CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU Praktik Çözümü
OLAY 1. A ve B’nin birlikte yaşadıkları evin müştemilatına bir gece, kendilerinden ayrı yaşayan oğulları C ve C’nin arkadaşı D gizlice girerler. Dışarıdan gelen seslerden şüphelerden A, karanlıkta C ve D’yi kovalamaya başlar ve D’yi yakalar. Olay yerine çağırdığı kolluk görevlilerine şikayetçi olduğunu söyler. D ifadesinde fiili C ile birlikte icra ettiklerini söyler. Bunun üzerine B karakola giderek kendisinin şikayetçi olmadığını, oğlunun serbest bırakılmasını ister.
SORULAR Soru 1: A’nın şikayetçi B’nin ise şikayetçi olmadığını beyan etmesi durumunda kolluk görevlileri nasıl hareket etmedirler? Soru 2: A ve B, sadece D’den şikayetçi olduklarını C hakkında bir şikayetleri olmadığı ifade etselerdi nasıl hareket etmeleri gereklidir? C’nin akrabalık nedeniyle şahsi cezasızlık nedeni söz konusu olsaydı vereceğiniz cevap değişir miydi? Soru 3: Şikayetin geri alınması ve şikayetten vazgeçme arasındaki temel farklar nelerdir?
OLAY 1- ÇÖZÜM Eğer suç resen takip edilen bir suçsa suçtan zarar görenin bu konuda talebinin bulunup bulunmaması soruşturmaya ve dava açılması bakımından herhangi bir etki yaratmaz. Takibi şikayete bağlı bir suçsa suçtan zarar görenin fiili ve faili öğrenmekten itibaren 6 ay içinde yetkili mericilere başvurması gerekir. Suçtan zarar görenlerden bir tanesinin bulunması soruşturmaya başlanması ve davanın açılması bakımından yeterlidir.
Olayda suçtan zarar görenlerden sadece A’nın şikayette bulunması yeterlidir; şikayet koşulu gerçekleşmiştir. 2. Şikayetin konusu suç oluşturduğu ileri sürülen fiildir. Dolayısıyla faili meçhul bir fiil hakkında da şikayet başvurusu yapılabilir. Fiile ilgili bir şikayet yapıldığında şikayetin bölünmezliği prensibi geçerlidir. Bu fiille ilişkili görülen ve soruşturma sırasında tespit edilen bütün şüpheliler bakımından soruşturmanın sonuçlandırılması ve davanın açılması gerekir. Olayda A ve B’nin oğulları C hakkında şikayetlerini geri almaları D hakkında şikayetçi oldukları beyanı sonuç doğurmaz.
3) Vazgeçme, henüz gerçekleştirilmemiş, kullanılmamış bir şikayetin kullanılmayacağını beyan etmektir. Geri alma, yapılmış bir şikayetin daha sonra geri alınması şeklinde gerçekleşir. Örneğin: suçtan zarar görenlerden biri soruşturma evresinde hiç ortaya çıkmamış kovuşturma aşamasında mahkemeye çağrılmış ve şikayetçi olmadığını beyan etmişse; bu durum geri alma değil vazgeçmedir. Şikayetin geri alınması söz konusu ise soruşturma evresinde kabule gerek olmaksızın dava açılmadan dosya kapanır. Dava açıldıktan sonra yapılan şikayetin geri alınması durumunda ancak bunu kabul eden sanık bakımından dava düşer.
OLAY 2. Tapu dairesinde çalışmakta olan A, hakkında işlem yaptığı vatandaşlardan para talep ettiği iddiasıyla C. Savcılığına ihbarda bulunulur. C. Savcısı ilçe kaymakamlığına başvurarak rüşvet suçundan soruşturma yapabilmek için A hakkında soruşturma izni ister.
Soru 1: C. Savcısı tarafından talep edilen iznin hukuksal niteliği nedir? Açıklayınız? Bu talep hukuka uygun mudur? A’ya isnad edilen suç, görevi kötüye kullanma olsaydı vereceğiniz cevap değişir miydi? Soru 2: A hakkında rüşvet suçundan yapılan yargılama sırasında mahkeme, suçun görevi kötüye olduğunu fark etmeseydi nasıl hareket etmesi gerekirdi?
