. Sınıflandırma bilimi: Sistematik.
Sunum transkripti:

SEKONDER METABOLİTLERİN EVRİMİ 370’den fazla yapısı bilinen pirolizidin alkaloidleri (PA), muskarinik ve serotoninerjik nöroreseptörleri etkiler. Omurgalıların karaciğerinde pirolizidin alkaloidleri toksik pirolik türevlerine dönüştürülür. Bu bileşikler, pirolizidin alkaloidlerin uzun dönem toksisitesinden sorumlu olan ve proteinler ve DNA’ya bağlanarak mutasyonlara ve hatta kansere neden olabilen alkilleyici bileşiklerdir.

Asteraceae (Eupatorieae, Senecioneae tribusları), Boraginaceae, Fabaceae (çoğunlukla Crotalaria cinsleri) ve Orchidaceae’de kimyasal savunma bileşikleri olarak üretilir.

Pirolizidin alkaloidleri üreten familyalar, tüm bitki âlemi boyunca dağılmıştır ve görünüşe göre alakasızdır. Bu durum, alakasız bitki familyalarındaki oluşumlarının konvergent bir özellik olabileceğini ve bu yüzden, familya düzeyinde taksonomik bir marker olarak kullanışlı olamayacağını göstermektedir. Pirolizidin alkaloidleri üreten familyalar içinde bile, Pirolizidin alkaloidleri bütün üye taksonlarda bulunmak zorunda değildir. Her ne kadar bu üyeler ortak atayı paylaşabilirlerse de, karakter muhetemelen ya evrimleşmemiş ya da biyosentetik prosesler bu durumlarda kapatılmıştır. O durumda, genellikle, Pirolizidin alkaloidleri yerine diğer savunma kimyasalları bulunmaktadır.

Bitki kaynaklı Pirolizidin alkaloidleri, genellikle yenmezliklerini renk düzenlemesi ve/veya pirazinlerle ilan eden, çeşitli özelleşmiş böceklerde de tespit edilmiştir. Mitokondriyal 16S ribozomal ribonükleik asit (rRNA) dizileri kullanarak, böceklerdeki Pirolizidin alkaloidleri sekestrasyonunun aynı zamanda, böceklerin her takımında bağımsız olarak evrimleşmiş yakınsak bir özellik de olduğu son zamanlarda gösterilmiştir. Lepidoptera içinde bile, Pirolizidin alkaloidleri sekestrasyonu Nymphalidae ve Arctiidae’de bağımsız olarak evrimleşmiştir. Böylece, hem bitkilerde hem de herbivor böceklerde benzer bir temayla karşılaşırız.

Kardiyak glikozidler (KG), Na+, K+-ATPaz’ı inhibe eder ve böylece sinirsel aktivite, ikincil aktif transport ve kas kasılması dâhil, çoğu hücresel fonksiyonlar için gerekli olan iyon değişim derecelerini yok eder. Kardiyak glikozidler, çoğu ilgisiz bitki familyalarındaki sınırlı sayıda cinste üretilir:

Plantaginaceae/Scrophulariaceae (Kardenolidler)

Convallariaceae (Kardenolidler)

Apocynaceae(Kardenolidler)

Ranunculaceae (Kardenolidler)

Celastraceae(Kardenolidler)

Brassicaceae(Kardenolidler)

Hyacynthaceae(Kardenolidler)

Fabaceae (Kardenolidler)

Moraceae (Kardenolidler)

Tiliacae(Kardenolidler)

Hyacynthaceae (Bufadienolidler)

Crassulaceae (Bufadienolidler)

Iridaceae (Bufadienolidler)

Melianthaceae (Bufadienolidler)

Santalaceae (Bufadienolidler)

Hatta bazı hayvanlar, karakurbağaları ve kınkanatlı böcekler gibi, kendi Kardiyak Glikozit’lerini üretebilirler.

Çoğu Kardiyak Glikozit üreten bitki familyaları filogenetik yakınlık göstermez. Çeşitli durumlarda bağımsız olarak evrimleştikleri görüldüğünden dolayı, kardiyak glikozidleri familya düzeyinde iyi bir filogenetik marker değildirler.

Pirolizidin alkaloidleri ile ilgili bahsedilen duruma benzer bir durum Kardiyak Glikozitlerle de gerçekleşmektedir. Bir takım özelleşmiş böcek, bitkiden sağlanan Kardiyak Glikozitleri alabilir ve depolayabilir. Kardiyak Glikozitleri alıkoyan böcekler, genellikle, kuşlar gibi yırtıcılardan korunurlar. 16S rRNA dizilerini kullanarak, Lepidoptera’da Kardiyak Glikozit alıkonmasının Nymphalidae ve Arctiidae’de bağımsız olarak evrimleştiği gösterilmiştir, ki bu durum bitkilerdeki duruma benzemektedir.