OLAY 2 -ÇÖZÜM 1). İzin dava şartıdır. 4483 Sayılı Kanun, kamu görevlerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi hakkında dava açabilmesi için idari amirin izninin gerekli olduğunu belirtir. Ancak 3628 Sayılı Kanunda bazı suçlar 4483 Sayılı Kanunun dışında bırakılmıştır. Bunlar: Zimmet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, görevle bağlantılı olan kaçakçılık ve kanunda diğer belirtilen suçlardır. Bu suçlarda savcı izin almaksızın doğrudan soruşturma yetkisine sahiptir.
İzin bakımından bir diğer istisna ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve CMK 161/5 teki halledir. Görevi kötüye kullanması suçu istisna sayılan suçlardan olmadığı için soruşturma yapılmadan önce idari amirden izin alınması gerekir.
2). Dava koşulunun eksikliği soruşturma aşamasında fark edilirse savcılık bu koşulun gerçekleşme imkanı varsa elde etmeye çalışır; yoksa kovuşturmaya yer olmadığına karar verip soruşturmayı sonlandırır. Eğer kovuşturma aşamasında eksiklik fark edilirse ve eksikliğin giderilmesi imkanı yoksa düşme kararı verilir. Bunun tek istisnası şikayettir. Resen arttırılan bir suç oluşması düşüncesiyle soruşturmaya başlanmış ve kovuşturma aşamasına geçildikten sonra suçun takibine bağlı suç olduğu anlaşılırsa şikayet hakkı olan kişi açıkça şikayetçi olmadığını belirtildiği müddetçe şikayet koşulu gerçekleşmiş gibi yargılamaya devam olunur (CMK 158/6).
OLAY 3. A’nın patronu B’ye ait depolardan belirli aralıklarla mal çaldığı iddiasıyla açılan kamu davasında, fillerin aynı suç işleme kararı çerçevesinde öi işlendiği yoksa birbirinden bağımsız verilen kararlar sonucu mu olduğu konusunda kesin ve şüpheden uzak bir kanıya ulaşılamaz. Soru: Bu durumda mahkemenin nasıl bir karar vermesi gerektiğini ceza muhakemesi ilkeleri çerçevesinde açıklayınız?
OLAY 3 - ÇÖZÜM Şüpheden sanık yaralanır ilkesine ilişkin bir sorudur. Çoğunlukla bir durumun şüphe sebebiyle ispatlanmadığının kabul edilmesi şeklindedir. Olayda aynı suç işleme kararıyla mı suç işlenmiş bağımsız kararlarla mi işlenmiş şeklinde bir tereddüt vardır. Hangi sanık lehineyse onun uygulanması gerekir.
OLAY 4. A, kendisisne hakaret ettiği iddiasıyla B Hakkında İstanbul C. Savcılığına başvurur.Tarafların uzlaşmaya razı olmaması üzerine C. Savcısı, açılacak davanın beraatla sonuçlanmasının muhtemel olduğu ve bu neviden basit bir suçla mahkemenin meşgul edilememesi düşüncesiyle dava açmaz. Soru: C. Savcısının dava açma konusundaki takdir yetkisini kullanmasını değerlendiriniz. Bu konudaki sistemleri de ele alarak açıklayınız.
OLAY 4 - ÇÖZÜM Davanın açılması bakımından kabul edilen iki sistem vardır: Soruşturma ve kovuşturmanın mecburliliği ve maslahata uygunluk prensibi. CMK 160’a göre savcının araştırma yükümlülüğü bulunur. CMK 170’te ise savcının yeterli şüphe bulunması durumunda iddianame düzenleme zorunluluğu getirilmiştir. İstisnalar CMK 171’de düzenlenmiştir.
1). Cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebilir. 2). 253 üncü maddenin on dokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve
Kovuşturulması şikayete bağlı olup,üst sınırı veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir. Olayda savcı beraatla sonuçlanacak bir dava ve basit bir suçla mahkemenin meşgul edilmemesini gerekçe göstermektedir. CMK 170’e aykırılık teşkil eder.