Glukozinatlar Bitki hücrelerinin vakuolünde depolanan glikozitlerdir. Yaralanma veya enfeksiyon durumunda, hücresel kompartmanlaşma çöker ki bu durum, glukozilatları ve uygun glukosidazları bir araya getirir. Sonuç olarak, antimikrobiyal ve herbivor caydırıcı aktiviteler gösteren hardal yağları serbest bırakılır.

Glukozinolatlar, Brassicaceae, Capparaceae, Resedaceae, Moringaceae, Tovariaceae, Limnanthaceae ve Caricaceae üyeleri tarafından üretilir. Bu bitki familyaları ki bazıları geleneksel olarak Brassicales’e (eski Capparidales) gruplandırılır, filogenetik açısından ilişkilidir ve monofiletik bir klad oluşturur.

Klasik sistematikte Capparidales’te yerleştirilmemiş olan Caricaceae, Gyrostemonaceae ve Salvadoraceae, hem moleküler hem de fitokimyasal nedenlere dayalı olarak bu grupla birleşmiştir. Bu yüzden glukozinolat üretiminin, bir zamanlar bu grubun bir atasında evrimleştiği ve üyelerinin çoğu tarafından güçlü bir savunma stratejisi olarak sürdürüldüğü muhtemeldir. Eğer, glukozinolatların, aynı zamanda Capparidales’le ilişkisiz olan, Euphorbiaceae üyeleri tarafından da üretildiği gerçeği olmasaydı, taksonomi için sekonder moleküllerin yararlığının iyi bir örneği olabilirdi. Bu durum sekonder metabolitlerin pek çok grubunda görülen bir ikilem olmuştur.

Bu grup bileşiklerin çoğunun, daha yüksek hiyerarşik düzeyde taksonomik bir marker olarak çok sınırlı bir değeri olduğu açıktır. İlgisiz familyalarda pirolizidin alkaloidleri ve Kardiyak Glikozitlerin bulunuşu için en olası açıklama yakınsak evrimdir. Bu metabolitlerin, (mikroorganizmalara ve/veya herbivorlara karşı savunma kimyasalları olarak) onları üreten taksonlar için güçlü bir seçici avantaj sağladığının ortaya çıkması ve herbivorlarda önemli temel moleküler hedefleri etkilemeleri nedeniyle, rastgele evrimleşmiş ve biyolojik aktivitelerinden dolayı seçilmiş olabilirler.

rbcL, diğer cpDNA dizileri ve çekirdeksel ITS dizileri tarafından sağlanan filogenetik ağaç, bitki âlemi içinde daha düşük bir taksonomik ölçekte, özellikle Fabaceae, Solanaceae ve Lamiaceae içinde, çeşitli sekonder metabolitlerin dağılımını tartışmak için kullanılmıştır.

Kinolizidin alkaloidleri (KA) Fabaceae’nin filogenetik açıdan ilişkili bazı tribuslarındaki tipik sekonder metabolitlerdir, fakat diğer alakasız taksonlarda da bulunmuşlardır.

Örn. Chenopodiaceae, Berberidaceae, Ranunculaceae, Scrophulariaceae ve Solanaceae familyaları.

Kinolizidin alkaloidlerinin izleri, bitkiler ve hatta daha fazla taksonun hücre kültürlerinde tespit edilebilmiştir. Bu nedenle, bu alkaloidlere yol açan temel yolakları kodlayan genlerin evrim sırasında erken evrimleşmiş olması gerektiği, bu genlerin şuan mevcut olduğu, fakat çoğu durumda kapatıldığı veya inaktive edildiği ve kimyasal savunma maddeleri olarak alkaloidleri kullanan bitkilerde tekrar açıldığı farzedilmektedir.

Bu hipotez, pirolizidin alkaloidleri, Kardiyak Glikozitler, glukozinolat veya Kinolizidin alkaloidlerinin biyosentezini kodlayan genler izole edilir edilmez test edilebilir. Bununla birlikte, tüm bileşik grupları için tek bir evrimsel senaryonun bulunmayacağı, ancak yakınsak ve filogenetik olarak (erken bir atadan miras kalan) korunmuş özelliklerin her ikisininde görüleceği tahmin edilmektedir. Sekonder Metabolitlerin biyosentezindeki anahtar enzimler için bazı genler tanımlanmış ve dizi analizi yapılmıştır. Bu, bitkiler âlemi boyunca bu genlerin oluşumunu ve fiili Sekonder Metabolit üretimi ve varlığı arasıda bir ilişkiyi araştırmaya olanak sağlar